Wednesday, June 28, 2017

Sykes-Picot’nun nesi kötü?

Tam bir yıl önce, Mayıs 2016’da yazılmış bir yazı.

Sykes-Picot mutabakatını kötülemek bu devirde politikman korekt olmanın şartlarından biri. Beter bir emperyalizm örneği olduğuna dair, solcusu da, İslamcısı da, Türk ulusçusu da, Arap milliyetçisi de hemfikir.
Oysa ne demişti Nietzsche? Herkes öyle diyorsa kesin yanlıştır. (Tam öyle dememiş galiba. “Herkes benim fikrime katılmaya başladıysa fikrimi değiştirmenin zamanı geldi” demiş, aşağı yukarı aynı şey.)
Bir kere emperyalizm ithamı çok su kaldırır. Evet, S-P ile İngiliz ve Fransız himayesi altında bir tür kolonyal yönetim kuruldu; kuranlar kibirden ve zulümden ari değildiler. Ama daha önemlisi, dört yüz senelik berbat bir emperyal tahakküme son verdiler. Arap inteligensiyasının çok büyük bölümü, en azından ilk başlarda, olayı böyle gördü. Modern tarihin en beyinsiz soygun düzenlerinden biri olan Osmanlı emperyalizminden kurtulmayı bir bayram vesilesi saydılar. Bugün de o görüş değişmiş değildir. Okumuş yazmış bir Arap’a “Osmanlı idaresi altında iyiydiniz” de bak bakalım ne tepki veriyor.
Diyebilirler ki 1916’dan 1918’e Arap milleti kahramanca bir mücadele verip Türk boyunduruğundan kurtuldu, ama sonra İngiliz’le Fransız gelip onları aldattılar, kanla kazandıkları zaferi ellerinden aldılar, harita üstünde gelişigüzel çizgiler çizip Arap vatanını dilim dilim dildiler. Arap aydınlarının tahayyül ettiği Arap birliği ve Arap bağımsızlığı masal oldu. Tasfiye edilen emperyalizmin yerine ucu açık ve şartları belirsiz bir başka yabancı egemenliği geldi. Haşimi hırslarına ve Lawrence’ın hayallerine kananlar sukut-ı hayale uğradılar.
Soralım:

·         “Alın size bağımsızlık” deyip Halep’ten Yemen’e kadar bir Arap imparatorluğu kurulmasına izin verseler insanlık için daha mı hayırlı olurdu? Arap halkı/halkları için daha mı hayırlı olurdu?

·         Dört yüz yıldan beri yabancı hakimiyeti altında yaşamış Arabistan’da, o çapta bir siyasi organizasyonu kaldıracak altyapı ve kadrolar var mıydı?

·         Mekke ile Medine’yi bile elde tutmaktan aciz olan Haşimi hanedanının o kadar geniş bir sahada egemenlik iddia etmesi gerçekçi miydi?

·         Bırak üniveristeyi, iki veya üç şehir dışında lisesi bile olmayan, bir avuç okur yazar aydını Galatasaray Lisesi veya İstanbul Darülfünunu’ndan çıkmış bir ülkeyi “al sana bağımsızlık” deyip kendi kaderine terk etmek insanlığa, ya da siyasi sorumluluğa sığar mıydı?

Sonuçta Osmanlı’nın terk ettiği Ortadoğu’yu, makul sayılabilecek bir hat üzerinden dörde bölüp, bir ksımını Fransa’nın, öbür kısımlarını İngiltere’nin vesayetine bıraktılar. İngiltere Irak’tan 1936’da, Fransa Suriye’den 1946’da ayrıldı. En son Filistin/İsrail’den 1948’de “ne haliniz varsa görün” deyip çekildiler. Bölmeyip ne yapacaklardı? Tek devletin, mesela İngiltere’nin vesayetine verselerdi daha mı iyiydi? Çizdikleri sınırların detayı elbette tartışılır. Mesela Musul (orijinal mutabakatın aksine) neden Suriye’ye verilmedi, Ürdün şart mıydı, Kuveyt hangi mantıkla yerel derebeyi ailesine bırakıldı, her türlü fikir beyan edilebilir. Sınırlar öyle değil böyle çizilse daha iyi olurdu diye kesin bir şey söyleyebilen var mı? Yok. O halde, olabileceğin makulünü yapmışlar deyip bırakacağız.
İlla bir suçlu aramak gerekirse 1516’ya ve Yavuz Sultan Selim’e bakmaya ne dersiniz?

16 yorum:

  1. Sykes - Picot bütün barışı sona erdiren barış antlaşması olarak bilinir. Kurulan yapay devletçikler yüzünden Ortadoğu bir daha dikiş tutmamıştır. Yazın biraz "Chewbecca Defense" tarzı olmuş hocam.
    Yanıtla

    Yanıtlar


    1. Yapay olmayan devletler veya devletçikler kursalar nasıl kurarlardı ve sizce o zaman Ortadoğu dikiş tutar mıydı?
  2. "Modern tarihin en beyinsiz soygun düzenlerinden biri olan Osmanlı emperyalizminden kurtulmayı bir bayram vesilesi saydılar."

    Sayin Nisanyan, bu tespitinizi acmakla mukellefsiniz. Bu tespitinize -hem osmanlinin en beyinsiz soygun düzeni kurdugu hem de kurtulan araplarin bunu bayram saydigi kismilarina- katilmayacak ciddi bir cogunluk var.

    Link verseniz de olur :)

    Saygilar,



    Yanıtla

    Yanıtlar


    1. Arap isyanının sebepleri ve Arap milli mücadelesinin tarihine ilişkin tonlarca literatür var. Mesela Ürdün kralı Abdullah'ın hatıratı, Türkçesi daha geçende yayınlandı.
  3. Kuveyt daha 1913'te Britanya'ya verilmişti. Her ne kadar manda idaresinden çıkan Mısır ve Irak 1936'da müstakil olmuşlarsa da Britanya'nın buraları asıl terkedişi 1946'dadır... Bu arada yorumları yayınlayınız.
    Yanıtla
  4. Aynen, 1516'da ortadoğu pisliğine girmeseydik bu denli yozlaşma, çürüme olmazdı devlet sisteminde. Hatta 1514'de aldığı doğu anadoludan da az bir kayıpla çekilmeliydi. ermeniler, kürtler kardeş kardeş yaşardı allahın berbat toraklarında.
    Yanıtla

    Yanıtlar


    1. Ne kadar iyimsersiniz, gıpta ettim.
  5. Abi, nihayetinde ille de ingilizi, fransızı aklamak huyundan ne zaman vazgeçeceksin? Tamam, osmanlı tahakkümü boktu. İyi. Onu anladık. Da... Yapma yani! 1936 ve 1946 diye bizi mi ütüyosun? Ordan dingiliz çıktı da amerikalı çökmedi mi nihayetinde? Sovyet fişteklemeleri?.. Kam oğn Sevan Abi. Abimizsin. Canımızsın. Ama işgalci türk olursa kaka, beyaz adam olursa iyi diye bi mantık neresinden tutulur?
    Yanıtla

    Yanıtlar


    1. İşgalci beyaz adam kaç tane yol, rafineri, müze, lise, polis koleji, liman, çorap fabrikası yaptı? İşgalci Türk kaç tane yaptı?
  6. "İlla bir suçlu aramak gerekirse 1516’ya ve Yavuz Sultan Selim’e bakmaya ne dersiniz?"

    1516'ya bakacak isek mesela Memluk'lara da bakmamız gerekmez mi? Suçlu ararken Yavuz Sultan Selim dışındakileri de unutmamalıyız yani.

    Aynı şekilde - Irak için de - Kanuni Sultan Süleyman ile beraber Safeviler'e de bakmamız gerekir.
    Yanıtla

    Yanıtlar


    1. OK, belki. Onlar da "Türk işgaline" girer gerçi.

      Mesele işgal değil sanki. Kan emme. Her işgal kan emme ile sonuçlanmaz.
  7. Sevan beyin Osmanlı ve Bizans dönemi Anadolu'su için söyledikleri (yani imarın tek merkez/başkentte yoğunlaşmasının kalkınmayı engellemesi) Arap veya diğer İslam ülkeleri için de geçerli değil mi?
    Bu ülkelerin imar edildiği dönemler de bizdeki beylikler dönemlerine benziyor.
    Kurtuba'da Endülüs Emevi'leri, Tunus'taki Kayrevan'da Aglebi'ler, Fas'ta İdrisi'ler (Fas ve Fes adı onların kurduğu Fez şehrinden geliyor sanırım), Mısır'da Tolunoğulları ve İhşidiler gibi.
    Yanıtla

    Yanıtlar


    1. Bence geçerli, belki de Ortadoğu medeniyetiyle alakalı bir problem.
  8. Şu Türkler bir yok olsa(!) da Sevan rahatlasan. Olsun bir Türk olarak yine de seni sevmeye çalışıyorum. Şu başkasından bakabilme çabanı bir Osmanlı yöneticilerine doğrultsan bakalım kıyamet kopar mı?
    Not: Yorumlarımda hakaret falan yok. Neden yayımlamıyorsun ki?
    Yanıtla
  9. Yok canım çok "kral" bir mutabakattı.
    Ülkeyi Batıcı-Kemalist elitlerin yönetmesine karşı çıkan Sevan Ortadoğu'yu Batılı elitler yönetmeliydi diyor :)
    O zaman neden kemalizmi eleştirdin diye sormazlar mı adama.
    İşte böyle sorarlar...
    Yanıtla
  10. Kemalistler Batıcıydılar belki fakat tam Batılı değillerdi, neticede Müslüman orijinliydiler, özlerinden komple kopamadılar.
    Yanıtla

No comments:

Post a Comment