Hoca Rahmetullah:Govinda, Siddhartha’nın
gözlerindeki huzuru fark etmişti çoktan. “Anlıyorum ki, bulmuşsun Siddhartha”
dedi. “Ama ben, hâlâ arıyorum dostum.”
O sihirli cümleye gelmiştik. Siddhartha, arkadaşına gözlerinin içi gülerek,
şefkatle baktı. “Biliyorum” dedi. “Aramışsın, o kadar aramışsın ki, bulmaya
vaktin olmamış.”
Sevan-ı Tilmiz: Aramak daha zevkli. Bulunca ne olacak ki? Hayat boyu salak salak gülümsemiş,
yatmış, oturmuş, şişmanlamış.
Hoca: Birden haklı göründün gözüme!
Sevan: Bulandan korkacaksın.
Acımasız olur. Şüphe tanımaz. Yanlış yapanı cehenneme göndermekte tereddüt
etmez.
Hoca: Buna inanıyorsan sen de tehlikelisin.
Sevan: Arayıp bulan yarı-kötüdür;
çünkü arama sürecinin yaralarını ruhunda taşır. Aslında bulamadığını bilir.
Aramaktan yorulduğu için “buldum” der.
Başkasının bulduğuyla beslenen en kötüsüdür. Tarihteki bütün kötülükleri
onlar yapmıştır.
Yıllardır ve özellikle Batı'da moda olduğu için Budizm hakkında bilgi topladım. Şimdiye kadar Budizm hakkında hayli dandik yazılar okudum ve dandik budistlere rastladım ama "Halim ve Selim 14 - Nasıl kurtuluruz şu dertlerden? (3)" kadar dandiğine çok az rastladım.
ReplyDeleteEuhemerism, Henoteizm (Henotheism, Hénothéisme) hakkında zerre kadar bile bilgisi olmayan bir gazetecinin (journalist ) savsaklığı utandırıcı.
Ciddi ve asgari bir giriş ve başlangıç için Ananda K. Coomaraswamy: Hindouisme et Bouddhisme
Batı mit ve dinleri hakkındaki savsaklıkları görmek için de yine asgari bir başlangıç, F. M. Cornford: From Religion to Philosophy.
Salt "Halim ve Selim 14 - Nasıl kurtuluruz şu dertlerden? (3)"de anlatılan Yunan tanrılarına biraz daha dikkatle bakarsanız, o zamanki Yunanlıları gibi görebilirsiniz: Tanrılar günümüz televizyonundaki diziler ve dizi artistleri. Örneğin Zeus, gece gündüz Pelasgians (Pelasglar) tanrıçalarının ırzına geçer, yani eski tanrıçaları kontrol altına alır.
Nişanyan bey uzun yazılar istemiyor, uzatmayacağım.