Sunday, October 11, 2020

Yalnız ve hüzünlü ülkemin işi bu sefer zor

İsrail-Suud-BAE-Mısır ittifakı yüz yıldan beri Türkiye’nin başına gelen en büyük badiredir. İsrail gerçi her zamanki gibi kartlarını kapalı oynuyor. Diğer üçünün köpürttüğü Tr düşmanlığı, savaştan başka çıkış yolu bulamayacak gibi görünüyor.

ABD’nin Yakındoğu’dan arazi olmasının sebebi uzun vadeli stratejik bir karar mıdır? Yoksa kopması mukadder olan arbedeye (en azından ilk aşamalarda) bulaşmama kaygısı mıdır? Bölgedeki en yakın müttefikleri ile bir NATO üyesi arasındaki kavgada ABD alenen taraf tutmaya zorlanmak istemez.

İttifak Tr’yi Sudan’dan temizledi. Sırada muhtemelen Somali, Libya ve Katar vardır. Asıl darbeyi vuracakları yer olan Suriye’de Rusya’nın onayına ihtiyaçları var. O adımı atabilirler mi? Son günlerde Mısır’ın Suriye rejimini Arap Birliği’ne davet etme hamlesi o yönde bir girişim olabilir.

Denizlerde ittifak zayıftır. O yüzden Yunanistan, Fransa ve İtalya’yı ittifaka dahil etmeye çalışıyorlar. Ancak Akdeniz’de de yanlarına almaları gereken kilit oyuncu bunlar değildir. Rusya’dır. Rusya’yı kazandıkları gün Tr’nin işi biter.

Ermeni-Azeri savaşında İran müdahalenin eşiğine gelmiştir. Tek başına Azerbaycan’ın İran’a karşı şansı yoktur. O yüzden İran’ın müdahalesi kaçınılmaz olarak Türkiye’yi savaşa sürükler. Türkiye girerse Rusya’nın da İran yanında müdahalesi güçlü olasılıktır. Ancak İran’ın savaşta yer alması, İsrail-Suud ittifakının Rusya ile anlaşmasını zorlaştıran bir faktördür. O yüzden İran’ın işe karışması, paradoksal olarak, uzun vadede Türkiye’nin işine gelebilir. Rus-İran ittifakı, Rus-İsrail-Suud-Fransa ittifakından daha küçük beladır.

Türkiye’nin Neo-Osmanlıcılık macerası, Ahmet Davutoğlu adlı kuşbeyinlinin fantezilerinden doğdu, en azından onlardan beslendi. Erdoğan da maalesef – Kasımpaşalılığından, ya da siyasi sahada köşeye sıkıştığından – ona ayak uydurdu, ya da uydurmak zorunda kaldı.

Sonucun, tıpkı 1828, 1878, 1913 ve 1918 gibi, Türkiye için büyük bir felaket olacağını görmek için kahin olmaya gerek yok. Türkiye’nin imparatorculuk oynamaya müsait doğal kaynakları yok. Ekonomisi zayıf. Kadroları yetersiz. Yakın çevrede tek dostu yok. Uzak çevredeki dostlarını da teker teker kaybetti.

Çıkacak bir kavgada şansı sıfır.

Acayip dostluklar dizisi #1



26 comments:

  1. Bu tarz yorumlar Türkiye'nin koca ekonomi ve ordusunu, nüfusunu atlıyor. Türkiye'den gelecek bir mülteci akınına Avrupa nasıl direnir? Dünyanın en büyük 20 ekonomisinden birinin çökmesi kime ne fayda sağlar? 70 yıldır ABD'ye bağlı ordu ABDnin yanından nasıl ayrılır? Hepsi atlanıyor. Bunlar hiç mümkün değil bence.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Mülteci akınını Avrupa şimdilik çok radikal tedbirlerle önlemiş görünüyor. Deneyin isterseniz.

      Dünyanın 20nci en büyük ekonomisinin çökmesi borçlar açısından risklidir. Tüm dünyada borçların ödenmez hale geldiği bir dünyada o kadar etkili olmayabilir. Yatırımlar açısından ise tüm dünya için büyük bir fırsattır. Yıkılan Türk kentlerini kim inşa edecek?

      70 yıldır ABD'nin kucağında olan ordu 15 Temmuz 2016'da o kucağa elveda dedi.

      Kaldı mı atladığımız bir şey?

      Delete
    2. NATO içindeki bir ordu nasıl olur da ardını ABD'den kurtarır? ABD/NATO eğitimli, onlarla networkü olan tonla paşa var Rusçalar ise tasfiye edildi. Perinçek meczubundan başka Çinci de yok. Oturacak başka kucak yok görünüyor.
      Ekonomi konusunda ise düşük döviz kuru, iyi kötü yetişmiş ara eleman kitlesi ve sadece bir kişiyi ikna edip ekonomide istediği gibi at oynatma fırsatını kim neden tepsin? Türk şehirlerini kurmak, inşa etmek doğru düzgün parası olmayan halktan gelir elde edemeyecek Batı için ne ifade eder? Batı bu kriz ortamında başına dert olacak Türkiye istemez bence. Daha fazla taviz ile konu kapanır. Zaten gideceğini düşünüyorlardır.

      Delete
  2. Israil, Suud, BAE ve Misir kalici bir ittifak degil. Bunlardan BAE haric, diger 3'u kendi iclerinde calkantili ve ani bir sekilde degisecek kirilgan politik yapiya sahip. Hepsi de koltuk ve iktidarini koruma korkusuyla hareket eden, ulkelerini cok kotu bir sekilde yoneten kadrolara sahip ve hicbirinin halklarini Iran gibi bir ulkeyle uluslararasi savasa goturecek kudretleri yok.

    Iran ve Rusya da ayni sekilde degerlendirilebilir. Rusya, tukenmis bir ulke, kendine hayri yok.

    Fransa'nin ne yapmak istedigi ilginc bir soru. Fransa, Avrupa'da yalniz bir ulke. Libya'yi kendi basina bela etti ve sacma sapan, ucu sonu belli olmayan maceralarini paylasan bir partneri artik yok. Macron, bakalim pacayi Le Pen'den kurtarabilecek mi? Diger (kontinental) Avrupa ulkeleri ancak Macron'un populizmine o yuzden goz yumuyor, ama Fransa'da toplumdaki 'globalizasyon' yorgunlugunu anlamadiklari icin geri tepecek Macron'un bu cikislari.

    Bu arada, Cin'i unuttunuz degerlendirmenizde. Bu isler, oyle kolay degil.

    Ne yazik ki, Ermenistan'i disaridan gelip kurtaracak bir beyaz atli prens (veya prensler koalisyonu) yok. Kaldi ki, problem Azerbaycan ve Ermenistan arasinda, Turkiye'yi baglayacak tarafi yok. O yuzden Rus-Iran ittifaki veya Rus-Israil-Suud-Fransa ittifaki, proxy savasin disinda bir yere varmaz. Ermenistan'in da o proxy savasi kaldirabilecek curumu yok.

    Bel baglamayin.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Rusya' ve İran'ın "tükenmiş ülkeler" oldukları fikri son 300 yıldır şaşmaz bir ritmle her 30 veya 60 yılda bir piyasaya çıkar. Sonra bu ülkeler kendilerine vade biçenleri gömer. Bu sefer de farklı bir hava yok.

      Fransa'da Macron kaybetse de gelecek olanın Tr konusunda farklı bir çizgi izlemesi pek mümkün görünmüyor. Fransa kamuoyu "Türk tehlikesi" fikrini benimsedi. Hele Le Pen, muhtemelen Macron'a rahmet okutur.

      Çin'in Ordadoğu-Yakındoğu sahasında askeri bir pozisyon aldığı bugüne dek görülmedi. Yakında bunun değişeceğine dair bir belirti de yok.

      Bel bağlamayıp ne yapalım? 100 milyon nüfuslu iki kudurmuş köpeğe alimallah 2 milyon nüfusla kafa tutarız mı diyelim?

      Delete
  3. "Rusya' ve İran'ın "tükenmiş ülkeler" oldukları fikri son 300 yıldır şaşmaz bir ritmle her 30 veya 60 yılda bir piyasaya çıkar."
    Son 300 yildir, Rusya ve Iran, ne bellerini dogrultabildi, ne refaha ulasabildi, ne de bolgelerinde kalici bir cekim gucu olusturabildi. Ikisi de, dunya sisteminin kiyisinda kalmaya mahkum, kuru kabadayilikla is yuruten ulkeler. Ermenistan'in isi onlara kaldiysa, Ermenistan da ayni kadere bir 300 yil daha mahkum olur...

    "Fransa'da Macron kaybetse de gelecek olanın Tr konusunda farklı bir çizgi izlemesi pek mümkün görünmüyor."
    Le Pen gelirse Fransa'nin ve Avrupa'nin ugrasacagi cok baska sorunlari var, Turkiye akillarindaki son konu olur. Macron ve Fransa, bu denklemde, sicak hava uretmekten baska bir fonksiyonu olmayan etkisiz eleman...

    "Çin'in Ordadoğu-Yakındoğu sahasında askeri bir pozisyon aldığı bugüne dek görülmedi." Yaptiginiz "aneliz" ve denklemlerde, Cin'in
    pozisyon almayacagini dusunmek saflik...

    "Bel bağlamayıp ne yapalım? 100 milyon nüfuslu iki kudurmuş köpeğe alimallah 2 milyon nüfusla kafa tutarız mı diyelim?" Yapilacak seyler cok basit... Ermenistan, 1) Karabag'daki Iran'a nukleer madde kacakciligindan zan altinda olan mafya devletciginden vazgececek, 2) anayasini degistirip Turkiye, Azerbaycan ve Gurcistan sinirlarini taniyacak; 3) CSTO'dan cikip NATO semsiyesi altina girecek ve 4) 3 komsusuyla iliskisini normallestirecek anlasmalar imzalayacak (hani o begenmediginiz Davutoglu'nun ugrastigi arkasindan Ermenistan'in sacma sapan Ermenistan anayasasi ve Anayasa Mahkemesi'ne takilan anlasma gibi). Cozum burada, baska cozum yok... Cok firsati geri tepti Ermenistan.

    Gurcistan'daki Asil Ortak egzersizinin (hani Ermenistan'in katilacak gibi yapip caydigi) bu harekatla es zamanli olmasinin tamamen bir tesaduf olgudunu dusunmuyorsunuzdur umarim...

    Dediginiz gibi 2 milyonluk nufusla komsularinin sinirlarini tanimamayi anayasasina koymus, her turlu karanlik ve yanlis isin icinde olan mafyalarla yonetilen bir ulkenin baris icinde yasamasini beklemek baska bir saflik, ne diyeyim size...

    Iyi gunler.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Rusya'yı anladıkta,Iran kimi nasıl ne şekilde gömmüş muamma.Irani daha 75 sene önce gömmüşlerdi de anglo-rus asya çıkar çatışmasında ortada kaldığından anlaştılar geri çıktılar.
      0 yüz milyonluk 2 kudurmuş köpek resmi Ermenistan topragina saldıŕırsa evet gerçekten kudurmuş köpek olurlar. (Kaldı ki tr savaşta değil bile).Ha derseniz Karabag bizim derlerse, (ki olabilir tarihen Ermeni topragı,ama Stalin böyle yapmış zamaninda resmen kabul edilmiş) butün dünyanin birbirini 10 kere gırtlaklamasi gerekir.Çünkü Herkesin kaybettigi kazandigi tarihen nufusen topragi var çesitli yerlerde.
      Bana göre Çözümse karabag azerbaycana geri verilecek.Oranın yerlisi Ermeni halkının varligi korunacak özerk olacak.Ermenilere azerbaycan ve Tr sınirlari acilacak.Ulkelerinin kalkinmasina destek olunacak.Ermenistan rus ayısınin tetikçisi olmaya terkedilemeyecek.Bana rustan ab den falan.Ermeni Türk ayni topragin insaniyiz.Ayni şekilde aşık oluruz,ayni şekilde efkarlanırız,duygulanırız,sinirleniriz.Yeter bu kendi hatalarimizla buyuttugumuz ama emperyalistlerin içimize soktuğu nifak.

      Delete
  4. Türkiye'nin asıl müttefiki Almanya'dır. Daha doğrusu müttefik değil de ileri karakol. Asyaya doğru Almanyanın tamponudur. Almanyanın Türkiyenin dayak yemesine izin verse de ezilmesini engelleyeceğini düşünüyorum.

    ReplyDelete
  5. Sayın Nişanyan,saydıgınız tarihlerde Osmalı yenilmiştir.Osmanlı 1913 tarinde tamamen nakavt olmuş, Birinci Dünya Savaşı öncesi daha cenazesi kalkmadan terekesi paylaşılmış bir mevtadır.Sizinde çok iyi bildiğiniz gibi ermeniler ise millet sistemi içinde en parlak unsur olarak ortaya çıkmıtır.Bütün batı medeniyeti ile dayanışma içinde,Rusya tarafından açıkça desteklenmektedir.Ama bu ortamda başkasının desteğine güvenerek yapılan girişimleri ermeniler için felaket ile sonuçlanmış.Korkarım ki tarih tekerrür eder.Ermeniler zanaatçı,tüccar bir milettir, acaba enson hangi savaşı kazanmılardır.1.Karabağ savaşını mı?Saydığınız ülkeler çeşitli nedenlerle kendi çıkar ve menfaatleri için Türkiye ye düşman olsada sanmayı ki ermeninin karakaşına,karagözüne hayran dostlarıdır.Haklı bile olsa öfkenizin,kininizin keskin akıl ve mantığınızın önüne geçtiğini görmek üzücü.

    ReplyDelete
  6. Bu söylediklerinize samimi olarak inanıyor musunuz gerçekten? Yani -affedersiniz- bu sayıp döktüğünüz ülkeler Türkiye’ye karşı ittifak etseler ne olur, etmeseler ne olur? Suudi Arabistan dediğiniz ülkemsi nedir; ABD askerini çekse (ki çekecek), bir hafta bile kendi ayakları üstünde duramayacak g…boklu bir aile şirketinden başka? Mısır 40 yıldır ABD ve Suudi Arabistan’ın verdiği parayla geçinen sefil bir dilenci topluluğundan başka nedir? Ki Onlar bile Münhasır Bölge işinde Yunan’dan, Eilat-Hayfa Projesinde de BAE’den yedikleri kazıklardan sonra Türkiye’ye yanaşmaya başladılar bile. Nüfusunun üçte biri Türkçe konuşan müflis ve perişan İran hangi cüretle savaşa müdahale edecektir? On tane kamyon göndermeye kalktılar, bütün Tebriz ayaklandı da linç ediyorlardı şoförleri. Rusya içi kof, rezil bir mafya rejiminden başka nedir? Bunların hangi birinde beş kuruşluk bir üretim var diye düşündünüz mü? Ya da şurada on sene sonra (yani kara taşıtlarının çoğu elektrikli olunca) ne yiyip içeceklerini? İsrail’le Türkiye arasında ciddi bir mesele mi var? İki ülkenin ticareti altı milyar Dolar’ı geçti. Dünyanın en zeki ve uyanık milleti Türkiye’yi karşısına alacak kadar aptal mı? Fransa’sı, AB’si ne yapabilirler bu son göçmen meselesinde kendilerini testislerinden yakalamış bir rakibe karşı?

    Hem sonra neyin nesidir bu ‘Neo-Osmanlı’ geyikleri? Büyüyen ve genişleyen ekonomiler, ucuz işgücü, hammadde ve yeni ihraç pazarları için eninde sonunda kendi sınırları dışında bir takım arayışlara girerler. Elin Almanı, İngilizi ve Fransızı’nın 19.asırda geçtiği yollardan Türkiye ve Çin gibi ülkelerin şimdi girdiğini görmek bu kadar mı zor? İtalya’nın 1911’de Trablusgarp’a çıkması gözünüze dünyanın en makul ve mantıklı eylemi olarak gözükürken, Türkiye’nin Somali’ye veya Sudan’a çıkması niye bu kadar zorunuza gidiyor? Hadi ‘Davutoğlu-giller niye 60-70’lerde değil de, şimdi peyda oldu?’ diye düşünmediniz; Adam Smith’ten, Keynes’ten geçtim, İdris Hoca’yı da mı okumadınız? Bütün bunların Neo-Osmanlıcılık’la bir ilgisi var mı? Ekonomik açılımlar, tarihi ve kültürel bağlarımız olan ülkelerden değil de Paraguay’dan mı başlayacaktı?

    Son olarak bu sayıp döktüğünüz ülkelere her türlü ahlâksızlığı, rezilliği hak görürken, Türkiye’nin (veya Azerbaycan’ın) en küçük bir hak arayışında derhal ‘Kudurmuş köpekler!’ moduna geçmeniz anlaşılır şey değil. Bu tarz görüş ve beyanları daha önce Kaptan Ahab’ın Moby Dick ile olan mücadelesine benzetmiştim. Korkarım ki, bu sefer de kazanan Moby Dick olacaktır. Hatta bu son ateşkes girişimleri göz önüne alınırsa, kazanmıştır bile.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Gunumuzde Turkiye'de olanlar artik gelisen ekonomi, hammadde elde etme ve ucuz isgucune ulasim olayini asti. 2010 yili icin bunlardan bahsetseniz olabilirdi. Dunya kapitalist sistemi ile uyumlu sekilde rasyonelite baglaminda ekonomik bir cikar icin soft power olayi ile alt bir emperyalist devlet olabilirdi Turkiye. Gel gor ki kendini dev aynasinda goren Turk narsizmi kabardi ve bugun ortada ne bir ekonomik gelisme nede ona bagli hammadde ihtiyaci nede ucuz isgucune ihtiyac var. Artik buyuyemeyen,borc icinde ve kendisi ucuz isgucu olmasina ragmen kendi pazarlarini kaybeden bir ulke var cunku kendini en uyanik ve en zeki saniyor. Digerleri onu karsisina alamazmis cunku cok cagresizlermis. Egonun sismesi ve rasyoneliteden kopmanin en bilirgin ornekleri bunlar. Butun elestirileri susturup her seyi milli cikar adi altinda tek seslilige indirgerseniz gerceklerle bag kopar. Bu olay ekonomik genislemeciligi asmis artik kaybedilmis bir savas icin yikiciligi tek care olarak goren bir intihar seviyesine varmistir. Burada soru bu keyfiyetcilik ve narsizme yol acan neo-osmanlici,ittihatci ve turanci sapkin fikirlerin ittifakinin bu toplumda neden bu kadar saygi gordugudur. Burada Turk aile yapisinin rolunu goz ardi edersek hic bir sorunu cozemeyiz. Kendini dunyanin efendisi olarak goren bunca kucuk prens ve prensesleri kim yetistirdi. Turk milli egitim sistemi bu aile yapisinin patolojik yapisinin bir sonucumudur. Gelecek olan yikimdan sonra cumhuriyet ideolojisinin tam tersi sekilde assagidan yukari dogru demokratik bir toplum insaa edilebilir mi? Bence odaklanilmasi gereken budur.

      Delete
    2. Burada kayıtsız şartsız Tayyip Erdoğan avukatlığı yapıyor gibi görünmek istemem ama siz bu işlerin bir Ahmet, Mehmet veya Tayyip meselesi olduğunu mu düşünüyorsunuz gerçekten? Türkiye 1913’te Edirne, 23’te İmroz ve Bozcaada, 38’de Hatay, 50’de Kore, 74’te Kıbrıs ve 82’de Irak’a girdiği zaman iktidarda AKP mi vardı? Türkiye ile Batı ve hususiyetle ABD arasındaki çıkar çatışması bugünün konusu mu? Johnson mektupları, silah ambargoları, vatandaşlarımıza vize konması bu iktidar devrinde mi oldu? Arzu ettiğiniz gibi uysal koyun olunsa, bize karşı tutum ve davranışları değişecek miydi? Ve son olarak dişlerini ve tırnaklarını gösterme konusunda ufacık bir zaaf gösterse, bu milleti bu coğrafyada bir saniye yaşatacaklarını mı zannediyorsunuz? 1.Dünya Savaşı’nın sonunda Rumeli’den sonra sıra Anadolu’ya gelmiş ve sana açık açık ‘Hadi bakalım atlarınıza binip Moğolistan’a dönüyorsunuz.’ denmiş. Höt diyene ‘Al sana g…’mü diyeceklerdi? Herkese hak ettiği dilde mukabele edilir. Gerekirse İttihatçı, gerekirse de Turancı olunur, anladın mı? Netice itibariyle Türkler milliyetçiliği ve özellikle silah zoruyla vatanlarından sürülmeyi önce Ruslardan, sonra Yunan, Sırp ve Bulgarlardan öğrendiler. İttihatçılık ve Turancılık akımlarının toplumda bu kadar saygı görmesinin sebebi belki burada saklıdır. Netice itibariyle aşağılık ve köle ruhlu olmayan milletler geçmişlerine sahip de çıkar, saygı da duyar.

      Delete
    3. @Barış Bilen

      1. Dünya Savaşı sonunda Anadolu'dan Türkleri kovma gibi bir hedefi kim ne zaman ortaya koymuş, buna delil gösterebilir misiniz?

      İttihatçılık 1918 sonu itibariyle halk nazarında itibarı kalmamış bir harekettir, İttihatçı liderler apar topar ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştır 1. Dünya Savaşı hezimetinin ardından. Bugün İttihatçılığa meyledenler ya tarihi doğru düzgün bilmeyen insanlardır, ya da İttihatçılara sırf Ermeni ve Süryanilere yaptıklarından dolayı sempati duyan ultra milliyetçilerdir. Turancılığa (Pan-Türkizm de denen) gelince, en azından Atatürk Turancılığın ve Pan-İslamizmin gerçekçilikten uzak hayaller olduğunu şu sözleri ile belirtmiştir:

      "Muhtelif milletleri, müşterek ve umumî bir unvan altında cem’ etmek ve bu muhtelif unsur kütlelerini aynı hukuk ve şerâit altında bulundurarak kavî bir devlet tesis etmek parlak ve cazip bir nokta-i nazar-ı siyasîdir. Fakat aldatıcıdır. Hatta hiçbir hudut tanımayarak, dünyada mevcut bütün Türkleri dahi bir devlet halinde birleştirmek, gayr-i kabil-i istihsâl bir hedeftir. Bu, asırların ve asırlarca yaşamakta olan insanların çok acı, çok kanlı hâdisât ile meydana koyduğu bir hakikattir.

      Panislâmizm, Panturanizm siyasetinin muvaffak olduğuna ve dünyayı saha-i tatbik yapabildiğine tarihte tesâdüf edilememektedir. Irk farkı gözetmeksizin, bütün beşeriyete şâmil, cihângîrâne devlet teşkili hırslarının netâyici de tarihte mazbûttur. Müstevlî olmak hevesleri, mevzu-i bahsimizin haricindedir. İnsanlara her türlü hissiyât ve revâbıt-ı mahsusalarını unutturup, onları uhuvvet ve müsâvât-ı tâmme dairesinde birleştirerek, insanî bir devlet kurmak nazariyesi de kendine mahsus şerâite maliktir.

      Bizim vuzûh ve kabiliyet-i tatbikiye gördüğümüz meslek-i siyasî, millî siyasettir. Dünyanın bugünkü umumî şerâiti ve asırların dimâğlarda ve karakterlerde temerküz ettirdiği hakikatler karşısında hayalperest olmak kadar büyük hata olamaz. Tarihin ifadesi budur, ilmin, aklın, mantığın ifadesi böyledir.

      Milletimizin kavî, mes’ûd ve müstakar yaşayabilmesi için, devletin tamamen millî bir siyaset takip etmesi ve bu siyasetin, teşkilât-ı dahiliyemize tamamen mutabık ve müstenid olması lâzımdır. Millî siyaset dediğim zaman, kastettiğim mâna ve medlûl şudur: Hudûd-ı milliyemiz dahilinde, her şeyden evvel kendi kuvvetimize müsteniden muhafaza-i mevcudiyet ederek millet ve memleketin hakikî saadet ve ümranına çalışmak... Ale’l-ıtlak tûl-i emeller peşinde milleti işgal ve ızrar etmemek... Medenî cihandan, medenî ve insanî muameleye ve mütekabil dostluğa intizâr etmektir."

      https://tr.wikisource.org/wiki/Nutuk/6._b%C3%B6l%C3%BCm/T%C3%BCrk_milletinin_takip_etmesi_l%C3%A2z%C4%B1m_gelen_siyas%C3%AE_prensip:_Mill%C3%AE_siyaset

      Turancılığı Türkiye'de popülerleştiren Milliyetçi Hareket Partisi'dir ki onun kurulduğu sıralarda Türkiye ne işgal altında idi, ne de işgal edileceğine dair somut bir emare vardı.

      Delete
    4. " Dünyanın en zeki ve uyanık milleti Türkiye’yi karşısına alacak kadar aptal mı? Fransa’sı, AB’si ne yapabilirler bu son göçmen meselesinde kendilerini testislerinden yakalamış bir rakibe karşı? "

      LOL 😆
      Bu yaşta bu zeka ilerde gerizeka. Di mi Barocum?...

      Delete
  7. Teknoloji uretebilen toplumlarda cocuklar surekli kendini formatlayacak ve yeniliklere ayak uyduracak sekilde yetistiriliyor cunku ekonomik gelismenin temeli bu. Turkiye ise geleneksel bir toplum. Toplumun temeli aile hiyerarsisi. Bu tip toplumlarda bir tuglanin cekilmesi butun yapiyi cokertir. O nedenle statukonun korunmasi toplum icin en onemli sorun teskil ediyor. Akp doneminin ilk 8 yili bu yapiyi sarsti. Simdi tekrar eski formati oturtmak icin cabaliyor ama nafile. Toplumu bir arada tutmak icin surekli bir savas ve geleyan hissi pompalamak zorundalar. Elinde sonunda bir yerde patlar. Oedipus kompleksinin asilmasi icin baba katliami artik mecburiyet cunku toplum yapisi dolayisiyla devlet baba kenara cekilemedi. Yurt disi Turkiyeli diaspora artik yeni ulke nasil kurulacak onu planlamali. Olanlardan onemli dersler cikarilir ve iyi bir planlama yapilirsa devlet ve birey iliskisi dunyaya ornek olabilecek sekilde duzenlenebilir cunku modern teknoloji toplumlarinda da devletin gucunun orantisiz artmasi dolayisiyla hayat cekilmez hale gelmeye basladi. Teknolojik otoritenin yane bireyin kendini surekli formatlayip gelistirmesi baskisinin aile otoritesinden daha az bir sey olmadigini anlamamiz gerekiyor. Bu nedenle ilk ve en fena cokusu yasayan iyi bir planlamayla digerlerine ornek bir sistem kurabilir. Enseyi karartmamak lazim.

    ReplyDelete
  8. Moskova, dışarıyla flirte başlayan kız kardeşe abinin davrandığı çizgide yürüyor.
    Bugün Belarus ve Kirgizya da aynı durum. Ukrayna, Gürciya'da da benzer davrandı.
    Sevan hocam Moskova'ya gelin ziyarete.

    ReplyDelete
  9. Mensubu olmaktan "mutmain" olduğum ancak epey süredir milliyetçisi olup olmadığımı tam bilemediğim milletin bir ferdi olarak yazılarınızı ve videolarınızı kaçırmadan izlediğimi itiraf etmeliyim !

    Muhtemelen sizi takip eden tek Türk milliyetçisi ben değilim ama zeka ve fikir ön plana çıkınca insanın duyguları törpülenir diye düşünenlerdenim.

    Ülkenin yetiştirdiği nadide zeka timsali bir adamın söz konusu kendi milliyeti olunca nasıl subjektif yorum yaptığını görmek çok üzücü. Ermenilerin hepsimi böyle ?

    İslamcı siyasetin ülkemizi çıkmaza sürüklediğini gelin sabahlara kadar konuşalım ama bunun panzehiri Türkiyenin savaş arenasında sağlam bir dayak yemesi neticesinde mevcut faşist Ermenistanın büyümesini hayal etmekmidir ?

    İslamcı iktidar nekadar bok olursa olsun Cumhuriyet sayesinde bu ülkede öyle-böyle Ermeniler var yaşıyorlar değil mi ? Tersi neden mümkün değil ? Neden Ermenistan'da Türk yaşayamıyor ? Ermenistan'da daha insancıl bir rejim kurulsa ve -kesinlikle Kürtlerden daha medeni-Ermenilerle birlikte yaşamaya başlasak olmaz mı ? Mesele gelip siz Ermenisiniz biz Türküz boyutuna gelecekse evet iştahla söylediğiniz şey olacak ve bu aptal-şapşal-ahmak nerdeyse hain mertebesinde islamcılar sayesinde Türkiye korkarım toprak kayıplarına uğrayacağı savaşlara girecek katılıyorum ama neden Ermenistan denen tuhaf faşist devleti hiç konuşmuyoruz ?

    ReplyDelete
    Replies
    1. Cunki, muhtemelen, galiba ama kesin ve kat'i olarak sunu soyleyebilirim ki,
      siranin Irkci Ermenistana gelmesi icin bir yuzyil boyunca sizlerin super, ultra super, makro ve hatta kosmos buyuklugundeki irkciligini(zi) konusup insanlarin sizin irkciliginizdan cektikleri acilar biraz dinmeye basladiginda, Sira Ermenistan ve Ermenilerin (sonrada Kurtlerin) irkciligina gelir, ama simdi degil.

      Delete
    2. Milliyetçi olsam Alman milliyetçisi olurum. Türk milliyetçisi olmak gerçekten anlaşılmaz. Bak etrafına hemen cayarsın.

      Delete
  10. Erdogan bir Amerikan projesidir ve kemalizmin guncelesmis halidir.Erdogan Irak ve Suriyede hatta Turkiyede kurdistanin kurdurulmasi icin ihtiyac duyulan bir kisidir. Kurtlere yapilan bu kadar cok zulum ve baskinin baska bir izahi olamaz.Ulke bilincli olarak dunyada dostu olmayan bir duruma getirilmistir. Ergenekon tutuklamalarida sadece formalitedir ve onlara sadece kucuk bir gozdagi verilmek amaciyla uygulanmistir.Ergenekon Kurtler konusunda tecrubeli bir askeri guc oldugundan iktidar onlari amaci dogrultusunda kullanmaktadir. Yani Erdogan herkesin sandigi gibi askeri darbe korkusundan tutuklatmamistir onlari. Onlarda kurdistan projesinin ihtiyac duyulan bir parcasidir ve bu surec tamamlanana kadar kullanilacaklardir.Bu proje sonuca ulasmadan Erdogan rejiminin yikilacagini dusunmek bence hayalciliktir.Bu kadar problem olmasina ragmen ulke hala ayaklari ustunde durmaktadir. Ekonomik ve siyasi olarak gizlice ama buyuk destekler gormektedir.Aksi olsaydi iktidar coktan yikilirdi.

    ReplyDelete
  11. Asıl kuduz köpeklerin kimler olduğunu pekâlâ biliyorsunuz Sevan hoca. Siz ve eski dostlarınız istemese de, biz, salakça iç kavgalarımızı bir kenara bırakıp dostlarımızın anlayacağı dilden konuşamasak da şu saatten sonra Anadolu insanının sırtını yere getiremezsiniz; o fırsatı yüz sene önce kaçırdınız. 1918'de yapamadığınızı bir daha yapamazsınız. Evet biraz hırpalanırız belki ama sizin de yediğiniz dayak yanınıza kâr kalır.
    Bu konuları değil de "keyif aldığım bir dil" buyurduğunuz Türkçe üzerine konuşmak arzu ederdim sizinle. İçinden çıktığınız topluma karşı bu derece nefret duygularıyla ortaya çıkınca ben de "sizin dilinizce" konuşmak zorunda kaldım...

    ReplyDelete
    Replies
    1. Yavuz hirsiz ev sahibini bastirirmis! Bu sozun bir Turk atasozu olmasi tesaduf degil! Cunki Tecrube Konusuyor!

      Yavuz hirsiz yda kuduz kopek ne fark eder.

      Kim ev sahibi? Kim kuduz kopek?

      Kim kimi kimin yurdundan cikariyor?

      Kuduz kopek bir an icin guzluymus gibi gozukebilir ama sonunda kimseyi isiramayinca, zaten kendi kendi isirir, degil mi?

      Delete
  12. Suudi Arabistan'i hic merak ettiniz mi? Türkiye'de standart bati egitimli kesim adini duyunca bile sinir oluyor. Ahlaksizligin tavan yaptigi sahte bir ülke oldugunu herkes asagi yukari tahmin ediyor. Ama belki de cölün ortasinda gidilip görülmesi gereken yerler ve ilginc insanlar acaba var midir? Bayraklari yan yana görünce aklima geldi

    ReplyDelete
  13. Türkiye'nin bir devlet geleneği yok, Tek Adam geleneği var. Tek Adam gittiğinde devlet de çöker. Veya krize girer.
    Anadolu Selçuklularını bütün Anadolu'ya yayıp merkeziyetçileştiren, yani "devlet" yapan Alaaddin Keykubat'tı. Ondan sonra Anadolu Selçuklu Devleti'nin çöküşü başladı.
    Akkoyunluları devlet yapan Uzun Hasan'dan sonra da Akkoyunlu Devleti yıkıldı.
    Osmanlı'da ya Tek Adam padişahlar (veya Sokullu, Köprülü gibi fiili diktatör sadrazamlar) vardı, ya da fetret dönemleri ve taht kavgaları.
    Cumhuriyetle de durum değişmedi.
    Tek Adam'lar (Atatürk, İnönü, Kenan Evren, Erdoğan) dışındaki dönemler hep kriz dönemleri.

    ReplyDelete
  14. Makul olduğunu belirtmek gerekiyor. Ancak Türkiye'yi bir kenara bıraktığımızda da esasen kabaca Arapların ya da İran'ı ellerindeki doğal kaynaklar ile geleceğe yönelik bölgede sağlamlaştırıcı bir girişim yaptığı görünmüyor. Öte yandan Abd'nin Ortadoğu'daki sadık müttefiki - arada bir sürtüşseler de-Türkiye'dir. Zira Türkiye birçok bakımdan bölgede mantıklı işler yapabilmeyi başardığı anda öyle pek de korkmamız gereken komşumuz varmış gibi görünmüyor. Ama en doğrusu iktidardaki dangalakların Filistin davası denen saçmalıktan en çabuk şekilde yüz çevirmeleri gerekmektedir. Batı'nın potansiyel ve geçmişten gelen bağları nedeniyle ortadoğu' daki kaleleri Türkiye ve israil'dir. İkisi de seküler ve en azından kurucu nitelikleri bakımından batılı olan bu devletlerin birbirine yakınlaşmaması beklenemez. Tabi üç beş haritaya bakıp bu makul yargıya varabilecek soğukkanlı yöneticiler türemedikçe!

    ReplyDelete
  15. Ekonomist Turhan Bozkurt'un söylediğine göre, son üç ay zarfında Türkiye Azerbaycan'dan 10 milyar dolara yakın parayı yardım olarak almış. Daha evvelden de Türkiye'ye Libya'dan 8 milyar dolar gelmişti. Tayyip, sikmeyeceği eşeğin önüne ot koymaz.

    ReplyDelete