Saturday, March 24, 2018

Etnik coğrafyaların gezginlerine notlar

1.      Avşarlar Türk değil dedim mi? Demedim. Belli ki kadimden beri Oğuz Türkçesi konuşan “Avşar” diye bir topluluk var. Çeşitli tarihlerde o topluluğun tanımı ve işlevi değişmiş olabilir; mesela bir tarihte siyasi bir baskı grubu, başka tarihte bir mülteci güruhu olmuş olabilirler. “Aşiret” deyince safkan bir etnik cevher beklemek de yanlış. Mesela Siverek’in Bucak aşireti Zazadır, ama içinde büyükçe bir Kurmanci kesim var; Ermeni aileler de var. Mesela bundan iki yüz yıl sonra Türkiye’de, ya da Türkiye’den geriye ne kalmışsa orada, “Suribükü” ve “Surikent” adlı yerler görürsek hepsinin (hatta ilk kurucularının) safkan Arap olduğunu varsaymak doğru olmaz. Deşsen yarısı Kürt çıkabilir. Hatta, ne bileyim, Suriyeli göçüne karışıp karambolde arazi kapmış bir Afgan grubu da olabilir.
2.      Türkiye’de halen “Avşar” diye nitelenen topluluklar 18. yy’da İran’dan göçmüş. Nispeten yakın bir tarih; belgesi, kaynağı vs. var. Dadaloğlu adlı şair bunların menkıbelerini anlatmış. Peki bu göçten önce Anadolu’da “Avşar” diye nitelenen topluluklar var mıydı? 13. yy’da veya daha sonra Rakka’dan göçenlere ne oldu? 13. ile 18. yy arasında Musul-Halep diyarından şiddetli baskı ve düşmanlık koşullarında Anadolu’ya kaçan veya göçenlerin ne kadarı ve ne anlamda “Avşar” idi; ne kadarı hangi gerekçelerle (mesela korku, izini kaybettirme güdüsü, bedava mera ve yerleşim alanı beklentisi vb.) kendilerini “Türkmen” veya falan aşiret mensubu olarak tanıttılar? Mülteci ve “eşkiya”, “asi”, “yağmacı” vb. konumunda olan ve her halukârda devletle arası açık olan toplulukların hangi sözüne ne kadar güvenebilirsin?
3.       Fırat berisinde İSMİ Avşar (ve Kınık, Kargın, Eymür, İğdir vb.) olan yerlerin çoğunun, muhtemelen hiç birinin, Avşarlık vb. ile alakasını kuramıyoruz. Bu isimler 15. yy’ın ikinci yarısından itibaren kaydedilmiş. Öncesini bilmiyoruz çünkü kayıt yok; dolayısıyla daha ne kadar geriye gider bilmiyoruz. Ama şunları biliyoruz. Bir: En az bir tanesi (Develi’nin Şıhlı köyüne bağlı Avşar mezrası) kadimden beri Rum köyü imiş. İki: İstedikleri kadar dağılsınlar, her vilayete bir köy hesabıyla yerleşmiş olamazlar; akla da aykırıdır, tarihe de, sosyolojiye de, antropolojiye de. Üç: Osmanlı’nın tahrir defterlerini,[1] bu kulunuzun yaptığı gibi, deli postekisi ayıklamacasına elden geçirirseniz görürsünüz ki o tarihteki yer isimlerinin çoğu “hakiki” olamayacak kadar monoton ve hazırloptur. Adeta haremdeki cariyelere takma ad verilmesi gibi, ya da kerhanedeki kızların hepsinin “Cansu, Hayal, Rüyam” olması gibi, ya da askeri kışla adları gibi, her sancak ve her kazada aynı kısıtlı ad repertuarı ile karşılaşırsınız: Akviran, Bozdoğan, Çandır, Demirci, Eceler... 24 Oğuz aşiretinin adları o repertuarın değişmez ögelerindendir.
4.      Latin Amerika ile kıyasla. Orası da burası gibi kolonize edilmiş bir diyardır. Çoğu yerin biri yerel kızılderili dilinde, bir de İspanyolca adı vardır. İspanyolca adlar ya a) oranın keşfedildiği ya da kurulduğu günün azizinin adıdır, ya b) İspanya’da yer adıdır, ya da c) Yeşildere, Karadağ, Aşağıılıca gibi kişiliksiz coğrafi tanımlardır. Orada (belki yerli ile kolonist aynı dine mensup oldukları için?) yerli adlarının çoğu korunmuş. Burada korunmamış. Pardon, kasaba adları korunmuş, köy adları korunmamış.
Bana enteresan gelen şu. Yerli köy adlarının korunabildiği yerler (Trabzon doğusu ve Rize, Artvin, Güneydoğu’nun büyük bölümü), Osmanlı’nın doğru dürüst tahrir yapamadığı ve tımar düzenini kuramadığı yerler.
5.      Biraz bu konulara aşina iseniz bilirsiniz ki Anadolu halkının köken ve şecere konularında anlattığı hiçbir söze güven olmaz. Sebebi nedir? Başlıcası itibar kaygısıdır: dedelerinin Çingene ya da dönme ya da Kürt olduğu, ya da Aşağıosuruklu sülalesinden geldiği bilinsin istemezsin. Daha doğrusu, çocuğun bunları bilsin istemezsin, o yüzden ona anlatmazsın. Gariban evlat acı hakikati kırk yaşına geldiğinde komşu köyün delisinden öğrenir, bunalım ve nefrete kapılır, atalarından öğrendiği tatlı hakikati perçinlemek için kırk türlü mitoloji uydurur, olmadı gider MHP’ye yazılır.
O mitolojilere inanır görünmek belki de nezaketin gereğidir; bilemiyorum. Ama gerçekten inanmak için ya çok cahil olmak, ya da gocunacak yara sahibi olmak gerekir sanırım.
Alakasız notlar
6.      İspir’de bir Hapuşgens (halen Aktaş), Bayburt Aydıntepe’de Hapuşki (halen Şalcılar) köyü var. İkisi de Ermenice, ilki /kh/ ve /ts/ sesiyle Xapşgents Խաբշկենց, ikincisi Xapşgi Խաբշկի olsa gerek. Yani Habeşler ve Habeş. Emsalleri olan bir ad. Mesela Antakya’da Tell-Habeş, Arapça; halen Açıkdere. Diyarbakır Bağlar’da Habeşî, yeni adı Oğlaklı.
Etiyopya’dan gelme gerçek Habeşler olabilir mi? Sanmıyorum. Muhtemelen “esmerler” anlamında bir isim. Tahminimce “Çingene” ya da ona benzer bir etnik statü kastetmişler. Yoksa sırf ciltleri ya da saç renkleri daha koyu diye kimseye böyle sıfat yakıştırılacağını düşünmem.
7.      Sinop Ayancık’ta Sirna 1914’ten önce Rum yerleşimi imiş. Neresi diye bakıyoruz, Kiepert haritasında ve tariflerde Aliköy’ün hemen batısı görünüyor. Google’a bakıyoruz, Aliköy’ün batısında öyle bir yer yok, izi bile yok, Dereköy olamaz. Buharlaştı mı bu köy?
İnterneti deş, deş, sonunda bir video kaydı. Meğer Sirna ile Aliköy’ü birleştirip adını Aliköy yapmışlar. Sonra isim değişmiş, Yeşilyurt olmuş. Sonra Sirna yine ayrılmış; köyümüzün eski adı Aliköy deyip Aliköy adını benimsemiş. Yani şimdiki Aliköy eski Sirna, şimdiki Yeşilyurt eski Aliköy imiş. Kolaysa git, define ara!
Kırk bin tane köy için böyle iz sürmek nasıl bir delilik, bilmem canlandırabiliyor musunuz?
Daha alakasız not
8.      Ermenilere iltimas mı geçiyorum? Daha neler! O izlenimi bazılarında doğuran şey (standart Türk ırkçılığı dışında) nedir size söyleyeyim.
A-     Ermeni tarihini, Ermeni dilini, Ermenice kaynakları, affınıza sığınarak söyleyeyim, sizden daha iyi biliyorum. O yüzden, gerektikçe ve ilginç bir şey buldukça onlara da değiniyorum. Alıştıkları zihinsel çerçeveye uymadığından sanki Ermenileri abartıyorum sanıyorlar.
B-     Devlete ve onun temsil ettiği riya ve zorbalık kültürüne hastayım. E, altmış senedir başımda Ermeni devleti yok; Japon devleti de yok. O yüzden Ermeni ve Japon milli ve hamasi ideolojisi hakkında kalbim nefretle dolu değil. Karşımızda madem Türk devleti var, onu yıkmakla başlayalım diyorum. Haklı değil miyim?
.



26 comments:

  1. 7 nolu maddeye belki ek,belki katkı belki bilgi kırıntısı.
    Bir yunanlı ( eski Ayancıklı) blogerın sayfasında Sırna'nın yunanca yazılışını görmüştüm ( Σίρνα ) merak edip google translater de kopyala yapıştır yaptım anlamlı bir cevap vermedi fakat altta taraftaki "bunu mu demek istediniz kısmında "Σιρινα" yazdı, Türkce karşılığı "Şirin" (sesli dinleme de yaptım bence uydu gibi) yani Şirin köy olabilirmi ?

    ReplyDelete
    Replies
    1. Σειρήνα (sirina) fransızca sirène latince sirena antik hellen Σειρήν - Σύρνα (Sirna) ise egede günümüzde terk edilmiş bir adadır. Yunancada kullanılan i harfleri sanırım sizin kafanızı karıştırmış İki kelimenin de karşılığı şirin değildir

      Delete
    2. Ne anlama geliyor acaba İra hanım.

      Delete
    3. Arkadaşlar bende o bölgenin bir mensubu olarak bilgilerimi sizlerle paylaşmak isterim. Ayancık Sırna köyü 1915 e kadar Rum Ortodoks bir köymüş, o zamanın şartlarında sahil bölgesindeki rumlar tehdit görülerek iç kesimlere sürgün edilmişler Sirnalılar Kastamonu Tosya gelmişler ve onlara bir seçenek sunulmuş eğer din değiştirirlerse Sırnada yaşayabilecekleri söylenmiş Papazları dahil olmak üzere Sırnalılar bu teklifi kabul etmişler. Günümüzde Sırnalılar Müslüman Türk gibi yaşamlarını sürdürüyorlar... Sizlerle Yunanistan arşivlerinde okuduğum Sırna ile ilgili bir yunanca yazı paylaşacağım meraklıkarı için.

      το Γιοκαπίκιοϊ και η Σέρνα

      Aπό μια έκθεση του μητροπολίτη Aμισού Γερμανού Kαραβαγγέλη προς το

      Πατριαρχείο πληροφορούμαστε ότι το έτος 1917-18 δύο χωριά της περιοχής

      Σινώπης, το Γιοκαπίκιοϊ και η Σέρνα, προσχώρησαν βίαια στο Iσλάμ, για να

      γλιτώσουν. 25 Iανουαρίου 1925 ένα έγγραφο του ελληνικού Yπουργείου

      Eξωτερικών προς τη Mικτή Eπιτροπή Aνταλλαγής Προσφύγων, μας πληροφορεί

      ότι οι τουρκικές αρχές αρνήθηκαν να επιτρέψουν στους κατοίκους του παραπάνω

      χωριού, Σέρνα, να φύγουν στην Eλλάδα, επειδή είχαν αλλαξοπιστήσει και ήταν

      δηλωμένοι μωαμεθανοί. "Aποκρινόμενος επί του υμετέρου υπ' αριθ. 2153

      εγγράφου, έχω την τιμή να ανακοινώσω υμίν ότι, αι αρχαί Σινώπης, εις την

      δικαιοδοσίαν των οποίων υπάγεται το χωρίον Σέρνα της Yποδιοικήσεως

      Aγιάντων, ηρνήθησαν να επιτρέψωσιν την αναχώρησιν των περί ως πρόκειται

      ομογενών, ισχυριζόμενοι ότι ούτοι από ετών ησπάσθησαν τον ισλαμισμόν".22

      Το χωρίο Σίρνα , που αναφέρεται στις προφορικές μαρτυρίες Σινωπέων προσφύγων, οι οποίοι μίλησαν σε συνεργάτες του Κέντρου Μικρασιατικών Σπουδών, είναι ίσως το τελευταίο χριστιανικό χωρίο που εξισλαμίστηκε στην περιοχή του Πόντου και της Μικράς Ασίας γενικότερα. Το 1915, όταν άρχισαν οι πρώτοι μαζικοί διωγμοί των χριστιανών και οι εξορίες, 20 ελληνικές οικογένειες, με πρωτοβουλία του ίδιου του ιερέα, δήλωσαν στις οθωμανικές αρχές ότι επιθυμούν να ασπαστούν το Ισλάμ, προκειμένου να μην εξοριστούν. Το αίτημα τους έγινε δεκτό και εξαιρέθηκαν της εξορίας και στη συνέχεια και της Ανταλλαγής των Πληθυσμών. Μετά την υπογραφή της Σύμβασης για την Ανταλλαγή των Πληθυσμών το 1924, έγιναν ενέργειες για να έρθουν στην Ελλάδα, όμως, για λόγους που δε γνωρίζουμε, αυτό δε στάθηκε δυνατό. Μόνο κοπέλες που είχαν παντρευτεί νωρίτερα σε άλλα χωρία ήρθαν κανονικά με τους υπόλοιπους πρόσφυγες στην Ελλάδα, ενώ τα αδέλφια τους και οι γονείς τους έμειναν σαν Τούρκοι στη Σίρνα

      Delete
    4. το Γιοκαπίκιοϊ και η Σέρνα
      22 Haziran 2013 Cumartesi, 19:13 itibariyle Onur Eryılmaz tarafından eklendi.


      Aπό μια έκθεση του μητροπολίτη Aμισού Γερμανού Kαραβαγγέλη προς το

      Πατριαρχείο πληροφορούμαστε ότι το έτος 1917-18 δύο χωριά της περιοχής

      Σινώπης, το Γιοκαπίκιοϊ και η Σέρνα, προσχώρησαν βίαια στο Iσλάμ, για να

      γλιτώσουν. 25 Iανουαρίου 1925 ένα έγγραφο του ελληνικού Yπουργείου

      Eξωτερικών προς τη Mικτή Eπιτροπή Aνταλλαγής Προσφύγων, μας πληροφορεί

      ότι οι τουρκικές αρχές αρνήθηκαν να επιτρέψουν στους κατοίκους του παραπάνω

      χωριού, Σέρνα, να φύγουν στην Eλλάδα, επειδή είχαν αλλαξοπιστήσει και ήταν

      δηλωμένοι μωαμεθανοί. "Aποκρινόμενος επί του υμετέρου υπ' αριθ. 2153

      εγγράφου, έχω την τιμή να ανακοινώσω υμίν ότι, αι αρχαί Σινώπης, εις την

      δικαιοδοσίαν των οποίων υπάγεται το χωρίον Σέρνα της Yποδιοικήσεως

      Aγιάντων, ηρνήθησαν να επιτρέψωσιν την αναχώρησιν των περί ως πρόκειται

      ομογενών, ισχυριζόμενοι ότι ούτοι από ετών ησπάσθησαν τον ισλαμισμόν".22

      Το χωρίο Σίρνα , που αναφέρεται στις προφορικές μαρτυρίες Σινωπέων προσφύγων, οι οποίοι μίλησαν σε συνεργάτες του Κέντρου Μικρασιατικών Σπουδών, είναι ίσως το τελευταίο χριστιανικό χωρίο που εξισλαμίστηκε στην περιοχή του Πόντου και της Μικράς Ασίας γενικότερα. Το 1915, όταν άρχισαν οι πρώτοι μαζικοί διωγμοί των χριστιανών και οι εξορίες, 20 ελληνικές οικογένειες, με πρωτοβουλία του ίδιου του ιερέα, δήλωσαν στις οθωμανικές αρχές ότι επιθυμούν να ασπαστούν το Ισλάμ, προκειμένου να μην εξοριστούν. Το αίτημα τους έγινε δεκτό και εξαιρέθηκαν της εξορίας και στη συνέχεια και της Ανταλλαγής των Πληθυσμών. Μετά την υπογραφή της Σύμβασης για την Ανταλλαγή των Πληθυσμών το 1924, έγιναν ενέργειες για να έρθουν στην Ελλάδα, όμως, για λόγους που δε γνωρίζουμε, αυτό δε στάθηκε δυνατό. Μόνο κοπέλες που είχαν παντρευτεί νωρίτερα σε άλλα χωρία ήρθαν κανονικά με τους υπόλοιπους πρόσφυγες στην Ελλάδα, ενώ τα αδέλφια τους και οι γονείς τους έμειναν σαν Τούρκοι στη Σίρνα

      Delete
  2. Sayın Nişanyan benim köyüm, Erzurum Horasan ilçesinin bir köyü olan kırklar köyü.Eski ismi ise ceresun eskiden bizim büyüklerimizin de anlattığı gibi köyün yarısı Ermeni yarışı kürtmüş büyük ihtimalle köy bir Ermeni köyüymüş bizim Kürtler sonradan gelmiş gibi gözüküyor. Acaba ceresun Ermenice ne anlama gelmektedir. Bir bilginiz varsa paylaşırsanız sevinirim.

    ReplyDelete
  3. Sevan Üstadım;
    Kolonyalizmi kendine hedef etmiş topluluklar ve Milletler,kendi kendilerini yok etmeye mahkumdurlar.Ne kadar da başkalarının etin den ve sütün den faydalanıp kendilerine benzetmeye çalışsalarda bir nevi kendilerini de onlara benzetmekten alı koyamazlar.

    Koca Asyayı kuzeyden Güneye istila eden, Sarı saçlı ve Gök gözlü savaşçılar olan ve Antik Avrupa dilllerini konuşan O Aryan İstilacılar (İskitler,Alanlar,Kimmerler,Yüeçiler vb. diğer Antik Hint-İranlılar) şimdi neredeler? tabiki yok oldular. Soyları neredeyse kurudu ve bozkırlara gömüldüler,Ruhlarına Fatiha !

    Yakın çağ zamandaki İspanyolların ve Portekizlerin başına gelen vede İngilizlerinde başına gelmeye başlayan Kolonyalizmle eş değer giden yok oluş aşamalarının başlamasıda, Tarihin tekkerüründen başka bir şey olmadığını bizlere gösterdi.
    Not: Dikkat edin ! Almanlar Naziler sonrası bu tarz hareketleri rafa kaldırdılar, özellikle kültürel manada, Mercedesi Alman yapar fakat etiketini İngilizce vurur. Almanlığı ve Almancayı Küresellikten uzak tutma gayretleri vardır.

    Gelelim Daciklere, bu Mongollar Tarih den hiç mi ders çıkarmazlar. Evet Türkleri beğenmem,gözümde medeniyetsiz ve Barbar bir toplumdur. Binlerce yıldır Pers medeniyetinde varoluş gösterip yaşamalarına rağmen bir türlü izanları açılmamıştır.

    Peki ! Hepten mi işe yaramaz bir topluluk Türkler? elbette değiller.

    İlk dönem Antik çağlarda, Kuzeydeki ıssız Ormanlarda gariban ve sefil bir şekilde yaşayan ilk Proto Dacikler, Orta ve Batı Asya coğrafyalarına inip gelmelerinden sonra, karşılaştıkları (İskitler ve Yüeçiler vb. gibi) Aryan istilacılar ve onlardan öğrendikleri ve en nihayetinde de onlar ile akrabalıklar kurarak, kendi Mongol genlerine aktardıkları Savaşçı ve İstilacı yönlerinin olması,Türklerin en beğendiğim özellikleri arasındadır. Tabiki bu özelliklerini de dediğimiz gibi başkalarından vede sonradan edinmişlerdir.

    Elbetteki bunun da bir sonu vardı, Anadoluyu istila edip daha da bir yerleşik yaşamaya heves eden bu devlet ve topluluk aklı, Bölgenin ve Coğrafyanın yerleşik yaşayan, Felsefeci,Din alimi,Zanaatçı,Tarımcı ve Hayvancı mesleklerden gelen, egemen milletlerini vede otokton halklarını Gaza ve Cihat adı altında Asimilasyon ile kendilerine benzetip, kendilerinden etmeye kalktılar ve bir yere kadarda başardılar ve bu sayede de etkinlik coğrafyalarını genişlettiler.

    Tabi Asimilasyonculuk ve Kolonyalizmin sonucu da bu oldu.

    1.cihan harbi dönemlerinde

    Seferber edilen Alman Ordusu 13,5 milyon, kaçak sayısı 130-150.000 kadar

    Seferber edilen Dacik Ordusu 2.873.000, kaçak sayısı ilk aşamada 300.bin
    ikinci aşamalar da 500 - 600.000 kadar.

    Bu durum karşısında kurulan İstiklal Mahkemeleri ile Tc nin kurucu gücü ve ilk Pkk sı olan İttihatçı ve Terakki Örgütü, kapı kapı, dağ ve bayır dolaşıp kaçakları aradı astı veya asmaya çabaladı bir şekilde.

    Hatta bu günümüzde de goygoyu yapılan bir konudur ve bu hakikat halen sürmektedir.
    "Kemalist İttihatçı Celal Şengör; " iktidarı seçenlerin oranını yüzde 46 olarak düşündüğünü, çünkü bu oranın Kurtuluş Savaşı'nda cepheden kaçan askerlerin sayısı ile eş değer olduğunu söyledi."

    Ortada olan tablo bu, Günümüzde de bundan da ders çıkarmazlarsa eğer başlarına gelecek şeylerden kimse sorumlu olmaz, En iyisi yavaş yavaş açtıkları bu dükkanı kapatıp gitmeleridir.Yoksa Tarihe gömülecekler.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Türkler Anadolu'ya yerleşirken dertleri otlak bulmak ve Moğollardan kaçmaktı. Senin düşündüğün gibi kolonyal fantezileri yoktu.

      Delete
    2. Dediklerin iyi gibi ama bir şey anlamadık.

      Delete
    3. Salim Onur Bey Merhabalar; Unutmayın ki bu topraklara Türkler Müslüman olarak geldi, İslam da Cihat ve Gaza Terimlerinin amacı ve hedefi nedir ve neleri meydana getirip, neleri doğurur diye bir araştırmanızı öneririm.

      Ayrıca yorumda direk Orta Asya dan geldiler denmemiş, Moğol İstilasının etkisi bazı Türk ve Türkmen grupların kaçıp Anadolu ya gelmesine sebep olabilir fakat Tüm Türklerin geliş sebebinin temel nedeni değildir. "Küffara karşı Allah bizimle" nidaları ile yapılan 1071 harbini'de unutmayalım.

      Ha unutmadan! Tarihsel konular çokça karışık ve dallı bir şeydir tek düze düşünülemez araştırılırken. Önemli olan gözden kaçan hataları görmektir.

      Delete
    4. @salim onur

      İşin yağma ve gaza boyutunu unutma. Erhan Afyoncu gibi göçleri tek bir sebebe dayandırmak çok basite indirgemecilik ve hata olur.

      Delete
    5. Ne öneriyorsun yani biz Daciklere, Anadolu'yu terk mi edelim? Kripto Ermeniler de gider bak arada yazık olur.

      Delete
    6. Çağatay kardeş Kripto bile kalmadı artık, Onlar Koyu Türk ve Müslüman,çoğu kendini bilmiyor, bilse de Ermenilik onların umurunda bile değil,alın sizin olsunlar nereye götürür iseniz götürün ama sizler ile de bir yere gelmezler, 10 fırın ekmek yemeniz ve daha çok tanımanız lazımdı Bu toprakların devşirmelerini.Ermeni devşirmeler yine belkide en sadık olanlarıdır, geriye kalan diğer devşirmelerin nasıl davranacağına bakın siz, onlar daha beter.

      Delete
    7. Bin yıl önce, zamanın şartlarına göre gelmişler, almışlar, asimile etmişler vs... Günümüzde yapılması gereken şey, gönül rızasıyla asimile olanlar dışında belli bir özgürlük alanı yaratıp aynı topraklarda yaşamaktır. Dükkanı kapatıp gitmek de ne ola... Ha bana sorsan sarışın, gök gözlü ve çok hafif mongol yüzlü atalarımın yaşadığı Çuvaşistan'a gidip orada yerleşmek isterim o ayrı mesele. Ama Anadolu'ya bin sene önce çeşitli belirsiz yerlerden gelenler ve buradaki asimile olanlar nereye gitsin. Her şeyden önce Türkçe diye geniş, zengin bir kültür dili var. Bu bırakılır mı...

      Delete
    8. @Memo
      Türki dediğimiz toplulukların büyük çoğunluğu Irksal Fenotip olarak ikiye ayrılır,

      Beyaz ırk ile karışan Orta Asya Türkleri Turanid olup sarı saç ve mavi gözlü olanları vardır sayıları çok olmasa da mevcutturlar.

      Anadola'ya gelen Türkler ise İran coğrafyasında da varoluş gösterdiklerinden dolayı vede İran'dan geldikleri için Büyük çoğunluğu diğer Azeriler ve İranlılar vede Kürtler gibi Orta doğu görünümlü ve kuzey Hintli ırkına benzer vücut ve yüz tiplerine sahiptirler.Dna yapıları da buna yakındır.

      Turanid ırk nedir? Mongoloid Yani sarı ırkın, diğer ırklarla karışması sonucu zamanla ortaya çıkan bir Irk Fenotipidir.

      Turanid ırk ikiye ayrılır ama temelde aynıdır.
      Beyaz ırkla karışan Mongoloid, birde Hint ve Ortadoğulularla karışan Mongoloidler'den meydana gelir. Birisi Beyaz tenli olurken diğeri Siyah tenlidir fakat ikisi Turanid dir ve çekik gözlü olup yüz yapıları Mongoloid'dir.

      Delete
    9. @Memo

      Türki atalarının Çuvaşistan'dan geldiğini nereden çıkardın? Oğuz/Türkmenlerin hiçbir zaman o coğrafyaya yolu düşmedi. Zaten bugünkü Çuvaşistan toprakları Türki Bulgar halkının Pontik-Hazar bozkırından MS 8. yüzyıl dolaylarında oraya göçünden önce Fin-Ugor kavimlerinin hakim olduğu bir coğrafya idi ki bu bugünkü Çuvaş genetiğinden de görülebiliyor.

      Delete
    10. @27 Mart 2018 20:23'te yazan adsız

      Anadolu'ya Oğuz/Türkmenler İran coğrafyası üzerinden geldiler, ama göçlerinin çıkış noktası bugünkü batı Kazakistan'ın Aral bozkırı bölgesindeki Oğuz Yabguluğu topraklarıydı ve Anadolu'ya gelişleri çok hızlı oldu, İran coğrafyasındaki yerlilerle önemli miktarda karışacak kadar zamanları olmadı Anadolu'ya göçlerinde. Zaten bugünkü Anadolu Türklerindeki baskın olan köken yerli Anadolu (Rum ve Ermeni) kökenidir genetik testlerin gösterdiği üzere.

      Delete
    11. @Onur Dincer
      Göç Hızlı mı oldu? hangi devir ve zaman süresine göre? hiç duymadım Zaten bugünkü Anadolu da yaşayan Türklerin, Ermeni ve Rum geni baskın dediniz,Bu Rum Ve Ermeni genli İnsanlar 1600 den 1895 e kadar artan vede öncesinden başlayarak Müslümanlaşan Ermeni ve Rumlar olmasın.

      Tarihsel olarak Anandolu ya gelen Türk ve Türkilerin Çogunluğunun ağırlıklı gen baskın gurubu F-G-J-J1 gibi bir gruplandırmaya sahip.
      Ve bu gruplandırmada İran,Asur ve Doğu Asya gibi bir yapı Çıkıyor. Türkler de ve Ermeniler de ortak genler bulunur ama hangisi daha baskındır o önemlidir. Müslümanlaşan Ermeni ve Rum Nüfus başta olmak üzere Müslüman Türk göçmenlerin Ermeni ve Rum gelinler aldığını da unutmayalım. Birde Günümüz Türkleri diyerek bu yargıları ele alır isek işin içinden hiç çıkamayız.Bunun yanında Balkanlı slavları ve Kafkasyalıları da karıştırmamamız lazım.

      Örneğin; Ermeni nüfusunda R1b geni neredeyse ortalama olarak %40 lara yakın iken Türklerde bu oran neredeyse çok azdır.
      Orta-doğu ve Batı Asya da Toplumlar ve Milletler yapaydır kimi zaman Irklar bile karışarak yapay bir hal alabilir.

      Delete
  4. "(standart Türk ırkçılığı dışında)" 80 sene beyinlere faşizm kazılır ise barbarlara medeniyet öğretmek zor oluyor, sen de Sevan görev edindin inanmamak isteyenlere doğruyu göstermeyi. Son 30 sene ermenice 5 kitap okumuş adam memlekete faydalı işler yapma derdinde gelen tepki ise Ermenilere iltimas mı geçiyor :) :)

    ReplyDelete
  5. Sevan Bey sizleri aydın, kültürlü olmanızdan ya da vebalı bir azınlığın mensubu olmanızdan dolayı değil sadece ve sadece su katılmamış bir orospu çocuğu olmanızdan ötürü seviyorum. Lütfen yanlış anlamayın çünkü hakaret etmek için söylemedim. Sizlere bakınca kendimi, yakın arkadaşlarımı ve sevgilimin karakterini görüyorum.

    Sağlıcakla...

    ReplyDelete
  6. Giresun'da Türkçe yer adları baskınken Giresun'un yanı başındaki Trabzon'da Rumca adlar baskındı, bu örnek bile tezinizi çürütmek için yeterli.

    1. Köy adlarını değiştirdiğini iddia ettiğiniz "Türkçü" Osmanlı otoriteleri neden bazı köy adlarına ilişmemiş? Hemen her ilde Türkçe olmayan (Rumca, Ermenice vs.) köy adları vardı, hatta bunların birçoğunda Türkçe konuşan Müslümanlar yaşıyordu. Bunlara neden ilişilmemiş, torpil mi geçmişler?

    2. İlginçtir, köy adlarının Türkçe olduğu yerlerde dağ, tepe, yayla, ırmak adları da hep Türkçedir. Osmanlı bu adları da mı zorla benimsetmiş acaba köylülere? Halbuki muhtedi olduğu belli olan köylerde sadece köy adları değil dağ, tepe, yayla, ırmak adları da gayri Türkçedir.

    3. Şunu kabul edeceksiniz. Türklerin yerleştiği yerlerde Türkçe adlar yaygınlaştı. Bu sadece yerleşim yerleriyle de sınırlı değildi. Türkler dağlara, tepelere, ırmaklara, yaylalara da Türkçe adlar verdiler.

    4. Şunu tekrar sorayım. Çepnilerin kalabalık kitleleler halinde yerleştiği Giresun'da yer adlarının çoğu Türkçe iken tahrir defterlerinde Türkmen aşiretlerinin pek görülmediği Trabzon'da yer adlarının çoğu neden Rumca idi? "Türkçü" Osmanlı'nın kudreti mi yetmemiş Giresun'un hemen yanı başındaki yere ilişmeye?

    5. Türkçe yer adlarının baskın olduğu yerler ile Türkmen aşiretlerinin yerleştiği yerler arasında doğrudan korelasyon var. Bunu "tımar sistemi" vs. ile izah etmeye çalışmışsınız, keriz yok karşınızda. Siz takipçi kitlenize yedirirsiniz ama bunu.

    6. Balkanlarda da durum aynı. Türkmen aşiretlerinin iskan edildiği yerlerde Türkçe yer adları görülüyor, Osmanlı'nın asırlarca idare ettiği fakat Türkmenlerin yerleşmediği yerlerde ise Türkçe yer adlarına rastlanmıyor.

    ReplyDelete
    Replies
    1. 6 maddede aynı şeyi tekrarlıyorsun, sonunda yine adamın dediği yere doğru yalpalıyorsun hocam? İnsanlar sana şunu da sorar ama;

      1 - Giresun ve Trabzon meselesi Osmanlı Devleti'nin otorite sınırlarını yansıtıyor olmasın? Zaten bu isimlerin devlet elinin uzandığı yerlere verildiği söylenmiş, buralarda Türk nüfusu yok gibi bir iddia verilmemiş.

      2 - Osmanlı idari yönetim tarzı olarak tımar değil ne kullanıyordu? Türkmenlerin "saldım çayıra mevlam kayıra" tarzı bir şekilde yerleştiği mi var, yoksa sistematik olarak mı iskan ettiriliyorlar?

      3 - Osmanlı'nın köy isimlerini "zorla benimsettiği" iddiası mı var, yoksa bölgelerin defterdeki adlarının kaynağı mı tartışılmış?

      4 - Osmanlı Balkanı'ndaki merkezi otoritenin etkisini kim inkar etti?

      5 - Sivilce gibi isim dağılımı gerçekten seni irrite etmiyor mu, bu işte bir bit yeniği olduğunu hissettirmiyor mu? Mesele dağ ova adlarının geldiği yer değil çünkü, klasik 24 boyun muhabbeti.

      6 - Cumhuriyetin davranışlarının aynısını Osmanlıdan beklemedeki sıkıntı Osmanlı'nın Türkçü olmaması mıydı? O zaman Osmanlı'da hangi kültür siyasi gücü temsil ediyordu? Rumlar mı? Araplar mı?

      Delete
  7. Sevan Bey,
    Malum olaylara kadar memlekette meslek erbabı, elinden iş gelenlerin hep Ermeni, Rum olduğu, 'Etrak-ı Biidrak'ın ise manda bokunda arpa ayıklayan tipler olduğu söylenir. Bu formülasyon için ne dersiniz? Memlekette hala doğru düzgün eğimli banyo tabanı yapabilen usta bulamamamızın, kaldırım taşlarının takıldığının haftasında yerinden çıkmasının falan bu konuyla ilgisi olabilir mi?

    ReplyDelete
    Replies
    1. Evet ben de merak ederim, ama Selçuklu ve Osmanlı'nın kuruluş dönemlerinde de bu durumun tam tersi olduğu iddia edilir, ticaret hayatı Türk tüccarların elindeymiş. Aslı nedir acaba?

      Delete
  8. Hapuşkens ile ilgili bilgi var midir?

    ReplyDelete
  9. Köy adlarının Türkçe olduğu yerlerde dağ dere tepe adlarının da Türkçe olması o yerleşimlerin halklarının Türk olduğunu göstermez ki. Mesela ekili bir arazi tapuya kaydedilirken yakınındaki dağ dere adları mevkii olarak yazılır. Haliyle o dağ dere tepe adları da kadastro sürecinde sonradan yerel adları değiştirilerek Türkçeleştirilimiştir.

    ReplyDelete