Wednesday, March 29, 2017

Özgürlük ve eşitlik


“Özgürlük mü, eşitlik mi” diye sormuş bir arkadaş, klasik ikilemler faslından. Cevap yazmışım. Epey oluyor, Yenipazar Cezaevindeydim yanlış hatırlamıyorsam.
 
Her gerçek ahlak öğretisinin temel değeri özgürlüktür. Özgürlük, doğru olanı arama yeteneğinin adıdır. Bu yetenekten yoksun olan insan “ahlaklı” sayılamaz. Davranışı objektif olarak doğru bile olsa, bir doğruluk iradesinin eseri değildir. Otomattır. Birinin veya birilerinin kölesidir, ya da kontrol edemediği iştah ve içgüdülerinin oyuncağıdır.

Eşitlik daha zor bir kavram. İki ayrı ve zıt anlamda kullanılıyor. Birincisi, her insanın yukarıdaki anlamda ahlaki özne olma kapasitesine sahip bir mahluk olduğu – dolayısıyla eşya ya da hayvan, ya da mutlak anlamda “düşman” muamelesi görmemesi gerektiği fikridir. Bu anlamda eşitlik, moral otonomi kavramının vazgeçilmez unsurudur. Bu anlamda eşitlik olmadan özgürlük olmaz, ve tersi.

Öbür tarafta, her insanın eylemlerinden ve kazanımlarından bağımsız olarak eşit muamele görmesi gerektiği fikri var ki, insanın emeği ve çabası ve ahlaki sermayesi ne olursa olsun aynı değerde sayılması anlamına gelir. Ahlakdışı, hatta ahlak-karşıtı bir öğretidir. Emeği ve erdemi hiçe sayan, tembelliği ve aptallığı ödüllendiren bir bakış açısıdır. 20. yy dünyasının yüreğindeki kangrendir, mücadele edilmelidir.

İki eşitlik teorisinden ilki liberalizmin, ikincisi sosyalizmin ana fikri sayılabilir. Makul bir insan hangisini seçer, benim tereddüdüm yok. 
 

No comments:

Post a Comment