Sunday, January 10, 2021

Jinekoloji Kürtçe mi?

Jin Kürtçe “kadın”, jinekoloji de “kadın bilimi”. Basit, değil mi?

Kelimeyi icat eden Batılılar Kürtçeyi nereden öğrenmiş diye aklımıza takılıyor. Sözcüğün Batı dillerinde ilk kaydı ne zamanmış diye bakıyoruz. Fransızca imiş. 1823’te Modern Fransızcada Tıp, Cerrahi ve Veterinerlik Sanatı Terimleri Sözlüğü (Dict. des termes de méd., chir., art vétér... dans Fr. mod.) adlı sözlükte belirmiş. İngilizcede hayli gecikmeyle 1849’da yine bir teknik ve bilimsel kelimeler sözlüğünde kaydı geçmiş. Her iki dilde tıbbi pratikte yaygınlık kazanması 1870’ler görünüyor. İlk jinekoloji polikliniği 1873. İlk jinekolog/jinekolojist 1872. Amerikan Jinekoloji Derneği’nin ilk toplantısı 1876. İlk jinekoloji profesörü 1879. İlk Jinekoloji Elkitabı 1883.

Türkçeye tahmin ediyorum nisaiye adıyla en geç 1880’lerde uğramıştır. Fransızca literatürle tedrisat gören Tıbbiye Mektebi talebeleri gynécologie terimiyle de ister istemez haşır neşir olmuş olmalı. 1891 tarihli Tıngır ve Sinapyan Lugatinde gynécologie yok gerçi, ancak gynécocratie (“taife-i nisanın umur-i hükümete müdahale etmesi usulü”) yer almış. Türkçe bir metinde jinekoloji sözcüğüne ilk 8 Teşrinisani 1933’te Türk Jinekoloji Cemiyeti’nin kuruluşu münasebetiyle rastladım. Jinekoloji mi diyeceğiz, nisaiye mi diyeceğiz diye tartışmışlardır mutlaka. Jinekoloji seçildiğine göre sözcük bir süreden beri mesleki çevrelerde kullanılıyor olmalı.

*

Frenkçe tıbbi terimlerin Eski Yunancadan türetilmesi usulü ne zaman başlar? İlk belirtileri ta 11. yy’da Salerno Tıp Okulu’nun kuruluşuyla başlamış olmalı. Antik Çağ tabipleri Arapçadan çevrildi gerçi, ama Arap tıbbında da teknik terimlerin birçoğu Yunancadan aktarmadır. Arapçayı aşıp direkt Yunanca kaynaklara gitme çabaları 13. yy’da hız kazanır. Ancak Yunancanın tıp dilinde norm haline gelmesi 15. yy’ın ikinci yarısında Avrupa üniversitelerinde Yunanca öğrenimin kurumlaşması ve Yunanca klasik metinlerin art arda düzgün edisyonlarının yayınlanmasından sonradır sanırım. Var orada güzel bir doktora tezi konusu, biri yazsa da okusak.

Sonuç olarak jinekolojinin – diğer tüm tıbbi ihtisas adları gibi – Yunancadan türetildiği açık. Eski yunanca gynê γυνή “kadın”, kökü gynaik- o yüzden herhangi bir çekim ya da yapım eki alırsa gynaik- halini alır. Antik Çağ tabiplerinden Galenos erkek memesinin bir hormonal bozukluğu olan gynaikomastizm’e değinmiş. Antik Atina’da kadın milletinin ahlaki kurallara uymasından sorumlu gynaikonomos kurumu varmış, uygunsuz yerlerde görülmek, namahremle samimi olmak, örtüsüz saçla sokağa çıkmak gibi durumlara bakarmış. 1684’te Püriten hocalardan biri kadınlarla erkeklerin utanma arlanma olmadan beraber dansettiği gynaecandrical dancing’den dehşetle söz etmiş. Radikal bir düzen düşmanı olan şair Shelley 1822’de kadınlarla erkeklerin entelektüel faaliyetlerde birlikte yer alacağı gynaecocoenic bir toplum hayali kurmuş. 1888’de bir İngiliz dergisi Fransa’da hüküm süren gynaecolatry’den insanlığa hayır gelmeyeceğini öngörmüş.

Γυνή sözcüğünün Homeros çağındaki orijinal değerinin /gunä/ olduğunu biliyoruz. MÖ 4. yy Atina’sında inceltilip /günê/ şeklinde telaffuz edilmiş. Milatı izleyen dönemde /gini/ şeklini almış. Güncel Yunancada /yineka/ “kadın”. Yazılışı aynen antik Yunancadaki gibi γυναικα.

Demek ki neymiş? Telaffuz kayarmış.

Latincede ve onu izleyen Batı dillerinde ince ünlüden önceki /g/ sesi /c/ye dönüşür. Modern Fransızcada onunla da kalmaz /j/ olur. Almanca gibi Latin etkisine nispeten kapalı dillerde bu dönüşümler olmaz. Bu yüzden “kadın” anlamına gelen Yunanca sözcükten aparılmış Fransızca terimler /jine/, Ortaçağ Fransızcasının telaffuzunu koruyan İngilizceler /cine/, Almancalar /gine/ ve hatta /güne/ olarak söylenir. Fransızların /jinekoloji/ dediği nesneye İngilizler /cinıkalıci/, Almanlar /günekologiy/ der.

O halde neymiş? Jinekoloji Türkçeye İngilizceden yahut Almancadan değil Fransızcadan aktarılmışmış. Bu da normalmiş çünkü 1880’lerde olsun 1930’larda olsun, hatta 1960’larda olsun Türk kültür elitlerinin ‘referans dili’ Fransızcaymış.

*

Peki Kürtçe jin? Onlar da Fransızcaya mı özenmiş?

Akraba dillerden Farsçaya bakıyoruz. Farsça zen “kadın”. Eski Farsça ve Pehlevi dilinde zan. Ancak bu dillerde z ve j ile jandarmanın j’si yazıda ayırt edilmediği için telaffuzu zan mı jan mı kestiremiyoruz. Zerdüşt kutsal metinlerinin dili olan Avesta’da cumhuriyetin c’siyle caini- “kadın”; gıni- de kadın. Avesta diline çok yakın bir dil olan Eski Hintçede câni- “kadın”, gınâ- “tanrıça”. Kürtçeye yakın bir İrani dil olan Zazacada ceni veya cıni “kadın”.

Öyleyse neymiş? Tıpkı Latin dillerindeki gibi Hint-İran dillerinde de bir g/c/j problemi varmış.

İrani dillerle ilgisiz bir dil olan Ermeniceye bakıyoruz. Eski Ermenice kin կին “kadın”, çoğul hali tamamen kuraldışı kanayk կանայք, bize Yunanca gynê ile gynaikê’yi hatırlatmaması imkansız. Güncel Batı Ermenicesinde aynı sözcükler gin ve gınik olarak söyleniyor.

Eski Slavca jena “kadın”. Bugünkü Rusça, Bulgarca, Sırpça, Çekçe vs. aşağı yukarı hep aynı. Bin yıldır ölü bir Baltık dili olan Eski Prusçasını da biliyormuşuz: genna “kadın”.

Eski Anglosaksonca cwen, okunuşu /kwen/ “kadın”. Halen ingilizcede bildiğimiz queen, “kraliçe”. Ama unutmayın, İngiliz argolarında queen hala “karı, kadın” anlamında kullanılır. Eski Yüksek Almancada quena, Orta Yüksek Almancada quene “kadın, zevce” demek imiş. Modern Almancadan düşmüş.

Eski İrlandaca ben “kadın”, çekimli hali ban. Mitolojik dişi köpekler olan banshee’leri belki bilirsiniz, oradan.

Bu sonuncusu ne alaka diyeceksiniz. Demeyin. Çünkü elimizde şöyle bir tablo var.


İlk satırda kelime başındaki seslerin Hintavrupa Anadili adı verilen teorik dildeki varsayılan aslını, sonraki satırlarda bu seslerin çeşitli tarihi dillerdeki yansımalarını görüyoruz. Hepsi onlarca, hatta yüzlerce kelimede kurallı olarak karşımıza çıkan eşdeğerlikler. Kafadan atılmamışlar. Neredeyse 200 senelik canhıraş bir emekle ortaya çıkarılmış, test edilmiş, tartışılmış ve kabul edilmişler.

Demek ki HA dilinde gw şeklinde yazılan dudaksıllaştırılmış ötümlü orta damak sesi (labialized voiced velar plosive), ki halen Hint dillerinde mevcut bir ses, g dedikten sonra dudağı büzüyorsun, Hint ve eski iran dillerinde g veya c, Eski Ermenicede k, Eski Yunancada başka seçeneklerin yanısıra g, Eski İrlandacada b şeklini alıyormuş. Jinekoloji sonucunu verinceye dek HA gw > Yun g > OLat c > Fr j aşamalarından geçmiş. Fransızlar değil Ruslar icat etse Jenskoloji, Ermeniler önce davransa Gınikoloji olacakmış. Olmamış.

Tabii Kürtçe ve Türkçeden başka dille alışverişiniz olmamışsa bunları tahayyül etmek zor. Madem Türkçe değil demek ki Kürtçedir diye akıl yürütmek daha kolay.

51 comments:

  1. "lise mufraditina ekletecegimiz deep learning tabanli 'diller tarihi ve turk dili' dersi icin nisanyan'in yazilarindaki icerikten bol bol faydalanmaliyim."
    -Devlet Bahceli (kisisel notlar, Ocak 2021).

    ReplyDelete
  2. Kürtçe Kalem = penus ile penis arasında bir ilişki var mı ? :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. penus= pê (imstrumentalis on eki= ile manasina gelir) Nus
      (nivis=kurtce yazi kelimesinin biraz Sorince aksani ile soylenisi)

      = yazi araci=kendisi ile yazi yazilan alet manasina gelir.

      Yani Kalem (= Yunanca kamis kelimesinden gelir = Kamis= argoda penis) Yani asil penis Kalem dir. Kurdun pênus'unu rahat birakin.

      :-))))

      Delete
  3. Britanya ingilizcesinde gaynakoloji diye tellaffuz ediliyor cinekokoji diye değil.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Oxford English Dictionary'ye danışmanı öneririm.

      Delete
  4. Hocam öyle bir laf etmişsiniz ki mesele muhtemelen zazalar kürt mü değil mi meselesine dönecek.
    Neyse jinekoloji gibi birebir örtüşmese de benzer bir durum sanki dermatolojide de var. Zira kurmanci de deri çerm. Zazaki de çerme. Derma ile ortak kökten geldiği açık.

    ReplyDelete
    Replies
    1. "Ortak kökten gelmek" ile "Kürtçe olmak" birbiriyle ilgisiz iki ayrı kavram. Öbür türlü Sezar da Kürt çıkar, amcaoğlunun malları da benim olur.

      Delete
    2. Zazalar Kürttür ve bende Zaza Kürdüyüm sizi kınıyorum bu konudaki fikriniz bilimsel camiada tamamen karşılık bulmamış zımni bir görüştür.Hemşinlileri Ermeni saymaya mahir olanlar Kürtleri ayrıştırmakta da mahirler bu günden sonra sizi ve paylaşımlarınızi takip etmeyi bırakıyorum ulusuna zarar veren ve hakikat değeri taşımayan fikirleri reddediyorum çevremde etrafımda Ermenileri hep savunmuş ve sevmişimdir Ermeni ulusu için de hayal kirikligisiniz Kürt Ermeni kardeşliğine zarar veriyorsunuz sizcen ricam bir daha Zaza Kürtleri hakkında varsayimlarinizi kendinize birakmanizdir hayırlı günler dilerim

      Delete
    3. This comment has been removed by the author.

      Delete
    4. Zazalar Kurmanj kürdlerine nicin Kırdas diyor bu konuda net görüş var mı? Kurdümsü anlamında teori bana zayıf geliyor. bildiğim kadarıyla " as " ek de değil. Zamaninda bizati Zaza birine sormuştum Kendinize Kırd deyip yan köydeki kurmançlara Kırdas demenizin mantığı nedir diye. bana Kırdas sadece kürdleri değil sünniliği de içine alan bir kavram olduğunu ve çogunluk olarak sünni kürdlere verilen bir isim olduğunu söyleyip kendince bir yorum getirmisti Kırdasunni ( Sünni kürd ) vs gibi yorumdu doğru mu değil mi bilemem

      Delete
    5. Zazalar ve Evliya Hakkindaki bilgi yanlis.

      Evliya Celebi "Zazan-i Ekrad" diye bir seyden bahs etmez. Ediyor diyorsan kaynak goster.

      Evliya Celebi "Ekrad-i Zaza"dan (Zaza Kurtlerinden) bahs eder.

      Ilk Arap kaynaklari Kurt cografyasindan bahsederken "Zewzan" (Zozan)dan bahsederler. Sen bu Zewzan (yani Kurd cografyasi) kelimesi ile Zaza kelimesini harmanlayip kendi kafana gore yeni bir kavram olusturmussun.

      "Zazan-i Ekrad" Amiyane tabirle "Allah Mustehakini versin", artik her yerde bunu anlatir ve guleriz..

      Zozan'in Sewz ile ilgisi de ispatli bir bilgi degil, sadece bir tahmin. Zozan Kurmancice bir kelime, Sewz Farsa yesil demek (zazacasi Huwz) Baglanti ve alakayi goremiyorum.

      Delete
    6. Cevap: (UnknownJanuary 29, 2021 at 8:34 PM)

      Kurtler (kurmanclar) Turklere Rum (Rom) derler.
      Turkler Kird'lere (Dimililere) Zaza der
      Zazalar Kurmanclara Kirdas der
      Kurtler Hay'lara Ermeni der
      Ermeniler Kurdlere Merd yada Man (Med, Medya'li, Mannai) der.
      Turkler Farslara Acem
      Acemler Turklere Turkoman der
      Turkler Yunanlara Rum der

      Bu karsilikli garip isimlendirmelerde bence Kimin kime ne dedigi onemli degil.

      Altini cigerek zoyliyorum:
      Hangi milletin hangi cografyadan hangi isimle adlandirildigi onemli.

      Ornek vereyim.

      Eski Bizans Sasani sinirini esas aldigimizda Sasani tarafinda olanlar sinirin diger tarafindakilere Bizansin (Dogu Roma devleti olusundan) Bizans Siniri icindekilere Rum (Rom yani Romali) derler. Cografyalar degisir ama insanlar aynidir. Bizans gitti onun yerine Osmanli (onun yerine de Turkiye) geldi. Kurtler (Kurmanclar) bu sefer Bizansin yerine gecene Yani Osmanliya (ve de Turklere) Rum-Rom demeye devam etti. Sinir zamanla biraz degisti, amamKurtler Bizans-Sasani mucadelisinde buyuk cogunlukla Sasani tarafinda idiler.

      Sasani devletine Araplar Acem diyordu. Bizanz ve Suryaniler gitti onlarin yerine gelen Arap ve Osmanlilar Irandaki halka (ve devlete Acem) demeye devam etti.

      Iranlilar (Ahamenidler ve Sasaniler) Van golu havzasindaki Halka Arman(i) diyordu. Hay halki geldi oraya yerlesti, Ama o havzadiki halka Arman denmeye devam edildi. Ermenistanin Ermenice ismi "Hayastan"dir. Iran Kulturu etkisindeki bolge halklarida Haylara Armani (Ermeni) demeye devam etti. Kelimenin manasindan emin degilim ama kanaatimce "ova halki" manasina gelebilir.

      Bizans Sinirin Bizans tarafi Kurtlere (Kurmanclara) Kardochi kelimesinden bozulma Kurdoshi-Kurdosi diyorlardi. O cografaya yerlesen Zazalar kendi cografyalarinin guney ve guney-dogusundaki halka (ki Kurmanclar o cagrafyada var) kendi Aksanlari ile Kurdosi kelimesi yerine Kirdasi dediler.

      Iranin Kuzey bolgesine eskiden Xwarizm (bugunki Turkistan-Ozbekistan bogesi) denirdi. Xwarizm halki Irancanin bir diyalektini konusurdu. Gokturkler bunlarin ulkesini isgal etti ve bunlari asimle etti. Onun icin Iranlilar onlara "Turke benzeyen" yada "Turk gibiler" dedi. (Turko Man- Man kelimesi Iran dillerinde "benzemek, "andirmak" manalarina gelir). Turkomanlar bu kelimeyi Turkmen yaptilar.

      Peki Tyrkler Yunana niye Rum diyor. Yukardakilerle ayni sebebten. Asil Rum (Rom-Romali) Italyanlarin deeleridir. Bunlar Roma merkezli devleti kurunca devletin adi Roma old. (anadoluda yasiyan) Yunanlilar, Lidyalilar, Frigler dde diger halklar bunu biliyordu. Batidan gelen bu halka devletlerinden dolayi Rum dendi. Yunan (Lidyali-Frigyali ve digerlerini) Turkler anadoluda asimile etti ama, kavramlar oldugu gibi kaldi. Anadoluya batidan gelen isgalciler Rumdur, Anadolunun batisi yani Yunanistan ve onun dilini konusanlara Rum dendi.

      Herkesin Rumu (Romu) bir baskasi oluyor.

      Bak nerdeyse unutuyordum.
      Turkler Kirdlere (Dimlilere) neden Zaza diyor?

      Yukardakilerle ayni sebebden.

      Kirdler doudan gelip Hazza ulkesine yerlesti. Hazzalarin komsularai o bolgeye ve o bolgedeki halka Hazza (sazza-zazza) demeye devam etti. "H" harfi Hind Avrupa dillerinde bazen "s" ye doner. "Hazza" "Sazza" olur. Seddeli "z" nin etkisi ile "s" sonra "z" ye donusmus olmali.

      Felegin carki iste boyle donuyor.

      Dengbeje Bedeng

      Delete
  5. Zaten Fransızlar köken olarak Kürttürler.Germenler Gurmanci konuşan Kürtlerin atasıdır.Şaka Şaka bir an Kendimi Kürt tarih tezi kürsüsünde hissettim.

    ReplyDelete
  6. Rusçası Гинекология-Ginekalogiya

    ReplyDelete
  7. Sevan Bey, aylardır kafamı kurcalayan bir konuda sonunda size danışacak cesareti buldum yazıyorum. Yazı ile alakalı değil kusura bakmayın, ve ellerinize sağlık yine çok güzel olmuş. Sorum şu, yaklaşık 2 yıl önce Bahaeddin Ögel'in Türk mitolojisi kitabında okumuştum, Teoman bildiğimiz Duman'dır diye. Adlar sözlüğünüzde de öyle yazıyor. Ben Çince okumayı bilmem kaynaklarda öyle geçiyor diye doğru kabul ettim, tenkit edemem.Bir de aynı dönemde Sanskritçede Duman'ın aynı bizdeki gibi DHUMAN şeklinde olduğunu görünce çok şaşırdım. sizin sözlükten ve başkalarından da baktım duman Türkçe kökenli görünüyor. Sanskritçenin daha kadim olduğunu düşünürsek(sanskritçe de bilmiyorum DHUMAN ne kadar eski onu da bilemem) Dhuman bize tuman veya duman olarak geçmiş olabilir diye düşündüm. Siz bu konuda ne dersiniz işin aslı nedir, sadece tesadüf müdür? uzun tuttum kusura bakmayın ancak bu kadar kısaltabildim. şimdiden sağ olun emeğinize sağlık

    ReplyDelete
    Replies
    1. Şu "daha kadim" saçmalığından vazgeçmenizi öneririm. Genelde Kürt Milliyetçilerinde ve Arapçılarda (İslamcı) bu "daha kadim" iddiası oluyor. Daha kadim ne demek? Söz gelimi 6000 yıl önce Sanskrit dili (ya da Proto Hint-Avrupaca) varken Türklerin dili yok muydu? Dilsiz mi geziyorlardı? Bu ne saçma sapan bir görüştür? Bu saçma fikirleri size kim öğretiyor? Ya da kendiniz mi uyduruyorsunuz?

      Yeryüzündeki tüm diller aynı yaştadır sayın dil uzmanları, değişen şey "yazılı olma" tarihidir. Dillerin "yazı dili olma" tarihleri değişir, yoksa "dil olarak ortaya çıkma" tarihleri aynıdır, gülünç şeyler yazıp da kendinize güldürmeyin.

      Delete
    2. This comment has been removed by the author.

      Delete
    3. Not: Bu yorumu üçüncü kez yolluyorum Sevan Bey (bazı ufak değişikliklerle), nedense ilk ikisinde yayınlanmadılar. Spame gitmiş olabileceklerini tahmin ediyorum.

      @Bilig

      Elbette diller arasında daha kadim veya daha yeni olma durumu vardır. Bazı örnekler: Latince Fransızcadan kadim bir dildir, Sanskritçe Guceratçadan kadim bir dildir, Proto-Hint-Avrupaca Latinceden de, Sanskritçeden de kadimdir, ayrıca Proto-Hint-Avrupaca Proto-Türkçeden kadimdir. Dilbilimsel hesaplamalara göre Proto-Hint-Avrupaca yaklaşık olarak 6000 yıl öncesi civarında konuşuluyordu belirttiğiniz gibi, Proto-Türkçe ise 2500 ila 2000 yıl öncesi civarında konuşuluyordu yine dilbilimsel hesaplamalara göre, 2500 yıl kadar öncesinden önceye gittiğimizde Proto-Türkçe yerine pre-Proto-Türkçe tabir edebileceğimiz dil ya da dillerden bahsedebiliriz ancak. Tabii ki hiçbir dil köksüz değildir, hepsi de sonuçta ilk insan dilinden evrilmiştir, yani o açıdan baktığımızda belli bir zamanda konuşulan bütün diller eşit yaştadır. Ama dil derken kastedilen ekseriyetle belli bir formdur (örneğin, Latince, Fransızca, Sanskritçe, Guceratça, Proto-Türkçe, Kazakça, Japonca) ve bu formlar değişik zamanlarda oluşmuşlardır, yani bu açıdan bakıldığında diller arasında yaş farklarından bahsedebiliyoruz.

      Duman kelimesi konusunda dediklerinize tamamen katılıyorum, Sanskritçedeki kelime ile alakası yok ki Türki dillerde Hint dillerinden geçme temel vokabüler yok Sevan Bey'in belirttiği gibi.

      Delete
    4. @Onur Dincer

      Yazdıklarınızı biliyorum ancak anlaşamadığımız nokta şurası sanırım, 6000 yıl önce Proto-Hint-Avrupaca varken, Proto-Turkic dil yoktu elbet, ancak Proto-Turkic dilin de atası olan Proto-Altaic dil vardı, yani Türkçenin kökü olan dil. Çoğu kişi, Proto-Hint-Avrupaca varken, o esnâda Pre-Proto-Turkicler dilsizdi sanıyor, bu doğru değil, onu kast ettim. Proto-Hint-Avrupacanın çağdaşı ya da dengi Proto-Altaycadır.

      Hint-Avrupa dilleri ilkin 5000 yıl kadar önce ayrışmaya başladı, Centum-Satem dilleri olarak, Altay dilleri ise Türk-Moğol olarak ayrışmaya başladı. Muhtemelen Sevan Bey de siz de Altay teorisine katılmıyorsunuzdur, ancak Altay teorisinin sağlam kanıtları da var, burada giremeyeceğimiz kadar ayrıntılı bir konu. Ancak çok küçük bir giriş yaparsak, söz gelimi Proto-Altaycadaki sözcük sonlarındaki yarı açık sesler, Türk dillerinde kapalı, Moğol dillerinde ise tam açık olmuştur, şimdilik burada yarı açık sesi çentik ile gösterirsek,

      Proto-Altaic *eré (adam) > Turkic "er" = Mongolic "ere" (adam)

      Proto-Altaic *sagá- (sağmak) > Turkic sağ- = Mongolic saga- (sağmak) vb.

      Delete
    5. @Bilig

      Altay teorisi ya da hipotezine şüpheyle yaklaştığım doğrudur. Net olarak söyleyebileceğim, Türki ve Moğol dil ailelerinin proto devirlerinden ve muhtemelen pre-proto devirlerinden beri etkileşim halinde olduğu, birbirleriyle kelime ve hatta gramer ve morfoloji alışverişi içinde oldukları (ekser Türki > Moğol yönünde) ve dolayısıyla komşu coğrafyalarda konuşulduklarıdır. Altay dil ailesi gerçekten varsa Proto-Altayca Proto-Hint-Avrupa dil ailesinden önceki bir devirde konuşulmuş olmalı bugün Altay dili tabir edilen dil ailelerinin birbiriyle fark seviyeleri dikkate alındığında.

      Bahsettiğiniz yarı açık sesler Proto-Türkçede vardı zaten, Göktürkçede ise kaybolmuşlardı, bugünkü Türki dillerde de yoklar, ama Hoton dediğimiz (İngilizcesi Khoton ya da Khotong) halkın 19. asırda Moğol dillerinden Oyratçaya tümüyle geçene kadar kuzeybatı Moğolistan'da konuştuğu gayet muhafazakar Türki dilde o sesler hala mevcuttu.

      https://www.academia.edu/38922997/The_earliest_attested_Turkic_language_The_Chieh_%E7%BE%AF_K%C9%A8r_language_of_the_fourth_century_A_D (bkz. sayfa 148 - Not: Makalede kuzeybatı Moğolistan'da konuşuluyordu diyeceklerine kuzeydoğu Moğolistan'da konuşuluyordu demişler yanlışlıkla.)

      Delete
    6. This comment has been removed by the author.

      Delete
    7. Bu arada, Çuvaşçada da Hotoncaya göre az sayıda olsa da yarı açık seslerle biten kelimeler var, örneğin, göl karşılığı olan külĕ, on karşılığı olan vună. Çuvaşçanın Türki dillerin Bulgar kolundan olması, dolayısıyla diğer hala mevcut Türki dillerden ve Göktürkçeden ayrı koldan olması hesaba alınırsa şaşılacak bir durum yok.

      Yukarıda yanlışlıkla "Proto-Hint-Avrupa dil ailesi" yazmışım, Proto-Hint-Avrupaca olacaktı.

      Delete
    8. @Onur Dincer

      Alıntı:

      "Dilbilimsel hesaplamalara göre Proto-Hint-Avrupaca yaklaşık olarak 6000 yıl öncesi civarında konuşuluyordu belirttiğiniz gibi..."

      Alıntı-2:

      "Altay dil ailesi gerçekten varsa Proto-Altayca Proto-Hint-Avrupa dil ailesinden önceki bir devirde konuşulmuş olmalı..."

      Evet, yine dilbilimsel hesaplamalara göre kimi Altayistler Proto-Altaic dilin yaklaşık 8000-9000 yıl önce var olduğunu düşünüyorlar.

      Bu arada şu "kadim" sözcüğü sanki daha havalı gibi mi geliyor nedir? :) Oysa Arapça "eski" demek, büyülü bir anlamı yok :)

      Örnek: kitêb'ûn qadîym /كتاب قديم/ "eski yazma" (eski kitap)

      Buradaki "eskilik" 50 yıl da olabilir, 20 yıl da, yani "kadim" deyince daha bir eski, daha bir köklü anlamına gelmez, bildiğin "eski" demek :) Nedense Türklerin çoğu yad sözlere pek bir hevesli oluyorlar :)

      Delete
    9. @Bilig

      Bu arada şu "kadim" sözcüğü sanki daha havalı gibi mi geliyor nedir? :) Oysa Arapça "eski" demek, büyülü bir anlamı yok :)

      Örnek: kitêb'ûn qadîym /كتاب قديم/ "eski yazma" (eski kitap)

      Buradaki "eskilik" 50 yıl da olabilir, 20 yıl da, yani "kadim" deyince daha bir eski, daha bir köklü anlamına gelmez, bildiğin "eski" demek :) Nedense Türklerin çoğu yad sözlere pek bir hevesli oluyorlar :)


      Normal. Dillerde benzer ya da aynı anlamda kelimeler bir arada var olduklarında zamanla nüanslar kazanırlar sıklıkla. "Kadim"e de bu olmuş Türkçede, "eski" İngilizcedeki "old"u karşılarken, "kadim" "ancient"ı karşılıyor sonuç olarak. Dilde zenginlik iyidir, kelimeler hangi dilden gelirse gelsin.

      Delete
  8. Sanskrit sözcük dhuman değil धूम dhū́ma olacak. Yunanca thymos ve Latince fumus eşdeğeri bir HAv primitif sözcük. Başka dilden alıntı ihtimali yok.

    Türkçe tuman'ın etimolojisi belirsizdir. Alıntı olabilir mi? Pek sanmam . Türkçe hiçbir aşamada Hintçeden temel vokabüler birimlerini ithal edecek nitelikte bir kültür alışverişinde bulunmadı. Aksine güçlü deliller gösterilmedikçe tesadüf deyip geçeceğiz.

    Teoman ile Duman ilgisi ise tamamen hayal mahsulüdür. Hakanın unvanı Çince tóu màn 頭曼 "başbuğ, reis". Teo-man diye Latinceleştirilmesi 1757'de Joseph de Guignes'in marifetidir.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Biliyorum düzeltmeyi sevmiyorsunuz Sevan bey, fakat İngilizce telaffuzu gaynıkolocist şeklinde.

      Ayrıca Hindceden(Gücerat ve Tamil lisanlarından) Türkçeye "Kul, Köle" gibi sözcükler geçmiştir.

      https://www.etymonline.com/word/coolie#etymonline_v_19043

      Delete
    2. İlaveten, Çince Tóu Màn, asıl isimden bozulmuş yakıştırmadır. Teoman isminin aslının, Türkçe Tümen olduğu söylenir.

      Delete
    3. size de teşekkür ederim hocam, sanırım bu konuya biraz daha yoğunlaşmam gerek. Sevan Bey sizden de sanskritçe ve hintçe için sözlük önerisi alabilir miyim acaba, online da olur basılı da.

      Delete
    4. Gynaeology için Oxford ED gaini-, caini- ve cini- olmak üzere üç seçenek vermiş. Amerika'da benim bildiğim caini- tercih edilir, ama yanılıyor da olabilirim.

      Kul, köle gibi sözcükler Türkçeye Hint dillerinden geçmemiştir. Gucerat dili ve Tamilce etimolojisi hakkında fikrim yok, ama 17. yy Hintçesinde coolie gibi bir sözcüğün Türkçeden alıntı olması ihtimalini çok yüksek görürüm.

      Tou Man adının asıl isimden bozulmuş yakıştırma olduğu fikrine nasıl kapıldığınızı bilemeyeceğim. "Aslının Tümen olduğu söylenir" tam manasıyla bir Türkçü cıvıklığını andırıyor.

      Delete
    5. Peki NARDUGAN, Türkçe değilse hangi lisanda?

      Delete
    6. Derdo D'HAIRDAULT'a yanıt

      Kul da Köle de Türkçedir, yanlış biliyorsunuz. Kul sözünün kökü Proto Türkçedeki *ku- (bağlamak) köküdür, buradan edilgen adlar yapan /-l/ ekiyle > "kul" (bağlı, özgür olmayan 2. bende) demektir ki Farsça bende (köle) de zaten "bağlı" demektir (benden "bağlamak" kökünden). Bu Proto Türkçe kökten birçok türeme vardır, "kur" (kemer), kurşak > "kuşak" vb.

      Köle de bir diğer "bağlamak 2. tutturmak" kökü olan Proto Türkçe *kö- kökünden gelir. Bu kökten > "köl" (denize açılmayan, çevresi bağlı olan su), "kök" (bağ, root), köl- (bağlanmak, görül-, sevil- gibi) > kölge (cisme bağlı olan karartı), köle (bağlı, bende, kul) demektir.

      Delete
    7. Tuman ile Nartugan'a da değinelim. Tuman'ın kökü tu- (kapatmak, örtmek)'tir > tuman (dağ başı vb. yerlerde olan yoğun ve örtücü sis) demektir. Bugün yanlış kullanıyoruz, örneğin sigaranın dumanı olmaz "tütün"ü olur, aslında "tütün" (duman), duman (dağ başlarındaki yoğun sis) demektir. Proto Turkic tu- kökünden > tug (örtü 2. bayrak) > tugak (küçük örtü, duvak) sözleri örnek verilebilir.

      Nartugan yaygınca kullanılan bir ad değildir, yalnızca Tatareli (Tataristan) Tatarcasının hak ağızlarında bilinir, bileşimi nar (Moğolca "güneş") ile Tatarca tugan (doğan)'dır.

      Delete
  9. Zannediyorum ki kadinin Ermenicesi " gin " dir ve cogulu da yazi dilinde " ganayk " olarak kullanilmistir. Muhur anlamina gelen " gnik " ise " gin " yerine, daha cok Bakhal Bodos versiyonu olarak konusma dilinde kullanilir. Degil mi ?

    ReplyDelete
  10. Hocam benim ikinci sorum ulaşmadı sanırım. Tümen, tütmek, tütsü, tütün tuman vb kökleri ortak sanırsam. Tüt- tuman geçişi kurallı mıdır? *tutman diye bir kullanım var mıdır acaba? bir de tümen alakalı mı acaba, büyük ihtimal değil ama?

    ReplyDelete
    Replies
    1. sözlük sayfasındaki dun+(g)an açıklamasına bakın hocayı boş yere yormayın

      Delete
  11. Hocam Kürtcedeki ergatif sistemin oluşması hangi döneme ve hangi dil ile alakalı çünkü iran dillerinde ergatif sistem yok. Tesekur ederim

    ReplyDelete
  12. Güzel bir yazı olmuş hocam.

    ReplyDelete
  13. Kelime yunanca demek icin kendinizi neden bu kadar paraladiginizi anlamadim. ( ufak bir kürt düsmanligi seziyorum) Yunanlarin kökeni neresi onu acikla madem cok biliyorsun. Pedakoloji dermatoloji pedikür genetik bunlar hep kürtce ile ortak kelimlerden geliyor. Latince ile kürtce birbirlerine uzak diller degillerdir farsca ile kürtce ne ise latince de odur. Ha bu arada kürtceden kasit kurmanci zazaki gorani ve soranidir. Hepsinin toplamina biz kürtce diyoruz

    ReplyDelete
    Replies
    1. ya sabır
      git makalenin son paragrafını oku

      Delete
  14. Bilmeyen de "jinekoloji" Kürtçe diyen var sanacak... Birkaç ergenin sosyal medyada yaptığı paylaşımı ciddiye alıp, aksini burada ispatlayıp mesaj vermeye çalışmak da çok doğru olmasa gerek.

    ReplyDelete
    Replies
    1. var hatta bakın bir üstünüzdeki unknown

      Delete
  15. Çok ilgili değil belki konuyla ama bizim köy Rumcasında eril failler evleniyorum derken kadın=γυναίκα isminden türetilmiş "γυναικίζω" fiilini kullanırlar(dı). Kalmadi haşimdi oyle erkekler.

    ReplyDelete
  16. This comment has been removed by the author.

    ReplyDelete
  17. Hocam ben şöyle düşünüyorum bilmem bana katılır mısınız. Milli bilinç için dil dışında geçmiş de önemlidir. bu yüzden aklı başında kürdler dışında cahil Kürd gençlerinin türk tarih tezlerini aratmayan saçma sapan teorilere inanması hatta bunu kanıtlamak için kendilerini paralaması , youtubede videolar yapması beni rahatsız etmiyor. Hatta beni sevindiriyor. Bunun Kürd bilincini diri tutmak gibi faydası da var. Pek ala hakikatleri seçkin aydın kişiler bilsin ama çoğunluk hititler atamızdır desin. Sokratesin hocası kurdistandan gitmiş yunannistana desin. Norveççe ve kÜrtce arasında 500 kelime ortak demek ki iskandinavyalilar kürttür desin. Dünyaya medeniyeti Kurdler götürmüştür desin. Hakikat dısi teoriler vazifesini yaptıktan sonra Bir gün elbet vazgeçilir. Bir türke ve kürde milli bilinc aşılamak için gercekler söylenmez. Türk çocuğuna atalarımızin tarihte gittiği yere barbarlık dışında bir şey götürdüğü nadiren görülmüştür denmedi. Ayni şekilde Bir kürd çocuğuna da "neredeyse tüm eski kaynaklar sizi dağlı barbarlar ve yol kesici harami olarak anlatır atalarımızın yegane yaptığı uğraş hayvancilik ve tereyağı ticaretidir en tanınan ve isim yapmış meşhurumuz bugün İslamcıların Yahudi propagandası ve Hristiyan düşmanlığı için kullandığı Selahaddin Eyyubidir. Kürd milliyetçilerinin çoğunun İslamdan nefret ettiği düşünülürse almayayım derler.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Belki haklısın. Ama bu saçma sapan teorileri savunanların çoğu zaman cahil gençler değil yaşını başını almış, hangi tezgahlarda ipliği olduğu pek anlaşılamayan akıl hocaları olması beni huzursuz ediyor.

      Delete
    2. Bahsedilen yanlis anlatinin Turkiye'nin dustugu halin nedenlerinden birisi oldugunu yillarca soyleyen siz degil miydiniz? Bunun icin bedel odemediniz mi? Bu tip hamasi edebiyat Turklere zarar verirken Kurtlerin basini goge mi erdirecek? Yoksa cogunluga zarar, azinlik yapsa da olur mu?

      Delete
  18. Bilig e cevap.

    Bizim koyde Bilig'in ne manaya geldigini burda yazmayim, sadece atifda bulunayim, bu bir.

    Iki ye gelince.
    Ben dedim oldu, ben Bilig'im bilirim demekle de olmuyor. "Butun diller ayni yasta" sacmaliginizi ispatlayin lutfen.

    Yada Bir tane bilimsel bir yaziya atifda bulunun.

    Orbegin Turkcenin Mogolca ve Toharca (Toharuk- Toruk - Turk) dillerinin karsimindan meydana cikmis bir yapma dil oldugunu duymadiniz galiba.

    Oyle bol keseden butun diller ayni yasta demekle olmuyor.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Anonymous

      Bilig'e sert çıkışmışsınız yalnız bunu yapmadan önce bir kendinize baksaydınız iyiydi.

      Hiçbir Bilimsel çalışma Türkçe'ye Toharca-Moğolca kırması bir dil demez önce bunu öğrenin

      Ha bunu nerden okuduğunuzu tahmin ediyorum 20.yüzyıl başı ve ortalarında dilbilimin bu kadar gelişmediği zamanlarda Ön-Türkçe'deki bazı kelimeleri Toharca'ya bağlama eğilimi vardı hatta bir tanesi sayma sayılarına kadar işi abartmıştı. Tabii Ön-Türkçe'nin etimolojisi ve ses-evrimi daha iyi anlaşıldıkça bu Tohar çılgınlığı eski önemini yitirdi.

      Moğolca-Türkçe ortaklığının ise Ön-Moğolca'nın Ön-Türkçe ve diğer Türki dillerden etkilenmesinden kaynaklandığı konusunda dilbilimcilerin hepsi hemfikir, Altayistler bile ortak kökten gelme çok az kelime kabul eder.

      Delete
    2. @Adsız

      Dillerin yaşları konusunda Bilig'in yazdıklarını yukarıda ben de eleştirdim, ama Türkçenin (daha doğrusu Türki dillerin) kökeni hakkında dediklerinize katılamayacağım. Moğolca tamam da, Toharca (daha doğrusu Tohar dilleri) Türki dillerle çok alakasız duruyor, daha çok müstakil bir Hint-Avrupa dilleri kolunun erken devir Samoyed Ural dilleri kolu tesiri altında şekillenmiş bir hali gibi duruyor Tohar dilleri. Detaylar için şu makaleyi okumanızı tavsiye ederim:

      https://brill.com/view/journals/ieul/7/1/article-p72_3.xml?language=en

      Delete
    3. Su Kadim kelimesine takdim kaldim.

      Evet Bilig'e cevabim tamamen duygusal oldu, cunki onun yazisi bana tamamen duygusal geldi. ben de duygusal bir cevab yazdim.

      Osmanlicayi ornek vereyim. Osmanlica Turkce mi?

      Turkce olsa bugun iyi derecede Turkce bilen bir kisi- bir insan yuzyil once konusulan bu Turkceyi anlardi. Peki lise ve universite bitiren bir kisi Osmanlicayi anliyor mu?

      Bence Osmanlica Turkce degil. Bence Tam manasi ile Osmanli devletinin olusturdugu, karma gramerli, karma kelimeli yapma bir dildir. Tarih sahnesine 1400lu yillarda cikmis, Selcuklu-Fars dilleri ve kulturu ile yogrulmus, uzerine bolca Arapca eklenip, acik hayada kurtulmus bir sey. Yani yapma bir sey, yani dogal olarak halk arasinda evrimlesmis bir dil degil. Yani butun diller ayni yasta degil.

      Farzedinki (mevcut) Turkce dili unutuldu, baskalari Turkceyi asimile etti ve bunun uzerinden 1000-1500 yil gecti ve bu arada Arapca hayatta kalsa, ve geriye Osmanlicadan pek bir yazili belge kalmasa, bin yil sonra bulunan bir kac Osmanlica belgelere bakip bu dil Arapcanin bir lehcesidir denilirdi.

      Yani nerden (hangi mantikla) bir seye bakiyorsan, zaten o baktigin seyi subjektif olarak yorumluyorsun demektir. Yukardaki bircok yorumda bu var.

      Evet Tarihte boyle bir cok yapma dilde var. Otuken Ormaninda yasayan avci yoplayicilarin Dunya capinda bir dillerinin olmasi mumkun degil. (Bak Orhun yazitlarinda Bilge Tonyukuk kendisi soyluyor. Diyorki Ey Turk halki, Otuken Ormanindan ayrildin ve huzurunu kaybettin gibi bir seyler diyor (yada buna yakin bir seyler). Okuyun goreceksiniz.

      Bir dil ben kadimim diyorsa, o dilin o kadim medeniyetinin de olmasi lazim?

      Nerde kadim Turk (Turkik) medeniyeti?
      Nerde Kadim Turk sehirlerinin harabeleri?
      Nerde kadim Turk milletinin kadim bir seyi?
      (Dunyaya hukm ettik diyorlar, dunyada ariyorsun Turklere ait bir sey bulamiyorsun).
      Bir Kurgandan cikmis altin elbiseli bir Iskit (Saka) adam hikayesi var o da Turk degil, Iskit (Bir Irani Halkin eseri). Baskalarinin eserlerine sahip cikarak Kadim olunmuyor.

      Dunya dillerine Kahve kelimesi Turkce (araciligi) ile gecmis. Kahve kulturu Turk kulturu degil.

      Ikibin ucbin yil Cinle savasacaksin, bu arada Cin herseyi yaziya gecirecek, ve senin kendine ait bir Alfaben bile olmayacak. (Gokturk Alfabesi Fenike Alfabesinden - buyuk ihtimal Yunan Alfasi ve Viking Alfabesi araciligi ile- ve bunlardan esinlenen bir alfabedir).

      Nerde Kadim Turk dini?
      Butun kadim halklarin bir de kadim dini var.
      Hemen Turkler samanist idi diyeceksiniz. Papua Yeni Ginede ki yamyamlar da samanist. Dini olmayan halkalri anlatmak icin Samanist kelimesi kullanilir. Samaistlik din degil. Kaldiki saman kelimesi de Hintce.

      Nerde Kadim Turk dili?

      Efendim Tuman'in Tu'su baglamak demekmis,
      Eeeee? Pantolanda baglanir, dolayisi ile tuman kadin donu demektir, cunki kadin donu da vucada baglanir!

      Tu Tukurmek demektir, Cunki Tukurdugunuzde Tukuruk gider o yer baglanir kalir. Bu mantik gunes dil teorisi mantigi degilmi?

      Ati biz evcillestirdik diyorlar. Bakiyorsun hemen hemen butun Turkik diller At'a At diyor. Peki dortbin yildir evcillestirilen At, dolayisi ile "at" kelimesi bugun sayisi kirk elli kadar olan Turkik lehcelerde hic mi degismedi?

      Bugun Hind Avrupa dillerine bak, O dillerdeki At kelimeleri hakkinda insan istese bir ansiklopedi yazar.

      Bir kadim dil boyle mi olur?

      Ben dedim oldu, ilk ben gordum benim, demekle Altin Elbiseli Adam Turk medeniyetinin bir simgesi olmuolmuyor.

      Hirsizin caldigi mal, onun mulku degildir!!
      Biz sizin maliniz yok demiyoruz, mulkunuz yok diyoruz.

      Nerde o kadim mulkunuz?

      Delete