Din bilginleri ve Ferisiler, zina ederken yakalanmış bir kadın getirdiler. İsa’ya, “Rabbi, bu kadın zina ederken yakalandı” dediler. “Musa, Yasa’da bize böyle kadınların taşlanmasını [recm edilmesini] buyurdu, sen ne dersin?” İsa doğruldu ve “İçinizde kim günahsızsa, ilk taşı o atsın!” dedi. Bunu işittikleri zaman, yaşlılardan başlayarak birer birer dışarı çıkıp İsa’yı yalnız bıraktılar. İsa kadına, “Kadın, nerede onlar? Hiçbiri seni yargılamadı mı?” diye sordu. Kadın, “Hiçbiri, Efendim” dedi. İsa, “Ben de seni yargılamıyorum” dedi. “Git, ve artık doğru yoldan ayrılma!” (Yuhanna 8:4-11)
METİN 2
Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüzer değnek vurun. Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın yargısı konusunda o ikisine merhamet göstermeyin. Onların azabına, müminlerden bir topluluk da şahit olsun. Zina eden erkek, ancak zina eden veya müşrik kadınla nikâhlanabilir. Zina eden kadın, ancak zina eden veya müşrik olan erkekle nikâhlanabilir. [Aksi] müminlere haram kılınmıştır. (Nur suresi, 2-3)
YORUM
Ahlakın temeli insan sevgisidir; diğerini insan olarak algılayabilme yeteneğidir.
Ahlak ile ahlaksızlık arasındaki farkı bundan daha net bir şekilde ifade eden bir başka örnek düşünemiyorum.
*
Ahlak normları şüphesiz insanlığın tecrübeleriyle şekillenir. Zina [doğum kontrol yöntemlerinin yaygınlaştığı döneme dek] tüm toplumlarda ciddi bir suç/günah sayıldıysa elbette [en azından kısmen] haklı bir gerekçesi vardır diyeceğiz.
Ahlak normlarının a) bir koda, b) bir lidere, c) bir cemaate endekslenmesidir tehlikeli olan.
Bir koda (kutsal kitaba/yasaya) bağlanan ahlak, birilerinin "ahlaksız" olarak tanımlanması sonucunu doğurur. Zulmün en korkuncu ve en beyinsizi, kendini ahlaklı sayanların "ahlaksız" diye damgaladıklarına yönelttiği zulümdür. İnsan yüreğinde zulmü bastıran ve yumuşatan tüm mekanizmalar, o noktada iflas eder.
Yanılmaz sayılan bir lidere veya grup aidiyetine bağlanan ahlak, "bizden" olmayanların ahlak nesnesi olamayacağı anlamına gelir. Dolayısıyla onlara yapılacak her türlü zulmü ve alçaklığı meşrulaştırır. "Biz" kardeşiz. O halde "onlar" (kâfirler, barbarlar, Ziyonistler vb.) kahredilmeli.
Müslümanlık, kitap-peygamber-cemaat üçlemesini aşamadığı sürece ancak ahlaksızlık ve zulüm doğurur derken bunu kastediyorum.
Çağdaş bir ahlak teorisi ancak ateizm üzerine inşa edilebilir derken de bunu kastediyorum.
Nihai tahlilde ve lafizda, katletmeyin hak yemeyin paylasin guleryuzlu olun irkcilik yapmayin beyninizi kullanin mesajlarini anlamayan dindar da olsa ateist de olsa insan olamadan gocecektir.
Ateist oldugunu iddia eden cunku dini pek konusma geregi duymayan sevdigim arkadaslarim var ve gorusmek istemedigim dindar akrabalarim da var.
Bu insanlar fikrimi degistirmiyor. Bir islam toplumunda yasadigimi da dusunmuyorum elbette. Benim icin de sorun markalar degil, davranislarin insana yakisir olmasi.
1500 sene gecmesine ragmen kitaptan cikarabildiklerinizin bunlar olmasi uzucu.
Olumlulari ve olumsuzlari siralasaniz birgunvgocmeden de yararlansak.
Kitap peygamber olarak gordugunuz neredeyse hic birseyi ben islam olarak gormuyorum. Yorum ya da gormek istedikleriniz bambaska.
Cemaat konusunda evet cunku insanlarin durumu ortada.
bunca yıl yasadım okudum ettim de ne ögrendin diye sorsanız, en basta diyecegim insanoglu puştun tekidir derim, hadi ingilizcesine de 'cunny' diyeyim tam olsun.allaha inanani da öyle inanmayanı da. ha ateizm belki surda ise yarar: önce bir pustlugumuzu kabul edelim, ona göre bir ahlak insa edelim. yoksa biz allahın yarattıgı en sevgili kuluyuz falan filan diye böbürlensek bizden cacık olmaz, hangi ahlaktan bahsediyoruz?
Hemşinlileri Müslümanlaştıranlar, adına ister Rumlu/Rumi, ister Daçik, ister Türk de, Anadolu'nun Türkçe konuşan Müslüman ahalisidir, ki bu ahali Anadolu'da asırlarca süren Müslümanlaşmalar ve karışmalarla meydana gelmiş yani Anadolu'ya has bir ahalidir. Hemşinliler Müslümanlaşmalarına rağmen dillerini muhafaza edebilmişlerse, bu muhtemelen Anadolu'nun Türkçe konuşan Müslümanlarıyla hiç ya da çok seyrek karışmaları neticesinde olmuştur.
ben bi porsiyon domuz yiyene,künefeyi bedavaya veriyorum.benim dinime gec ,kurtul:)
Ateizm şu ana kadar siyasette ne başardı?
Örnek Sunarsak en ateist ülke Çin. Acaba toplumsal adalet bakımından durum nasıl orada? ABD ve Kanada sonra geliyor. Kanada dışında gelir dağılımı adaletini koruyan ateist nüfus yoğunluğu olan bir ülke göremedim, güçlülerden ki o da dünyaya katkısından çok baltık ülkeleri gibi yalnızca kendi derdine düşmüş durumda.
Bakın, açık ve net bir gerçek var o da din olmadan insanların ne iyilik ne de kötülük yapmaya kolay kolay teşvik edilmesi olanaklı değil. hele hele 50 derece enlemlerinden aşağıda yaşayan hiç bir toplumda bunun esamesi okunmuyor.
Bana güçler ayrılığı propagandası mı yapacaksınız bunun üzerine? Yoksa seküler ideolojilerin mi? Hani Lenin ve MArx'ın adına heykeller diken cinsinden?
Yoksa serbest piyasayı mı seviyorsunuz? Hani Apple ortalığı darma duman edip üstünlüğünü ilan edene kadar 7 petrol şirketinin 50 yıl kadar tekelinde tuttuğu iktisadi güce mi özeniyorsunuz?
Dini toplumsal bir gerçeklik olarak ele alıp düzeni ona göre işlemek gerek, Atatürk gibi işleri karmaşıklaştırıyor bu diye kenara atılması gereken bir dantel ya da süs değil batıdaki Hıristiyanlığın kaderi ile İslam bir değil.
Adamlar gittiler kendilerine devlet kurdular Vatikan diye, 1000 yıllık rüyaları gerçek oldu.
Halbuki İslam'ın devlet kurmak gibi bir ideali olmadı doğrudan.
Kölelik konusuna gelince İslam'da köleliğe izin vardır. Çünkü kölenin işçi olup sorumsuzca köpek gibi çalıştırılıp üç kuruşu ağzına tıktıktan sonra fırlatıp atmak sorumsuzluğunu önlemek ister İslam. Ya da böyle İsciçre'de olduğu gibi bunu yüce idealler arkasına gizleyip kimsesiz insanları sömürmek için kullanılmaz hale getirir. Köle İslam'a göre artık efendisinin ailesinden sayılır. ;üstelik de insan hakları vardır. Hani Fransız devriminden sonra yayınlanan bildirinin ilk hali gibi değil (Vergi mükellefi ve erkek olmayanlara vatandaşlık yoktu, orada). İnsan insandır, İslam'da. Ve yaptıklarına gösterdiği özene (takvaya) göre ve harcadığı çabaya göre bir yere varabilir.
Kadın'a yarım hak tanır ama köylerde ve taşrada devlet otoritesi oraya ulaşamadığı için hiç hak verilmemesine göz yummaz.