Etiyopyada anayasaya göre resmen tanınan millet sayısı galiba 36, dillere göre sayınca 77 ya da başka sayıma göre 86. Birkaçını tanıyalım.
Etiyopya etnik haritası |
Amharalar
Beş yüzyıl boyunca Habeşistan’ın
egemen halkı. Amharice bir Sami dili, yani Arapça, İbranice ve Süryanice ile akraba;
25 milyon civarında nüfusla dünyada Arapçadan sonra en çok konuşulan Sami dili.
Halen yönetici elitin ortak dili. Ülkede basılan gazete ve kitapların ezici
çokluğu bu dilde. Amharalar siyasi iktidarı kaybedeli neredeyse otuz yıl olduğu
halde okuryazar bürokraside hala onların açık ara çoğunlukta olduğu söyleniyor.
Etiyopya monarşisi büyük
toprak sahibi Amhara sülalelerine dayanan feodal bir yapıydı. 1974’te devrildi; yerine ordu ve
emniyet güçleri içinde örgütlenen “ilerici”, Marksist ‘Genç Etiyopya’ kadroları
başa geçti, yine Amhara. Feci derecede kanlı bir diktatörlük kurdular. 1991’de ihtilalle devrildiler.
Amharaların büyük
çoğunluğu Kadim Habeş Hıristiyan mezhebine bağlı; ismi Tewahedo yani Tevhit Kilisesi. Ama kayda değer bir Müslüman azınlık da var. Müslümanlar özellikle taşrada
toplumun “modern” kesimini temsil ediyor. Geleneksel kıyafet yerine ceket
pantolon tercih ediyorlar; sinekkaydı tıraş oluyorlar; örgütlenmeye ve
dayanışmaya yatkınlar; eğitime önem veriyorlar. Taşra kentlerinde esnafın çoğu
Müslüman.
Etiyopya dinler haritası |
Tigray
Amharistan çok yüksek,
bol yağışlı, serin, yeşil bir ülke. Tigray daha sıcak ve kurak, Akdenizimsi. Amharaların
evleri saz ve kilden; Tigraydekiler toprak harçlı taş. Tigrinya dili gene bir
Sami dili, ama Amhariceden tamamen farklı. Müzikleri farklı, biraz Kürt
havalarını andırıyor. Siyasi kültür de bana fena halde Kürdistan’ı anımsattı.
Tozlu bakkalların, kahvehanelerin duvarında siyah-beyaz şehit gerilla
fotoğrafları. Her sohbetin ikinci cümleden sonrası devletten gördükleri bitmez
tükenmez zulümlerin öyküsü.
Dinleri aynı. Ama Tewahedo
kilisesinin öz be öz Tigray’e ait olduğuna, Amharaların sahte Tevhitçi olup
dini onlardan çaldığına inanıyorlar. Üstelik galiba haklılar, ama bunu bir
Amhara’ya söylesen dayak yemediğin kalır.
1990’ların başında Tigray
Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF) merkezi hükümete karşı gerilla savaşı açtı.
Bildiğiniz PKK sahneleri yaşandı. Sonra fantastik olaylar oldu. Marksist bir
örgüt olan TPLF’nin iki kurucu liderinden İsaiah Afwerki, ağırlıkla Tigrayli
diyarı olan Eritre’de bağımsızlık ilan etti. Öteki lider Meles Zenawi, Oromo
Devrimci Hareketini (bkz. birazdan) yanına alıp başkenti ele geçirdi. İki eski
kader arkadaşı 1998’de iki devlet olarak feci kanlı bir savaş yürüttüler. Halen
de TPLF ile Eritre arasında Etiyopya siyasetini zehirleyen dinmez bir kan
davası hüküm sürüyor.
Oromo
Sayıca en büyük grup.
Eski adları Galla, ama şimdi bu isim ağza alınmayacak kadar aşağılayıcı
sayılıyor. Dilleri bir Hami dili, yani antik Mısırca ve modern Berbericeyle
akraba.
Amharalarla ilişkileri
iki cümleyle özetlenebilecek cinsten değil. Amhara egemen sınıfına boyun
eğmişler; fakat Amhara egemenliğinin altyapısını ve askeri gücünü
oluşturmuşlar. Amharalar padişahlık oynarken Oromolar vezir ve vekilharç olmuş.
İleri gelen Amhara sülalelerinin hangisini fazlaca deşsen dibinden mutlaka
Oromo çıkıyor. 19. yy’da monarşiyi yeniden kuran Menelik’i (Haile Selassie’nin
dedesini), başkentini Oromo diyarının göbeğindeki Finfinne’ye (Amhari adı: Addis
Ababa) taşımaya razı etmişler.
Benzersiz bir sosyal
yapıları var. Tüm toplum yedişer yıllık yaş gruplarına bölünüyor. Her yaş
grubunun kendi meclisi, kanunları, başkanı, güvenlik güçleri var. Yani Oromoluk
hem bir kavim hem aynı zamanda bir örgüt. Amhari feodallerini de ‘fahri üye’ ya
da ‘kan kardeşi’ gibi sıfatlarla bu sisteme dahil etmişler. [“Oğuzların 24 boyu”,
Moğolların Kurultayı gibi konuları anlamakta acaba bir anahtar olabilir mi?]
Meles Zenawi döneminde
TPLF iktidarının politikası, Amhara egemenliği kırmak için Oromoların elini
güçlendirmekti. Bunda başarılı oldular görünüyor. Otuz yılda gözle görünür bir
Oromo rönesansı yaşandı. Kamu fonları Oromo illerine aktı, Oromo dili için
Latin alfabesi kabul edildi, Oromoca ve İngilizce eğitim veren Oromo
Üniversitesi kuruldu. Oromoların üçte iki kadarı geleneksel dinlerini bırakıp
Müslüman oldular. Geri kalanı ise büyük bir şevkle Amerika’dan gelen evanjelik
Protestan mezheplerine bağlandılar.
2018’de iktidara gelen
Abiy Ahmed bir Oromo. Babası dört eşli bir Müslüman ağaymış. Annesi Tewahedo
Hıristiyanı; aslen Amhara olduğu fısıldansa da bu çirkin iddia nefretle
kınanıyor. Kendisi ise genç yaştan beri aktif bir Protestan.
Diğerleri
Afarlar dünyanın en korkunç çölü olan Büyük Yarık’ta
(Great Rift Valley) yaşayan konargöçer bir Müslüman kavim. Tuz ticaretiyle
uğraşıyorlar. Hayatta tanık olduğum en çarpıcı sahnelerden biri, 2008’de
Mekelle ile Maychew arasındaki karayolunda denk geldiğim Afar tuz kervanı idi: sonsuz
bir dizi deve; beline peştemal sarmış, başı sarıklı yalınayak adamlar, bir
kısmının elinde kılıç veya kalaşnikof; memeleri yarı açık bebekli kadınlar: 3-4
kilometre, aralıksız.
Somaliler ülkenin doğu kısmını kaplayan çorak arazide
Bedevi yaşantısı sürdüren bir halk; Müslüman. Ezelden beri devlete isyankar (ya
da devlerin bakış açısından, eşkiya) olmuşlar; ez ez bitmemişler. Her gelen
reformcu/ilerici Ethiopya hükümeti Somali sorununu çözmeyi, insan haklarını vs.
tanımayı vaadediyor; bir iki sene sonra vazgeçiyor.
‘Güney Halkları’ diye
topluca anılan grubun en önemli bileşeni Sidamolar. Ayrıca yedi (veya on
iki) ayrı dil konuşan ve ülkede nakliyat işlerini tekellerinde bulunduran Gurageler.
Türk asıllı olmakla övünen Hararlılar. Ve saire.
Şimdi ne oluyor
Başını TPLF’nin çektiği
EPRDF (Etiyopya Halkının Devrimci Demokratik Cephesi) 1991’den beri iktidardaydı.
Derler ki ordu ve emniyet güçlerinde Tigrayliler bu sayede mafya gibi
örgütlendiler; ballı devlet ihaleleri onların oldu. Geleneksel Amhara elitinin
direnişini kırmak için ülkede gitgide şiddetlenen bir baskı rejimi kuruldu. Çoğu
Amhara ve sol eğilimli olan üniversiteli aydın kesime göz açtırılmadı.
EPRDF’nin ikinci güçlü
bileşeni olan ODP (Oromo Demokratik Partisi) Oromo halkının hızla yükselen
konumuna paralel olarak 2010’lu yıllarda öne çıktı. Parti lideri ve Oromo
eyalet başkanı olan Abiy Ahmed 2018’de beklenmedik bir şekilde EPRDF lideri
seçildi. İki ay sonra başbakan oldu. İlk iş olarak Eritrea ile 25 senedir süren
savaşı sonlandırdı. Bunun sonucu olarak Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü. İçeride
demokratik açılım politikası başlattı. Siyasi mahkumlar affedildi, basın üzerindeki
baskılar hafifledi. Bu sayede Amhara aydınlarıyla hükümetin ilişkileri düzelme
yoluna girdi. TPLF iktidarında yolsuzluk ve zorbalıkla itham edilenler devlet
kadrolarından ayıklanmaya başladı; ordu ve istihbarat servisinde padişahlık
kurmuş olan eski TPLF gerilla şefleri görevden alındı.
Nihai darbe Kasım 2019’da
vuruldu. Refah Partisi (Prosperity Party) adıyla yeni bir iktidar partisi
kuruldu. Biri hariç EPDRF’nin bileşenleri yeni partide yerlerini aldılar: ODP,
ADP (Amhara Demokratik Partisi), SEPDM (Güney Ethiopya Halkları Demokratik
Hareketi), Harari Ulusal Birliği, Somali Halkları Demokratik Partisi, Afar
Ulusal Demokratik Partisi ve hatta Beni Şengül ve Gumuz Halkları Demokratik
Partisi Abiy’e biat etmekte gecikmediler. Sadece TPLF, lanet üstüne lanet
okuyarak, 28 yıllık iktidarı terk edip gitti.
Savaş kaçınılmazdı. Bir
yıl gecikmeyle 2020 Kasımında patlak verdi. Bu sene Eylülde seçim yapılması
gerekiyordu; covid bahanesiyle belirsiz bir geleceğe ertelendi. Bunun üzerine
Tigray eyaleti Abiy hükümetini gayrimeşru ilan etti. Hükümetin gönderdiği ordu
komutanlarını gözaltına alıp geri yolladı. Geçen hafta ordu Tigray’i istila
etti; şiddetli direnişle karşılaştı. Tigray halkına, kuşaklar boyunca anlatacak
yeni zulum öyküleri üretme kapısı açıldı.
Rimbaud "Harar aimé" demişti; kentin mavi beyazları Fransız güneyini hatırlatmış mıdır mı bilmiyorum, su o kadar uzakken, ama sufi havası fırtınalı ruhuna dinginlik vermiş, bol bol kat çiğnemiş. Türklük olsaydı ruhunda (Harar'ın), Rimbaud'nun içindeki satyr'e konuşur, deli oğlan "Meryem'in nurlu topuklarına" dönemezdi.
ReplyDeleteAddis Ababa ve Axum, covid öncesi, görmek, hissetmek için çıldırdığım yerlerdi. Hatta Boynuz'u, güneşin tahtını, çaplıca, imparatorluk kalıntılarını, seraplarını, lekelerini saya saya gezmekti amacım, olursa Somali vs dahil; Ahit Sandığı'nın kilidini kırdıktan sonra.
Şimdi, virütik vakitler, hipsterların "Etyopya mutfağı nefis paylaşımcıdır, herkes aynı tabaktan yiyor bakın" makaleleriyle idare ediyoruz.
Çok güzel olmuş tarihe / topluluklara bakış yazınız, elinize sağlık.
Gomanizmin başı da görüldüğü yerde cidden ezilmeliymiş ayrıca.
Bu yazıyı okudunuz mu?
ReplyDeleteHayatın yegâneliği yahut kapitalizmin çökmeyişi üzerine
https://www.kurdistan24.net/tr/opinion/b748d954-4026-4da5-a18b-b40de4c6108e
Hocam Clifford Geertz'in Peddlers and Princes diye bir kitabi var, bir Musluman Java kasabasiyla Hindu Bali kasabasini kiyaslamis. Musluman esnaf, Oromo sosyal organizasyonu filan deyince aklima geldi, cok benzer konulardan bahsetmis, okumadiysaniz ilginizi cekebilir.
ReplyDeleteYoutube'da "Tigray music" olarak arattım. Üşenmedim, çıkan müzik videolarının pek çoğunu seyrettim. Bayağı eğlenceli bir müzik ancak öyle çok fazla hızlı ve hareketli değil, elbette yavaş ve durgun da değil, normal sadece. Ayrıca dinlediğimde farkettim ki, Tigrinya halk müziği tipik siyah Afrika melodilerini ihtiva ediyor, Türkiye'nin doğu ve güneydoğu Anadolusunun folklorik nağmeleriyle hiç alakası yok.
ReplyDeleteBununla beraber, görüntülerde devamlı gösterilen silahlı gerilla mücadelesini aşırı öne çıkarmaları, sosyalizan Kürtçülükle epey benzeşiyor. Yani o kısmı doğru.
[bu 1 saatlik Etyopya dokümanteri yeni]
ReplyDeleteRick Steves Hunger and Hope: Lessons from Ethiopia and Guatemala
https://www.youtube.com/watch?v=pzSUqYaW8i4&t=967