Sunday, October 27, 2019

Olmadık isimler dizisi, devam

Belkiya, Belkıya, Belgıya ve çeşitlemelerini taşıyan 222 kişi, erkek, çoğu veya hepsi Alevi görünüyor. Alevi mitlerinde Belkıya genellikle yılanlar padişahı Şahmaran’la karşılaşıyor. Ondan hayatın sırrını soruyor, ya da Hz. Süleyman’ın karısıyla, başka öykülerde Hz. Muhammed’le buluşmayı istiyor. Şahmaran bunu oyalıyor, akla ziyan non sequitur’larla kafasını karıştırıyor. Kolay mı hayatın sırrını keşfetmek?
İslam literatürüne baktığımızda karşımıza Asıf b. Berxiyâ çıkıyor. Tüm tefsirlerin anası sayılan İbn Kesir tefsirine göre Kuran’ın Neml suresinde anlatılan Hz. Süleyman’ın tahtı meselinin isimsiz kahramanı, Süleyman’ın kâtibi olan Asıf’tır. Bu zat Saba Melikesi Belkıs’ın tahtını Süleyman’a getirdiği gibi, aynı zamanda Allah’ın sır olan en yüce adını bilen tek kişidir. On Birinci İmam Hasan el-Askeri’ye göre ise Allah’ın 72 harften oluşan gizli adını ancak ehl-i beyt imamları bilir, Asif b. Berxiyâ 72 harfin ancak birini öğrenmiştir.
İslami masalların tümü bir şekilde oraya dayanır diyerek Tevrat’ı karıştırıyoruz. Hemen sonuç alıyoruz. Asaf b. Berexiya veya Berekiya, İkinci Tarihler kitabına göre Süleyman Tapınağının ilk açılışında ilahileri yönetmiş, Tapınak’ta neşideler söyleme görevi onun soyundan gelenlere tahsis edilmiş. “Davut” mezmurlardan on ikisi Asaf’a ait, başında yazıyor.
İbranice berexiyahu בֶּרֶכְיָ֖הוּ “Allah’ın bereketi”. Nereden nereye.
*
Efrasiyab ile Rüstem'in savaşı - Şah
Tahmasb'ın Şehname'sinden 
Elfesiya ve çeşitlemeleri 412 kişi, hepsi Doğu illerinden, erkek, sanırım hepsi Kürt. Elfesiya Seven, ODTÜ doktora; Elfesiya Hezer, HDP belediye adayı; Elfesiya Eroğlu, Balıkesir inşaat; Elfesiya Dinçer, pizzacı; Elfesiyar Duyar, Van-Saray Milli Eğitim müdürü, vs. Birkaç gün kafamı ve sözlüklerimi zorladım, çözemedim. Nihayet bilge bir dostuma sormayı akıl ettim. Kolaymış: Turan padişahı Efrasiyâb, elbette: Şehname’ye göre İran’ın baş düşmanı, kötülükler prensi, Keyhusrev’in dedesi ve ölümcül rakibi. Şehname bu açıdan tıpkı Homeros’un İlyada’sı ve Hintlilerin Ramayana’sı gibidir. En kötü düşman dahi soylu ve onurlu gösterilir; asla aşağılanmaz; yenilse de adı onurla yaşatılır. Tevrat ve Kuran’ın kaba ahlakından farklı bir stil.

Son zamanlarda çıkan birkaç masal kitabı derlemesinde Elfesya bir “Kürt prensesi” olarak geçiyor sanırım, ona aldanan İnternet ahalisi de Elfesya’nın güzel bir Kürtçe kız adı olduğuna kanaat getirmiş. Hatta Mehmet Kaya adlı yazar 2015’te çıkan Elfesya adlı şiir kitabında bu isimli bir kadın militanı güzellemiş. Oysa, en azından 2009 itibariyle Türkiye’de bu adı taşıyan kadın yok. Elfesya’ların hepsi erkek. 

Sunday, October 13, 2019

Çocuğunuza kitap okumayı nasıl sevdirirsiniz

Prof. Dr. Bengi Semerci'nin ''Çocuğunuza Kitap Okumayı Nasıl Sevdirirsiniz" konulu videosunu seyretmek zorunda kalınca aklıma üşüşenler.

https://medyascope.tv/2019/10/13/prof-bengi-semerci-anlatiyor-42-cocuklara-kitap-okumak-nasil-sevdirilir/

1. Çocuklar sahte gülücüğe, kasıntı dile, kasıntı dille kamufle edilmeye çalışılan özgüven eksikliğine olağanüstü hassastır. Prof. Dr. Bengi Hanım benzerlerini birkaç saniyede teşhis ederler. Öğütlerine asla kulak asmazlar.
2. Çocuklar saygı duydukları herhangi bir kişinin örneklediği davranışı kolayca benimser ve taklit ederler. Bu kişi ebeveyn olabilir; amca, hoca, aile dostu olabilir. Öğüte genellikle gerek yoktur. Saygın kişinin mesela kitap okuduğunu, bundan haz aldığını ve en önemlisi, bundan dolayı itibar gördüğünü çocuk derhal algılar. Hemen veya bir süre sonra kendi davranışını buna göre modeller.
3. Kendi kitap okumayan birinin çocuğa “doğru kitap” empoze etmeye kalkışması sahtekarlıktır. Çocuk bunu bilir ve hayat boyu o kitaplardan nefret eder. Buna karşılık saygı ve hayranlık duyduğu birinin okuduğu kitap, Bengi Hanımgillerin dünyasında “doğru” olsun veya olmasın, çocuğun ilgisini çeker; ufkunu genişletir.
4. Çocuğa masal kitabı okumak, normal koşullarda çocukla ilgilenmeyen anne veya babanın ona bir süre yoğun ilgi göstermesi anlamına geldiği için çocuğu mutlu eder. Ancak kitap okuma alışkanlığı üzerinde en ufak bir etkisi yoktur. Çocuğu sevindiren kitap değil, anne ve babanın ilgisidir. Bu ilginin yokluğunda çocuk kendi başına kitap okumayı sevmek şöyle dursun, nefret edebilir.
5. Hangi tür kitaplara ilgi duyacağını, model kişinin ilgi alanlarından hareketle çocuğun kendisi belirler. Bunu öğütle veya yönlendirmeyle değiştirmeye kalkışmak beyhude çabadır; çocuğu isyana ve/veya yalana teşvik etmek dışında sonuç vermez. Model kişinin okumadığı kitapların kendisine dayatılmasını çocuk ikiyüzlülük olarak algılar ve tepki gösterir.
6. “Çocuk kitabı” olarak pazarlanan resimli ürünler orta sınıf ebeveynin çocukla birkaç dakika vakit geçirmesini tevik edecek bir araç olarak tasarlanmıştır. İlgi gösterme vesilesi olarak yararlıdır. Ancak tutku ve saplantı yaratmayan herhangi bir faaliyetin çocuğun duygusal veya zihinsel gelişimine bir faydası yoktur.
7. “Kitabın dilini çocuğun gelişim dönemine uyarlamak” fikri çocuğu sahte ve aşağılayıcı bir kalıba hapsetme arzusundan ibarettir. Çocuklar çeşitli dilleri ve alt-dilleri olağanüstü hızlı öğrenirler. İstek ve heyecan olduktan sonra herhangi bir ilkokul öğrencisi hacker argosunu, Japon çizgi romanlarının dilini, Kuran ve tarikat jargonunu veya – bu satırların yazarı gibi – Ferit Namık Hansoy’un Jules Verne çevirilerindeki ağdalı Osmanlıcayı birkaç haftada sular seller gibi söker. Ebeveyninin kendisine uygun gördüğü dilden farklı bir dile veya dillere hakim olmayı büyük bir gurur vesilesi sayar.
8. “Çocuğu korkutan, sindiren” kitaplardan uzak tutmak düşüncesi, keza, çocuğu aşağılamak ve vasatlığa mahkum etmektir. Deneyimlediğim kadarıyla özellikle erkek çocukları korkutucu, tüyler ürpertici, iç gıcıklayıcı anlatılardan hoşlanırlar. Ebeveyn bunları uzak tutmaya çalışsa da arar, bulur ve bulamazsa üretirler. Bu tür anlatılar gerek hayal gücünü geliştirmede, gerek çağdaş orta sınıf kültürünün steril ufuklarının ötesini kavrayabilmekte son derece yararlıdır.
9 Çocuk doğduğu andan itibaren evin içinde kitaplar olsun, ebeveyn kitapları bilsin tanısın, onlarla iletişim kursun... doğru tavsiyelerdir, ancak Türkiye koşullarında gerçekçi değildir. Türkiyede okuma alışkanlığına sahip insanların büyük çoğunluğu bu alışkanlığı ebeveynden değil, öğretmen, din adamı veya yerel çevrede “bilge” sayılan diğer kişilerden edinmiştir. Buna karşılık çocuklarına bir program dahilinde okuma alışkanlığı kazandırmaya çabalayan orta sınıf ailelerinin büyük çoğunluğu bu konuda başarısız kalmıştır. Zira çocuk öğüte değil rol modeline kulak asar, ve rol modelinin iç yüzünü genellikle ebeveynden daha iyi teşhis eder.
10. Bu devirde kitap oku(t)manın faydası kalmış mıdır? Bence kalmıştır. Bir kere görsel ve sanal medyaya oranla soyutlama düzeyi daha yüksek bir mecradır. Daha uzun soluklu ilgi yoğunluğu gerektirir.
Fakat daha önemlisi bunlar değil başkadır. Çocuğun kendi yaş grubundaki “herkes gibi” olması marifet değildir. Kişiyi yaşam boyu sürecek vasatlığa ve alışılmışın dışındaki durumlara karşı korkaklığa mahkum eder. Kitap okumak ise, özellikle Türkiye koşullarında, çocuğun “herkesten farklı” olma azminin – ve cesaretinin – göstergesidir. “Ben diğerleri gibi değilim” diyebilen çocuk, günü geldiğinde kutunun dışında durabilecek, topluma yeni bir bakış açıları sunabilecek alışkanlığı edinebilir. Bu yüzden canla başla teşvik edilmesi gerekir.

Friday, October 11, 2019

Suriye notları

1. Suriye’nin Fırat doğusundaki kısmı Ocak 2016’dan itibaren sistemli bir şekilde YPG’nin askeri kontrolü altına alındı. ABD bu sürece aktif olarak destek verdi. Suriye ordusu fazla direnmeden çekildi. Daha ilginci, Tr hiçbir aşamada kayda değer bir itiraz dile getirmedi. Lütfen dikkat edin: Tr Kürtlerin “Fırat’ın batısında” mevzilenmesine şiddetle karşı çıktı, bunu önlemek için gerekirse savaşacağını bildirdi; Menbic’de bilfiil çatıştı da. Ancak Fırat Doğusuna ilişkin kamuoyu önünde hiçbir tarihte net bir tavır sergilemedi.
2. 50 bin km2lik bu alan Suriye yüzölçümünün yaklaşık yüzde otuzudur. Buranın yeniden Suriye’ye rücu edeceğini düşünür müsünüz? Ben doğrusu pek ihtimal veremiyorum. Suriye bu bölgeyi kaybetmiştir. Fırat’ın batısındaki Menbic-Azez-Afrin bölgesini de kaybetmiştir. Suriye bu şekilde küçülmüş, ve a) Kürt nüfusundan ve b) militan Sünni nüfusunun bir bölümünden kurtularak daha homojen bir ülke haline gelmiştir. Şimdilik mutlu olmasalar da, alışamayacakları bir durum olduğunu sanmıyorum.
3. Fırat Doğusu (“Rojava”) bağımsız veya yarı bağımsız bir ülke olarak varlığını sürdürebilir mi? Bence zordur. ABD garantisinin ilelebet süreceğini düşünmek hayalcilik olur. Denize çıkışı olmayan, doğal kaynakları kısıtlı bu ülkenin önündeki seçenekler, a) Suriye VEYA Tr’den birine eklenmek, VEYA b) Kuzey Irak ve belki Tr’nin bir bölümünü de elde ederek az çok sürdürülebilir bir devlet (“Kürdistan”) haline gelmektir. Başka çıkar yol bilmiyorum. İkinci seçenek bu aşamada mümkün görünmediğine göre, ABD gözetiminde oluşturulan quasi-devlet, iki komşusundan birinin denetimine girecektir; ya da - bir başka uzak olasılıkla - ikisi arasında pay edilecektir.
4. Türkiye’nin nihai hedefi nedir? Tahminimce Fırat'ın Doğusunu ele geçirmektir. Daha doğrusu: Suriye’de kendi kontrolü altında bir değil iki adet “KKTC” kurmaktır. İlhak lüzumsuzdur. KKTC, Karabağ, Kosova örneklerinde gördüğümüz üzere, çağımızda bu işler ilhaksız da pekala yürümektedir; fiili yönetimler kalıcı olabilmektedir.
5. Türkiye bunu neden ister? Çünkü başarılı olursa Türkiye, a) son yıllarda başka bir ülke arazisini işgal edip elde tutabilmiş – ABD ve Rusya ile birlikte – dünyadaki üç ülkeden biri olacak, b) Kürt direnişinin askeri ayağını, en azından uzunca bir süre için bertaraf etmiş olacak, c) ülkedeki Suriyeli mültecilerin bir kısmını iskan etme imkanı bulacak, d) gerek inşaat ve altyapı yatırımları, gerek KKTC’deki gibi alacakaranlık işlemleri yoluyla maddi menfaat sağlayacak, e) önemli ölçüde petrol kaynağına kavuşacaktır.
6. Tr, ilan ettiği üzere 30 km’lik koridorla yetinir mi, yoksa Fırat Doğusunun tümünü – şimdiden – zaptetmeyi dener mi? Bu konuda ABD, Rusya ve İran’la yapılmış olması muhtemel görünen mutabakatları bilmiyoruz. Her halükarda Rojava nüfusunun ve ekonomik kaynaklarının çok büyük bir bölümü 30 km koridoru içindedir. Suriye’nin Kürt nüfusu da bu koridorda yoğunlaşmıştır. Koridorun gitmesi halinde Rojava’nın tutarlı bir birim olarak varlığını sürdürmesi güç görünüyor.
Tr’nin isteyerek veya istemeden daha geniş bir askeri harekatın içine çekilmesi mümkün görünüyor. 30 km sınırının aşılması halinde a) bölge ülkelerinin, b) Suriye’nin, c) ABD’nin ne tepki vereceği konusunda bilgimiz yoktur.
7. Açıkça görülüyor ki Tr bu harekata ABD ve Rusya’nın onayıyla girmiştir. Muhtemeldir ki harekat aylar ve hatta yıllar öncesinden bu iki devletle birlikte planlanmıştır. ABD’nin YPG’ye sağladığı teçhizat Fırat Doğusunu amatör çetelerden zaptetmek için yeterlidir, fakat TSK’ya karşı ciddi bir direnişe yarar nitelikte değildir; muhtemelen TSK’nın bilgisi ve hatta onayıyla sağlanmıştır. AB ülkeleri ile İsrail’in sözlü “kınamaları”, şimdilik, ıslak paçavra kıvamındadır. Görünürdeki “sert” açıklamaların tümü, bu ülkelerin Tr’nin harekatına karşı – şimdilik – efektif herhangi bir tedbire başvurmayacaklarının teyidinden ibarettir.
8. Türkiye kazanır mı? Bire bir karşılaşmada bence kazanacağına şüphe yoktur. Askeri denge ezici bir biçimde Türkiye’den yanadır. TSK’nın son yıllarda bittiğine, tükendiğine, mahvolduğuna dair söylemleri klasik savaş propagandası teknikleri çerçevesinde değerlendirmek daha doğru olur.
Lakin tarihteki savaşların, özellikle de bir tarafın fazla güçlü olduğu eşitsiz savaşların, çok nadiren bire bir devam ettikleri göz önüne alınmalıdır. 1914’te bire bir karşılaşmada Avusturya-Macaristan Sırbistan’ı kesin yenerdi. 1939’da Almanya Polonya’yı üç haftada tank gibi ezdi. Sonra?
9. Dünya kamuoyu şu anda yüzde yüze yakın bir oranda Türkiye aleyhindedir. ABD, Rusya, Avrupa, Arap dünyası, İran ve İsrail Türkiye’nin harekatını en sert deyimlerle kınamakta söz birliği etmiştir. Böyle bir fikir birliğinin “kendiliğinden” oluştuğunu düşünmek gerçekçi olmaz. Şüphe yok ki çeşitli devletler Türkiye aleyhine böyle bir cereyanın doğmasını teşvik etmiş ya da en azından onaylamıştır.
Askeri ve diplomatik alanlarda destekledikleri bir operasyona karşı kamuoyunda bu denli güçlü bir muhalefete yeşil ışık yakmaları sizce de fevkalade ilginç değil midir?
İleride belki diplomasi tarihi derslerinde bu vaka da okutulur.
10. Sonuç ne olursa olsun Türkiye’de daha bir süre zorbalığın, hukuksuzluğun ve vahşetin egemen olacağı anlaşılıyor. Hızlı bir zaferin ardından ateşkesin sağlanması içte belki kısa bir rahatlamaya yol açabilir, fakat Erdoğan rejimini daha uzunca bir süre bertaraf edilemeyecek surette pekiştirir ve – son günlerde sinyalleri beliren – Tek Parti rejimine doğru sürüklenmeyi hızlandırır.
İş uzar ve umulmadık yönlere giderse Cenabı Hak yardımcınız olsun. Şu günlerde cesaretle konuşmaya devam eden dostlarımızı – eğer canlarını kurtarabilirlerse – adalarda barındırmanın yolunu aramamız gerekecek sanırım.

Günşiray, Şammas, Abitter ve Yedi Uyurlar

1960’ların Yeşilçam starlarından Orhan Günşiray vardı, hatırlayanınız vardır. Daha yaygın olan biçimi Gürşiray, bir erkek adı, ş’ye bitişen iki r’nin dissimilasyona uğraması normal. Erkek adlarında Gür- ve Gül- öneki hemen her zaman Kul anlamındadır: Gülali/Gürali = Kulali, Gülhasan/Gürhasan = Kulhasan, Gülhüseyin/Gürhüseyin = Kulhüseyin. Son ekte -ay sıklıkla (belki örneklerin üçte ikisinde) Ali anlamında görünüyor. Dolayısıyla ismi Kul Şirali olarak yorumlayabiliriz. “Arslan Ali kulu”, gayrisünni bir isim.
Hz. Ali’nin doğumundaki adı Haydar imiş, belki bilirsiniz. Haydar Arapça arslan demek. Şir aynı şeyin Farsçası. Şirali/Alişir = Haydarali/Alihaydar. Kimbilir neden kamufle etme ihtiyacı duymuşlar.
Şammas, Şammaz, Şemmas ve benzerlerinden yaklaşık 2100 kişi. 1900 küsuru Aksaray’lı, kalanın çoğu Konya Ereğlisi vs. komşu ilçelerden. Aksaray yakınındaki Gökçe (Mamasun) köyünde bulunan Şammas Baba türbesi erkek çocuk isteyen kadınların uğrak yeri imiş; duaları kabul görürse doğan çocuğa Şammas adı verilirmiş. Şammas ne demek? Arapça “papaz” demek. Daha doğrusu aslen Süryanice “rahip yamağı” demek, ama İslam geleneğine alelumum her çeşit Hıristiyan papazı diye yerleşmiş. Peki buradaki papaz efendi kim? Şimdi sıkı durun. Adı üstünde, Mamasun, yani Mamassós, Bizans çağında Kapadokya diyarının en muhterem azizi olan Aziz Mamas’ın memleketi. Türbesi en erken 9. yy’dan beri o köyde kayıtlara geçmiş.
İstanbul’da Halkalı yahut Kocasinan yakınında bir yerde de Rumların Ayios Mamas manastırı veya yatırı anılıyor. Oradan çıkıp Atatürk Havaalanı kenarından geçen derenin adı halen Ayamama deresidir. 2009’da bir ara taşıp sel felaketi filan olmuştu, hatırlarsınız.
Abitter, Abidder, Abütter, Abütter vs. şeklinde yazılan ad 430 küsur kişi, hemen hepsi Konya Ereğlisi’nden. Doğal olarak K. Ereğli’de Abitter Baba yatırı bulunuyor ve Aksaray’daki Şammas baba, Çorum’daki Kerep Baba, Mecitözü’ndeki Elvan Gazi ve benzerleriyle aynı işlevi görüyor. Abitter Baba türbesinde medfun olan zat peygamberin sahabesinden Ebû Derda hazretleri imiş. Biyografi ilmine meydan okuyarak Ereğli civarında rahmete kavuşmuş. İsmi aşağı yukarı Dişsiz Efendi demek.
Eshabil, Esabil, Asabil ve benzerleri 1320 kişi, çoğu Maraş ve özellikle Afşin ve Elbistan. Doğal olarak Eshabül-kehf, Türkçesi Yedi Uyurlar. İmparator Decius zamanındaki Hıristiyan kovuşturması esnasında bir mağaraya sığınıp yüzyıllar sonra Allah’ın bir mucizesiyle uyanan yedi mümin gencin hikayesi 6. yy başlarından itibaren Süryanice ve Yunanca olarak popülerlik kazanmış, hatta Tours’lu Aziz Gregorius’un (öl. 594) Latince anlatımıyla Batı dünyasına da ulaşmıştı. Kuran’da aynı öykü pek ‘mübeyyin’ sayılamayacak bir dille özetlenir.
İslam geleneğinde yedi uyurun adı Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Debernuş/Tebernuş, Şazenuş, Kefeştatayyuş olarak geçiyor. 6. yy’da Aziz Gregorius'un verdiği Malchus (= İamblichus), Maximinianus, Martinianus, Dionysius, Serapion ve Constantinius adlarını, daha doğrusu bunların Süryanice deforme biçimlerini tanımak zor değil. [Malchus Süryanice “melik” anlamında, geç Antik çağda Suriye civarında çok yaygın bir isim. İamblichus = Yemliha aynı adın fiil hali, "hükmeder" anlamında.]
Türkçe adlarda Yemliha 3900 küsur nüfusla açık ara önde. Mekselina 338, Mislina 32, Mernuş 80, Tebernuş 316, Şazenuş 100, Kefeştetayyuş ise – haklı olarak – 5 kişi. Köpekleri Kıtmir de ihmal edilmemiş. 2009 itibariyle Türkiye’de 163 kişi Kıtmir, Kutmir, Kıtmır, Kütmir, Kitmir veya Kudmir adını taşıyor. Çocuğa köpek adı neden verilir? Bilemedim.

Tuesday, October 1, 2019

Muhittin, Selahattin

Yazım tutarsızlığına yol açan birçok faktör var. Biri, bir insan ömrü olan 90 yılı aşkın süre içinde imla standartlarının değişmesi. Diğeri eski yazıdan yeni yazıya aktarımdaki problemler. Üçüncüsü bölgelere, sınıflara ve zümrelere göre farklılaşan telaffuz normları; Kürt ve Arap bölgelerinde özellikle belirgin. Dördüncüsü geniş kesimlerde okuma ve yazma alışkanlığının, dolayısıyla imlada standartlaştırma eğiliminin zayıflığı. Beşincisi belki fiziksel kayıtlardan dijital ortama aktarırken oluşan hatalar. Ayrıca sanırım tüm toplumlarda olan bir eğilim, standart isimleri küçük harf oyunlarıyla farklılaştırıp bireyselleştirme isteği.
Rekora giden isimler Alaattin, Selahattin, Muhittin ve Sebğetullah. Mesela Muhittin, 88 bin kişide en az 172 farklı yazım. En doğrusu biliyorsunuz Muhyîü’d-dîn olmalı, “dini ihya eden” anlamında.

Muhittin
64808
Muhyettin
7494
Muhiddin
5809
Mühittin
1424
Muhuttin
1392
Muhyeddin
1287
Mehdin
812
Mühyettin
494
Muhdi
439
Muhitdin
430
Meydin
237
Muhiyettin
216
Muhyiddin
198
Muhyittin
196
Muhuddin
184
Muhettin
164
Möhyettin
154
Mühiddin
139
Muhyedin
125
Meheddin
120
Mühyeddin
118
Mehettin
111
Mühüttin
102
Mihyeddin
71
Mihyettin
66
Muhidin
60
Mahyeddin
58
Muhitin
52
Mahyettin
50
Muhıttin
49
Mehyettin
43
Muhiyeddin
41
Muhuyettin
37
Mehyeddin
36
Mühüddin
35
Mühettin
32
Muhyetin
32
Mihittin
30
Muittin
30
Mühüyettin
26
Muhaddin
24
Muhidtin
24
Mühüttün
23
Muyittin
23
Mihyedin
21
Mühiyettin
21
Muhüttin
21
M.Muhdi
19
Mehiddin
19
Möhyeddin
19
Mühyedin
19
Mıhyeddin
18
Muiddin
18
Meheddin
17
Muhattin
16
Mehyedin
15
Mahaddin
13
Mühdin
13
Muheddin
13
Muhıttın
13
Muhutdin
13
Mehttin
12
Mihdin
12
Mehittin
10
Mihiddin
10
Müeddin
10
Mühüddün
10
Muhuyeddin
10
Mahattin
9
Meyhettin
9
Mihyittin
9
Möhittin
9
Müyeddin
9
Mıhıyettin
8
Mıhyettin
8
Muhdin
7
Muhıddin
7
Mühitin
7
Muhlettin
7
Mühlittin
7
Muyeddin
7
Mehyaddin
6
Mihyiddin
6
Muheldin
6
Muhhittin
6
Muhittini
6
Mühyetin
6
Möhettin
5
Muaddin
5
Müfittin
5
Müheddin
5
Mühedin
5
Muhhiddin
5
Mühıttin
5
Muhttin
5
Muyettin
5
M.Muhuddin
4
Mahieddin
4
Meheyedin
4
Mihidin
4
Mihyaddin
4
Mıhyedin
4
Mohyettin
4
Möyhettin
4
Muddin
4
Muhedin
4
Mühidin
4
Muhitttin
4
Muhiyaddin
4
Muhudin
4
Muhyıttin
4
Mühyittin
4
Muyidin
4
M.Muhittin
3
Meyettin
3
Mıheyedin
3
Muhıdin
3
Muhittın
3
Muhiyddin
3
Muhiyiddin
3
Muhlittin
3
Mühüdin
3
Muhuyyettin
3
Muhyaddin
3
Mühyiddin
3
Mahiddin
2
Mahittin
2
Mahyedin
2
Megeddin
2
Megittin
2
Meyattin
2
Mıhıttın
2
Mihyadin
2
Möheddin
2
Möhlettin
2
Möhüttin
2
Müddin
2
Muhıddın
2
Muhıtdin
2
Mühıttın
2
Muhiyittin
2
Muhuiddin
2
Muhütdin
2
Muhyeddın
2
Muyyettin
2
Mahyuddin
1
Mefyettin
1
Mehattin
1
Mehedın
1
Mıhdin
1
Mihitdin
1
Mihuttin
1
Mohittin
1
Muettin
1
Mufididdin
1
Muheyettin
1
Mühitdin
1
Muhıyıyettin
1
Muhiyyettin
1
Muhüddin
1
Muhüdin
1
Muhuttın
1
Mühüttın
1
Mühüyedin
1
Muhyattin
1
Muhyetdin
1
Muhyettın
1
Muhyıttın
1
Müyettin
1
Muyhittin
1
Müyüttün
1


İkinci örneğimiz Selahattin, yani Salâhü’d-dîn, “dinin sağlamlığı”. 2009 itibariyle Türkiye’de 206 bin kişi bu adın 253 farklı versiyonunu taşıyormuş. (Ayrıca 31 farklı yazımla 6 bin kadar Sulhattin ile birkaç türlü Islahettin de muhtemelen bu listeye eklenmeli.)
Selahattin
150311
Salahattin
17255
Selahaddin
9696
Selahittin
9015
Selahettin
4285
Salahaddin
2406
Selehattin
1601
Salahittin
1452
Selattin
1337
Selahiddin
929
Selahatdin
843
Salahettin
824
Selaattin
770
Selhattin
764
Selaheddin
428
Salahiddin
423
Selatin
371
Selaettin
212
Seladdin
195
Selahatin
167
Selaaddin
155
Salattin
149
Salahatdin
147
Selehaddin
142
Selaittin
133
Salaheddin
128
Selahadin
106
Selatdin
106
Selahitdin
98
Salhattin
97
Selhaddin
92
Sulahattin
72
Selahadtin
66
Selettin
57
Salaattin
54
Selayittin
53
Sellahattin
53
Seleddin
50
Selhatin
49
Salettin
46
Selaeddin
45
Seladin
44
Salhaddin
42
Silahattin
42
Selvettin
39
Selaiddin
37
Selhadin
37
Salahadin
36
Salahatin
35
Selahetdin
33
Saladdin
32
Salatin
31
Selaatdin
31
Salaettin
28
Salatdin
25
Salehattin
25
Selihattin
25
Sülahattin
24
Salahitdin
23
Selayettin
23
Selehatdin
23
Selahiyettin
22
Sallahattin
21
Salhadin
19
Sulahettin
19
Salahattın
18
Selfettin
18
Selahhattin
17
Selehettin
16
Salaaddin
15
Salehettin
15
Sılahattin
14
Salihiddin
13
Selahtin
13
M.Selahattin
10
Selahetin
10
Selahidin
10
Selahuddin
10
Selauddin
10
Seleattin
10
Salahadtin
8
Salahidin
8
Salahtin
8
Selaitdin
8
Seleheddin
8
Salahuddin
7
Salahüttin
7
Salaittin
7
Salattın
7
Salihittin
7
Selâaddin
7
Selaetdin
7
Selahaddın
7
Selahatttin
7
Selahit
7
Selahttin
7
Sılheddin
7
Selahattih
6
Selahuttin
6
Seleaddin
6
Selehadtin
6
Selveddin
6
Sılhittin
6
Sulehettin
6
A.Selahattin
5
Salahüddin
5
Saleddin
5
Saleheddin
5
Salhettin
5
Selaatin
5
Seladtin
5
Selahatitn
5
Selahedin
5
Selahedtin
5
Selalettin
5
Selavettin
5
Selhettin
5
Silahittin
5
Silattin
5
Silhattin
5
Sülahaddin
5
Sülaheddin
5
M.Selatdin
4
Salaatdin
4
Salaeddin
4
Salaydın
4
Salidin
4
Selaahattin
4
Selahaettin
4
Selahatiddin
4
Selahhatin
4
Selahir
4
Selahitin
4
Selayiddin
4
Seleeddin
4
Selefettin
4
Selehatin
4
Seleyettin
4
Selheddin
4
Sellahaddin
4
Sellahatin
4
Sellahettin
4
Sellattin
4
Silahettin
4
Silalettin
4
Sölhattin
4
M.Salahaddin
3
M.Salahattin
3
Salahıttın
3
Salaydin
3
Salehidin
3
Salittin
3
Salledin
3
Salmedin
3
Selaadin
3
Selafettin
3
Selahaattin
3
Selahaittin
3
Selayedin
3
Selaytin
3
Serahattin
3
Silhaddin
3
Sılhaddin
3
Silhadin
3
Sullahattin
3
Salahildin
2
Salahıttin
2
Salahiyettin
2
Salahuttin
2
Salavettin
2
Saldin
2
Saledin
2
Saleettin
2
Salehaddin
2
Şaletdin
2
Salhatin
2
Salihdin
2
Salihettin
2
Salitdin
2
Sallahaddin
2
Selaadtin
2
Selâhaddin
2
Selahaiddin
2
Selahattan
2
Selahhaddin
2
Selahhittin
2
Selahidtin
2
Selahüddin
2
Selaitin
2
Selavattin
2
Selayitdin
2
Seleaettin
2
Seleatdin
2
Seledin
2
Selehittin
2
Selihaddin
2
Sellahittin
2
Sellatin
2
Sellehattin
2
Seradin
2
Serahadin
2
Sulaleddin
2
Sülalettin
2
Sülehhettin
2
M.E.Selahattin
1
Salaahttin
1
Saladin
1
Salaedin
1
Salahaddın
1
Salahaettin
1
Salahatttin
1
Salahedin
1
Salahttin
1
Salehiddin
1
Salehittin
1
Şalettin
1
Salhayettin
1
Saliddin
1
Selaedin
1
Selaetin
1
Selafittin
1
Selahaltin
1
Selahatın
1
Selahatten
1
Selahattinh
1
Selahattiun
1
Selahattn
1
Selahddin
1
Selahdin
1
Selahıddin
1
Selâhiddin
1
Selahiddini
1
Selahittih
1
Selâhittin
1
Selahitttin
1
Selahüttin
1
Selajtın
1
Selattim
1
Selavidin
1
Selayeddin
1
Selayetdin
1
Selehedin
1
Selihatin
1
Selihettin
1
Sellahttin
1
Silahaddin
1
Sılahettin
1
Sılhattin
1
Silhettin
1
Sulahaddin
1
Sülayettin
1
Sülehettin
1
Sullahaddin
1