Darwin,
Türlerin Kökeni (1859). O da herkesin okuması gereken eserlerden. Berrak bir aklın, mütevazı bir bilgi aşığının, çok malumat biriktirmiş bir bilim işçisinin şaheseri. Her şeyden önce, büyük zevkle okunan bir kitap. Keşif heyecanını, hakikat aşkını elle tutulur bir şekilde hissediyorsun; kuşkularını, çıkmazlarını paylaşıyorsun.
Oradaki o alçak gönüllü ve pırıltılı bilgi arayışı, “kutsal” adı verilen masal derlemelerinden daha kutsal, daha yüce − ve yüceltic i− bir şey bence. Biyolojide değil Din ve Ahlak dersinde okutulmalı Darwin. Doğru ve ahlaklı insan nasıl olunur sorusuna verdiği cevap, bitki ve hayvan türleri nasıl oluştu sorusuna verdiği cevaptan daha derin ve daha önemli.
Hakikate ancak çok çalışarak, çok okuyarak, çok soru sorarak, bilmediklerini bildiklerinden daha fazla önemseyerek yaklaşılır. Cehaletlerini otoritenin, masalın, safsatanın perdesiyle örtmeye çalışan sahte peygamberlerin yanına bile yanaşamadıkları şey işte bu.
Biri aziz, öbürü aciz. Net.
Kimse gümân ü zann ile olmadı Hakk ile biliş
Hakkı bilen bilir ki ben zann ü gümâna sığmazam