Çağdaş
yaşamı tabii ki destekleriz. Çağdaş yaşamı kim desteklemez? Ben illa retro
takılacağım, kafama fes giyeceğim diyen mi var?
Bunların
anlamadığı veya anlamazlıktan geldiği şu: Çağdaş yaşamın simgesi, bayrağı ve
peygamberi diye Mussolini ile Hitler’in çağdaşı bir eski asker-politikacıyı öne
koymak olacak iş değildir. Her şeyden önce o çağdaşlık iddiasına zarar verir,
inandırıcılığını zedeler, sırtına taşıyamayacağı bir kambur yükler. İlla
peygamber lazımsa bizde hakikisi var diyen adamlara verecek cevabın kalmaz.
Daha önemlisi dünyanın dört bir yanında BUGÜNKÜ çağdaşlığı temsil eden
zümrelerle ortak bir dilin kalmaz. “Çağdaş yaşam” kulvarında senin doğal
müttefikin olması gereken Brüksel’deki, Seattle’daki, Tiflis’teki, Mumbai’deki
genç, zeki, dünyadan haberdar insanlar, “Bu Türkler yetmiş sene önce ölmüş bir
darbeci generali çağdaş yaşamın son merhalesi zannediyorlar, annee” deyip seni
arkandan tiye alırlar. Zaten bütün dünyanın bildiği tarihi inkara azmetmiş
olmak gibi bir handikapın var, bu da eklenince büsbütün yalnız kalırsın. Bölüğe
mıntıka temizliği yaptırmakla devlet yönetmek arasındaki farkı anlamaktan aciz
bir avuç cahil paşa ile çağdaşçılık oynarsın.
Düşünsen
absürt ötesi bir hadise var ortada. “Çağdaş yaşam” denilen şey 1920’lerde
1930’larda durmadı ki, yürüdü gitti. Golf pantolon
giyip Panama şapka takmak bu devirde çağdaşlık falan değildir, fes ve kavuk
giymek kadar modası geçmiş bir antikalıktır. Birtakım zattarazotti izci marşlarıyla
orgazma gelip Führer’e Başbuğ’a selam durmak 1933’te belki moderndi ama bu çağda
çağdaşlık sayılmıyor, psikopatlık sayılıyor.
BUGÜNKÜ çağdaşlık nedir, bakın şöyle
anlatayım. Photoshop
diye bir program var, bilirsiniz, onun başında çıkan künyeye bakın. Üç Hintli,
beş tane Çinli, bir Bulgar, altı-yedi Anglo Amerikalı, birkaç Yahudi, bir
Afrikalı, iki Japon’un adı çıkar. Çağdaş yaşam işte odur. Enternasyonalizmin
hasıdır. İnsanlık tarihinin gördüğü en heyecanlı işlerden biridir. Çağdaş
olacağım, vatanıma milletime özümü armağan edeceğim diye var olmayan düşmanı
Çanakkale’de denize dökme hayalleri kurarsan çağdaş mağdaş olmazsın, gülünç
olursun. Adam Çanakkale’yi çoktan geçmiş, masandaki ekrandan sana el sallıyor
çünkü.
No comments:
Post a Comment