Tuesday, July 21, 2020

Atalarımız çapulcu muydu?

Efe yazmış, demiş ki:
“Yanlış Cumhuriyet'te ve bazı yazılarınızda İttihâd Terakki'nin-Cumhuriyet'in Orta Asya'dan Türkiye'ye göç anlatısını eleştirirken Orta Asya halkları için ''davar çobanları, çapulcular'' gibi ifâdeler kullanmanız beni şaşkınlığa sevk etti. Cengiz ve Timur gibi askeri tarihin en büyük dehâlarını-insanlık târihinin en büyük mâcerâ-perestlerini yetiştirmiş, asırlar boyunca Ferdûsî'den Cürcânî'ye Cüveynî'den Reşîdü'd-dîn'e ve Tûsî'ye dek İslâm târihinin en önde gelen entellektüellerini yönetici olarak himâye etmiş liderler (Gazneli Mahmûd, Tîmûr, Hülâgu, Olcaytu vs.) çıkarmış toplulukları -her ne kadar böyle ifâdeleri İttihâd Terakki ve Cumhuriyet'in tarih kurgusunu eleştirmek için sarf etseniz de- ''davar çobanları ve çapulcular'' olarak isimlendirmenizi doğru bulmadığımı iletmek istiyorum. Sizin benden çok daha iyi bildiğinize emin olduğum bu bilgileri size hatırlatmaktan hicâp duyduğumu da belirtmek isterim.
Cevap yazdım:
Cengiz ve Timur büyük askeri dehalar olabilir ya da sadece şansları yaver gitmiş olabilir, bilmiyorum, ancak “insanlığın ortak müktesebatı” anlamında medeniyete bir katkılarını ben anımsamıyorum. Önemsiz bir ayrıntı mıdır sence?
Bildiğim kadarıyla Asya Türklerinin medeniyete katkısı üzenginin keşfi veya yaygınlaştırılmasıyla sınırlıdır. Biruni veya Cevheri gibi Türk kökenli bazı İslam alimlerinin varlığı Türk medeniyetinin değil İslam-Arap medeniyetinin başarısıdır. Öbür türlüsü Mimar Sinan’ı ‘Ermeni mimarisinin önde gelen temsilcisi’ ya da Donald Trump’ı ‘meşhur Alman siyasetçisi’ saymakla eşdeğerdir; gülünç olur. Her çağda ve her toplumda yabancı soydan, hatta en ilkel kabile toplumlarından gelen bireyler çocuk yaşta yüksek bir kültürün eğitimini, dilini benimseyerek, o kültürün kurumları içinde yer alarak önemli başarılara imza atabilmişlerdir. Yüksek kültürün kendilerine sunduğu imkanlar olmasa, sırf genetik gayretiyle, davar çobanlığından – yahut ata kültürlerinin müktesebatı her ne ise ondan – öteye evrilebileceklerine dair bir ipucu göremiyorum.
Buraya kadar beni takip ettiysen ne ala. Şimdi biraz daha karmaşık fakat önemli bir şey söyleyeceğim.
Ortaasya Türk toplumu farzedelim ki medeniydi, hatta trigonometrinin kanunlarını ve şeftali ırklarını da onlar keşfetti. Lakin Cumhuriyet ideolojisinin 1920-30’lardan itibaren dayattığı milli anlatıda bu keşifler ya hiç anılmaz ya da son derece marjinal bir yer tutar. Ön plana çıkarılarak övülen şey Türk atalarının bahadırlığı, savaşçılığı, akıncılığı, fetihçiliği, örgütçülüğü, ‘askeri dehası’dır. Cumhuriyet’in ilk çeyrek yüzyılında yayımlanmış “Ünlü Türkler”, “Milli Destan” vb. literatürünün neredeyse tamamını okudum. Orada övünçle bahsedilen ataların hemen hepsi askeri dehası ve kan akıtmak ve mal gaspetmekteki başarıları ile temayüz eden kişilerdir. Aralarında şairler, bilim insanları, masalcılar, tabipler, hukukçular, tarihçiler, dil bilginleri, din bilginleri, seyyahlar, devrimciler, peygamberler... sayıca yüzde üçü, beşi bulmaz.
Dünyanın hiçbir medeni toplumunun bu denli ilkel bir milli kimlik anlatısı kurguladığını sanmıyorum. Batıyı bırak, ne Araplar, ne İranlılar, ne Hintler, ne Gürcüler, ne Brezilyalılar, ne de Avustralya yerlileri.
Farzedelim “gerçek” tarih böyle değildi; Türkler de pekala kendi çaplarında medeni sayılabilecek uğraşlara önem verdiler. Bunun önemi yok. Mesele ‘hakiki eski Türkler’ değil, Cumhuriyet ideolojisinin kurguladığı eski Türklerdir. Eleştirmeye çalıştığım şey bin sene önce günahıyla sevabıyla kaybolup gitmiş bir toplum değil, 20ci yüzyılda Türkiye çocuklarına dayatılan rezil milli anlatıdır. O ANLATIDAKİ Türklerin medeniyetle uzak yakın bir alakası yok.  “Askeri deha” oldukları ileri sürülen birtakım çapulcular var.
Cumhuriyetin kurucu ideologlarından Besim Atalay’ın ilk 1923’te basılan Türk Büyükleri adlı derlemesi vardır. Bir göz at istersen. 1934’ten itibaren dayatılan Yeni Türk adları repertuvarının ana kaynağıdır. Kozanoğlu’nun Kızıltuğ’unu, 20. yy Türkçesinin en popüler romanı olan Atsız’ın Bozkurtlar’ın Ölümü’nü incele. Daha da kuşkun kalırsa Karaoğlan, Kaan, Malkoçoğlu vb. koleksiyonlarına bakıver, internetten bulunabiliyor.

47 comments:

  1. İyi hoş güzelde, alternatif var mıydı ki, seninde söylediğin gibi Türklerin insanlık medeniyetine hiçbir katkısı olmamıştır, yerleşik hayata geçmemiş hiçbir toplumun da olamaz zaten (pax mongolica'yı saymazsan). Ne anlatsaydık çocuklara, dünyada tek bir medeniyet var o da Hellen Medeniyeti'dir diğerleri (İslam'ın altın çağı dahil) onun bir versiyonudur mu deseydik. Ortadoğu halkları arasında bunu diyebilecek olgunluğu sahip olan bir halk var mıdır? (Mesela belki iskandinavlar bunu diyebiliyordur ama biz diyebilir miyiz.)
    Ya da şey mi deseydik şimdi siz Türk/Müslüman (eşanlamlı o zaman) olduğunuz için 3 kıtadan kovuldunuz ya, aslında siz Türk değilsiniz siz antik anadolulu ve çeşitli dönmelerin çocuklarısınız, hani geçen sene birbinizi kestiğiniz adamlar var ya, onlarla akrabasınız mı deseydik.

    ReplyDelete
  2. Sevan Hocam selamlar,
    Öncelikle şunu belirtmeliyim ki sizinle yüzde yüze çok yakınsayacak bir oranda hemfikirim. Ama bunun nedeni bizim rasyonel düşünerek doğru yolu bulmamız mı yoksa benzer biyolojik / bilişsel insanlar olmamız mı?
    Subutay'ın ordusunda yakıp yıkan tecavüz eden ve katliam yapan bir askeri düşünelim. Mutlu değil mi? Bence mutlu. Maceradan maceraya koşuyor. Riskli bir ortamda hayatta kalıyor. Kendini gerçekleştiriyor. Hayatından zevk alıyor. Hatta genlerini de gelecek nesillere aktarıyor. Şimdi bu adamı insanlığın kültürel mirasına katkı yapmadın, medeniyetten nasibini almadın diye eleştirmekte haklı mıyız?
    Ben şimdi kendi koluma bakıyorum, maalesef zayıf. Kılıç sallayacak, kalkan tutacak kapasitede değil. Benim becerim nedir? Matematiğe kafam basar, kod yazarım, vs. Ama tenha bir sokakta beni kaba kuvvetle direkt olarak indirebilirsiniz. Bu verili koşullarda, benim meritokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, batı medeniyetini savunmamdan daha doğal bir şey yok. Bunlar tamamen bana avantaj sağlayan unsurlar.
    Aynı şekilde politik bağlantısı, aşireti, kabilesi olan bir insan da iktidarı destekleyebilir. Meritokrasi ne kadar bana yarıyorsa, yandaş ekonomi-politiği de bu arkadaşa yarıyor olabilir.
    Tanrıdan gelen bir ahlak standardı yoksa insanları nasıl yargılayabiliriz?
    Hayatın amacı uzaya araç göndermek, Marsta koloni kurmak ya da muhteşem katedraller inşa etmek, efsane şiirler senfoniler yazmak mıdır? Başka bir açıdan bakarsak hukuk ve demokrasiyi savunanların tam da hukuk ve demokrasiden fayda sağlayacak insanlar olması rastlantı mı?
    Kısaca göreceli olmayan sabit bir ahlak sistemi mümkün mü? Hepimiz kendi çıkarlarımıza hizmet edecek bir ahlakı seçmekten başka bir şey yapıyor muyuz?
    Ortalama üstü yerine ortalama altı bir IQ'nuz olsaydı bu savunduğunuz argümanları savunacak mıydınız?



    ReplyDelete
    Replies
    1. Tebrik ederim "ahlakın kaynağını" sorgulamanızı... Keşke paragraflar arasında boşluk bırakabilseydiniz.

      Okunması daha kolay ve zevkli olurdu.

      Selam

      Delete
    2. Edip Hocam selamlar,

      Paragraf konusunda haklısınız. Ama siz de takdir edersiniz ki bu yorum biraz iş olsun diye öylesine yazılmış bir yorum.

      Youtube'dan çok sıkı bir takipçinizim. Fırsat bulup teşekkür edemedim hiç size. Fikirlerinize katılmasam da lütfen bizi aydınlatmaya devam edin. Önümüzdeki 20-30 yılda islami düşüncede bir devrim olacağını ve bunun 3 temel saçayağının Edip Yüksel, Dan Gibson ve arkeolojik keşifler olacağını tahmin ediyorum.

      Selam ve saygıyla.

      Delete
    3. Edip hocam sizle her yerde karşılaşıyorum videolarınız çoğunlukla her nedense anasayfamada düşüyor;)sevabın sayfasında karşılaşmak sizinle daha da bir hoş oluyor tabi tadından yenmez..dalga boylarımız çarpışıyor havada ne güzel gidip geliyor böyece:))

      Delete
  3. "Göçebe ve çapul" tabirleri milliyetçilik duygusu yüksek olanlara ağır gelebilir. Fakat Türk tarihini, İsmet ÖZEL gibi ideologları takip edip, Türklerin İslam oluşlarıyla başlatma yanlışına düşmeden, olduğu gibi kucaklama derdinde olmak gerekir. İyisiyle kötüsüyle tarih bizim tarihimiz. Sevdiğiniz devlet adamlarını tarihten çıkarıp, sevdiklerinizle tarih yazamazsınız mesela.
    Dünyanın her yerinde düzen böyle işler: Eğer siz bir "wilderness" habitatında yaşıyorsanız 'ötekinin' malını çapul yapmak ve ona 'kahretmek' statüko oluyor. Farklı davranamıyorsunuz. Asya bozkırı, Arap çölü, Kuzey Buz ülkeleri gibi... Viking, Bedevi ve Türk/Moğol...
    Bunda övünülecek veya yerinelecek bi durum yok. Tıka pamuğu, rahvan gitsin...
    Ayrıntılı bir kaynak isterseniz Doğan Avcıoğlu'nun Türklerin Tarihi kitapları, Ahmet Taşağıl'ın Göktürkler kitabını iyice bir okuyun derim.

    ReplyDelete
  4. Simdi bile ayni yaklasim. Daha gecen yil, Recep bey Suriye isgaline ortak etmek icin batililara tehlif etti; " Gelin buradaki petrolu beraber cikaralim ve kullanalim " diye. Yagmaya ortak arama degil de nedir.
    Yazinin sondan ikinci paragrafi bir ok gibi hedefe saplanmis zaten.
    Tanri varsa eger, seni bizim basimizdan eksik etmesin hic Sevan'im.

    ReplyDelete
  5. E-mail ile gönderdiğim cevabı burada paylaşıyorum.

    Merhaba,

    Öncelikle cevap verdiğiniz için teşekkür ederim. Benim iddiam Orta Asya Türkleri-Moğolları büyük bilim insanları çıkardı değil, İslam dünyasının büyük entellektüellerini himâye ettiler idi. Fark ettiyseniz Ferdusi, Cürcani, Cüveyni, Reşidü'd-din ve Tusi'nin Türk olduğu gibi cahilce bir iddiada bulunmadım. İlkokul eğitimi almış bir kişi bile bu kadar cahilce bir şey söyleyemez. Bu kişilerin eserlerini Farsça veya Arapça yazmış olan, ''Islamicate'' olarak nitelendirilebilecek Fars entellektüeller olduğunun farkındayım. Benim atıf yaptığım nokta bu kişileri himâye eden, yani onlara patronaj sağlayan kişilerin Orta Asyalı hükümdarlar olmasıydı. Ferdusi eserini Gazneli Mahmud'a sundu, Reşidü'd-din ise Olcaytu'ya sundu, Tusi Hülagü tarafından himaye edildi, Cüveyniyi de İlhanlılar himaye etti, Cürcani de Timur'un himayesini elde etti. Patronaj kurumunun sanat ve bilim için ne kadar kritik olduğunu biliyorsunuz, Mediciler olmasa Floransa, II. Julius olmasa Michaelangelo olmayacaktı. Orta Asyalılar'ın bu medeniyette patron-hâmî olarak bir rolleri olması sizce önemli değil mi?

    Ernst Renan'ın İslam medeniyeti hakkındaki spekülasyonlarının sizce de doğruluk payı yok mudur? İslam medeniyetinin ürünleri Farslar ve Süryaniler gibi medeni unsurların eseri değil midir? Çapulcu Kureyşlilerin soyundan olduğunu iddia ederek meşruiyet sağlayan el-Me'mun'un parasını verdiği Beytü'l-hikme'de bilim yapanlar Süryaniler değil miydi? Çapulculuktan başka bir şey bilmeyen Orta Asya Türklerinin-Moğollarının veya Hicaz Arapları'nın bu medeniyete katkısı yalnızca patronaj ile olmuştur. Ve bence bunu da göz ardı etmemek lazımdır.

    İttihadçıların ve Kemalcilerin, dolaylı olarak da onların çocuğu olan İslamcıların ve solcuların çapulcu övgüsünün ve gayritürk düşmanlığının iğrençliği konusunda sizinle hemfikirim. Fakat sizin de çeşitli yerlerde tespit ettiğiniz üzere bu iğrençliğin köklerinin kervan basan Arap çapulcuları 1000 senedir kainatın efendisi ve saz arkadaşları olarak yücelten kültürde aranması gerektiğini düşünüyorum.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Doğru noktalara parmak basılmış. Tahminimce bir sentez yahut çözüm yolu bulunabilecekse buradan hareket edilecek.

      Bundan 13 yıl önce bir kış gecesi Ahmet Altan'a tam bunları anlatmıştım. Sonuçta (bir buçuk yıl sonra) Taraf gazetesine köşe yazarı olmama yol açan sürecin ilk kıvılcımıydı.

      https://www.hurriyet.com.tr/bir-koyde-bin-yil-6055952

      Delete
    2. @ Efe Alca

      Moğollar ne zamandan beri Türk oluyor?! Türklerle uzak yakın alakası yok adamların. Yazdıklarının yarısı zırva.

      Delete
    3. Türkler medeniyetsiz, göcebe, çapulcu, çoban, davar, öylemi?
      İslamla medeniyet buldu öylemi?
      #BİLGEKAĞAN Yazıtı ;
      BİLİNEN EN ESKİ #TÜRKANAYASASI
      (İslamiyet’in kabulünden önce)

      1. Tengri (Yaratan) Tektir

      2. Her kim ki Tengri'den Kut almak dilerse ; başkasına yakarmasın

      3. Bir İl ; bir Kağan, bir Tengri

      4. Bir kına iki Kılıç girmez ; Bir Hatun iki Er alamaz ve bir Budunda iki Töre olmaz ;Töre tektir; Töre kesin ve keskindir ; Kim ki töreye uya Kutlanır ; Kim ki töreye Kıya katlanır

      5. Kimse Töreden üstün değildir ; Dirlik ve Birlik için Töre budur ;

      6. Bir Çoban sürüsünden ; bir Er Ailesinden
      bir Kağan Budunundan sorulur ;

      7. Her Er eşine ; Atına ; Pusatına sahip çıkacak ;

      8. Ana Babaya ve Ataya Tazim durulacak ;

      9. Hısımına sarılacak ; Komşusunu gözetecek ;

      10. Er kişi yalan söylemeyecek ;

      11. Mal çalan ; Mülk çalan misliyle ödeyecek ; Hesabı ya Malıyla ya Canıyla sorulacak ;

      12. Kim ki bir Irza musallat olursa ; canından olacak ;

      13. Her kim olursa olsun Haksız ; Aldatıcı iş tutarsa hesabı hemen sorulacak ;

      14. Cenkten beri duran ya da kaçan
      Tamuya (Cehennem) uçacak ;

      15. Aman dileyene Kılıç üşürülmeyecek ; sığınana arka dönülmeyecek ;

      16. Başkaldıranın Başı alınacak ; Hak isteyenin Hakkı verilecek ;

      17. Kimse kimseye üstünlük taslamayacak ; Ne ak etin karadan ; ne karanın kızıldan ; ne kızılın sarıdan farkı olmayacak ;

      18. Kin ve Gururdan uzak olunacak ;

      19. Mazluma merhamet ; Zalime azap duyulacak ;

      20. Zayıfa ; yaralıya ; çocuğa ve kadına el kaldırılmayacak ;

      21. Kızı isteyen Kağan da olsa ; Bey de olsa Kız istediğine verilecek ;

      22. Gereksiz yere Ağaç kesmeyeceksin ;
      Suyu kirletmeyeceksin ;

      23. Bilmeyip de Bildim demeyeceksin ;
      Bilene danışacaksın ;

      24. Bugünün işini yarına bırakmayacaksın ;

      25. Kusur görmeyecek ; Kusur aramayacaksın ;

      26. Güçlüyken affet ; Zayıfken sabret ;

      27. Yazgına Asi olma ;

      28. Yaptığın iyiliği unut ; yapılan iyiliği unutma ;

      29. Herkes Adaletle iş görecek ;

      30. Her ne edersen et ; Yargılanacağını her daim Akılda tut ;

      31. Milletine yaban kalma ; İpeğin iyisine ; sözün güzeline kanma ; onlara boyanma ;

      32. Kağan odur ki Adaleti üstün tutsun ; Töreyi yaşatsın ; Töre yok olursa İl yok olur ;
      İl olmazsa Budun Kul olur ;

      33. Ey Türk Oğuz beyleri ; ey Milletim işitin !!!

      <•> ÜSTTE MAVİ GÖK ÇÖKMEDİKÇE ALTTA YAĞIZ YER DELİNMEDİKÇE SENİN İLİNİ VE TÖRENİ KİM BOZABİLİR <•>

      #BİLGEKAĞAN Yazıtı ; Orhun Irmağı yakınları ; Moğolistan

      NOT:
      *TÜRK MEDENİYETİNİN
      *TÜRK AHLAKI''nın ne kadar
      *İLKELİ ve *KAPSAMLI olduğunu görüp ders alabilmek için paylaşılmıştır ;;

      <•> Beğen <•> ve <•>Yorum yap <•> her
      TÜRK' ÜN hakkı <•> Paylaş <•> ise Görevi olmalıdır ;;
      #TÜRKTARİHİ
      <•> BİLĞİ GÜÇ BİLMEK KUVVETTİR OKUMALIYIZ OKUTMALIYIZ <•>
      <•> Sadeleştirerek sunulmuştur <•>
      Saygılarımızla .

      Delete
    4. Herhangi bir gerizekalı kahvehane ukalasının söyleyebileceği kof sözler. Allahtan Bilge Kağan bu kadar budala biri değil. Orhun Yazıtları'nda bu saçmalıkların çoğu yok.

      Delete
    5. @Derdo yazının herhangi bir yerinde Türkler ve Moğollar aynı kavim midir ifadesi yer alıyor mu? Almıyor. Türkler ve Moğolların aynı coğrafyada yani Orta Asya'da yaşamaları, aynı ırka (Altaic) mensup olmaları, kültürel açıdan ortak noktaları olmaları (nomadic kültür) ve dilleri arasında da alışveriş olması meselelerine girmiyorum bile. Yazdıkların zırva demişsin de neden zırva olduklarını açıklasan be kuzum?

      Delete
    6. Ahaha hakikaten nerden uydurmuşlar bilge kağan anayasası falan,yok öyle birşey.30 40 ların cahil tarihçilerimizin tarzı.Z.V Togan gibi bir efsaneyi harcıyorlarmış,bir tarafınızdan element uydurmayın,gelin adam gibi Türk tarihi yazalım dedi diye...

      Delete
    7. @Sevan Nişanyan

      Adam FB'ta, Twitter'da, orada, burada Bilge Kağan anayasası, Oğuz Kağan buyrukları, 33 buyruk, Türk töresi vs. diye aktarılan uydurma trol metnini gerçekmiş gibi paylaşmış. Allah'tan Bilge Kağan Orhon kitabelerinde bu kadar saçmalamamış dediğiniz gibi. Uydurulan metin Bilge Kağan'ın gerçek sözlerinden daha cazip bir şey olsaydı bari, ama o da yok, bu durum Türkiye'deki bugünkü zihniyetin Bilge Kağan'ın kağanlığındaki zihniyete kıyasla en azından bazı açılardan ne kadar bağnaz ve boğucu olduğuna işaret eder herhalde.

      Uydurma metin hakkında bilgi:

      https://www.malumatfurus.org/oguz-kaan-33-buyrukluk-turkun-toresi/

      Delete
    8. Kusura bakmayin, benim bu yazilanlar hakkidan nerdeyse hic bilgim yok, o yuzden yazilan bilgilerin gercekligi ve yanlisligi uzerine yazmayacagim. Benim dikaktimi ceken "Himaye etmis" kismi.

      "Himaye etmis"ten kastiniz nedir acaba?
      A) "varolan buyuk entellektuelleri himayelerine aldilar ve yeni bu turden entellektuellerin gelismesini sagladilar"

      B) "varolan buyuk entellektuelleri himayelerine aldilar, kendi isleri icin kullandilar ama yeni bu turden entellektuellerin gelismesine engel oldular ya da gelismesinin onunu acacak ortami saglamadilar"

      Bildigim kadariyla bu ronesansta himayecilik sadece onlara para verip onlari kullanmaktan ote, bu tur entellektuellerin/sanatcilarin/bilim insanlarinin gelisip serpilmesinin onunu acacak finansal ve manevi destegi saglamak seklinde oldu (walla bunu da yanlis biliyor olabilirim, oyleyse affola!)

      Eger soruma cevabiniz B sikki gibiyse bu eski yoneticilerin cok da capulcudan bir farki yokmus, isine geldigi icin kullanmis kafasi calisan adamlari..

      Delete
  6. Biruni Fars, daha doğrusu Harezmidir (Harezm bölgesinin Moğol istilası öncesi İrani halkı). Türkçe Wikipedia bile Biruni'nin Farslığını kabul etti.

    Savaşçı-yağmacılıkla övünen tarih anlatısı Goltz Paşa'nın askeri okullarda, İTC'nin sivil okullarda yaptığı tarih eğitimi reformlarından bu yana başımızdan eksik olmadı. Ama bunda Batıdaki gelişmeler karşısında taklit haricinde medeniyette bir gıdım ilerlenememiş olmanın da payı büyüktür. Halbuki Çin ve Hindistan sanayi devrimine kadar Batı ile bu alanda rekabet edebildi, ekonomik alanda da.

    ReplyDelete
    Replies
    1. hindistan'ın manifaktür alanındaki ilerlemesi ve büyüklüğü gerçekten ilginç ve kayda değer bir konu. bu manifaktürün ortadan kaldırılmasının travması büyük olmuş ki hint milliyetçiliğinde, en azından bir bayrakta bu sektörün sembolü olan bir dokuma aleti kullanılmış.

      Delete
  7. Gazneli Mahmud tarihte eşine az rastlanır bir gavur düşmanıdır. Ne gariptir ki pek çok İslam alimi(hatta Mevlana Rumi bile) onu evliyadan addederler. Gazneli, Hindistan'ın nüfusunun epey bir kısmını, kılıç zoruyla Müslüman yapmış, önüne çıkan bütün Hindu mabedlerini yakıp yağmalamış, bütün Hindu ikonalarını imha ettirmiştir.

    Timurleng desen, aynı Stalin gibi sinsi plancı bir gaddar zalim. Katlettiği insanın(gerek Müslim, gerek gayrı-Müslim) haddi hesabı yok.

    Cengiz, Hulagu, Olcayto falan zaten Türk değil, Moğoldurlar. Heryerde Türklere saldırıp katletmişler. Harezmşahlar gibi büyük bir Türk devletini komple yıkıp, Anadolu Selçukluları'nı tepelemişler. Kıpçakları ezip çiğnemişler. İdarecileri Türk olan Memluklarla savaşmışlar.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Kaşgarlı Mahmud da çok radikal İslamcıdır. Gayrimüslim Türki gruplar aleyhine yazdıkları IŞİD'e rahmet okutacak cinstendir.

      Delete
  8. Hocam hitler turk olsaydi, gunumuz turkiyesinde kutsanir miydi? Yoksa kutsananlarin hepsi bir nevi birer hitler miydiler?

    ReplyDelete
  9. Daron Acemoğlu Türkiyeli Ermeni ekonomist midir, Amerikalı mı? Bence ikinci seçenek geçerli. Kökeni Ermeni olabilir ama İngilizce yazıyor, MIT'de profesör... Kendini geliştirdiği ve var olmaya devam ettiği habitat da, kendini ifade ettiği dil de Amerikan. Wikipedia da bu bakış açısına sahip ki Daron Acemoğlu başlığının giriş cümlesine bakın ne yazmış:"Kamer Daron Acemoğlu (Turkish: [daˈɾon adʒeˈmoːɫu]; born September 3, 1967) is a Turkish-born American economist who has taught at the Massachusetts Institute of Technology (MIT) since 1993." Sanırım bu örnek Sevan Bey'in anlatmak istediğini destekler niteliktedir.

    ReplyDelete
  10. @rvmg

    İyi hoş güzelde, alternatif var mıydı ki, seninde söylediğin gibi Türklerin insanlık medeniyetine hiçbir katkısı olmamıştır, yerleşik hayata geçmemiş hiçbir toplumun da olamaz zaten (pax mongolica'yı saymazsan). Ne anlatsaydık çocuklara, dünyada tek bir medeniyet var o da Hellen Medeniyeti'dir diğerleri (İslam'ın altın çağı dahil) onun bir versiyonudur mu deseydik. Ortadoğu halkları arasında bunu diyebilecek olgunluğu sahip olan bir halk var mıdır? (Mesela belki iskandinavlar bunu diyebiliyordur ama biz diyebilir miyiz.)
    Ya da şey mi deseydik şimdi siz Türk/Müslüman (eşanlamlı o zaman) olduğunuz için 3 kıtadan kovuldunuz ya, aslında siz Türk değilsiniz siz antik anadolulu ve çeşitli dönmelerin çocuklarısınız, hani geçen sene birbinizi kestiğiniz adamlar var ya, onlarla akrabasınız mı deseydik.


    Görüyorsunuz değil mi, yalan ve belli bir ideolojiye hizmet eden bilgiler üzerine anlatı geliştirmenin sakatlığını? Halbuki gerçeklerin peşinde koşmak kadar tad veren ve zihin açan bir şey var mı? Şu ya da bu ideolojiye (adı Türkçülük olsun, komünizm olsun, Kemalizm olsun, İslamcılık olsun, liberalizm olsun, Batıcılık olsun, Anadoluculuk olsun, şu olsun, bu olsun fark etmez) göre gerçekleri çarpıtmak, eğip bükmek veya örtmek yerine onları olduğu gibi kabul etsek bu konuştuğumuz problemlerin çoğu hallolmuş olacak halbuki. Bakmayın bazı filozofların her şey göreceli demesine, sabit gerçekler bal gibi vardır, bilimle veya tarihle haşır neşir olanlar için bu çok nettir. Sabit bir gerçeğin henüz keşfedilmemiş olması ya da gerçekliği ya da sabitliğinden henüz emin olamamamız bizden bağımsız olarak var olduğu gerçeğini değiştirmez.

    Dünyada bir medeniyet var, o da Yunan medeniyetidir, diğerleri onun versiyonudur önermesi yanlıştır, o kadarını en koyu Yunan milliyetçisi bile iddia etmez, en azından uzoyu kafaya dikmediyse. Bir kere Yunan medeniyetinden önce de medeniyetler vardı, bir kısmı birbirinden tamamen bağımsız olan. Yunan medeniyetinin dünyada bugün sahip olduğu üstün konum bir çeşit türevi olan Batı medeniyeti sayesindedir, onun sayesinde çok dolaylı da olsa dünyanın her tarafına etki etmiştir.

    ReplyDelete
    Replies
    1. "Dünyada bir medeniyet var, o da Yunan medeniyetidir, diğerleri onun versiyonudur önermesi yanlıştır"
      O senin bilgisizliğin.
      Medeniyet / civilization:
      The stage of human social and cultural development and organization that is considered most advanced.
      Hellen medeniyetinden daha iyisi çıkmadığına göre

      Delete
    2. @rvmg

      Tanımı yanlış yorumlamışsınız. Sizin yorumunuza göre sadece en ileri medeniyet medeniyettir, diğerleri medeniyet değildir, halbuki o tanımda kastedilen ilerilik insan sosyal ve kültürel gelişimi ve organizasyonundaki belli bir aşamayı, en üstün kabul edilen aşamayı ifade ediyor. Peki bu aşama nedir? Şu maddede medeniyetin çeşitli tanımları örneklerle beraber verilmiş:

      https://en.wikipedia.org/wiki/Civilization

      Hiçbirinde sizin ekstrem yorumunuzu doğrulayan bir şey göremezsiniz. Böyle ekstrem ve kalitesiz yorumlar yapacağınıza Yunan medeniyetini, kökenlerini, gelişimini, diğer medeniyetlere etkileşimini ve türevlerini gerçekten anlamaya çalışın, inanın daha fazla tadına varacaksınız Yunan medeniyetinin.

      Delete
    3. @Onur Dincer,

      Mısır, Çin, Persler gibi hidrolik imparatorlukları medeniyet diye isimlendirirseniz Elenleri medeniyet kavramının kapsamından çıkarmanız gerekir, çünkü Elenler ile bunlar arasında espri farkı vardır. Hidrolik imparatorluklar dini, hiyerarşiyi, bürokrasiyi ve hepsinin temeli olan merkezi otoriteyi yaratmıştır. Elen medeniyeti ise gerçek anlamıyla bilimi, sanatı, hukuku, demokrasiyi ve hepsinin temeli olan polisi yaratmıştır. Ortaçağ Hristiyan ve İslam dünyasında ve modern Avrupa'da insanlığın entellektüel muktesebatına orijinal bir şeyler kazandıranların kâhir ekseriyeti Elen mirası sayesinde bunu yapabilmiştir. Hippolu Augustinus'u, İbn Haldun'u, Goethe'yi yaratan Platon ve Aristoteles'tir.

      Bugünkü Grekler ile geçmişin Elenleri arasında pek bir bağlantı olmadığı için bir Yunan milliyetçisinin böyle bir şey demesi ihtimal dışıdır. Jakob Fallmerayer'in Geschichte der Halbinsel Morea während des Mittelalters ve Das albanesische Element in Griechenland ismindeki kitaplarına bakarsanız bugünkü Greklerin tarihi Elenler ile hiçbir bağının kalmadığını, Arnavut ve Slavların Ellas'ı doldurduğunu göreceksiniz.

      Delete
    4. @Efe Alca

      "Medeniyet = hidrolik imparatorluk" veya "medeniyet = imparatorluk" mu dedim? Sanırım verdiğim Wikipedia linkindeki "The term "civilization" as it is now most commonly understood, a complex state with centralization, social stratification and specialization of labour, corresponds to early empires that arise in the Fertile Crescent in the Early Bronze Age, around roughly 3000 BC" cümlesine takıldınız. Yanlış bir iddiada bulunan bir cümle, çok devlet merkezci, bu tanıma bakarsak en başta Sümer medeniyetini medeniyet olmaktan çıkarmamız gerekir, zira Sümerler şehir devlet düzeninden öteye geçmemişti. Medeniyette mühim olan şehirleşme ve sosyal kompleksitede artıştır, devletin o kadar kompleks olması gerekmez.

      Yunan medeniyeti hakkında dediklerinize büyük ölçüde katılıyorum, aksine bir şey de iddia etmedim zaten. Ama bugünkü Yunanların antik Yunanlar ile bağı kalmadığı gibi bir iddia temelsizdir. Evet, anakara Yunanlarında ciddi oranlarda ortaçağ Slav miksi vardır, yakın devir Arnavut veya Ulah kökenlileri de çoktur, ama mesela Anadolu ve Anadolu'ya yakın adaların (Kıbrıs dahil) Yunanlarında (Türkleşmemiş/Müslümanlaşmamış olanlarında) Slav (ya da Arnavut veya Ulah) miksi genel olarak ya yoktur ya da çok düşüktür, antik devirde veya erken ortaçağda Yunancanın bölgelerinde yayıldığı zamanlardaki genetikleri nasıl ise şu anda da aşağı yukarı öyledir, zaten Türki miksleri de yok. Ha, onlar anakara Yunanı değil, soyları ekser bölgelerinin Yunan öncesi halklarından geliyor derseniz doğru, ama antik genom sonuçları gösterdi ki Miken Yunanları bile Pontik-Hazar stepinden gelen Proto-Yunanlardan çok anakaranın Yunanlaşma öncesi halklarının soyundan geliyor. Dil, kültür ve medeniyetteki devamlılıklar mevzularına girmiyorum bile.

      Delete
  11. (devamı)

    Türk-yerli dikotomisi yeni, suni ve, tabirimi mazur görün, moronik bir dikotomidir, yakın tarihin sığ çekişmelerinin bir ürünüdür. Yani bu anlayışa göre kendimizi Türk olarak tanımlayınca yerli olamıyoruz, yerli olarak tanımlayınca ise Türk olamıyoruz, biri diğerini dışlıyor. Bugün kendimizi ne şekilde tanımladığımızın yaşadığımız toprakların Türk göçü öncesi Rum, Ermeni, Bulgar vs. yerli halklarının şu ya da bu kadar soyundan gelmemize en ufak bir etkisi var mı? Kendimize Türk deyince bir anda genlerimiz %100 Orta Asyalı, yerli deyince %0 Orta Asyalı mı oluyor? Bizim kendimizi nasıl tanımladığımızdan, konuştuğumuz dilden, sahip olduğumuz kültürden veya medeniyetten bağımsız olarak bir soyumuz, genetiğimiz vardır, onun tespiti de tarihçilerin, kültürel antropologların, ideologların, siyasetçilerin işi değil, genetikçilerin işidir. Ha, genetikçiler genetik testlerden çıkan sonuçları yorumlarken tarih, arkeoloji, antropoloji gibi bilimlerin sonuçlarından da istifade edebilir ki zaten en doyurucu bilimsel çalışmalar mültidisipliner olanlardır, ama bu sabit genetik gerçeklerin de olduğu gerçeğini değiştirmez, onunla çelişmez.

    Ulus devlet düzeninde yaşıyorsak, belli bir ulus devletimiz varsa ve bu ulus devlet ABD, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi vatandaşlarının çoğunun topraklarının birkaç asır öncesindeki sakinlerinden hemen hiç soy taşımadığı istisnai tarzda bir koloni kökenli devlet de değilse, doğal ve sağlıklı olan önceliğin kendi ülkemiz ve topraklarının tüm tarih ve tarih öncesine ve tüm gelmiş geçmiş kültürlerine verilmesi, onların sahiplenilmesidir diğer bütün ülkelerinkilerden önce. Bütün Avrupa ülkelerinde bu böyledir. Hatta Asya ve Afrika ülkelerinin geneli için de aynısını söyleyebiliriz. Latin Amerika’da da genel trend bugün bu yöndedir, örneğin Meksikalılar Astek (doğru telaffuzu s ile) atalarını daha hararetli sahiplenirler İspanyol atalarından, İspanyol atalarının dilini konuşup onların dinine inansalar da. Bu eğilimlerin yaşanan coğrafyanın geçmiş sakinlerinden ne kadar soy taşındığı ile de çok alakası yoktur, örneğin Kazaklar, Kırgızlar, Balkan Slavları ve Romenler yaşadıkları ülke coğrafyasının 2000 yıl önceki sakinlerinden bizim yaşadığımız ülke coğrafyasının 2000 yıl önceki sakinlerinden taşıdığımızdan daha az soy taşırlar, hatta bir kısmı çok daha az, ama onları sahiplenmede bizi sollarlar, çünkü son 100 küsur senede bizdeki Türk-yerli dikotomisi gibi moronik dikotomilerle beyinlerini uyuşmamıştır, hala sağlıklı düşünebiliyorlardır.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Onur Dincer adini görünce metinde otomatik olarak "%", "Haploit" ve "Orta Asya" ifadelerini ariyorum. Bu sefer haploit kelimesini göremedim, ne oldu? Izinli mi bu aralar?

      Delete
    2. @Nesim Benlevi

      Sevan Bey belli bilim ve kalite standartları sağlandığı sürece haplogruplarla alakalı yorumlara da müsaade ediyor, haplogruplardan bahsetmedi isem konuyu detaya boğup ana fikri gölgede bırakmak istemememden ve Sevan Bey'in yorumların mümkün olduğunca kısa ve öz tutulmasını istemesindendir.

      Delete
    3. @Nesim Benlevi

      Niye genetikten bu kadar korkuyor ve istememezlik yapıyorsunuz. Dedenizin kim olduğundan mı korkuyorsunuz, bilmem kaç bin yıllar önce yaşamış ve menisin den gelmiş olduğunuz adamın, fiziki tipi, karakteri, ahlakı,zeka seviyesi ve cinsel hazlarını nerede ve ne olursa olsun taşımak mı korkutuyor veya geldiği bölgemi utandırıyor sizleri? ah insanoğlu ah !

      Delete
  12. Atalarımızın amacı; ganimet, mal mülk değil islamın hoşgörülüğünü türkün yüce merhametiyle kafire göstermektir. Demisti bir deli. Bu minvalde 100 bin örnekten 2 tane vereyim Süryani tarihçi Ebü'l Ferec İbnü'l İbri Kroniği
    https://i.hizliresim.com/C092WW.jpg
    https://i.hizliresim.com/xdP543.jpg

    ReplyDelete
  13. Hocam,

    Siz açık konuşmayı seversiniz. Ben de öyle düşüncelerimi aktarayım... Çok boktan bir tarihsel yaklaşım olmuş bu. Ben etnik olarak Kırım Türkü olan biriyim. Türklerin ve yanlarında Moğolların tarihini de gayet hayranlıkla okuyorum.

    Sizin söylediğinizin tam tersine Türkler kendi tarihlerini -aklaya aklaya- oluşma alışkanlığına geldiler. Atalarının zalimlik yapmadığını vs. iddia ediyorlar. Osmanlı milleti yalnız adalet ile 600 yıl yönetmiş vs. Ben buna karşıyım.

    Ben, Ermenileri, Yunanları, Farsları, Hintlileri ve daha nice milletleri hakimiyeti altına alan göçebe atlı okçuların, köle tüccarlarının, devlet sahiplerinin ve paralı askerlerin soyundan geliyorum. Onları reddedecek değilim. Yaptıkları şeyleri de 21. yüzyıl ahlakına göre yargılamayacağım. Onları kendi yaşam şartları, kendi ekosistemleri içinde başarıları çerçevesinde değerlendiriyorum. Yüksek asabiyelerini, liderlik becerilerini de yüksek takdirle karşılıyorum. Örgütlenme, idare konularında onlar kadar etkin olmak istiyorum. Mesela işi ehline verme konusunda Cengiz Han gibi olabilmek istiyorum. Onun o zaman yapıp bizim şu an yapamadığımız bir şey. Ordusunda dünyanın her milletinden asker, mühendis, uzman vardır; bilirsiniz.

    Ama at ya da tank sırtında ülke fethedip yağma yapmaya yönelik bir sempatim yahut arzum oluşmuyor. Tam tersine, dünyanın çeşitli yerleri ile Türkiye arasında iş ilişkileri kurup ilerletmeyi (yahut başka türlü kültürel, sosyal ilişkiler) Türk teşkilat ve yayılmacılığının güncel karşılığı olarak görmeyi tercih ediyorum ve günümüze uygun pozitif bir kimlik inşa ediyorum. Yazınızı Türkleri aşağılayan bir tonda ve nasıl bir hissiyatla yazdığını anlasam da göçebe kökenler üzerinden kurulan Türk kimliğinin pozitif inşasının mümkün olduğunu görmenizi isterim. Zaten hangi etnik grubun tarihte ne yaptığının da, o etnik grubun mensuplarının kendi kimliklerini inşa ederken ilham kaynağı olarak kullanması haricinde bir işe yarayacağını düşünmüyorum.

    Bunun haricinde diğer bir önemli husus her Türkte etnik Türk kimliğinin daha yeni, daha güncel ve güçlü olarak bir başka Anadolu kimliği ile bir arada bulunduğu. Bunun genel itibariyle Türkler de farkında değil. Bizans'ın, etnik Türklerin, Ermenilerin, Rumların, Yahudilerin, Arapların, Farsların, Kafkas milletlerinin, Süryanilerin vs. beraberce oluşturduğu bir birikim var. Bu birikim en az bir Ermeni kadar bir Türk'e de ait. Güncel yaşamımızı etnik Türk ya da Ermeni olmaktan daha yoğun olarak şekillendiriyor. Medeniyete yapılan katkıları daha ziyade bu ortak kimlik etrafında algılıyorum. Genel nüfusun bilinçaltında da bu algının olduğu kanısındayım. Buna delilim, İmparator Justinianus'un yaptırdığı Aya Sofya'nın bugün kimliğimizin en içkin bir parçası haline gelebilmesi ve bizim bu yapıya kendi yaptığımız bir Sultan Ahmet ya da Yeni Valide Camii'nden daha çok bağlılık duymamız.

    Ben bu etnik ve diğer (kültürel, güncel) köken ayrımının her millette olmasa da Türklerde ve özellikle gereklilikten oluştuğuna yürekten inanıyorum. 1880'li yıllarda, aksi gayrimüslim nüfus için belki daha olumlu olacaktı ama, kimlik bilinci oluşmamış yegane grup tebaadaki Müslümanlardı. O etnik olarak genlerini, içgüdülerini taşıdığımız atlı okçular son bir iyilik olarak bize milli bir kimlik sağladılar...

    ReplyDelete
  14. Siz ölümlerinden bilmem kaç asır sonra Moğolların hâlâ Cengiz Han, Özbeklerin Timur, Macarların Atilla ve Yunanlıların da Büyük İskender’le yatıp kalktıklarını biliyor musunuz? Fransızların Victor Hugo ya da Louis Pasteur’ü değil, Napoleon Bonaparte’ı özlediğini? Ve Tiergarten’daki banklarda oturan bir takım titrek ihtiyarların ‘Er hatte die ganzen Europa in einem Jahr erobert’ diye fısıldaştığını? Çünkü -beğenseniz de beğenmeseniz de- bu işler böyledir. Cengâverlik sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde prim yapar. Örneğin tefecilik, taş ustalığı veya eşek semeri imâlatından çok daha fazla.

    Eğitim sistemi, ‘milli anlatı’ filan laftır. Fransız, Belçikalı veya Ruslar tarih boyunca yaptıkları rezillikleri okulda mı öğreniyorlar? Bu Blog’un yazarı da, okurları da aynı eğitim sisteminin birer ürünü. İçinde bir parça merak (ya da şüphe) olan, araştırmak ve öğrenmek isteyen herkese bilgi dünyasının kapıları sonuna kadar açıktır; lakin içinizde gelişme isteği yoksa, Yale mezunu da olsanız eşeklik bâki kalır.

    Ayrıca milletlerin niçin sebilhane sürahisi gibi birbirlerine benzemek zorunda olduklarını da anlayamıyorum. İtalyanların opera sanatçıları, Almanların filozof ve bestekârları, Portekizlilerin dünyaya nam salmış denizcileri vardır. Kimse İranlılardan daha iyi şair olamaz, ya da Ruslar gibi roman yazamaz. Bazılarının hiç bir şeyi yoktur. İngilizlerin ise her şeyi vardır. Öte yandan bir şeyi olmayanlar da ‘Bizim niye Beethoven’imiz yok diye üzülmek yerine, her konserde Onun bestelerini daha iyi icra etmeye çalışırlar. İlla Türk Bach’ı veya Türk Newton’u olacak diye bir şey yok yani. Türklerin tarih boyunca bestekâr ya da mucit yerine, cihangirlere ve mareşallere sahip olmaktan hicap duymalarını gerektiren bir şey de yok. Niye olsun ki zaten?

    ReplyDelete
    Replies
    1. @Barış Bilen

      Sığ ve oldukça sübjektif bakıyorsunuz konuya. Medeniyete doğrudan ya da dolaylı olarak katkı sağlamakla da övünür halklar, hem de istemediğiniz kadar. Ayrıca bahsettiğiniz fatihlerin çoğunun fetihleri dolaylı da olsa medeniyete katkıları sebebiyle insanlara cazip görünür. İskender'in fetihlerini cazip kılan Helenizmdir, Cengiz'in fetihlerini cazip kılan Pax Mongolicadır, Timur'un fetihlerini cazip kılan Timurlu Rönesansıdır, Napoleon'un fetihlerini cazip kılan Fransız Devrimi değerlerinin ve Avrupa birliği fikrinin yayılmasıdır, Attila'nın fetihlerini cazip kılan pek bir şey yok, zaten o bazı Macar ve Türklerin salakça sahiplendiği ve medeniyete dolaylı bile olsa gram katkısı olmamış, tam tersine büyük zararı olmuş ve kendi ülkesini bile kısa süre sonra çöküşten kurtaramamış dar fikirli bir lider, övülecek bir yanını göremiyorum.

      Eğitim sistemi ve ana akım medya çok çok mühimdir, hele bizimki gibi kitap okuma oranlarının düşük olduğu ve bağımsız ve alternatif düşünce yollarının engellendiği ülkelerde. İnternet deseniz, o daha dünün icadı, yeni yeni etkisini göstermeye başladı.

      Bizim coğrafya kadar dünya medeniyetine katkı konusunda övünmek için malzeme sunan dünya üzerinde başka kaç coğrafya var? Avrupa'ya tarımı Anadolulular yaydı, hem de bayağı bayağı göçerek antik ve modern DNA'ların da gösterdiği gibi. Bilinen ve yazıya geçmiş ilk Hint-Avrupa dili olan Hititçe Anadolu'da konuşulmuş ve Anadolu merkezli büyük bir imparatorluğun da resmi dili olmuştur. Klasik Yunan medeniyetinin temelleri başta Miletos olmak üzere Anadolu'daki İyonya şehirlerinde atıldı. Antik devirde Anadolu'dan çıkan filozof, bilim adamı, tarihçi, coğrafyacı ve siyasetçilerin haddi hesabı yok. Anadolu antik Yunan ve Roma devirlerinin en gelişmiş, zengin ve medeni bölgelerinin başında geliyor. İlk Hristiyanların da çoğu Anadoluludur, Hristiyanlığın yayılmasında Anadolu pivot rol oynamıştır. Arap ve Slav istilaları olduktan sonra Bizans (daha doğrusu Hristiyan Roma) neredeyse Anadolu'dan ibaret bir devlet haline gelmiş ve Malazgirt'ten sonraki toprak kayıplarına kadar da nüfusunun büyük ekseriyeti Anadolu topraklarında olan bir imparatorluk olmayı sürdürmüştür. Rum Selçuklu sadece Anadolu için değil, bütün İslam dünyası için cazibe merkezi olan Anadolu bir Anadolu devleti olmuştur. İtalya'da başlayacak olan Rönesansın temellerinde mühim rol oynayan kişilerin de birçoğu bugünkü Türkiye topraklarından İtalya'ya göçen Bizanslılardır. Osmanlı'nın temelleri de Anadolu'da atılmış ve ilk büyük başkenti olan Bursa Anadolu'da, daha sonraki başkentleri olan Edirne ve İstanbul yine bugünkü Türkiye topraklarındadır ki İstanbul Bizans’ın da başkentiydi, ayrıca bugün Türkiye'de konuştuğumuz dil olan Türkçenin epey bol Arapça ve Farsça kelime ile zenginleşmiş bir versiyonu ile idare edilmiştir Osmanlı asırlarca.

      Delete
    2. Barış selam. Sen "Anonim" diye zırvalamadan önce, adım Cemre Ömer Ayna. Artık sıkmasan birader? Whataboutismin dibine vurup yalan yanlış konuşmaktan bıkmadın mı? Sen Avrupa ve Amerika'da koloni devrinin, köleliğin, faşizmin vs çalışılmadığını, lisede öğretilmediğini mi iddia ediyorsun? Senin ülkende insanları dağda katletmek için nazi devletinden gaz bombası aldığı daha ortaya çıktı, sen bunu hangi lise kitabında gördün de diğerleri adına yalan söyleme cürretinde bulunuyorsun?

      "Geçmiş mevzuları geride burakalım" lafı üstüne iki paragraf kölelik güzelledin. Burada daha önceden soykırım inkarcılığı yaptın, yetmedi zengin gayrımüslimleri haydutlukla suçladın. Milletin Twitter'da takip ettikleri yüzünden tutuklandığı ülkede kendi ismiyle yazmayı erdem diye pazarlıyorsun. Sen ne ayaksın kardeş? Sana mı soracağız kimin ne halt yediğini anlatmayı?

      "Yaw onlarda de gölelih bizimgi gibin değil" dediğin yerlerde bir kişi için insanlar sokağa döküldü, kölecilerin heykellerini indirdi. Sen ise burada can hıraş mal yerine konan on binlerce insandan bir tanesinin sarayda padişah annesi olma ihtimalinin güzelliğini savundun. En sonunda "Türklerin malı budur, anca çapulcu katil çıkarırlar" noktasına geldin.

      Bak, iki gün önce 600 yıl önce ele geçirdikleri şehrin sembolü yapıyı hizmete açtıklarında kamera önüne kılıçla çıktılar. Bugün bunu gören herkes niyetin ne olduğunu anladı. Yukarıda saydığın tüm isimlerin 10 katı kadar Enver Paşa, MKA, Fatih fetişizmi yapılıyor ülkede. Buyur senin gibi insanlar neler düşünüyorlar:

      https://pbs.twimg.com/media/EdssDm0XsAYMNpp?format=jpg&name=900x900

      Burada konuşulanlar hoşuna gitmiyor mu? O zaman kıstas arayacağına söylenenlerin doğru olmadığını ispat et. Ya da tarihin haydutlarını seninle aynı kimliği paylaştıkları için sahiplenmekten vazgeç. O zaman burada yazdığın iki paragrafın ne kadar ırkçı ve kendi kimliğin adına aşağılayıcı olduğunu algılarsın.

      Delete
    3. Şu üstteki arkadaşı sevmiyorum, burada Türkçü şovenizm propagandası yapıyor. Gelgelelim ilk paragrafta yazdığı cümleler kesinlikle doğrudur.
      Mesela Fransızlarda, Napoleon tapınmacılığı halen epey yaygındır, bizzat şahidiyim. Amerikalılar da aynı Türkler gibi bayrak fetişistidir, heryere çok lazımmışçasına bayrak asarlar.
      Fakat Fransa'da hiç kimse Napoleon aleyhine konuştuğu için(sövse bile) yargılanıp ceza almaz. Amerika'da da hiç kimse Amerikan bayrağı yaktığı veya üzerine basıp çiğnediği için tutuklanıp hapse atılmaz(bayrak kamu malı değilse).
      Amerika'da bununla alakalı en son davalar 1980lerde görüldü. 1990'da Amerikan Yüksek Mahkemesi(the Supreme Court) Amerikan bayrağı yakmanın suç olmadığına karar verdi.

      Delete
    4. AnonymousJuly 26, 2020 at 12:04 AM yazan !

      ""Ben, Ermenileri, Yunanları, Farsları, Hintlileri ve daha nice milletleri hakimiyeti altına alan göçebe atlı okçuların, köle tüccarlarının, devlet sahiplerinin ve paralı askerlerin soyundan geliyorum.""

      Hasiktir oradan!! antik çağlar da sözde Ermenileşmiş,Yunanlaşmış ve Hint-İranlılaşmış kavruk tenli mezopotamyanın ve güney asyanın eşek ve maymun
      siken kalabalık köle sürüsünü ezmenin sözde ve uyduruk gururu. Muhtemel kendisi de bu kalabalık köle tayfadan.

      Asimliasyonculukla gurur duymak ezikliği ve komikliği, 3000 yıl evvel Orta asyada proto-türkler vb.leri at sikerken, Burada Proto Ermeniler,Yunanlar ve Hint-İranlılar kalabalık yığınları asimile edip itaat ettirmişti zaten,Buna dedlerin de dahil.

      "Ustandan aldığını ustana satma, her gördüğün yarrağın altına yatma" diye çok kıymetli ve veciz bir söz vardır.

      Delete
    5. Son yorum yukardaki cevabın altına değil buraya yazılmış sanırım. O cevabın sahibi olarak bahsedilen şeyden bir halt anlamadım. Bir takım Proto-Ermeniler ve Farslar başka kavimleri itaat altına almış ve Türkler de onları mı itaat altına almış? Yoksa Proto-Ermeni ve İranlılar Türkleri mi itaat altına almış? Çünkü Türkler, İran taraflarına gidene kadar Çin ve sonraları da Arap hakimiyetine girmişler. Fars kültüründeki yerleri de alttan ziyade müttefik yahut düşman kıvamında. Batıya göç sonrası barbar atlı okçular ve köle-paralı askerler olarak Millet-i Hakime'ye hızla dönüşmüşler. Askeri ve siyasi kudret konusunda Türkleri bir başka milletle mukayese çok makul bir strateji gibi gelmedi bana. Veciz sözün burayla bağlantısını da yine çıkaramadım ama güzel bir sözmüş, mutlaka uygulayın.

      Delete
  15. Bütün amaç, çağın modası olan milliyetçilik akımı gereği tekçi bir ulus inşasıydı. Bunu Osmanlı'ya dayandıramazlardı çünkü Osmanlı hem çok ulusluydu hem de kafalarındaki modernleşme projesinin antiteziydi zaten.

    Saf bir Türk milleti ve ülkesi inşa edeceksek ona uygun bir de tarih üretmemiz gerekiyor deyip Osmanlı öncesi Türk tarihine yöneldiler. Oradan kahramanlık hikayeleri çıkarıp insanların ulusal gururunu okşayacak hikâyeler yazdılar.

    Bugün de Osmanlıyı baypas edip köklerini Göktürklere dayandırmak isteyen güçlü bir milliyetçi akım olduğu söylenebilir.

    İşin ilginci, insanlar tarihi kendilerince nasıl kurgularlarsa kurgulasınlar bugünkü siyasete yansıması hep faşizm şeklinde oluyor. Osmanlıcısı da Göktürkçüsü de süzme faşist, yobaz ve şiddete eğilimli.

    ReplyDelete
  16. Günümüz Türkiye'sinden geçmişe dönmek, daha da geçmişte bir şeyler aramak, müsvette kâğıdında harita çizmeye benziyor. Dolaylı ya da dolaysız, salınım hâlinde olan koca bir tarihler atlasını bütünlükle şu kesinlikte, bu kesinlikte izâh etmek mümkün değil. Ancak, polemiğe polemikle girişmekte oldukça yersiz.

    Kıssadan hisse: Bu gibi ikili polemiklerin yoruma kapalı kalmasının daha faydalı olacağını düşünüyorum.

    ReplyDelete
  17. Sevan Bey,
    Kemalizmin turk islam sentezi propagandasi cok enteresan geliyor. Ataturkun pozitivizmi ve ayni zamanda tarih yazimindaki turk islamciligini pek bagdastiramiyorum. Bugunlerdeki modernizm tartismasini ele alalim. Meb tarih kitaplarindaki osmanlı anlatisi ile modernizm( tanzimat vs) karsiti dincilerin anlatisi epey paralel gibi.
    Tabii kemalistlerin amacı osmanli modernlesmesini hor görüp her seyi kendilerine mal etmek olabilir. Ama sizin bu yazdiklarinizla birlestirince daha farklı bir resim çıkıyor.
    Not: yoruma kapali olsun vs diyenler var. Bari nisanyan forumda bir seyler yoruma kapali olmasin.

    ReplyDelete
  18. Kendilerinden önce gelen hint avrupalı fatihlerin yaptığını Türkler de tekrar etmiştir. Kendilerinden medeniyet olarak çok daha ileride ve çok daha kalabalık olan Akdeniz ve Ortadoğu medeniyetlerini zekaları, savaşçılıkları, cesaretleri, fiziksel güçleri ve dayanıklılıkları, dinamizmleri, organizasyon yetenekleri, ve içlerinden çıkardıkları sayısız askeri deha ile, şans eseri olamayacak şekilde, yüzlerce defa alt etmiş, fethettikleri grupları da kültürleri ve medeniyetleri ile birlikte asimile etmiş, bünyesine katmıştır. Sevan bey, sizin çok medeni olduğunu düşündüğünüz Ermeni milletiniz de medeniyetinin tamamını bölgede ondan önce ve onunla birlikte yaşamış olan diğer medeniyetlerden almıştı. Orta Asya gibi bir yerde ne ortaya çıkabilir, ne de hayatta kalabilirdi. Aynı şekilde, Mısır medeniyetine coğrafi bir yakınlık ve iletişim kanalları söz konusu olmasaydı Helen medeniyeti diye de bir şey olmazdı. Ermenilerin ve Helenlerin bu günkü yüksek medeniyetlerine gelince, Tripoliçe'nin ve Mora yarımadasındaki bütün Müslüman nüfusun yunan milli kahramanı eşkiya ve çapulcular tarafından katledilmeleri, Hocalı katliamı, Kıbrıs'taki toplu mezarlar, vs bize herşey zaten anlatıyor.

    ReplyDelete
  19. Selam Lord; Sahibinin, idealleri uğruna hapse girmekten çekinmediği bir Blog’da, lakapların arkasına saklanmak ve sair ödleklikler erdem sayılmaz, doğru. Bunları daha önce de söylemiştin. Özetle aynı teranelerle fena halde sıkan sensin birader. Hangisi çalışılıyormuş lisede? Katyn mi? Nanking mi? Ukrayna’da 10 milyon insanın açlıktan öldürüldüğü mü? Yunan İç Savaşı’nın özünde Bulgar azınlığı imha savaşı olduğu mu? Yoksa Vietnam savaşının Amerikan gençliği zehirlenerek finanse edildiği mi? Hangisi? Kimi kandırıyorsun sen o çok bilmiş yeni yetme palavralarınla?

    Zehirli gaz konusunu daha yeni mi duydun? Günaydın. Aferin sana. İhsan Sabri Çağlayangil’in anıları yayınlanalı 20 sene oluyor. Ben sana okulda öğrenemeyeceğin bir şey daha söyleyeyim. Burası Şark. İktidar oyununun hep sert oynandığı, sadrazam kellelerinin (1961’e kadar) havalarda uçuştuğu bir coğrafya. ‘Patron’ enselenip İmralı’ya tıkılmasa, kuracağı Pol-Pot rejimi, Dersim’i bombalayanlardan daha sevimli olmayacaktı yani, merak etme.

    Ne olmuş yani bir kaç entel zibidi sokağa dökülmüşse? Aşağılık bir düzeni demokrasi diye yutturmaya kalkan zihniyeti değiştiriyor mu bu? Şahane (!) eğitim sistemleri dünyanın en cahil, ikiyüzlü ve ırkçı toplumu olmalarını engelleyebildi mi? Filistinliler için de sokağa döküldüler mi? Hrant’tan sonra burada da sokağa çıktı insanlar. Bu satırların yazarı da içlerindeydi üstelik. Kimsin de kime ahlâk dersi veriyorsun bacak kadar boyunla? Bırakın bu ‘En bi hakiki muhalif benim’ ukâlalıklarını ve dünyadaki bütün kötülükleri Türkiye’ye bağlayan kompleksli, liboş ‘Scapegoat’ism’ini (Whataboutism:3- Scapegoatism:0)

    Esas kölelik güzellemesi, esas ikiyüzlülük nedir biliyor musun? Tüm kahramanların cahil ve zalim olduğu Ortaçağ hikâyeleriyle, sanayi ve aydınlanma çağında, Voltaire ve Byron okumuş adamların, ölçek olarak diğerinin bin katı ve ahlâken çok daha iğrenç zulümlerini aynı kefeye koymaktır. Batı’nın tüm refahını borçlu olduğu, halen devam eden katrilyon Dolar’lık yağmaların yanında, bir kaç g…boklu şamdan ve halı için ‘Yağmacı Osmanlı’ geyikleri yapmaktır, anladın mı? Padişah anası v.b. pespaye demagojilerle varabileceğin bir yer yok senin. Önce Avrupa’nın dört bir yanındaki genelevlere, Wall-Mart çalışanlarına ve ayda 30 Dolar’a çalıştırılan mülteci çocuklarına bak. Zira 2020 yılında Hatice’ye değil, neticeye bakılır.

    Azınlık ve soykırım teranesinden de gerçekten kusmak geldiğini belirtmem lazım. Lafı fazla uzatmadan, Rumeli’den sonra sıranın Anadolu’ya geldiği, açık açık ‘Hadi bakalım atlarınıza binip Moğolistan’a dönüyorsunuz’ dendiği bir noktada ne olmasını bekliyordunuz kardeşim? Vahşi ve katil ataların Höt denince ‘Al sana g…’mü diyeceklerdi? Kütüphaneler dolusu cart curt edebiyatı bu yalın gerçeği değiştiriyor mu? Hocanın ‘ölmemek için öldürmek’ temalı Lenin-Stalin yazısı başka ne anlatıyor? Bunları Almanların Yahudilere yaptığıyla aynı kaba koymak, hangi vicdana sığıyor?

    Hoca’nın kişisel kırgınlıkları nedeniyle zaman zaman Türkiye’yi diline dolaması, dünyanın Türkiye’nin etrafında döndüğünü göstermez. Burası, 18.Yüzyıldan itibaren dünya ekonomisi üzerinde beş kuruşluk bir etkisi kalmayan, zamanla yarı-sömürge haline gelmiş, fakir ve geri bir ülkedir. Sanayi devrimi, ve sömürgecilik çağına mahsus planlı ve organize kötülükler ile ilişkilendirilmesi, kıyaslanması gülünçtür. Tarih bilgisi kıt, kafası da kalın olanlar için anlamanın zor olduğunu biliyorum ama bizim ellerimiz daha temiz. Bugünkü rejimle mücadeleye gelince, müsadenizle bunu herkes kendi bildiği yoldan yapsın ve kimse kimseye kerameti kendinden menkul s…tirik akılllar vermesin. Nokta.BB

    ReplyDelete
    Replies
    1. @Barış Bilen

      Moğolistan, Orta Asya, Sibirya ya da herhangi bir başka yere Anadolu'dan ya da diğer Osmanlı topraklarından ilgili dönemde toplu Türk ya da Müslüman sürgünü şeklinde bir proje nerede gündeme getirilmiş söyleyin biz de bilelim. Londra Paktında mı, Sykes-Picot'da mı, Wilson Prensiplerinde mi, Mondros'ta mı, Paris Barış Konferansında mı, Londra Konferansında mı, San Remo'da mı, Sevr'de mi, nerede? Ölmemek için öldürmek argümanınız çok havada kalıyor, hele hele asırlardır Müslümanların ezici çoğunluk olduğu ve varlıklarına ciddi bir iç ya da dış tehdit olmayan Anadolu gibi coğrafyalar için. Benim o dönemde görebildiğim tek toplu Türk ya da Müslüman sürgünü anlaşması Lozan'daki zorunlu nüfus mübadelesi anlaşmasıdır, ama o üçüncü tarafların baskısı olmadan, Türk ve Yunan devletlerinin karşılıklı anlaşarak ve Yunan ordularına karşı Türk askeri zaferinin ardından imzalanmış bir anlaşmadır, ona itiraz ederseniz Türkiye Cumhuriyeti resmi politikasıyla ters düşmüş olursunuz.

      Delete
  20. Eee hocam bir kürt olarak diyorum eee.Yatırıp sikmedikleri kalıyor bizi dağda da ovada da öldürüyor.Kürdistan devletine asker sokuyor darmadağın ediyor.Ee ne var yani trigonometri yi bulmadılarsa.Amerika rusya bunlarla masaya oturuyor bunların istemediğiyle oturmuyor.Işine gelince sadece aba altından sopa gösteriyor.Tecavüze uğrayan kadının yapacaüı tek iş sağlam bir tekme ya da çantasında varsa silahı çekip vurmaktır karşıdakinin zekasımı sorgulamak değildir.Çoğu zaman tekme atmaya zamanı ve fırsatı da olmuyor.He doğruları konuşalım mı evet konuşalım ama reelpolitikte bunların ne kadar dünuaya katkı yaptıkları kimsenin sikinde değil zaten

    ReplyDelete