Wednesday, June 26, 2013

Din ve ahlak

METİN 1
Din bilginleri ve Ferisiler, zina ederken yakalanmış bir kadın getirdiler. İsa’ya, “Rabbi, bu kadın zina ederken yakalandı” dediler. “Musa, Yasa’da bize böyle kadınların taşlanmasını [recm edilmesini] buyurdu, sen ne dersin?” İsa doğruldu ve “İçinizde kim günahsızsa, ilk taşı o atsın!” dedi. Bunu işittikleri zaman, yaşlılardan başlayarak birer birer dışarı çıkıp İsa’yı yalnız bıraktılar. İsa kadına, “Kadın, nerede onlar? Hiçbiri seni yargılamadı mı?” diye sordu. Kadın, “Hiçbiri, Efendim” dedi. İsa, “Ben de seni yargılamıyorum” dedi. “Git, ve artık doğru yoldan ayrılma!” (Yuhanna 8:4-11)

METİN 2

Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüzer değnek vurun. Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın yargısı konusunda o ikisine merhamet göstermeyin. Onların azabına, müminlerden bir topluluk da şahit olsun. Zina eden erkek, ancak zina eden veya müşrik kadınla nikâhlanabilir. Zina eden kadın, ancak zina eden veya müşrik olan erkekle nikâhlanabilir. [Aksi] müminlere haram kılınmıştır. (Nur suresi, 2-3)

YORUM

Ahlakın temeli insan sevgisidir; diğerini insan olarak algılayabilme yeteneğidir.

Ahlak ile ahlaksızlık arasındaki farkı bundan daha net bir şekilde ifade eden bir başka örnek düşünemiyorum.

*

Ahlak normları şüphesiz insanlığın tecrübeleriyle şekillenir. Zina [doğum kontrol yöntemlerinin yaygınlaştığı döneme dek] tüm toplumlarda ciddi bir suç/günah sayıldıysa elbette [en azından kısmen] haklı bir gerekçesi vardır diyeceğiz.

Ahlak normlarının a) bir koda, b) bir lidere, c) bir cemaate endekslenmesidir tehlikeli olan.

Bir koda (kutsal kitaba/yasaya) bağlanan ahlak, birilerinin "ahlaksız" olarak tanımlanması sonucunu doğurur. Zulmün en korkuncu ve en beyinsizi, kendini ahlaklı sayanların "ahlaksız" diye damgaladıklarına yönelttiği zulümdür. İnsan yüreğinde zulmü bastıran ve yumuşatan tüm mekanizmalar, o noktada iflas eder. 

Yanılmaz sayılan bir lidere veya grup aidiyetine bağlanan ahlak, "bizden" olmayanların ahlak nesnesi olamayacağı anlamına gelir. Dolayısıyla onlara yapılacak her türlü zulmü ve alçaklığı meşrulaştırır. "Biz" kardeşiz. O halde "onlar" (kâfirler, barbarlar, Ziyonistler vb.) kahredilmeli.

Müslümanlık, kitap-peygamber-cemaat üçlemesini aşamadığı sürece ancak ahlaksızlık ve zulüm doğurur derken bunu kastediyorum.

Çağdaş bir ahlak teorisi ancak ateizm üzerine inşa edilebilir derken de bunu kastediyorum.



12 yorum:

  1. Ben de ateizmden guzel ahlakin cikacagina inanmiyorum. dinden guzel ahlak cikabilir ama ateizmden cikmaz.
    Nihai tahlilde ve lafizda, katletmeyin hak yemeyin paylasin guleryuzlu olun irkcilik yapmayin beyninizi kullanin mesajlarini anlamayan dindar da olsa ateist de olsa insan olamadan gocecektir.
    Ateist oldugunu iddia eden cunku dini pek konusma geregi duymayan sevdigim arkadaslarim var ve gorusmek istemedigim dindar akrabalarim da var.
    Bu insanlar fikrimi degistirmiyor. Bir islam toplumunda yasadigimi da dusunmuyorum elbette. Benim icin de sorun markalar degil, davranislarin insana yakisir olmasi.

    1500 sene gecmesine ragmen kitaptan cikarabildiklerinizin bunlar olmasi uzucu.

    Olumlulari ve olumsuzlari siralasaniz birgunvgocmeden de yararlansak.

    Kitap peygamber olarak gordugunuz neredeyse hic birseyi ben islam olarak gormuyorum. Yorum ya da gormek istedikleriniz bambaska.
    Cemaat konusunda evet cunku insanlarin durumu ortada.
    Yanıtla
  2. Sayın nişanyan bu yazıyı yazarken bazı insanların konuya yüzeysel bakıp,vay sen ateistlik adı altında hristiyanlığı yüceltip islamdan daha iyi olduğunu mu savunuyorsun demelerinden korkmadınız mı ? bunu merak ettim de.
    Yanıtla

    Yanıtlar


    1. Hıristiyanlığı yüceltip İslamdan daha iyi olduğunu savunmanın ne gibi bir sakıncası olabilir Süreyya?
    2. ahan da kendini ifşa ettin, foyan çıktı ortaya.savcılar göreve. kutsalıma şey etti bu kabuklu
  3. Her şey iyi güzel hoş da, son cümle tam aklıma yatmadı. yani cagdas ahlak teorisi illa ateizmden mi cıkacak? o mevzuyu bi ac bakalım Sevan abı, ne demek istiyorsun bu cagdas ahlak teorisiyle. ateistlikse, ben de allahına kadar ateistim. ama ateistlerden de cok bi bok olacagını zannetmiyorum. şurası dogru, bence icinden allah korkusunu atmıs insan, kendi yolunu bulmaya dogru ilerleyebilir, kitapta yazanla hayatta basıma gelenler hep celişiyor, bu işte bir gariplik var diyebilir.allah kitap peygamber üclüsüne omurilikten itaat edenler hep ancak bi yere kadar gelebilir diye düşünüyorum. sonrası mümkün degil, cünkü sınırlar var, korku var, zartı zurtu var. ne ahlakı? direne direne kazanacagız der gibi, tırsa tırsa mı ahlaklı olacagız? yok öyle bir sey.
    bunca yıl yasadım okudum ettim de ne ögrendin diye sorsanız, en basta diyecegim insanoglu puştun tekidir derim, hadi ingilizcesine de 'cunny' diyeyim tam olsun.allaha inanani da öyle inanmayanı da. ha ateizm belki surda ise yarar: önce bir pustlugumuzu kabul edelim, ona göre bir ahlak insa edelim. yoksa biz allahın yarattıgı en sevgili kuluyuz falan filan diye böbürlensek bizden cacık olmaz, hangi ahlaktan bahsediyoruz?
    Yanıtla

    Yanıtlar


    1. cunny degil de cunning demek istediniz heralde!? cunny baya baya "am" demek cunku..
  4. Hristiyanlık, hele de bugün tatbik edildiği şekilde Hristiyanlık, ateistler için İslama göre çok daha katlanılabilir bir din. Bunda şaşılacak bir şey yok. Bu tesbiti yapmak için illa Sevan Nişanyan gibi Hristiyan asıllı bir ateist olmak da gerekmiyor, Müslüman asıllı ateistler de aynı tesbiti yapıyor.
    Yanıtla
  5. Ben Hemşinliyim keşke Hristiyan kalsaymışız keşke iskit torunları gelip bizi Müslüman etmeseymiş bugün domuz eti yer bol bol et tüketirdik.Hemşinde domuz hayvanı bol bulunur.bence Hristiyanlık diğerlerine göre daha rahat ama şuanki haliyle tabi.ne güzel sünnet olmazdık bol şarap içer pazarları Hemşindeki büyük katedralimizde kadınlı çocuklu erkeği yaşlısı yemekli ayinler düzenlerdik kim bilir belki bende papaz olurdum kilisede.vartavarı gerçek manası ile kutlardık şimdiki gibi yüzün hali ile değil.ilişkilerimiz daha rahat ve içten samimi olurdu kendi aramızda.toplumumuzda kız ve erkek ilişkileri daha rahat olacağından ben şimdi çoktan evlenmişte olurdum.lanet olsun böyle kadere.
    Yanıtla

    Yanıtlar


    1. Hemşinliler Hristiyan kalsaydı, Hemşinliler bugün burada değil, bir kısmı diasporada, bir kısmıysa Ermenistan'da olmak üzere Türkiye dışında yaşıyor olacaklardı. Tehcir esnasında ölenleri/öldürülenleri de cabası. Bir de vaziyete kuantum fiziği nokta-yı nazarından bakacak olursak, Hemşinliler Hristiyan kalsaydı, şahsen sen var olmayacaktın, çünkü sen Hemşinlilerin Müslümanlaştığı bir kainatın mahsulüsün.

      Hemşinlileri Müslümanlaştıranlar, adına ister Rumlu/Rumi, ister Daçik, ister Türk de, Anadolu'nun Türkçe konuşan Müslüman ahalisidir, ki bu ahali Anadolu'da asırlarca süren Müslümanlaşmalar ve karışmalarla meydana gelmiş yani Anadolu'ya has bir ahalidir. Hemşinliler Müslümanlaşmalarına rağmen dillerini muhafaza edebilmişlerse, bu muhtemelen Anadolu'nun Türkçe konuşan Müslümanlarıyla hiç ya da çok seyrek karışmaları neticesinde olmuştur.
    2. domuz yemek icin hristiyan kalsaydik diyeni ilk defa duyuyorm.afrikalilarin karinlarini doyurmak icin hristiyan olmasina benzemis.
      ben bi porsiyon domuz yiyene,künefeyi bedavaya veriyorum.benim dinime gec ,kurtul:)
  6. Dinsel kitaplarda kabul goren/ogretilen/goz yumulan ahlak kurallarinin bircogunu bugun bircok dindar insan bile reddediyor. Ornegin kolelik; insanlarin taslanmasi, kollarinin kesilmesi, cocuklarla evlenilmesi vs (Bu insanlar bugunku medeniyet anlayisiyla celismeyen kurallari ise aynen koruyorlar elbette.. yani simdilik!). Peki bu sonuca nasil varabiliyorlar? Nasil secici gecirgen olabiliyorlar? Bence: Gunumuz medeniyetinin getirdigi insan haklari, toplum yasami ve ozgurluk anlayisini az da olsa hissederek. Buraya kadar hersey normal fakat ilginc olan tarafi, ayni kisiler (bugunun medeni deger yargilarinin hicbir dinden kaynaklanmadigini, insanligin ve toplumsal yasamin ilerlemesinin bir sonucu oldugunu yani "insan urunu" oldugunu gormezden gelerek), din disinda ahlak olamaz diyorlar. ironik!
    Yanıtla
  7. Hangi ateizm? Neden Hitchens'ın Dawkins'in sözlerini bize peşgeş çekiyorsunuz hocam? Biz bunlardan daha iyisine layık değil miyiz? Acaba hiç dil bilmediğimizi mi düşünüyorsunuz? Sizin yanınızda esamemiz okunmasa da bunu sizin çevirinize gerek kalmadan görebilen biriyim, çok şükür.
    Ateizm şu ana kadar siyasette ne başardı?
    Örnek Sunarsak en ateist ülke Çin. Acaba toplumsal adalet bakımından durum nasıl orada? ABD ve Kanada sonra geliyor. Kanada dışında gelir dağılımı adaletini koruyan ateist nüfus yoğunluğu olan bir ülke göremedim, güçlülerden ki o da dünyaya katkısından çok baltık ülkeleri gibi yalnızca kendi derdine düşmüş durumda.
    Bakın, açık ve net bir gerçek var o da din olmadan insanların ne iyilik ne de kötülük yapmaya kolay kolay teşvik edilmesi olanaklı değil. hele hele 50 derece enlemlerinden aşağıda yaşayan hiç bir toplumda bunun esamesi okunmuyor.
    Bana güçler ayrılığı propagandası mı yapacaksınız bunun üzerine? Yoksa seküler ideolojilerin mi? Hani Lenin ve MArx'ın adına heykeller diken cinsinden?
    Yoksa serbest piyasayı mı seviyorsunuz? Hani Apple ortalığı darma duman edip üstünlüğünü ilan edene kadar 7 petrol şirketinin 50 yıl kadar tekelinde tuttuğu iktisadi güce mi özeniyorsunuz?
    Dini toplumsal bir gerçeklik olarak ele alıp düzeni ona göre işlemek gerek, Atatürk gibi işleri karmaşıklaştırıyor bu diye kenara atılması gereken bir dantel ya da süs değil batıdaki Hıristiyanlığın kaderi ile İslam bir değil.
    Adamlar gittiler kendilerine devlet kurdular Vatikan diye, 1000 yıllık rüyaları gerçek oldu.
    Halbuki İslam'ın devlet kurmak gibi bir ideali olmadı doğrudan.
    Kölelik konusuna gelince İslam'da köleliğe izin vardır. Çünkü kölenin işçi olup sorumsuzca köpek gibi çalıştırılıp üç kuruşu ağzına tıktıktan sonra fırlatıp atmak sorumsuzluğunu önlemek ister İslam. Ya da böyle İsciçre'de olduğu gibi bunu yüce idealler arkasına gizleyip kimsesiz insanları sömürmek için kullanılmaz hale getirir. Köle İslam'a göre artık efendisinin ailesinden sayılır. ;üstelik de insan hakları vardır. Hani Fransız devriminden sonra yayınlanan bildirinin ilk hali gibi değil (Vergi mükellefi ve erkek olmayanlara vatandaşlık yoktu, orada). İnsan insandır, İslam'da. Ve yaptıklarına gösterdiği özene (takvaya) göre ve harcadığı çabaya göre bir yere varabilir.
    Kadın'a yarım hak tanır ama köylerde ve taşrada devlet otoritesi oraya ulaşamadığı için hiç hak verilmemesine göz yummaz.

Sunday, June 16, 2013

Halkı "mensup olduğum millete" karşı kin ve düşmanlığa tahrik etmekten mahkûm olmuşum, üzerinize afiyet

SORU
Türkiye nasıl bir ülkedir?

CEVAP
Şöyle bir kararı yazabilen birinin yargıç olabildiği bir ülkedir.

"... halkın büyük bir kısmının mensup olduğu dinin peygamberine mensup olan kişilerin peygamberlerine olan duygularını alaycı, aşağılayıcı ve rencide edici şekilde ve onların öfkelerini artırıcı bir şekilde ve sanığın kendi savunmasında görüldüğü üzere, saygı sınırları içerisinde ve ifade hürriyeti kapsamında kabul edilemeyecek şekilde ve kaba bir biçimde (...) açıkça insanların dini duygularını öfkelendirecek şekilde kendisinin ve MENSUP OLDUĞU MİLLETİN insanlarını hedef göstererek, halkın büyük bir kısmının dini inanışlarını aşağılayarak ve tahrik ederek, onları kinlendirerek büyük bir kısım halkın diğer bir kısım üzerine kin ve düşmanlığa alenen tahrik ettiği, SANIĞIN AMACININ burada kendi fikirlerini ifade etmekten ziyade halkın büyük bir çoğunluğunu oluşturan insanların dini duygularını tahrik ederek kin ve düşmanlık çıkarmak istediği ve BİR TAKIM KELİME VE CÜMLE KURGULARI YAPARAK bunu ifade özgürlüğü kapsamında kendi düşünceleri olduğunu belirttiği ancak asıl amacının İslamiyet ve onun peygamberi hakkındaki eleştirilerden ziyade, toplumsal barışı zedeleyecek şekilde ve dini duyguları zorlayacak şekilde TOPLUMSAL ÇATIŞMALARA ZEMİN HAZIRLAMAK OLDUĞU kanaatine varılmıştır."

İstanbul 14. Sulh Ceza hakimi Recep Uyanık imiş :) Gerekçeli kararı Cuma günü geldi.

Madde 216-1'in şaheser bir yorumu gibi geldi bana. Halkın bir kesimini "mensup olduğum millet" aleyhine (Ermeniler kastediliyor) kin ve düşmanlığa tahrik etmişim. Bu durumda şikayetçi olma hakkı Ermenilere düşmez mi diye merak ediyor insan.

Hakim beyin tahkir (hakaret etme) ve tahrik (harekete geçirme) arasındaki farkı bilmediği belli oluyor. AİHM  Handyside vb. kararlarından bihaber olduğu da şüphesiz.

*
AYNI davayı Konya, Bursa ve Ümraniye'de de açmışlar "vatandaşlar". Dur bakalım onlardan ne çıkacak.


14 yorum:

  1. "bişeyler söyledi ama niyeti başkaydı" diye karar vermişler. iyiymiş bu. ne yaparsan yap ben istersem suçlusun istemezsen değilsin. ben günlük tartışmalarımda da bunu kullanıcam, çok etkili.
    Yanıtla
  2. Sadece bir ayet okuduğu için hapis cezası alan arkadaşım var. Tek yaptığı ayeti olduğu gibi okumaktı bir kahvehanede.

    Düşünce özgürlüğünün kapıları henüz aralanmadı bile bu ülke için.
    Yanıtla
  3. Olaylar 2500 yıldır hep aynı demek ki. Bkz: Sokratesin Savunması
    Yanıtla
  4. Oldu olacak bütün ateistlere ve hatta bütün gayri-Müslimlere de dava açsınlar da tam olsun.
    Yanıtla
  5. Bu yargıcı aşağılayarakmı yargılasak (yarmak), aşağılamayarakmı yargılasak.
    Yanıtla
  6. 80 li yıllarda biraz kafası çalışan hiç kimseyi ama hiç kimseyi (arada beni de) hakimliğe almadılar. TSK nın inzibat seçme kriterleriyle hakim seçtiler. Ben,kaybolur endişesiyle bakkala, sigara almaya bile gönderilmeyecek çaptaki adamların hakim olduğuna şahidim. O adamlardan bu kararlar çıkar. Diğer davaların akibeti için pek umutlanmayın derim zira kaliteli hakim pek az aralarında...
    Yanıtla
  7. Rezalet. Acimasizca. 13 kisi 1 kisiye dava. Aklima her hakli davami kaybettigim geldi.
    Yanıtla
  8. Maalesef Türkiye adalet bürokrasisi önce Kemalizm sonra İslamizasyon nedeniyle hukuki değil ideolojik kararlar üretiyor. Sevan'ın daha bir çok suçtan (özellikle mühür fevkleri) cezası var. İnanılmaz ama bir anda 15 yılını hapiste geçirebilir. Tam verimliliğinin en yüksek olduğu bir dönemde bir insanı yok etmek istiyorlar.
    Yanıtla
  9. Sevan abi az önce Twitter'da milletle girdiğin domuz polemiğini gördüm de oradan aklıma düştü. Bu İslam ve Yahudilikteki domuz yasağının kökenlerini araştırmışlığın var mıdır? Nedir bu Ortadoğu kültüründeki domuz takıntısı? Bu konuda da kalem oynatabilir misin azıcık?
    Yanıtla

    Yanıtlar


    1. şurada burada az buçuk oynatmışlığı vardır. domuz penisinin insanınkine fazlaca benzerliğinin de üstünde düşünülmesi gerektiğini ileri sürdüğü kalmış aklımda.
  10. Bir insanin dilini anlamadan-inanmak,nasıl bir inanç yaratır ki binlerce sene ,onu savunmak korkusu devam ediyor?

    ..جنگ هفتاد و دو ملت همه را عذر بنه
    ..چون ندیدند حقیقت ره افسانه زدند
    Yetmiş iki millet savaşı,herkese bahane yaratacak kadar kafi..
    Hakikat yolu göremedikleri için,efsane yolunu tuttular..
    Yanıtla
  11. Gezi Parki eylemlerinde medyada ve sosyal medyada bakalim Sevan ve Fazil'in durumuna dikkat cekilecek mi diye hep bekledim ama kimsenin bu konularda konusmaya cesareti yok (benim dahil.) Ozgurlukler ile kastedilenin yolun ortasinda dikilmeye kadar indirgendigi bir ortamda asil buyuk resmin kaciriliyor olmasi uzucu. Birakalim bizlerin tarihini ve kulturunu baska milletler arastirsin, bizler dogmalarimizdan kurtulamayiz. Basimizi da belaya sokmayalim simdi. Ironi yapmiyorum.
    Yanıtla
  12. Hükmü bir yana koyuyorum, o "mensup olduğu millete karşı kine tahrik etmek" nasıl bir mantıktır?
    yani kendisinden nefret ettirmek değil, ateistlerden nefret ettirmek değil, mensup olduğu milletten nefret ettirmek. adamın "milleti" yazı metninden anlaşılıyor mu acaba bir sormak lazım hakime. veya yazıyı okudun mu acaba diye sormak lazım. belki şöyle bir bakmıştır arada birkaç kelime gözüne çarpmıştır :)
    politik bakışını falan tartışmıyorum, dünyaya bakışı budur diyelim hadi, ama akıl mantık da yok hakikaten bu kararı böyle yazan insanda. ve biz bunu hakim yapmışız valla bravo :)
    Yanıtla
  13. Hakimin yazdıklarını okuyunca aklıma geldi. Hrant Dink için de bazıları: "Ermeniler aleyhinde kışkırtma yaparken kendi kendini öldürttü" demişlerdi.
    Yanıtla

Wednesday, June 12, 2013

Kimse ecdâdımız çapulcu değildi demesiin.



Çapmak Eski Türkçe. Divanı Lugati Türk (sene 1069), Uygurcada “vurmak” anlamına gelir demiş. Çapılmak “boynu vurulmak”, çapıtmak “vurdurmak”, çaptırmak “boynunu vurdurmak”. Kaşgar lehçesinde ise sadece “sıva vurmak” anlamında kullanılırmış. Ayrıca “suda yüzmek” ve “kamçı vurmak” anlamları da var. Tümünde ortak fikir sanırım “şlap” diye bir ses çıkararak vurmak.

Buna benzeyen fiiller Eski Türkçede dört tanedir, çalmak, çakmak, çapmak, çatmak. Yaklaşık benzer anlam sahaları var. Dördü de kısmen (tamamen değil) onomatope özellikleri gösterirler. Ses yansımalı sözcük yani, çatır çatır, şaklatmak, şaplak, şappadanakfilan benzeri.

Türkiye Türkçesinde en erken devirden itibaren çapmanın yanısıra çarpmak biçimi görülmüş, zamanla öbürünü marjinalleştirip egemen olmuş. Aradaki r’nin nereden çıktığını bilmiyorum. Münferit olay değil, Eski Türkiye Türkçesi sepmek > serpmek, ETTü kıpmak > kırpmak, ETTü çıpmak > çırpmak gibi paralelleri var. R sonradan mı türedi? Yoksa r asli idi de bazı lehçelerde düştü mü? Meçhul.

*
Batı Türk dillerinde ilave anlam belirmiş ve ön plana çıkmış. Erken Türkiye Türkçesinde çapmak çoğu yerde “at koşturmak, dörtnala gitmek, tezitmek”, dolayısıyla “akın etmek, yağmalamak”. Dede Korkut’ta bu anlamda 42 defa geçiyor. Erken Kıpçakça metinlerde hakeza. Farsça tâzîden eşdeğeri olarak kullanılmış. [Farsça fiilin de “hızlı gitmek, seğirtmek, akın etmek, talan etmek, vurkaç hareketi yapmak” gibi anlamları vardır. İranlılar ta eski çağlardan beri Bedevi Araplara tâzî ya da (doğu lehçelerinde) tâcik derler, “akıncı, yürük” anlamında.]

Türevleri: çapar “postacı, ulak”, çapkun “baskın, süvari akını”, çapnı “akıncı, çapulcu”.  Anadolu’nun çeşitli yerlerinde Çepni diye bir Türk boyu vardır, komşuları tarafından pek sevilmezler, isimleri muhtemelen buradan.

*
Çapağul sözcüğüne en erken 15. yüzyıl başlarında Çağatay Türkçesinde rastlıyoruz: “Türkmânlarnınğ mahallesinge çapağul saldılar.” Türkiye Türkçesinde yakın döneme dek çapkın/çapkun tercih edilmiş. Mesela Solakzade (1644): “Nice bin ceng-cûyan ile Azerbaycan üzerine çapkun etmeğe ferman buyurulmuş idi.” Çapûl veya çapaul galiba 18. yy sonlarından önce pek görülmemiş. Burhan-ı Katı’da geçiyor, 1797. Sonra Enderunlu Vasıf, 1800 civarı: “Gerdeninde beklesin benğler misâli karağûl / Çeşm-i Tâtârınla kıl sâmân-ı uşşâkı çâpûl”.

[Karağul/karakol burada “nöbetçi, gözcü”. Sâmân = hazine. Uşşâk = aşıklar. “Gerdanındaki benler nöbetçi dursun, Tatar gözlerinle aşıklarını talan et” demek istemiş. O zamanın aşkları vahşiymiş.]

+Ağul eki ne? Türkiye Türkçesinde ve Eski Ortaasya Türkçesinde böyle bir yapım eki yok. Ancak Moğolcada yaygın bir ekmiş. Moğol imparatorluğunun gölgesinde şekillenen Çağatay Türkçesinde de bir ara epeyce kullanılmış.

Türkiye Türkçesinde bu ekle yapılan üç kelime biliyoruz. İkisi Moğolcadan direkt alıntıdır. Karağul > karakol, Moğolca kara- “bakmak” fiilinden, “bekçi, nöbetçi”.[1]   Yasağul > yasavul, Moğolca yasa- fiilinden, “yasakçı, zaptiye”. Her ikisi de tipik, 13. yy’da Moğolcadan alınan tüm sözcükler gibi askerî ve idarî yapılanmayla ilgili. Buna karşılık çapağul > çapul sanki Moğolca değilmiş gibi duruyor. Moğolcada böyle bir fiil kökü bulamadım. Tatarca yahut Çağatayca gibi bir melez alanda türemiş olmalı belki de. Vasıf’ın yukarıdaki beyti de bu yöne işaret ediyor sanırım.

*
Çapulcu tam anlamıyla “akıncı” demek o halde. Arapçası غضو  (“akın etmek, dörtnala saldırmak”) kökünden gazî olabilir pekalâ. Gezi gazileri? Neden olmasın. Hem Türk, hem İslam geleneğine uygun bence.   




[1] Bugün karakol dediğimiz şey aslında karakolhane’dir, “nöbetçi evi” yani.

15 yorum:

  1. Çapmak dediğiniz gibi "at sürmek" anlamına geliyor "Herkes öz atın çapardı / göyde cıdasın qapardı / bolu bey geldi apardı / apardılar serdarmizi."

    Bildiğim kadarıyla benzer şekilde Fransızca chevauchee de "at gezintisi" anlamına geliyor, ama ortaçağda "düşman bölgesini yıpratmak amaçlı baskın, yağma, ateşe verme", çapul anlamında kullanılmış.

    Cesaret etsem, p'nin v'ye dönüşümü vs. konularına hakim olsam, arada bir bağlantı var mı yok mu arardım.
    Yanıtla
    Yanıtlar
    1. yavas.. chevauchée cheval'den (at), cheval de latince caballus'tan geliyor.. caballus'un nerden geldigi tam belli olmasa da kelt dillerinde koktesleri bulunmasi nedeniyle keltce bir dilden geldigi varsayiliyor.
  2. "Vay Ermeni sen misin Türklüğe ve İslâm'a dil uzatan!"

    Yok arkadaş alperen taklidi bile yapamıyorum, beynimi tümüyle yitirmem gerekiyor. Yaşa Sevan... 18 yaşıma kadar ultrapropogandanın etkisiyle müthiş bir faşisttim. Bu tarz bütün yazılardan ötürü köpürür, herkesi vatan hainliğiyle suçlardım. Çok şükür beynime oksijen girdi sonra...
    Yanıtla
  3. Mevcut Istanbul Emniyet Muduru'nun de soyadi 'Capkin'. Tesadufun boylesi...
    Yanıtla
  4. Emre Göktaş12 Haziran 2013 21:20
    Çapulcu kelimesinin çapul kökünden geldiğini, ve fiil halinin de koşmak, dörtnala gitmek ve akın etmek anlamlarında kullanıldığını da nisanyansozluk.com'dan öğrenmiştim, bunun için teşekkür ederim. Benim anlamadığım nasıl olmuş da günümüzde "çapulcu" kelimesi, karşılığı olan "giyim, kuşam ve hareketleriyle beğenilmeyen, toplum yapısına ters insan" anlamına doğru kaymış? Acaba akın eden eşkiyalar gibi, ya da düzensiz askeri birlikler gibi bir benzetme, bir sıfat olarak mı kullanılmak istenilmiş?

    Bir de konuyla alakasız olacak ama aklıma takılmışken onu da sormak istedim. Firdevsi'nin Şehname adlı eserinde (Meb yayınları Prof. Necati Lügal Çevirisi) bazı illerin isimleri dönemin İran Şahlarının isimleriyle anılıyor. "Sivayuşgird" gibi. St. Petersburg'un eski adının da "Leningrad" olduğunu biliyorum, Lenin'in Şehri" ya da "Büyük Lenin" anlamına geldiği söyleniyor. Acaba Şehname'de geçen "gird" ile Stalingrad ve Leningrad örneklerinde geçen "grad" kelimesinin herhangi bir akrabalıkları var mıdır? Yoksa tamamen bir benzerlik mi söz konusudur?
    Saygılarımla.
    Yanıtla
  5. Üstadım, şu ermenice'de türkler için kullanılan bir "daçik" var, bu da biraz evvel aktardığınız gibi midir?
    Yanıtla
  6. Farsça çap (baskı) ve çaphane (matbaa) ile bir ilgisi var mıdır bu Türkçe çap kökünün sizce Sevan bey? İlhanlılar dönemindeki ilk kağıt paraya Çince'den verilen çav ve çavhane (banknot matbaası) isimleri Çince'yle de bir etkileşim olduğunu gösterebilir mi?
    Yanıtla
    Yanıtlar
    1. Steingass Farsça çāp "baskı" kelimesinin Hintçe çhāp dan geldiğini söylüyor. Hintçe kelimedeki aspirasyon, yani h sesi, o lisana yerli olduğunu muhtemel kılar. Ses taklidi kelimelerin benzerliği olsa gerek. İlhanlı devri Farsçası çāv / çāw Uygurca çāw vasıtsıyla Çince ch'ao kelimesinden gelir. Gene ses taklidi menşeli kelimelerle dikkatli olmak lazım.
  7. Emre Göktaş: "Benim anlamadığım nasıl olmuş da günümüzde "çapulcu" kelimesi, karşılığı olan "giyim, kuşam ve hareketleriyle beğenilmeyen, toplum yapısına ters insan" anlamına doğru kaymış? Acaba akın eden eşkiyalar gibi, ya da düzensiz askeri birlikler gibi bir benzetme, bir sıfat olarak mı kullanılmak istenilmiş?"
    Öğrendiğim kadarıyla imparatorluk tarihi boyunca konar göçer akıncı toplulukların yerleşik düzene geçişi özendirilmeye çalışılmış. Bu yüzden 'çapulcu' toplum yapısını bozan kişi anlamı kazanmış olabilir. (kaynak: Erdoğan Aydın'ın eserleri)
    Yanıtla
  8. Enc. of Islam II "Tadjik"

    <<

    The topic has since been taken up by V.A. Livshits and Werner Sundermann. The implication now is that NP tāzī “Arab” goes back to a MP *tāzīk/g and Middle Parthian *tāžīk/g which was an Iranian calque on Ṭayyāyē arising quite early in the Christian era (possibly on analogy with MP rāzīk/g as the ethnic adjective from the city of al-Rayy, rhyming closely with Ṭayyiʾ, and especially with its truncated form Ṭayy). Thus coined in western Persia to denote "Arab", the term would then have been carried by Persians and Parthians, traders and others, into various parts of Central Asia, but more probably by Parthians, the western neighbours of Sogdia, given the Sogdian spelling tzyk = tāžīk/g. When, on the other hand, Arabs or Muslims in Central Asia are referred to, in the sources from the 8th century onwards, as Tāzīk with z, it must have been Persians who introduced the name or confirmed it by then established Persian pronunciation with z. The majority of Persian invaders of Transoxania in early Islamic times were, however, no less Muslim than their Arab commanders, to whom they, for ethnic and not for religious distinction from themselves, referred as Tāzīk/g.

    >>
    Yanıtla
    Yanıtlar
    1. Benim esas merak ettiğim Tacik kelimesinin Ermeniceye nereden ve hangi manada girdiği ve sonra nasıl bir seyir izlediği.
    2. İzah edeyim, Ṭayyi' / Ṭayy (tı ile, yani Türkçesi Tayyi' / Tayy oluyor) İslamdan önce kuzey Arabistan'a göç etmiş bir bedevi Arap kabilesidir. Arabistan Araplarından Süryanilerin ve Farsların o zaman en iyi tanıdığı bedeviler olduğundan isimleri onlar tarafından diger bedevi Araplara genelleştirilmiştir ve Hicri ilk yüzyıllarda Süryaniler müslüman Araplara Ṭayyāyē demiştir.
    3. Tacik kelimesinin Ermeniceye girişi ve Ermenicedeki mana inkişafı hakkında ne diyeceksiniz?
  9. '' Çapulcu tam anlamıyla “akıncı” demek o halde. Arapçası غضو (“akın etmek, dörtnala saldırmak”) kökünden gazî olabilir pekalâ. Gezi gazileri? Neden olmasın. Hem Türk, hem İslam geleneğine uygun bence. ''

    Üstteki paragraf beni arapça bilginizden oldukça şüpheye düşürdü, Sevan bey. Zira Arapçada akıncı anlamını verebileceğimiz anlam - sizin dediğinize göre- غ-ض-و ile oluşturacağız, ism-i fail olan غاضي değil, غازي şeklinde olur ki, kelimenin mastarıda غزو'dir. Lisânu'l- Arab'dan bakabilirsiniz. Mevcut dad harfi ile yaptığınız terkib ile oluşturduğunuz fiilin gazve eden akına çıkan akıncı, yağmacı v.b ile uzaktan yakından alakası yok.
    Yanıtla
  10. Çapkınlıktan kurtulamamışız demek.
    Çapul bildiğim kadarıyla çapma kılışını yapma ve elde edilen ganimete verilen ad olmalı.
    Yanıtla