Türkiye'de Kürtçe kökenli olduğunu değerlendirdiğim 3200 dolayında yer adında belli bir sıklıkta rastlanan yapı birimlerinden bir seçme. Kürtçe bilmeyen birinin derleyebileceği sözlük bu kadardır. Düzelten ve fikir veren olursa memnun olurum.
Aş | Değirmen. Beraş “değirmen yanı”. |
Av | Su. Berav “su yanı”, Delav “yalak, oluk, kanal”. |
Ava | Tamlamaların ikinci unsuru olarak Farsça/Türkçe abad karşılığıdır. “İmaret, mamure, şenlendirilmiş (imar ve iskan edilmiş) yer” anlamına gelir. Vezîrava, Melkava, Mîrava. |
Ayn/Eyn | Arapça ve Kürtçe (özellikle Urfa ve Botan lehçelerinde) “göze”. Çoğu örnekte Arapça ile Kürtçeyi ayırt etmek güçtür. |
Ban | Ev, dam. Banasalara “ordu evi, karargâh”. |
Bav | Baba. Bavık, Babık “dede” veya “baba” anlamında. |
Bavîn | Babalık, baba yerine geçen kimse. Bavîna çoğul. |
Baz | Şahin. Ermenice aynı anlamda paz kullanılır. |
Belut | Meşe. |
Beroj/Beroc | Gün yanı, güney. |
Best/Bast | Dere. Bastek “derecik”. Sadece Erzincan havalisinde görülen Brastik muhtemelen aynı sözcüktür. |
Bidar | Bidar “ağaçlı”, Bîdar “ağaçsız”. Ayrıca bêdar “yoksul, sefil”. Yerel bilgi olmadan üçünü ayrıt etmek zordur. |
Bîr | Arapça ve Kürtçe “kuyu, yer altı kaynağı”. Bîrik ve Bîrke “kuyucak” anlamında. Hakkari, Şırnak ve Siirt dolayında Bê/Bî ile başlayan çok sayıda Süryanice yer adıyla geçişme olabilir. |
Çal | Çukur veya su çukuru, kuyu. Çoğul olan Çalkan/Çalxan “makber, mezarlık” anlamına gelebilir. |
Çem | Küçük ırmak, akarsu. Çemik “derecik”. |
Dêr, Deyr | Süryanice, Kürtçe ve Arapça “manastır”. Dêrik “küçük manastır, kilise”. |
Dirêj | Uzun. Dirêjan Malatya ve Adıyaman’da aşiret adıdır. |
Dîz | Hisar. |
Dol, Dolik | Dere, vadi. |
Gamêş | Su sığırı, manda. Gamêşvan “mandacı”. |
Gelî | Boğaz, geçit. |
Germ | Kürtçe “ılı”. Germav “ılısu, ılıca”. Aynı sözcük Farsçadan alıntı olarak Osmanlı resmi dilinde de görülür. |
Gewr | Kır, kirli beyaz renk. Gewrik “kırca”. |
Gir | Tepe. Girik “tepecik, höyük”. |
Gol | Göl. İrani dillerle Türkçede eski çağlardan beri ortak olan bir kelimedir. |
Gund/Gundik | Köy. |
Havînge | Yazlık. |
Hêştir | Deve veya katır. Hêştirban “deveci”. |
Hop | Çok sayıda yer adında görülen bu sözcüğün anlamından emin değilim. Belki “gölet, yapay göl, baraj”. |
Jêr, Jêrîn | Aşağı. |
Jor, Jorîn | Yukarı. |
Kani | Pınar, çeşme. Kanisork “kızılca pınar”, Kaniya Haso “Hasan pınarı”. |
Kefer/Kefr | Aslen Süryanice “köy”. |
Kela | Kale. Arapçadan alıntıdır. |
Kevir | Taş. Kevirgewrik “akçataş”. |
Koç | Göç. Koçik, Koçer, Koçgir “göçebe, yörük”. Türkçeden alıntı olabilir. |
Kol/Qol | Kesik. Sıfat olarak “bodur, kısa”, ad olarak “hendek, ark” anlamına gelebilir. Kolik, Qolan. |
Kom/Gom | Türkçe, Kürtçe ve Ermenice “ağıl, hayvan damı”. Komik/Komk Kürtçe “ağılcık” veya Ermenice “ağıllar” anlamına gelebilir. |
Kop/Qop | Doruk, tepe. |
Koz | Ağıl, özellikle “koyun ağılı”. Kozan çoğulu. |
Kulek/Kûlek | Topal. |
Kur | Oğul, evlat, soy, döl, sıpa. Aşiret ve soy adları çoğu zaman kur veya kurik ön adıyla belirtilir: Kurê Musa, Kurikê Etman, Kurêmillî. Kurikan “sıpacıklar” yalnız başına kullanıldığında muhtemelen “Kürtler, Kırolar” anlamına gelir. |
Kurdîk/Kurdîkan | Aşiret veya kavim adı. |
Kuştiyan | Kanlılar. Genellikle kan davası nedeniyle oluşmuş veya ayrılmış bir köyü belirtir. |
Mal | Ev, hane, hanedan. Malabadi “Bad hanedanı”, Yekmal “tek hane” (tek aile anlamında). |
Mam | Amca. Mehmed adının kısaltması da olabilir. |
Merg | Çayır, otlak. |
Mil | Kol. Bazı örneklerde “sülalenin kolu” anlamında milê ön adı melê “molla” olarak yorumlanmıştır. Ör: Mıledirej “uzunkol” > Molla Derveş. |
Millî, Milan | Urfa ve Mardin kökenli büyük aşiret. Milan belki “kollu, dallı budaklı” anlamındadır. |
Mîr | Bey. Mîran “beyler”, Mîrze “bey oğlu”, Mîrange “beyler yurdu”, Gundemîr “bey köyü”. |
Newal | Vadi, dere. |
Pag | Harabe, ören. |
Pan, Panik | Yassı, yazı, düzce. |
Pir | Köprü. Ancak pîr “dede, ata”. |
Reş | Kara. Reşik/reşk “karaca”. |
Sahrinc/Saxrinc | Türkçe ve Kürtçe “sarnıç”. |
Ser | Baş. Serêgol “gölbaşı”, Serçeme “pınarbaşı”, Serpir “köprübaşı”, Serêsipî “akbaş”. |
Sêv/Zêwî/Zevî | Sêv “elma”, zêwî “zaviye”, zevî “tarla” anlamındadır. Ayrıca “boğaz, geçit” anlamında zêwik bulunur. Çoğu örnekte ayırt edilemez. |
Sipî | Ak. Avasipi/Avaspi “aksu”, Sipîndar “akağaç, kavak”. |
Sor | Kızıl. Sorik/Sork “kızılca”. |
Şikeft | Mağara, Şikeftikân “mağaralılar”. Çoğu yerde kaya yerleşimleri kastedilmiştir. |
Şin | Mai/yeşil. Türkçesi gökçe. Avaşin “gökçesu”. Bazı örneklerde Ermenice şén “köy” yerine ikame edilmiştir. |
Şor | Tuzlu yer, tuz batağı. Türkçede aynı anlamda kullanılır. |
Tax/Taxik | Mahalle. Aynı anlamda Ermenicede kullanılır. |
Xirbê | Tamlanan halinde “ören, viran” (Xirbêxelîl, Xirbêsorik). Arapçada aynı sözcük genellikle xirbet olarak telaffuz edilir. Tamlayan halinde xarab (Bajarêxarab, Tezxarab). |
Zer/Zerk | Sarı. Alozerk “sarı erik”. |
Zivînge | Kışla. |
Zorava | Zorabad, zorla kurulmuş yer. Belki “mecburi iskân” anlamında. Tümü Kürt coğrafyasında 16 örnek. |
Bırestıke, Bırastıke : Ekmek kızartma taşı (Dimili)
ReplyDeleteHope : Havuz (Dim.)
Kurr : Koruluk (Dim.)
Sew, Sewi : Yetim (Dim.)
Sevan hocam Erganideki Turkce ismi Yolbulan olan Hıdıran köyünün diğer ismi Xirbereş (reş :kürtçe siyah )Hıdıran ismini o köyden olanlar kullanirmış Xirbereş ismini ise başka köyden olanlar bu köy için kullanirmiş.Dedemden aldığım güncel bilgi
ReplyDelete1. belek "alaca, alacalı" anlamındadır. Hiçbir zaman "karışık soylu, melez, dönme" anlamında kullanılmaz, böyle bir anlamı yoktur. Kelimenin Arapça ebleq (ablak) ile ilgili olması muhtemeldir.
ReplyDelete2. beroj "güneş gören yer, güneç" anlamındadır.
3. "bidar" olarak geçen köylere dikkat etmek gerek. Birçoğu bidar "ağaçlı" değil bêdar "ağaçsız" anlamındadır.
4. hemzik kelimesinin "kardeş" anlamına geldiğini sanmıyorum. Bir kere Kürtçede hem değil hev derler. hev-zik: a) karın-daş b) ikiz. Kelime özel bir ismin (mesela Hamza) bozulmuş şekli olması daha kuvvetli bir olasılıktır.
5. "mam" kelimesinin "amca" manasına geldiği doğrudur. Ancak bu Siirt, Şırnak, Hakkari, Van ve Bitlis'te geçerlidir. Söz gelişi Siverek'te veya Malatya yer isimlerinde geçen "mam" Kürtçe erkek ismi olan Mem veya Mihemed kelimelerinden gelmesi daha muhtemeldir.
Teşekkürler. Düzelttim.
DeleteTurkce'de (ve buyuk ihtimal ile Ermenice'de) bulunmayan ama Kurtce'de bulunan bir kalin "RR" (rr) harfi vardir.
ReplyDeleteKur=cocukdaki "r" incedir.
Kurr= sipadaki rr kalindir. Bunu Turkcede belirtecek ayri bir harf bulunmadigindan her iki kelime de "r" ile yazilir. Kurtce bilenler bu farki iyi bilir ve farki konusulunca duyarlar/anlarlar/bilirler.
Kur= Oğul, evlat, soy, döl, Aşiret ve soy adları çoğu zaman kur veya kurik ön adıyla belirtilir: Kurê Musa, Kurikê Etman, Kurêmillî.
Kurrikan “sıpacıklar” yalnız başına kullanıldığında muhtemelen “Kürtler, Kırolar” anlamına GELMEZ. (Bu kurtlere bir hakarettir ve bu hakaret daha cok soyleyine yakisiyor). Ince r ile soylenince cocuklar, kalin rr ile soylenince sipalar anlamina gelir.
Dengbej
"kefer/kefr: köy" hiç bir bölgede duymadım. Araplarla içiçe yaşayan Kürtler kullanıyor olabilir. Ama diğer bütün bölgelerde köy için "Gund" kullanılır
ReplyDeletekefer/kefr olarak değil ama "kufre" Siirt-Eruh-Cizre arasında kalan Botan bölgesinde Ormanardı Köyü'ne yakın eski-yıkılmış bir yerleşim yerinin ismidir. Sevan Hocam haklı olabilir.
Delete"kefer/kefr: köy" hiç bir bölgede duymadım. Araplarla içiçe yaşayan Kürtler kullanıyor olabilir. Ama diğer bütün bölgelerde köy için "Gund" kullanılır
ReplyDeleteÇem, Kürtçe akarsu demek. Fakat Çım da Zazaca, Göz demek. Çim, Çem gibi varyantları da mevcut. Kürtçede Göz için Çav deniyor. Pınarbaşı için Serçeme deniyorsa, bunun da uzerinde durulmalı.
ReplyDeleteÇem Zazaca'da da küçük akarsular için kullanılıyor (Mikail Aslan'ın çok sevdiğim şarkılarından birisinin adı da Çemo Vano, yani "Nehir Söyler"). Çım (göz) ile karıştırılabilecek bir kelime olabileceğini sanmıyorum.
DeleteKürtçe'de ise her türlü akarsuyun karşılığı çem veya robar, serçem veya serêçemê de bu nedenle nehirbaşı demek olur. Öte yandan Kürtçe'de kanî pınar, kaynak anlamına gelir. Serkanî veya Serêkaniyê pınarbaşının uygun karşılığı. Bugün Suriye'de Arapça ismi Ras al-Ayn (رأس العين) olan şehrin Kürtçe karşılığı da Serêkaniyê;
https://en.wikipedia.org/wiki/Ras_al-Ayn
Bedar: agacsiz ve ayni zamanda harmanyeri anlaminda da kullanilir
ReplyDeleteKonya Kulu da Germik köyü var. Ilıca,sıcak su kaynağı anlamındadır....
ReplyDeleteŞırnakta da Germik köyü var
Av'ın ek almış hali Sülav-Sulav: Çağlayan, kayadan aşağı düşen su.
ReplyDeleteAva: avahi-avayi: hane,konut. örnek malava: evin-düzenin kurulu olsun.
Gol:göl, başka bir ismi "berm"
Gundik: bir köyden ayrılanların yakın bir yere kurduğu küçük köy.Yeni köye özel bir isim verilmeyip küçük-yavru köy gibi bir anlamı vardır.
Kefer/Kefr: botan yöresinde kufre isimli eski bir yerlişem yeri vardır. muhtemelen köy anlamındadır.
Kevir:Taş, aynı anlamda kullanılan "kuç" kelimesi vardır.
Kol/Qol:dini-siyasi vb.ihtilaflarda taraf anlamında kullanılır.
Gom/Kom: gom ağıl-ahır, Kom ise grup anlamına gelmektedir.
Kulek: küçük penceredir. Topal anlamındaki kelime ise Qulek'tir.(ilk harfi Q-K arası bir sestir.gırtlaktan değil ağzın ön tarafından çıkar)
Ser: baş anlamına geldiği gibi herhangi bir şeyin üstü-üstündeki anlamına da gelir.
Şin: . yeşil renginin ismi "kesk"dir. "şin" mavi renk demektir.bazı yörelerde heşin olarak kullanılır.aynı zamanda şin yeşermek anlamına da gelir.kimi yörelerde ölü sahiplerinin durumunu anlatmak için de kullanılır.
Kürtçede kesk yeşil anlamına geliyor.Ama eğer meyve,sebze ve yeşilliklerin rengi ifade edilirse yeşil anlamına gelen kesk kullanılmaz birincil anlamı "mavi" olan Şîn veya Heşîn kullanılır.Dolayısıyla Heşîn veya Şîn kelimesi de yeşil olarak algılanabilir.Bunun sebebi birçok eski kavimde mavi ile yeşil renklerinin tek rengin iki farklı tonu algılanması.Bu duruma yani Mavi ile Yeşil renklerinin belirsizliğine Klasik Farsçada da çokça rastlanır.
DeleteÖrneğin kalsik Farsçada gökyüzü ve deniz şu 3 renk ismiyle sıfatlandırılır.
1 - سبز
2 - اخضر
3 - حضرت
Bu üç ismin de 1. anlamı Yeşil dir. Başka bir deyişle Türkçede mavi diye sınıflandırılan gök ile deniz klasik Farsçada yeşil rengiyle nitelendiriliyordu.
Örneğin
Mevlâna cihan-ı şemste şöyle demiş
پیدا شود سر نهان ویران شود نقش جهان
Gizli sır ortaya çıksın dünya süsü viran olsun
موجی برآید ناگهان بر گنبد اخضر زند
Aniden bir dalga ortaya çıkıp <> vursun.
Yeşil kubbeden maksat gökyüzü(mavi kubbe/göl kubbe)
Deniz nitelenirken de yeşil rengiyle nitelendiriliyordu.
Gene mevlana Mesnevisinde şöyle der.
تو مبین مر آن عصا را سهل یافت
O asayı ehemmiyetsiz görme
آن ببین که بحر خضرا را شکافت
Yemyeşil denizi nasıl yardı onu gör
Burdada gene deniz için yeşil anlamına gelen خضرا kelimesi kullanılmış.
Bunu sadece mevlânanın şiirlerinde değil Hafız Şirazide de görmek mümkün.Hafız Şirazi divanında şöyle diyor.
مزرع سبز فلک دیدم و داس مه نو
Yeşil gök tarlası gördüm bir yeni ayın orağını
یادم از کشته خویش آمد و هنگام درو
Ekinim aklıma geldi bir de hasat zamanı
Burda da gök yeşil bir tarlaya benzetilmiş.
Kürtçedeki bu durumda bundan ibarettir.Yeşil ile Mavi arasında kimi zaman keskin bir çizgi yoktur.
Sevan beyin bahsettiği kol veya qol taraf anlamındaki kol değil.Kürtçede kol veya qol genelde sıfat olarak kullanıldığında kısa veya kesik anlamalarına geliyor ve bu sıfat ta genellikle hayvanlar için kullanılıyor.Bu kelime Kürtçenin yanı sıra neredeyse bütün Fars yerel lehçelerinde de Kel,Kol ve Kal biçimleriyle hayvanlar özellikle keçiler için kullanılıyor.
DeleteÖrneğin İranın deven دوان nahiyesinde kulağı kesik keçiye kel denilir.Yanı sıra kesik kuyruk anlamında da kol kelimesinden istifade ediyorlar.
Kefr ile başlayan köy isimlerinin ise Mardin Turabdin bölgesinde örnekleri çoktur.
Kefrzê,Kefrhellab gibi.