Monday, February 21, 2022

Index Anatolicus’a ilişkin birkaç not

Index Anatolicus projesine 2009’da başladım. Web sitesi 2010’da açıldı. 2014-2017 döneminde mecburi mola verdikten sonra 2018’de yeniden ele aldım. O günden bu yana günde ortalama bir saatimi bu siteye ayırıyorum. İçerik konusunda benden başka çalışan yok. Teknik işleri Gökhan yapıyor.

Sitenin üç amacı var:

1. Türkiye’deki tüm yerleşim birimlerinin tarih boyunca sahip olduğu adları kaynak göstererek belgelemek. Bu amaca büyük ölçüde ulaştım sanıyorum. Eksikler ve yanlışlar var hala, ama çok açık farkla piyasada tek tabanca olduğumuzu söyleyebilirim.

2. Türkçe olan ve olmayan adların kaynağını ve/veya anlamını belirlemek. Bu konu dipsiz bir kuyudur. Halk arasında dolaşan rivayetlerin tamamına yakını asılsızdır. Doğruya ulaşmak için Türkçenin, Rumcanın, Kürtçenin, Ermenicenin, Gürcücenin, Süryanicenin yenisini, eskisini, en eskisini, yerel lehçesini tanımak, aktarımdaki bozulmaları hesaba katmak, tarihi kaynakları taramak ve her an yeni bir bilgi kırıntısı için uyanık olmak gerekir. Açıklama gerektirmeyen basit Türkçe isimler dışındakilerin yüzde ellisini çözebilsem kendimi başarılı sayacağım.

3. Yerleşim birimlerinin (eğer varsa) günümüzdeki ve geçmişteki etnik yapısını kaydetmek. Bu konuya bulaştığım için çok pişmanım. Keşke girmeseydim diye sık sık düşünüyorum. Hepsini birden silip rahat etme kararının eşiğine birçok kez geldim. Kıyamadım.

Tr’deki kırk bin köyün belki kırk tanesini şahsen tanıyorum. Diğerleri için yazılı kaynaklara ya da sizden gelecek bilgilere ihtiyacım var. Ve maalesef gerek yazılı kaynaklar, gerek kullanıcıdan gelen bilgiler çoğu zaman feci ölçüde yanlış, tek yanlı, kasten veya masumca yanıltıcı. En tipik yanıltmaca, bir yerleşim biriminde mesela üç hane Ermeni (veya Kürt, Türk, Arap, Rum, Laz vs.) varsa o yerin ‘Ermeni (Kürt…) köyü’ diye bildirilmesi. İkinci büyük yanıltmaca, etnik kökeni meçhul ya da ‘sakıncalı’ olan yerler hakkında TC resmi ideolojisine uygun olarak üretilen sahte şecereler. Üçüncü tip yanıltmaca, bir yerin sahibi ya da ağası veya patronu olan ailenin kimliğini o yerin tümüne mal etme alışkanlığı. Bunları fark ettikçe ayıklamaya çalışıyorum. Bugüne dek siteye 40 bine yakın kullanıcı yorumu gelmiş. 25 bin kadarını elemişim. Kalanını kullanıcı imzasıyla yayınlıyorum, benim fikrim değil kullanıcının fikri, bilesiniz diye. Buna rağmen yediğim hakaretin haddi hesabı yok. “Filan yer Kürt köyü değil Türkmendir, Kürtler sonradan geldi, ana avrat vs.”

Ek iki not

* ‘Türk’ ya da ‘Sünni Türk’ Türkiye’nin default kimliğidir. Aksi belirtilmedikçe varsayımdır. O yüzden, kendine ‘Türk’ diyenlerin azınlık ve istisna olduğu Urfa, Hatay, Kars gibi bölgeler dışında bu etiketi kullanmaya gerek duymadım. Bir kere Aydın’ın yahut Kütahya’nın binlerce köyünün her birini ‘Türk’ diye işaretlemek çok monoton ve lüzumsuz bir emek olacaktı. İkincisi ve daha önemlisi, birtakım yerleri ‘Türk’ ya da ‘Sünni Türk’ diye işaretlemek diğerlerinin ‘Türk’ olmadığını ima edecekti. Kavgaya davetiyedir, ne gereği var? Bu düşüncelerle, farklı ve istisnai olanı işaretlemekle yetindim. (Aynı şekilde, Şırnak ve Hakkari’nin tüm köylerini ‘Sünni Kürt’ diye işaretlemeye de gerek görmedim.)

* Tr’de özellikle ‘Türkmen’ ya da ‘Yörük’ diye tanımlanan toplulukların her birini Oğuzların 24 boyundan birine mal etme alışkanlığı vardır. Söz konusu ‘boyların’ büyük ölçüde mitolojik (efsanevi)  olduklarını düşünüyorum. Yani masaldır. Ayrıca boy isimlerinin Osmanlı askeri/idari teşkilatlanması içindeki işlevinin de yanlış anlaşıldığı kanısındayım. O yüzden çeşitli köy ve sülaleleri Kayı, Bayat, Kızık vs. boylarına bağlayan yorumları hiç düşünmeden siliyorum. (Sadece 18. yy’da İran’dan göçen gerçek bir grup olan Kayseri ve çevresi Avşarlarını belirtmeye özen gösterdim.) Bu konularda daha fazla bilgi isteyenler interneti istila eden milyonlarca mitolojik tarih sayfasına danışabilirler.  

Komşu ülkeler

Tr coğrafyasını az çok tatmin edici bir şekilde bitirdikten sonra, Türkiye ile yakın tarihi ve demografik bağları olan komşu ilkelerle de ilgilenme ihtiyacı duydum. 2020’de Bulgaristan ve Kuzey Yunanistan’ı, 2021’de K. Makedonya ve Ermenistan Cumhuriyeti’ni Index Anatolicus’a dahil ettim. Bu yerlerin her biri için, Türkiye’nin aksine, en azından 1920’lerden bu yana ayrıntılı resmi kayıtlar vardır. İlgili alfabeleri okumak ve dillere biraz olsun vakıf olmak şartıyla internetten kolayca ulaşılabilir. Ayrıca Balkan ülkeleri için yak. 1910 tarihli Avusturya-Macaristan askeri haritaları, Kafkas ülkeleri için Çarlık dönemi büyük ölçekli haritaları araştırmayı çok kolaylaştıran kaynaklardır. Bu nedenle dört ülkenin yer adları envanterini çıkarmak Tr ile karşılaştırılamayacak ölçüde kolay oldu.

Neden?

İnsan 13+ yıl emek vereceği bir çalışmaya neden girer?

Elbette başlangıçta duygusal nedenler baş rolü oynar. Türkiye’nin modern tarihi yalanlar üzerine kuruludur. Bu gerçeği ilk fark ettiğim yirmili yaşlarımdan beri beni öfkelendiren bir şeydi. O yüzden, 2009’da o zamanki yayınevim Everest bana bu konuda ‘ufak’ bir çalışma yapmamı önerince hiç düşünmeden kabul ettim.

Sonra işler değişir. Çalıştıkça daha önce farkında olmadığın yığınlarca bilgi edinirsin. Farklı bakış açılarıyla tanışırsın. Bazı noktalara dokununca neden insanların canhıraş duygusal tepkiler verdiğini düşünmeye başlarsın. Meselelerin bir ya da iki boyutlu değil, yetmiş iki boyutlu olduğunu idrak edersin. Her şeyden önemlisi: Başladığın işi hakkıyla bitirme kaygısı diğer her şeyin önüne geçmeye başlar. İçerik arka plana düşer, kaynak ve kanıt sorunları zihninin büyük kısmını işgal eder. Falan yer filanmış diyoruz. Ne malum? Kim söylemiş? Neden söylemiş?

13+ yıl süreceğini bilsem girişir miydim? Asla! Olta ve balık gibi biraz. Bir kez tutuldun mu kurtuluşu yok.

1 comment:

  1. Iğdır ismini çok araştırdım, Türkçe olabilir hakikaten. Ayrıca doğrusu Iğdır degil "İğdir". Mesela, kuzeybatı İran'da, bugünki Azerbaycan sınırında da bir İdir beldesi var. Şah İsmail Safevi devrinde İran'a Erzurum civarından göçen Çelebiyanlu Kürd göçerleri oraya yerleşmiş, sonra Urmiye civarından giden Kürdler de yerleşmiş. Zamanla teşeyyü edip Azerileşmişler, Türkçe konuşur olmuşlar.

    ReplyDelete