Du Cange sözlüğüne göre Bizans Rumcasında, 11. yüzyıldan bir müddet önce zuhur etmiş bir kelime. O dönemde kültürel akımlar genellikle doğudan batıyadır. Belli başlı ciddi sözlüklerin hepsi kelimenin kökeni hakkında kesin bir şey söylemekten kaçınmışlar. Arapçaya bakmışız, Arapçada ˁaccūr var, Mısır lehçesinde aggūr olur, “bir çeşit şekilsiz ve pürtüklü salatalık veya yeşil kavun” diye geçiyor, bildiğimiz acur. Adana ve Antep yöresinde yaygındır, Ege’de de az çok bilinir. Nişanyan Sözlük buna kanmış, Yunanca sözcüğün muhtemelen Arap veya diğer Ortadoğu kökenli olduğuna hükmetmiş.
Halbuki burada birkaç problem var. Bir kere ˁaccūr klasik devir Arapçasında yok, sonradan çıkma bir kelime, Wehr sözlüğü “Mısır lehçesi” diye belirtmiş, Lane sözlüğü Yunancadan alıntı olabilir demiş. İkincisi, sözcüğün Arapça bir etimolojisi yok, akrabaları, kökteşleri, benzerleri vb. görünmüyor. Üçüncüsü, ayınlı ve şeddeli ˁaccūr ve ayınsız-şeddesiz acūr diye çeşitli yazımları var ki bir kelimenin yabancı asıllı olduğunun en kuvvetli belirtilerinden biridir. Dördüncüsü ve en önemlisi, Du Cange’ın Latince icik bicik yarım sayfalık paragrafı içinde saklanmış bir detay, meğer en erken el yazması glossarium’larda angúrion yalnız salatalık değil, ayrıca incir (συκιά) diye tercüme edilmiş. Bu bizi heyecanlandıran bir bilgi. Çünkü Farsça ancîr ve Türkçe incîr sözcüğünün kaynağı konusunda eski sözlükler ihtilaflıdır. Farsçanın klasik sözlüğü Burhan-ı Katı bu kelimeye yer vermez, Meninski Türkçe der, Steingass Farsça olduğunu ima eder. Oysa besbelli nihai kaynak Bizans Rumcasındaki angúri olmalı. Ortaçağın ortak kültür dili Arapçada ve Arabize edilmiş (muarreb) Farsçada standart olan usul gereği /g/ sesinin /c/ olarak telaffuz edilmesi normal: anguri > ancur >? ancîr
Problem şu: bir şey hem incir hem hıyar nasıl olur? Ne alaka?
Angúrion, +ion ekiyle küçültülmüş bir isim; “angur-cuk” demek. Du Cange’a bakıyoruz, Ortaçağ Rumcasında ánguros άγγουρος neymiş? “Bal peteğinin bir hücresi” ve “balla yapılan bir çörek” demekmiş. İncire uyar, ama hıyarla alakasını kurmak zor. Antik Yunanca için Lewis & Short nihai otoritedir. Orada tabii bu kelimeler yok, ama ángos άγγος var: “kapçık, desti, her türlü sıvı kabı, şarap destisi, ölülerin küllerinin konduğu vazomsu kap (funeral urn)”, ve aha, en dipte ufak bir ek: “bal peteğinin hücresi”. Homeros’tan beri kaydedilmiş. En erken anlamı belli ki “susak, su kabağı” olmalı. İnsanoğlu MÖ 6000-7000’lerde çömleği keşfetmeden önce standart su kabı kabaktı, hani şimdi fener filan yapıyorlar, sert kabuklu ve saplı cinsi. İlkel dillerin çoğunda çömlek ve destinin adı oradan gelir. Mesela Latince cucumis “kabak” > “su kabı, bakraç”, oradan da bildiğimiz Türkçe güğüm. Ánguros’taki +uros’un işlevini burada kimse bana açıklayamadı, ama apaçık ki kelime esasen “kapçık” demek. Desti uyar, bal peteği hücresi de uyar, incir de uyar.
Yaban hıyarı (Ecballium) |
Cucumis anguria |
Az daha devam edelim. Rusça ogurets, Lehçe ogurek, Çekçe okurka “hıyar”; Vasmer sözlüğü Bizans Rumcasından alıntıdır diyor. Angurion’ın bir kez daha küçültülmüş şekli bunlar, küçüle küçüle bir hal olmuş meret. Almanca Gurke “hıyar”, bir Slav dilinden, muhtemelen Lehçe veya Çekçeden alıntı diyorlar, oradaki /k/ sesi başka türlü açıklanamıyor. İngilizce gherkin de muhtemelen Almancadan ithal. Herhangi bir hıyar değil, turşu yapılan küçük cinsi için bu ad kullanılıyor.
*
Sözlüğün yeni baskısının çalışmaları, beş yıllık bir maratonun sonunda, geçen Cumartesi bitti. Ya da ben öyle zannettim. Derin bir nefes alıp, kuşlar gibi özgür, birkaç günlüğüne Atina’ya geldim. Burada bir angurion tartışmasına daldık, iki maddeyi baştan yazmak gerekti. Ertesi günü Şükrü Ilıcak’a rastladım, sende neler var, bende neler var derken 64 cigabayt pdf kitap yüklenip eve döndüm. Çıktı mı şimdi en az üç beş aylık ek iş?
Bitmeyecek bu ırgatlık galiba.
BURSA GEMLİK ENGÜRÜCÜK köyünün bununla alakalı olabileceği fikri ağır bastı bende bu analizi okuduktan sonra. Sonuçta buralar daha evvel Rum'ların yaşadığı yerler idi. İsim hem ilgimi çekmiş, hem de anlamı konusunda merakımı uyandırmıştı.
ReplyDeleteYok, o Ankyra, başkentle adaştır. Yunan-öncesi bir dilden kalma yer adı.
DeleteAnkyra sözcüğünün luwice üzüm ile bağlantılı olduğu iddiası vardı. Bahsettiğiniz köyün yaslandigi tepeler yüzyıl öncesine kadar uzum baglariydi.
Deletehttps://eksisozluk.com/pepino--684019
ReplyDeleteBi de PEPINO meyvesi var, tadı kavun ve salatalık arası, ikisiyle de akrabaymış.
Sevan hocam sen buraya bakmamışsın anlaşılan, Gherkin Felemenkçeden ⇒ http://etymonline.com/index.php?allowed_in_frame=0&search=Gherkin
ReplyDeletePop etimoloji sitelerine genellikle bakmıyorum. OED şöyle demiş:
Delete[a. early mod.Du. *gurkkijn, *agurkkijn (now gurkje, augurkje), dim. of agurk, augurk (also shortened gurk), cucumber; the proximate source is uncertain (cf. Ger. gurke, earlier also gurchen, Sw. gurka, Da. agurk), but the word must have been indirectly adopted from some Slav. lang.: cf. Slovenish ugorek, angurka, Polish ogurek, ogorek, Czech okurka, Serbian ugorka (the Hungarian ugorka, Lith. agurkas, Lettish gurkjis, are adopted from Slav.); these words have a diminutive suffix, which is replaced by another suffix of like function in the Russian ogurets, Church Slav. ogourĭtsĭ. The primary form is not recorded in Slav., but appears in late Gr. ἀγγούριον, ἀγκούριον (mod.Gr. ἀγγοῦρι), whence It. anguria a kind of cucumber....]
Üstadım, belki alakası yok ama koyduğunuz görsele bakınca aklıma Kudret narı (Momordica charantina) geldi; aynı soydan olabilir mi acaba ?
ReplyDeleteTabi, aynı soydan olmalı.
DeleteNiye karpuza "angurion" deniyor İtalyancada?
ReplyDeleteŞaşırtmak için.
DeleteItalyanca karpuz ya da . Ikincisi hem karpuz hem salatalik.
DeleteKonuyla ilgili değil ama yeniyle dikkatimi çeken üç farklı kelime kökeni arasında etimolojik bir bağlantı olabilir mi sorusu aklımı kurcaladı. Sözlüklere baktığımda arapça ğfr kökünden gelen miğfer ve ğafur ile kfr kökünden gelen kafir ve ingilizce cover kelimeleri sanki eskilerden ortak bir geçmişe sahipmiş hissi uyandırdı. Mağfiret daha çok affetmek anlamında anlamında kullanılsa da dini ıstılahta günahları örtme anlamında da sıkça kullanılıyor. Diğer bir kelime olan kafir in de gerçeği örten karartan anlamı malum. İngilizce cover kelimesinin de örtme gizleme anlamları acaba bu üç kelime birbirleriyle bağlantılı mı ki dedirtti. İçimden kesin üçü de akraba çıkacak dedim ama sözlüklerde göremeyince basit bir ses benzerliğiymiş de deyip geçemedim. Eğer aralarında bir bağlantı varsa arapça olanlardan gafur ile kafir in evrilmiş hali gavurun aynı kökten gelmiş olması bir hayli ilginç olacak.
ReplyDeleteFarsça "angūr" (üzüm) aynı kökten olsa gerek.
ReplyDeleteBir de Ermeni Hıyarı var. Acur'un ingilizcedeki karşılığı. Arapçası qiththāʿ (قثاء). Kurʿan'da Hz. Musa'dan kavminin istekleri arasında geçiyor (2:61). Dediğiniz doğru acur klasik arapçada yok, (قثاء) var. Cucumis ile etimoloji bağı var mıdır, size sormak lazım. -mmc
ReplyDeleteince ince güzel laf sokmuşsunuz
Delete