Tüm Bantu dilleri gibi Swahili dilinde her ismin başına kategori belirten önek geliyor. Bellibaşlı kategoriler şöyle: insan, hayvan, bitki ve doğal olgular, alet ve mamul nesneler, gruplar, soyut kavramlar, uzunluk ve boyut belirten kelimeler. Bunların tekili ayrı, çoğulu ayrı kategori sayılıyor. Tekil ve çoğullar dahil toplam sayı on sekiz. Kategorileri Fransızca yahut Almancadaki eril/dişil/nötr cinsler (gender) gibi düşünmek mümkün. Üç tanesi normal insanı nakavt etmeye yeter, 18 tanesini artık siz düşünün.
Örnek verelim. Tekil insan öneki m- veya mw-, çoğul insan öneki wa-. Dolayısıyla mturuki “bir Türk kişi”, waturuki “Türkler”. Mtoto “çocuk”, watoto “çocuklar”. Kişi belirten her türlü isim (arkadaş, öğretmen, Zanzibarlı, gelen yolcu, yabancı, amca, general, bedensel engelliler…) bu önekleri alıyor. Yer yer işi abartıp yabancı dilden alınma kelimelere de bunu uygulamışlar. O yüzden mwalimu “öğretmen (muallim)”, ama çoğulu walimu “öğretmenler”.
İnsan eliyle yapılmış her türlü nesne ve alet tekilde ki- (/o/ ve /u/ seslerinden önce ç-), çoğulda vi- alıyor. Her şeyin küçüğü ile soyut kavramların somut/tekil örnekleri de bu kategoriye giriyor. Misal: kisu “bıçak” çoğulu visu “bıçaklar”; kitu “sandalye”, çombo (< ki-ombo) “çanak”, çoğulu vyombo “çanaklar”. Küçültmeye örnek: kitoto “küçük çocuk, bebek”, çumba “oda” (nyumba “ev” sözcüğünden, “evcik”). Dil isimleri de bu kategoriye dahil: kituruki “Türkçe”. Arapçadan alıntı kelimeler gene çekime uydurulmuş: kitabu“kitap”, vitabu “kitaplar”.
Her türlü bitki ile doğada “kendiliğinden” varolan şeyler tekilde m-, çoğulda mi- alıyor. Misal: Mtu “ağaç”, mwezi “ay”, mlima “dağ”, mto “nehir”. Tek olan organlar: moyo“kalp”. “Köy” kavramı da nedense grup değil doğal varlık sayılmış: mji “köy”, çoğulu miji“köyler”. Şekil itibariyle ağacı andıran ya da ince uzun olan nesneler de, hayrettir, bu kategoriye dahil edilmiş: mwamwuli “şemsiye”, msumari “çivi”.
Her türlü grup ve zümre ile doğada çift veya çoklu olarak varolan nesneler ayrı bir kategori. Bunlar tekilde ya sıfır önek ya da ji-, çoğulda ma- alıyor. Misal: kabila “kabile”, makabila “kabileler”. Mali “mal, servet,” çokluk bildiren bir kavram, çoğulu mamali “mallar”. Çift gelen varlıklardan jiço “göz”, maço “gözler”; bawa “kanat”, mabawa “kanatlar”. İki veya daha fazla kişinin karşılıklı eylemini ima eden her şey de bu zümreye dahil. Misal: neno/maneno “söz/sözler”, gomvi/magomvi “kavga/kavgalar”, penzi/mapenzi “aşk/aşklar”.
Her türlü soyut kavram u- alıyor. Bunların çoğulu yok. Mesela uhuru “özgürlük,” bizim hürriyet ile aynı Arapça kökten. Usalama “selamet”, utamadini “kültür” (Osmanlıcası temeddün idi bir zamanlar), umaskini “fakirlik”, bildiğimiz miskinlik yani.
*
Buraya kadarı işin kolay kısmı. Bundan sonrası çetrefilleşiyor. Bir kere sıfatların, belirledikleri isimle uyumlu olması (aynı kategoriye uyması) lazım. Sıfat önekleri isim önekleri gibi, ama her zaman aynı değil.
Mtoto mmoja “bir çocuk”, kitabu kimoja “bir kitap”, ndizi moja “bir muz”.
Watoto wawili “iki çocuk”, vitabu viwili “iki kitap”, ndizi mbili “iki muz”.
Daha kötüsü, fiillerin de hem özne ile hem de (varsa) nesne ile uyumlu olmak zorunda. Üstelik fiillerin kategori ekleri isimlerinkinden epey farklı. Misal:
Mtoto mdogo amekisoma “küçük çocuk onu (kitabı) okudu”
Watoto wadogo wamekisoma “küçük çocuklar onu (kitabı) okudular”
A-me-ki-soma derken a- “tekil kişi” özne eki, me- geçmiş zaman eki, ki- “tekil eşya ve alet” cinsinden nesne eki, soma fiil gövdesi. Wa-me-ki-soma derken sadece özne çoğul oluyor. Nesneyi de çoğul yapacak olursak wamevisoma olurdu elbette (“onları okudular”).
Zevkli, değil mi?
*
Son yıllarda hayli mesafe kateden cognitive science diye bir şey var, anti-dinci polemikleriyle ünlenen biyolog Richard Dawkins ile dilbilimci Steven Pinker bunun öncülerindendir. İnsan aklının genetik (doğuştan gelen) kodlarını çözmekle uğraşıyorlar. Diyorlar ki, insan beyni doğuştan birtakım hazır kategorilere sahiptir. Bunlar “insan”, “hayvan”, “bitki ve doğal varlık” ve “alet ve mamulat” olmak üzere en azından dört tanedir; belki daha fazladır. İnsan çocuğu doğal olarak her algısını bu kalıplardan birine oturtur; onlar hazırda yoksa hiçbir şeyi ne kavrayabilir ne de ifade edebilir.
Bu açıdan da ilginç geldi bana Swahili grameri.
*
Bantu dillerinin hepsinde bu temel özellikler var imiş. Bantu dilleri Güney Afrika’nın ucundan, kuzeyde Kamerun-Orta Afrika Cumhuriyeti-Kenya hattına kadar olan alanda konuşulan toplam 250 civarında (Ethnologue listesine göre toplam 535) dilin ortak adı.
Tanzanya’da 60 küsur (Ethnologue listesine göre 105) farklı Bantu dili konuşuluyormuş. Bunlar karşılıklı birbirini anlamayan diller. Ortak dil, yine bir Bantu dili olan Swahili. Daha doğrusu Kiswahili, ön eki unutmayalım.
Kiswahili sadece Zanzibar ve Pemba ile sahildeki birkaç bölgede yaşayan 5 milyon kişinin anadili. Geri kalan 60 milyon nüfus ikinci dil olarak okulda öğreniyor. Bütün gazeteler ve televizyonlar bu dilde. Yani, bırak Pangwa, Tongwe ve Vidunda gibi ufak tefekleri bir kenara, koskoca milyonluk Maasai dilinde bile henüz TRT-6’ları yok adamların.
No comments:
Post a Comment