Osman Kavala 1974-1984 arası, yani on sekizimden yirmi
sekize dek, en yakın arkadaşımdı. Commodore 64’ü Türkiye’ye getiren Teleteknik
firmasını beraber kurduk. Sonra “arkadaşla iş yapılmaz” düsturu gereğince
aramıza (kara olmasa da) gri kedi girdi. Halâ görüşürüz. Zorda olduğum zamanlar
gözünü kırpmadan yardımıma koşmuştur.
Orijinal ve zor bir adamdır. Gençliğinde, benden çok daha
radikal bir şekilde devrimciydi. Türkiye’nin en büyük iş imparatorluklarından
birinin başına geçtikten sonra da solculuğunu ve devrimciliğini korudu. 1983’ten
bu yana Türkiye’de akıl ve özgürlük yolunda yapılmış olan her güzel işin (ve
bir sürü saçma işin) arkasında, açık veya kapalı, mutlaka Osman Kavala’nın
imzası vardır. İletişim Yayınları. Yeni Gündem dergisi. BirGün gazetesi. TESEV.
Anadolu Kültür. Daha bildiğim ve bilmediğim neler neler.
Bir süreden beri gözaltına alınmayı bekliyordu. Almışlar.
Şaşacak bir şey yok, çünkü memleketi yöneten köpeklerin temsil ettiği her şeyin
taban tabana zıddı olan bir insandır. Onu almayıp da kimi alacaklar?
Niyetleri belli. Ülkede aklı, kültürü, özgürlük sevgisini,
evrenselliği temsil eden hiç kimseyi yaşatmamaya kararlı görünüyorlar. Kaçırtabildiklerini
kaçırtacaklar, gerisini günü geldiğinde 1915 muamelesine tabi tutacaklar. Dünyanın
başına bela olacak kanlı ve vahşi bir diktatörlük adım adım kuruldu, kuruluyor.
Osman er veya geç çıkacaktır. Umarım er olur, geç olmaz. Çıktığında
umarım rotayı Almanya’ya kırmaz. Burada daha yapacak çok işimiz var.
Sevan Nişanyan, Osman Kavala - 1974 yazı |
fotoğraf efsane ama hocam inşallah çıkar arkadaşınız ama bence almanyaya gitsin boşversin
ReplyDeleteSilahlı mücadele demişsin bu iş yaptığın kaçak inşaat suçuna gösterilen muameleye benzemez. Bi dene bakalım senin yedi ceddini yağlı kazığa oturtmayan namerd olsun, şişko
ReplyDeleteThis comment has been removed by the author.
DeleteYukardaki "silahlı mücadeleyle" ilgili yorum yapan zat okuduğunu anlamaktan aciz biri, yazdıkları saçma, yalnız aklı zorbalıktan yana belli. Tanrı bu ülkeyi bu tip zihniyetten kurtarsın...
ReplyDeleteSevan üstad bu aralar bizleri aydınlatmıyorsun seni özlüyoruz.
Sanırım Sevan Nisanyan'ın facebook sayfasındaki yazıya cevabı buradan vermiş. O'nun adres karıştırması diger iki kişinin hemen atlamaları sonucu olmuş bu atışma anladığım.
ReplyDeleteBiri anahtarı kaybettiği yerde değil de aydınlıkta arayan Hoca Nasrettin durumu ile diğerleri ellerindeki tuzlukları ile umarım tezden eksilerek biterler
Silahlı mücadele sözünü bir metafor olarak anladım. Sözün bittiği yere geldik demenin biraz daha serti belki.
ReplyDeleteHani sizin Aslanlı Yol kitabınızda da ironik olarak bahsi geçiyor ya, Osman Kavala'nın şirketinin askeri projeler gerçekleştirmesi ile özgürlükçü, anti-militarist duruşu nasıl bağdaşıyor, aklım ermiyor doğrusu.
ReplyDeleteOsman Kavala'yı İngiltere'de üniversite öğrenciliği zamanından tanıyan bir arkadaşım var, 'zengin çocuğu olduğunu duyardık ama bu nasıl zengin çocuğu?derdik, hepimizde hayranlık uyandıran sade bir hayatı vardı, alışkın olunmayan bir zengindi, solcuydu.' Bu cümlelerle anlatılan kelaynak kuşu misali nadir bir insan.
ReplyDelete