Bundan tam bir yıl önce büyük oğlum Arsen’le yazışmışız. Arsen akademik dünyadaki post-Hellenocentrism eğiliminden söz etmiş, yani Antik Yunan merkezli tarih anlayışının terk edilmesinden. Ben de oradan topa girmişim.
Post-Hellenocentrism dediğin şey büyük hastalığın bir başka tezahürü. Mesele, Batı uygarlığının kendine olan inancını kaybetmiş olmasıdır. Bir yönüyle kozmopolitizmdir, Aydınlanma’nın temeli olan evrensellik arayışının bir tezahürüdür, bu anlamda akılcılığın ve liberalizmin gereğidir. Ama sonuç olarak akılcılığın ve liberalizmin temellerinin tahrip edilmesi sonucunu doğuruyor. Al sana uçuk bir makale konusu: “How does Academic Post-Hellenocentrism Cause Terrorism and Inner City Decay” [Akademik Post-Hellenocentrism Terörizme ve Kentsel Çürümeye Nasıl Yol Açıyor]. Avrupa neden göçmenleri asimile etme yeteneğini kaybetti? Kendine inancını kaybettiği için. Kendine inanmayan başkasını nasıl inandırsın?
Öte yandan şu da yok değil. Avrupa uygarlığını tekil ve değerli kılan her ne ise, 16.-17.-18. yy’ların ürünüdür. Bu modern amalgamın kökü gerçekten klasik Antikite mi? Yoksa Batının kendi kaynaklarını eski Yunan ve Roma’da araması sadece post-Rönesans bir yanılsama mı? Dolayısıyla: Eski Yunan’ın eski İran’dan daha üstün, daha değerli vb. olduğundan emin miyiz?
İran tarihi ve kültürü hakkında bir fikir edinmek istiyorsan okuman gereken ilk ve en önemli eser Şahname olmalı. Mutlaka oku. İran kültürü en azından eski Yunan kadar mitoloji merkezlidir. Mitolojik geçmiş, analitik tarihten daha önemlidir; ulusal bilinçte daha büyük yer tutar. Şahname de o mitolojinin ana belgesidir. Yalnız İran değil, Türk, Kürt, Ermeni, Gürcü vb. kültürel geleneklerini tanımak açısından da vazgeçilmez önemdedir. Ben ilk 2001’de okudum, keşke daha önce okusaymışım dedim.
*
2017 not
Şahin gözlü okurlarım şimdi diyecekler ki, sen de son zamanlarda durmadan Batı uygarlığının Ortadoğulu kaynaklarından söz ediyorsun, yok efendim Avrupa üniversiteleri medreseden kopyaymış, antik Yunan dili ve dini Sami kültüründen çok şeyler almış filan, yoksa sen de post-helenosantrik mi oldun?
Haklıdırlar. Ama değildirler. Haklıdırlar, Avrupa uygarlığının Doğulu kaynakları son zamanlarda müthiş ilgimi çekiyor, keşke vaktim ve imkânım olsa da o konuda esaslı bir şeyler yazabilsem diye bazen aklıma geliyor. Ama hayır, o arayıştan multi-kulti sonuçlar çıkarmaya niyetim yok. O sentezi ancak Batı başarmış. O sentezi kavramaya imkân veren düşünsel ve akademik araçlar da ancak Batı’nın entelektüel cephaneliğinde mevcut. O sentezi akılcı ve ikna edici bir şekilde aydınlatmayı başarırsan, Batı kültürünün halâ canlı ve muzaffer olduğunu kanıtlamış olursun, başka bir şey değil.
İslam dünyasından birinin, İslamın Greko-Romen kaynakları hakkında paçavradan öte değeri olan iki satır yazı yazabileceğini düşünür müsün?