Üç aylık sıkı bir
çalışmadan sonra Kuzey Yunanistan, Bulgaristan ve K. Makedonya’daki tüm yer
adları Nişanyan Yeradları (www.nisanyanmap.com)
sitesine işlendi. Toplam 10.000 adet yerleşim birimi oldu. Tümünün 20. yy
başındaki isimleri eklendi. Üç Makedonya’daki tüm yerleşimlerin
20. yy. başındaki etnik durumu kaydedildi. Ayrıca K. Makedonya’nın 2002 nüfus
sayımı sonuçlarında açıklanan etnik yapısı da belirtildi. Bulgaristan’ın eski
ve yeni etnik yapısına ilişkin henüz yeterli kaynak bulamadım, bulabilirsem o
da işlenecek.
Neden diye soracak olursanız, bu yerler
1878 veya 1913 yılına dek Türkiye’ye ait olan, %30-40 oranında Türk nüfus
barındıran yerlerdi. Eski yer adlarının büyükçe bir bölümü Türkçe idi. Türkiye’nin
yer adları konusunda ciddi bir çalışmanın bunlarsız eksik kalacağını düşündüm. Bu
ülkelerden Türkiye’ye 1878’de başlayıp 1980’lere dek devam eden kitlesel bir
göç yaşandı. Türkiye’de gerek yerleşim birimlerinin, gerek kişi adlarının
etnografisiyle ilgilenen birinin göçe kaynak olan coğrafyayı tanımak istemesi
de bence doğaldır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin
kendi sahasında uyguladığı kültür katliamının emsalleriyle tanışmak da büsbütün
faydasız bir hobi sayılmaz.
Bugün birkaç gözlemimi
paylaşayım. Bölgenin tarihini tanıyanlar için eminim bunlar yüzeysel bilgilerdir.
Ancak konuya yeni adım atan biri olarak bana ilginç geldiler. Okurlarımın çoğu
için de yeni malumat olacağını tahmin ediyorum.
|
İşlenen bölge (Makedonya koyu renk) |
Değiştirilen adlar
Yunanistan
Güney Makedonya (Yunan
Makedonyası) 1912-13’te,
Batı Trakya 1919’da Yunan egemenliğine girdi. İzleyen yıllarda bölgedeki
kasaba, köy, mahalle ve mezra adlarının yüzde doksan kadarı değiştirildi. 1927’de
aşırı sağcı askeri hükümetin çıkardığı bir yasayla bu süreç resmileştirildi. Böylece
yapay bir ‘Yunan millî coğrafyası’ yaratıldı.
Değişimden önceki yer
adları Makedonya’da %50 küsur oranında Slavca (Bulgarca = Makedonca), %30’u
aşkın oranda Türkçe idi. Batı Trakya yer adlarının %87 kadarı Türkçe idi. Yunanca
yer adları her iki bölgede %10’dan biraz fazladır. Balkan Savaşı’ndan önceki nüfus
kompozisyonu da kabaca bu rakamlara uygun görünüyor. (Ancak adı Slavca olan
Türk yerleşimleri ile adı Türkçe olan Slav yerleşimleri hayli fazladır.) Birkaç
bölgede inceleyebildiğim 16. yy tahrirleri, aynı isim dağılımının en az 400
yıldan beri değişmeden kaldığını düşündürür.
Türkiye’deki uygulamanın
aksine, Yunancalaştırmada mümkün mertebe eski adın çevirisi kullanıldı, ancak
Yunanca uygun karşılığı bulunamayan isimler tamamen değiştirildi. Slav ve Türk
egemenliğinin öncesine ait antik Yunanca isimler ancak arkeolojik sit niteliğindeki
yarım düzine kadar yerde canlandırıldı (Pelli, Arnaía, Orestiada). Diğer
isimlerin hepsi modern çağın milli ve ideolojik kaygılarının ürünüdür.
17 Eylül 1926 tarihli kararname
uyarınca “yabancı ve uygunsuz” yer adlarının değiştirilmesi görevi İçişleri
Bakanlığı’na verildi, 12 Aralık 1927 tarihli yönetmelikle eski adların resmi
işlemlerde ve resmi işleme esas teşkil edebilecek yazılı belgelerde kullanılması
suç haline getirildi. Kısmen bu yasa nedeniyle Yunanistan’da yer adı değiştirme
operasyonunun tavizsiz bir ısrarla yürütüldüğü anlaşılıyor. Yabancı kökenli
olduğu sonradan tespit edilen yer adları 1960’lere dek birer birer ayıklanmaya
devam etti. Nüfusu halen büyük çoğunlukla Türk olan ve Türkçe konuşan Batı
Trakya’nın Komotini/Gümülcine ve Ksanthi/İskeçe vilayetlerinde, köy ve
kasabaların yanısıra dağlarda bir iki hane nüfusu olan mahalle ve çiftliklerin,
hayvan barınaklarının, hatta terk edilmiş köy harabelerinin isimleri değiştirildi.
Halk arasında kullanılan Türkçe adları topluca bir yayında bulmak bugün halâ imkansıza
yakındır. (Sadece dere ve dağ adlarında gerekli özen gösterilmediği için halâ
Türkçe ve Slavca isim kalıntıları yüksek ölçekli haritalarda görülebiliyor.)
Bulgaristan
Bulgaristan’da 20. yy
başında kullanılan yer adlarının yaklaşık yarısı Türkçe, yarısı Slavcadır. Türkçe
ad yoğunluğu ülkenin doğu yarısında %80’leri bulur, batı yarısında ise %10-20’ler
seviyesinde kalır. Ova köylerinin ezici çoğunluğunun adı Türkçe, dağ köylerinin
ise – özellikle ulaşımı güç bölgelerde – Slavcadır. Bizans çağından kalan veya
daha sonradan edinilmiş Rumca yer adları, Karadeniz kıyısında bir avuç liman
köyünden ibarettir. Antik-öncesi çağlara giden birkaç yer adı dışında başka bir
dilin izini tespit edemedim.
1520/30’lara ait Osmanlı
tahrirlerinde izini sürebildiğim yer adları hemen hiç değişmeden kalmış.
Dolayısıyla Bulgaristan coğrafyasındaki Türkçe yer adlarının hemen hepsinin
1530 yılı öncesine dayandığını varsayabiliyoruz. Aynısı Bulgarca adlarda da büyükçe
bir ölçüde geçerlidir. Ancak ülkenin kuzey kesiminde 1877-78’deki büyük nüfus
hareketleri sonucunda boşalan ve tahrip edilen Müslüman köylerinin yerine veya
yakınına kurulan Bulgarca isimli yeni Bulgar yerleşimleri bu kurala istisna
oluşturur. Genel kural olarak ülkenin kuzey ve doğu kesimlerinde ovalık ve
verimli yerlerde bulunan ve 1906 yılından önce Bulgarca isim taşıyan köylerin
1877-sonrası yeni yerleşimler olduğunu anlıyoruz.
Bulgaristan’da Türkçe (ve
Yunanca) yer adlarının Bulgarlaştırılması 1906 ve 1934 yıllarında iki dalgada
gerçekleşti. Asıl değişime yol açan ikinci hamle, aynı yıl bir darbeyle
iktidarı ile geçiren General Georgiev önderliğindeki Faşist rejimin eseridir.
1945’ten sonra kurulan komünist rejim yeradı millileştirmesiyle pek uğraşmadı,
monarşi dönemini hatırlatan birkaç simgesel yere (Ferdinandovo, Batenbergovo,
Tsarevits vb.) sosyalist ‘halk kahramanlarının’ adını vermekle yetindi.
Yunanistan’ın aksine
Bulgaristan’da Türkçe kökenli birkaç yer adının – bilemediğimiz sebeplerle – fazla
değişmeden bırakılması dikkati çeker (Batak, Karabunar, Meriçleri, Arpacik,
Halvaciysko, Hacievo...). Bir başka küçük gözlem: Yunan resmi kaynaklarında
değiştirilen eski isim çoğu zaman anlaşılamayacak ölçüde deforme edilmiş ve üstünkörü
yazılmış iken, Bulgar resmi kaynaklarında eski adların yazımı oldukça
özenlidir. Bu olgu belki Bulgaristan’da Türk azınlığın halâ nispeten sayıca daha
çok ve toplumsal rollerde daha etkin olmasıyla açıklanabilir.
K. Makedonya
Kuzey Makedonya’da yer
adları değiştirilmemiş. Bunun başlıca sebebi sanırım 20. yy başında %7 oranında
(2063 yer adında 141 adet) Türkçe isim dışında tüm yer adlarının zaten Slavca
olması. Diğer sebep belki Makedon milli hareketinin – önceki iki ülkenin aksine
– hezimetle sonuçlanması ve ülkenin ancak 1991’de bağımsız bir milli kimliğe
kavuşması olabilir. Sonuç olarak K. Makedonya eski yer adlarını işlemek iki
günümü ancak aldı. Hiç değişmeyen yerleri belirtmeye gerek görmedim. Türkçe
kaynaklı isimlerde ise Makedon diline uyarlamadan doğan deformasyonları
kaydetmekle yetindim (Acimatovo = Hacı Ahmatlı, Başibos = Bahçe veya Bahşi
Obası, Gyopçeli = Gökçeli, Katlanska Banya = Kaplan Hamamı).
Makedonya’yı diğer
ikisinden ayıran bir başka özellik, Makedon nüfus sayımlarında etnik durum
belirtilmesi ve sonuçların kolay ulaşılır bir şekilde yayımlanması. (Yunanistan’ın
etnik istatistikleri TC’ninki gibi devlet sırrıdır; Bulgaristan’da derli toplu
bir yayın varsa henüz bulamadım).
Sonuçların
güvenilirliğine dair ihtilaf var gerçi: resmi kayıtlarda %25 görünen Arnavut
azınlığın gerçekte belki %34 dolayında olabileceği doğum istatistiklerinden
anlaşılıyor. Fakat 2002 sayım sonuçlarının, en azından köy ve kasabalar
düzeyinde, bize yetecek kadar sağlıklı olduğunu varsayabiliriz sanıyorum. Belli
başlı şehirlerde Arnavut nüfus sistemli olarak azaltılmış olabilir; emin
değilim.
Türk nüfus 20. yy başında
%20’ye yaklaşan bir seviyeden 2002’de %3.8’e düşmüş. Eski Türk köylerinin büyük
bir kısmı boşalıp terk edilmiş, ya da yüzde doksanlar oranında nüfus kaybına
uğramış, üç beş hanenin yaşadığı hayalet köylere dönüşmüş. Ancak diğer iki
ülkenin aksine hemen hiçbiri yeniden iskan edilmemiş.
Makedon sayım
istatistiklerinde hemen fark edilen bir çarpıklık Müslüman Makedonlar, yani “Torbeş”
meselesi. 20. yy başı kayıtlarında ülke nüfusunun %4-5 kadarını oluşturan
Bulgar dilli Müslüman halk görünüyor. Özellikle ülkenin batı kısmında, Debar ve
Kiçevo çevresi ile Üsküp yakınındaki Studenitsa ilçesinde yoğunmuşlar. Modern
Makedon milliyetçiliğinde “Müslüman Makedon” fikri tabu olduğundan bu
vatandaşlar sayımda isteğe göre “Makedon” ya da “Türk” olarak kaydedilmişler.
Zaten pek çoğu Türkçe bildiği ve sosyal açıdan Türklere yakın olduğu için
sanırım pek de fazla zorlanmamışlar. Sonuç olarak Makedonya’da bir köy veya
kasabanın Türk nüfusunda 20. yy başı ile sonu arasında çarpıcı bir artış
görünüyorsa o yerin halkının harbi Türk değil Türkleşmiş Torbeş olduğunu
kolayca anlıyoruz.
Kaynaklar
Yunanistan’da 20. yy
başından bu yana adı ve idari statüsü değiştirilen tüm yerlerin resmi listesine
(Resmi Gazete kayıtlarıyla birlikte) www.eetaa.gr/
sitesinden ulaşılıyor. Bulgaristan’daki tüm yerleşimlerin 1878’den bu yana
vukuatlı sicili www.nsi.bg/nrnm/
sitesinde mevcut. Her iki listeyi Google haritası üstüne elle işledim; iki aya
yakın vakit kaybettim. Makedonya’da nihayet akıllandım, tüm yerleşimlerin
koordinatlarını Amerikan askeriyesinin www.geonames.nga.mil/namesgaz
veritabanından topluca indirdim.
Eski isimler için en
önemli kaynak Avusturya-Macaristan askeri harita dairesinin 1889 ile 1910
yılları arasında yayımladığı 1:200.000 ölçekli Balkan paftaları: http://lazarus.elte.hu/hun/digkonyv/topo/3felmeres.htm.
Belki bilirsiniz, Avusturya-Macaristan 1880’lerden itibaren Balkan bölgesine
göz dikmiş, 1903’te Mürzsteg protokolüyle Osmanlı Makedonyasının iç güvenliği
Avusturya jandarmasına teslim edilmişti. İyi iş çıkarmışlar, o dönemin
şartlarına göre şahane sayılacak bir harita dizisi hazırlamışlar. Buna karşılık
İngiliz askeriyesinin Avusturyalılardan kopya ettiği 1910 tarihli Rumeli
haritaları dizisi hem yer adı yazımlarında hem topografide affedilmez hatalarla
dolu.
Daha eski tarihli
bulabildiğim tek işe yarar harita 1863 tarihli Mehmet Nusret Paşa haritasından
Kiepert’in Almancaya tercüme ettiği Filibe Sancağı haritası: www.europeana.eu/en/item/80/EN_Pages_NBIVCartographicPublicationsView_aspx_i_16_f_http___digital_plovdiv_bg_EN_NBIV_Fund6
. 1860’larda Mithat Paşa zamanında yapılmış bir Tuna Vilayeti (= Kuzey
Bulgaristan) haritası bulabilirsem çok sevineceğim, ama henüz bir ipucuna
rastlayamadım.
Terk edilmiş ve izi bile
kalmamış eski köylerin yerini bulmakta bir başka paha biçilmez yardımcı Bulgar
askeriyesinin 1:25.000 ölçekli topografik haritaları. http://web.uni-plovdiv.bg/vedrin/index_en.html
Bunların çoğu 1970’lerde hazırlanmış, fakat kırık bir iki temel izinden ibaret
kalmış yerleri dahi (eski isimleriyle) göstermeleri büyük bir nimet.
Vasil Kınçov’un 1900
yılında Sofya’da yayımlanan dev eseri Makedonya’nın Etnografisi ve
İstatistiği (http://macedonia.kroraina.com/vk/index.html)
Kuzey ve Güney Makedonya’da 5000 civarında köyün nüfus yapıları hakkında bilgi
veren en güvenilir kaynak sayılıyor. T. Hristov Simovski’nin 1998 Üsküp basımı iki
ciltlik Naselenite Mesta vo Egeyska Makedoniya (Ege Makedonyasının
Meskûn Yerleri) adlı eseri bir bakıma Kınçov’un devamı; üç bin civarında köy,
mahalle ve mezranın her birinin Balkan Harbi öncesi ve sonrasındaki idari ve
insani tarihi hakkında ayrıntılı bilgi veren muazzam bir çalışma. Ekli
haritalarını sıkça kullandım; Makedoncamı biraz ilerletirsem içeriğinden de daha
fazla faydalanabilmeyi umuyorum.
Türkiye için de elimin altında
bu kalibrede kaynaklar olsa ne güzel olurdu!