Friday, February 22, 2013

Feministlere dair bir röportaj

Bulut Öncü sordu, ben cevapladım.

- Geçtiğimiz hafta üniversiteye gelmeni çeşitli gerekçelerle istemeyen feminist ve LGBT gruplar tarafından ODTÜ’de bir protesto gerçekleşti. Medyada bu olay ile ilgili birçok şey yazıldı, söylendi. Peki, senin pencerenden bakacak olursak bu olaylar nasıl gelişti? 
 

Beş sene önce olmuş bir olay ve yine o tarihte söylenmiş bir söz bahane edilerek, küçük bir grup tarafından, saldırgan ve terbiyesizce bir eylem gerçekleştirildi. Sabahki oturumda sözde “Protestolarını” dile getirerek sahneyi işgal ettiler. Gülümseyerek karşıladım, hatta protestocularla birlikte kameralara poz verdim. Öğlen arasında protestocu grup dışarıda etrafımı sardı. Grupla birlikte olan erkeklerden biri alaycı bir tavırla “Bir daha ODTÜ’ye gelmezsin herhalde” şeklinde laf atınca, yine gülerek “Sike sike gelirim, merak etme” cevabını verdim. Bu esnada sanırım toplantıyı organize eden grupla protestocular arasında, benim tanık olmadığım bir arbede yaşanmış. Öğleden sonraki oturumda protestocular sahneyi işgal ederek “Sevan Nişanyan’ı ODTÜ’de konuşturmayacaklarını” bildirdi. Bir saate yakın sürekli gürültü çıkararak Edip Yüksel’le tanrının varlığı ve yokluğuna dair yapacağımız münazarayı engellemeyi başardılar.

Protesto için ileri sürülen gerekçenin göstermelik olduğunu düşünüyorum. Son zamanlarda Türkiye’de “Otorite”yi temsil eden çeşitli kesimleri rahatsız eden şeyler söyledim. Sanırım “Feminist” kisvesi altında girişilecek bir saldırının, mesela “İslami” kılıklı veya doğrudan devlet güçlerince girişilecek bir eylemden daha etkili olacağını hesapladılar.


- Protesto eden feminist grubun şöyle bir açıklaması var: ‘’Sevan Nişanyan'ın gelmesini şu nedenlerle istemiyorduk: Eski eşine şiddet uygulaması ve bu şiddeti "Sembolik bir jest" olarak tanımlarken ufacık bir pişmanlık göstermek bir yana eylemini sevimli ve haklı göstermeye çalışması, yaşanan süreçte (Ethen Mahçupyan'ın da üstün çabalarıyla) bir kadın gazetecinin Agos'tan istifa etmek zorunda kalması ve son olarak şiddete maruz bıraktığı kadına destek olan kadınları hedef göstererek yaptığı "Feminizmin çirkin bir nefret ideolojisi olduğunu düşünüyorum. Aynen bu beklenirdi onlardan, kendilerinden bekleneni yaptılar. Çirkin bir ırkçılıktır feminizm, başka bir şey değildir" açıklamasıdır.’’ Bu açıklamanın seni, düşüncelerini ve geçmiş yıllarda yaşananları tam olarak yansıttığını düşünüyor musun?


İlk önce, insanlar arası şiddeti a priori reddeden bir bakış açısının ahlaken geçerli olamayacağını düşünüyorum. Belirli sınırlar içinde kalmak şartıyla şiddet, doğal ve bazen ahlaken zorunlu bir davranış biçimidir. İkincisi, bir kadınla erkek arasında geçen her kavgada kadını otomatikman mağdur, erkeği otomatikman zorba veya haksız gören bakış açısını aptalca ve ahlaksızca buluyorum. Küçük burjuva vizyonunun dar sınırları dışında kalan gerçek dünyada, cinsler arası ilişkide şiddet de vardır ve hiçbir zaman tek taraflı değildir.

Feminizme ilişkin söylediğim sözler, o dönemde “Feminist” olduğunu söyleyen birtakım isterik ve saldırgan kişilere verilmiş bir cevaptı. Belki biraz duygusal ve abartılıydı. Fakat önemli bir doğruluk payı da içerdiğini düşünüyorum. Toplumun herhangi bir zümresini ötekileştirme, şeytanlaştırma, peşin hükümle reddetme üzerine kurulu her ideolojinin çirkin ve tehlikeli olduğunu düşünüyorum. Erkeklerin her kavgada haksız ve saldırgan olduğunu varsayan düşünce tarzıyla, mesela Yahudilerin her kavgada haksız ve zorba olduğunu kabul eden düşünce tarzı arasında bir fark göremiyorum.  “Irkçılık” tabirini de bu anlamda kullandım. Yoksa merak buyurmayın, “Ermeniyim o yüzden saldırıyorlar” gibi bir şey geçmedi aklımdan.

- Eski eşin Müjde ile dostluğun hala devam ederken yıllar önce yaşanan ve sürekli karşına çıkan söz konusu olaydan dolayı pişmanlık duyuyor musun? Bu konuda söylemediğin veya yüksek sesle söylemediğin bir şey kaldı mı?


Konunun benden ve Müjde’den başka hiç kimseyi ilgilendirmediği kanısındayım.

- Agos'tan istifa etmek zorunda kalan kadın gazeteci ile daha sonra konuşma fırsatı bulabildin mi? 


Konuştum. Pişman olduğunu, gaza geldiğini söyledi, benden af diledi. Ayrıca “İstifa etmek zorunda” filan kalmadı. Kendi isteğiyle istifa etmişti.

- Feminizm hakkındaki açıklamaların gerçekten inandığın düşüncelerin mi yoksa bir anlık gerginlikle ağzından çıkan cümleler mi? 

Az önce buna cevap verdim. Daha diplomatik söylemeliydim belki ama özü doğrudur.

- Ülke gündemi hakkındaki düşüncelerini yumuşak bir üslupla açıklayan Sevan, konu ‘’Kadın ve Feminizm’’ olunca kendini neden farklı biçimlerde ifade etmeyi tercih ediyor ve geriliyor? Ya da öyle mi görülüyor?


‘’Kadın ve feminizm” arasındaki alaka olsa olsa “Türk ve Türkçü” arasındaki kadardır. “Nazileri sevmem” demek ne zamandan beri Almanları taciz etmek anlamına geliyor? Kadınlar hakkında olumsuz veya yaralayıcı olan hangi sözü söylemişim? Bu konuda Aslanlı Yol’da bakış açımı özetleyen epeyce malzeme vardır. Bir bakın bakalım, “gerilmiş” miyim?


- İfade özgürlüğünün bir tezahürü olan protesto hakkını kullanan gruplara karşı söylediğin ‘’ "S*ke s*ke ODTÜ'ye geleceğim" sözünü hala doğru buluyor musun? Bu hakkın senin ifade hürriyetini kısıtlayacak şekilde kullanıldığını düşünüyor musun?


Göt gibi konuşana böyle cevap verilir.

- Kendi siyasi düşüncen içerisinde kadının özgürleşmesini nasıl kurguluyorsun? 


Türk toplumunda kadınların aşağılanmasına ve ezilmesine yol açan iki önemli faktör görüyorum. Birincisi geleneksel İslami dünya görüşü ve söylemlerdir. Bunlarla mücadele edilmesi gerektiğini düşünüyorum. İkincisi köyden kente göçün doğurduğu, kırsal alanda geçerli cinsler arası dengelerin kent yaşamına uyum sağlayamamasından doğan ciddi problemlerdir. Bu ikincisinin, sosyolojik süreçte zaman içinde aşılacak bir hadise olduğuna inanıyorum.

- Son olarak seni protesto eden feministlere ve LGBTlere söylemek istediğin bir şey var mı?

İki kelime: Dolmuşa binmeyin.
  1. "Dolmuşa binmeyin."

    Buradaki espiriyi anlayamadım ben yahu. Açıklayabilecek olan var mı?
    Yanıtla
  2. "Dolduruşa gelmeyin" deyiminin afili abiler dilindeki şeklidir.
    Yanıtla
  3. Protesto olayının şahidi ve mağduruyum. Özellikle Sevan beyi dinlemeye geldim. Sağolsun kendisi elinden geleni yaptı. Ama bu "lezbo+top"luluğu insanlık dışı faşist eylemle fikir özgürlüğüne engel olmaya çalıştı.
    Yanıtla
  4. Hay agzina bin saglik Sevan abi. Ben de bir eski ODTÜ'lü ve sosyal bilimci olarak az cekmedim o cevreden. Ama en günahim kadar bile sevmedigim tip ise, feminist cevrenin yanciligini yapan erkeklerdi. Zaten onlarin hal ve tavirlarinda, her zaman kibarlik maskesinin altindaki ikiyüzlülügü gördüm baska bir sey degil. Sanki o kadar tugla gibi kitaplari yalayip yutunca, eger kadin bir denyoluk yaparsa, buna ses cikarmamamiz gerekiyormus gibi. Yok efendim tarih erkek tarafindan yazilmis da his-tory olmus da, onu bir de her-tory tarafindan 'okumak' gerekirmis. Yok 'baykus' seksistmis de yok kilmis, yünmüs ve bunun gibi bir yigin zirva. Benim bildigim gerizekalilik gerizekaliliktir, bunun kadinligi erkekligi olmaz. Yapilan eylemde de en ufak bir yaraticilik ve zeka piriltisina rastlasam, yine bir sey demiyecegim. Tamam cehalet cok ise yarar, bir cok kapiyi acar, ama entelektüel kapital destekli burnu büyüklükle birlestiginde, gercekten kadin olsun erkek olsun bunun ayrimini yapmadan, ne diyeyim, cekilmez katlanilmaz oluyor.
    Yanıtla
  5. bu iş karışık, benim başımda da benzer deneyimler var, ne kadar zor olduğunu bilirim ama yine de "bana karşı" yapılıyor bile olsa, çok kızmama, hiddetlenmeme rağmen, bir miktar hak vermiyor da değilim. Burası çok su götürür, fazla girmek istemiyorum ancak yine de aşağıdakilerle alakalı;

    Söyleşinin başında olayı bir örgütlü provokasyona dahil etmeye çalışıyorsun fakat konuşma söyleyişiyi yapanın o yöne doğru gitmemesiyle de konuya tam olarak giremiyorsun ama bitirirken iki kelime diyerek aynı düşünceyle noktalıyorsun.

    Bence bu tip bir "savunma" o kadar akıllıca değil.
    Karadenize giden bdplilerin yaklaşımı gibi olmuş. Oraya toplananların gerçekten öyle olduklarını, toplandıkları gibi olduklarını ve rol yapmadıklarını görememişler, "oyundur, gladyodur" diye tahlillerde bulunmuşlar.

    Aynı hataya sen de düşüyorsun, Kafanı kuma görüyorsun.
    Başa çıkamadığın için de ağır ithamla karalıyorsun.

    Ayrıca istanbul'da büyüdüğüm,hemen her yerine dolmuşların kalktığı zamanlarda bir gençlik yaşadığım, kahve önünde az afili abi nasihatları dinlemediğim halde, şu dolmuşa binme lafını duyuduğumu hatırlamıyorum.

    Hadi elim değmişken;
    şirince de dağlara yövmiyesini verip taş mezar oydurmanı da saçmalık olarak görüyorum. Neresinden baksan saçmalık, binlerce yıl sonra bakanlar bile saçmalık diyecek inan.
    Yanıtla
  6. Daha söyleşinin başında, size soru yönelten kişinin 'kulak tırmalayan' ikinci tekil şahıs zamiri kullanması sizi de rahatsız ediyor mu?
    Yanıtla
  7. Top hakları - kadın hakları bahane Odtü değilmi kesin sevan hocaya karşı ırkçılık peşindeydiler insanın aklına buda gelmiyor değil.sevanı konuşturmak bile istemediler.Odtü kemalist bir yerdir.ee sevan hocamda atatürkle ilgili vede tc sistemi ile ilgili eleştirileri olan biri hatta yanlış cumhuriyet kitabınında sahibiya gerisini siz düşünün.Kesin sevan hocaya yapılan odtü provakasyonunun arkasında odtüdeki kemalist akademisyenlerde mevcuttur. Top faşistlerin gazabından menata uzzaya lata sığınırım.
    Yanıtla
  8. Mert Acarsoy ve 24 Şubat 2013 05:34 tarihli Adsız'ın yorumlarındaki eşcinsellik karşıtı söylem iğrenç durmuş, off-topic gibi görünse de belirtmek isterim.

    Eşcinselliği "top" gibi erkek egemen dilin tezahürü bir kelimeden ibaret tanımlayabilen insanların fikir özgürlüğü hakkında fikir beyan ettiklerini görmek ironik olmuş.
    Yanıtla
  9. Protestocular, tepki göstermek için boyadıkları hitler bıyıklarının altında resmen ezildiler, gözlerimle saniye saniye gördüm bunu. Sevan Nişanyan'ı konuşturmamak bahane arıyorlardı, Olcay Yılmaz ve salondaki bir kaç densiz onlara bu fırsatı verdiler. Yılların verdiği ezilmişlik ve ödtü lü olmanın verdiği özgüvenle faşizm ile ifade özgürlüğü arasındaki çizgiyi ayırt edemediler. Doğru her zaman azınlıktan yanadır, burası bizim yaşam alanımız gibi tam anlamı ile absürd sloganlar atarak, bagırarak, konuşmayı engellemeye calıstılar, istediklerini de başardılar.
    Yanıtla
  10. Feminazilerden nefret ederim; heteroseksüelim de, yazıya da hak veriyorum lakin ve lakin altında yazılanlara katılmıyorum. Tek seksüel oryantasyon heteroseksüellik değil, insan insandır. Kimsenin yatak odası sizi ilgilendirmez. Mahalle baskısı yapılmıyorsa, isteyen istediği gibi giyinsin, isteyen istediği ile birlikte olsun.

    Bir insanı yargılamak için, onun yatak odasında ne yaptığı değil, insani değerlere nasıl yaklaştığı bilinmelidir.
    Yanıtla
  11. Şunu "protestocu" arkadaşlara anlatamadık: Siz başkasını susturursanız, başka güçler de gelir ve sizi susturur, sizin hiçbir meşru zemininiz de kalmaz. Bu kadar basit bir hakkı bile engellediğinizde, sizin devletin zorbalığından nasıl bir farkınız kalabilir?

    Nişanyan'ın odada kalıp, direnmesi doğru ve güven tazeleyen bir tavırdı.

    Orada kaybeden Nişanyan değil maalesef "sol" oldu. Bir sonraki başbakan kalkışmasında, ne dediğim anlaşılacak - taban ve meşruiyet olmadan bir hiç olduklarını anlamıyorlar kendileri. Hayat gösterecek.
    Yanıtla
  12. ODTÜ tartışmanızın videosunu izledim ve çok hoşuma gitti. devamı gelecek mi? bence gelmeli ve hoşgörülü din tartışmaları yapılmalı. bir tür dinde reform ve aydınlanma dönemi başlamalı. dinsel taassub yıkılmalı.
    Yanıtla
  13. Kemalistlere atatürkün diktatör olduğunu,özgürlükçü gençliğe otdü nün faşist olduğunu,dincilerede tanrının olmadığını,Sevan hocamada bu yeni site görünümünün bizlere ters olduğunu maalesef anlatamıyoruz.dilimizde bırak tüy bitmesini zığapur ağacı bitti yani.
    Yanıtla
  14. Şiddetin ne olduğunu ve neden olduğunu anlayamayan bir zihniyetin "şiddet karşıtı eylemler"imi kurtaracak türkiye insanını? Çok üzülüyorum. Ezici çoğunluğa karşı azınlığın çoğulcu sesi olan kimlik siyasetinin yarattığı fil adam olmak ya da nefret ettiğim yalnızlığa gömülüp önümdeki oyuncaklarla oynamaktan başka ne yapabilirim?
    Yanıtla
  15. Bizde anlatamadik Anonymous 9 Mart 2013 01:51'e : Eger halk koyunsa(1920 Turkiye de yasayan tum halklar) gudecek birinin gerektigini(ornegin bu Ataturk olabilir) veya 1900'lerin Rusyasi icin (Lenin olabilir v.b.) ve ODTU'nun fasist olmadigini (Sevan Nisanyan'i elestirmenin dogal ve demokratik bir hak oldugunu) ve Dincilere (tanrinin olabilecegini ama Muhammed'in veya Isa'nin bir masal oldugunu...) Ve Fakat Sevan Nisanyan'a(Sevgili) Sevan Nisanyan'in yeni site gorunumun bize UZHAS(berbat) oldugunu... Sevgiler tum bu sitenin izleyenlerine:) Imza. COYOTE.
    Yanıtla

No comments:

Post a Comment