Tuesday, January 16, 2018

Kavim isimleri kaygandır, yakaladım sanırsın kaçar


1129 senesinde yazmış bir Ermeni vakanüvisinin eserinde “1064 senesinde Taçikler Տաճիկք Urfa’ya akın etti” diye bir ifade görürsen ne sonuç çıkarırsın?
Bilgi no. 1: Pehlevice Taçik, Yeni Farsça Tacîk/Tazî, İranlıların Araplara ve özellikle Bedevi Araplara verdiği isimdir. Nitekim en erken Türkçe metinlerde de Tazik ve Tazî “Arap” demektir. Mesela 14. yy’a ait Orta Asya kaynaklı Kuran mealinde “Muhammad yalavaç tazi tili aytır erti” diye bir ibareye rastlarsan “M. peygamber Arapça konuşurdu” diye tercüme edebilirsin.
Bilgi no. 2: Modern devirde Tacik, “Türkistan’ın şehir ve kasabalarında yaşayan ve çoğu İrani asıllı olmadığı halde Farsça konuşan Müslüman halka verilen ad”dır. Stalin zamanında başka unsurlarla harman edilip ayrı bir ulus olarak tanımlanmışlardır. Bu Tacikler 1080 yılında Urfa’ya saldırmış olabilir mi? Zor.
Bilgi no. 3: Ermeniler en az 11. yy’dan beri Türklere Taçik (modern Batı Ermenice telaffuzu Dacig) adını verirler.
Urfa’yı yağmalayanlar (muhtemelen) bu üçüncüsü.
O Tacik ile bu Tacik arasında ilişki var mı? Bir bakıma var. Farsça Taçik/Tazik adı önce “Arap” demek iken 7. yy’dan sonra “Arap dinine mensup kişi, Müslüman” anlamını kazanmış. Anlaşılan 11.-12. yy’larda Müslüman olan ve Acem kültürünü benimseyen Asya Türklerine de bu etiket uygun görülmüş. Daha derine inersen muhtemelen enteresan şeyler keşfedersin, geçenlerde “Türkler nece konuşurdu” yazısında konu ettiğim mevzular. Ama şimdi bu kadarla yetinelim.
*
Roma biliyorsunuz İtalya’da bir kent. MÖ 700 küsurda kurulmuş, dili Latince imiş, Milattan hemen önceki yüzyıllarda dünyaya egemen bir imparatorluk olmuş. İmparatorluğun son kalıntısı Doğu Akdeniz havzasında 1453’e dek ayakta kalmış.
Bilgi 1: Doğu Roma imparatorluğunun Latince değil Elence konuşan halkına eski İranlılar ve Süryaniler Rom, Araplar ve onları takliden Türkler Rum adını verir.
Bilgi 2: İran terminolojisinde Osmanlı İmparatorluğu Rum, Osmanlı Türkçesi Rumî (“Romalı”) olarak adlandırılır. “Türkî” tabiri genellikle Orta Asya Türkçesi (Çağatayca) için kullanılır.
Bilgi 3: Osmanlı kullanımında an azından 17. yy sonlarına dek Anadolu coğrafyasına (İstanbul’dan Fırat’a kadar olan alana) Rum adı verilir. Mesela Evliya Çelebi bu coğrafyadan daima “bizim Rum diyarı” ve benzeri ifadelerle söz eder. Buna karşılık İstanbul’un batısı Rum Eli/İli’dir. Mantıksız mı? Mantıksız.
Bilgi 4: Modern Yunanca kullanımda Yunanistan halkına Romaiós (“Romalı”) demek caiz değildir, ancak Türkiye göçmeni Elenlere bazen aşağılayıcı bir tınıyla bu sıfat yakıştırılır. Modern Türkçe kullanımda Kıbrıs Elenleri de Rum’dur, fakat Kıbrıslı Elenler bu sıfatı kabul etmez.
Bilgi 5: Balkan Yarımadasında Latinceye benzer bir dil konuşan Ortodoks halk modern dönemde kendine Romın (“Romalı”) adını yakıştırmıştır. 1856’da kurulan ülkeye Romanya (“Romalılar Ülkesi”) adı verilir.
Bilgi 6: İsviçre dağlarında yaşayan ve İtalyancadan farklı bir tür Latin dili konuşan köylülere komşu Almanlar Rumunç (Romanisch, yani “Romalı”) adını verir.
Bilgi 7: Batı Avrupa Ortaçağlarında edebi “yüksek” Latince yerine bu dilin avam lehçelerini konuşan halkın diline Romantz, Romance, Romans adı verilirdi. Bu dilde ortaya çıkan ve çoğu aşk öyküleri ile kahramanlık menkıbelerinden oluşan sözlü edebiyata da, aşağılayıcı anlamda, aynı isim verildi. Daha sonra bu tür edebiyat “kültürlü” sayılan çevrelerin de ilgisini çekmeye başladığında, 16. yy’dan itibaren önce Fransızcada sonra komşu dillerde benzer tarzdaki “yüksek” edebiyat ürünleri de roman ve romans olarak adlandırıldı. 19. yy başlarında Ortaçağ halk edebiyatının aşk ve kahramanlık öyküleri yeniden moda olduğunda, bu tarza özenenleri ukelâ takımı romantik diye nitelendirdi.
Bilgi 8: Türkiye’nin batısı ile Avrupa’da yaşayan “Çingene” halkı kendini Rom veya Roma olarak nitelendirir. Bu ismin yukarıdakilerle herhangi bir ilgisi yoktur. Bir Hint dili olan Çingenece’de “adam” demektir.
*
Şimdi soralım. Ksenofon’un MÖ 401 tarihinde Şırnak civarında rastladığı Kardukh’lar Kürt müdür, değil midir?

(İpucu: Bu kelime Ksenofon’da yedi sekiz sayfa, ondan 400 yıl sonra yazan Strabon’da bir cümle olarak geçiyor. Başkaca birincil kaynak yok. Nece konuştuklarına dair bilgimiz yok. Dillerine dair elimizdeki yegane – olası – veri Strabon’un Pinaka, Satalka ve Sareisa diye aktardığı üç yer adı. Bunları da bildiğimiz bir dilde çözümleyebilmiş kimse yok.)

25 comments:

  1. Sevan Bey, lisedaşınız Cemal Kafadar'ın “A Rome of One's Own” makalesi geçen yıl Türkçeye çevrildi ve yazarın yeni önsözüyle basıldı (çev. Fatih Özgüven). Bakma fırsatınız oldu mu?

    ReplyDelete
    Replies
    1. Benim de aklıma aynı makale geldi. İngilizcesini bulabildim, şurada: https://archnet.org/system/publications/contents/6759/original/DPC3621.pdf?1384801955

      Delete
  2. Bir anekdot geçeyim →

    Balkan Harbi'nde Yunan donanması Limni(Lemnos) adasına çıkarma yapıp ele geçirmiş. Adanın çocukları toplaşıp hep adada gezinen Yunan askerlerini meraklı gözlerle seyrediyorlarmış. Bir keresinde bir Yunan askeri bakışan çocuklara sormuş: - Ne bakıyorsunuz?
    Çocuklar: - Helenlere bakıyoruz.
    Asker: - Siz de Helen değil misiniz?
    Çocuklar: - Biz Romalıyız.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Bu güzel bilgiler için teşekkürler Laedri Reis..

      Burda, Nişanyan Blogun'daki, yorumlarınızı ve eleştirilerinizi kaliteli ve faydalı bulup takip edenlerdenim.sağlıcakla.

      Delete
    2. @ Adsız16 Ocak 2018 23:15

      Eksik olmayın.

      Delete
  3. Ermenilerin Dacig/Taçiki sadece Türkler için kullanması modern devrin işidir, yoksa daha önce onu bütün Müslümanlar için kullanırlardı ki dayandığı Tacik/Tazi kelimesinin anlamı İslamla beraber Müslüman olmuştur (daha önce Arap demekti dediğiniz gibi).

    Bilgi 2: İran terminolojisinde Osmanlı İmparatorluğu Rum, Osmanlı Türkçesi Rumî (“Romalı”) olarak adlandırılır. “Türkî” tabiri genellikle Orta Asya Türkçesi (Çağatayca) için kullanılır.

    Kürtler Anadolu/Balkan Türklerine hala Rom yani Rum, Azerilere de Ecem yani Acem derler.

    Bilgi 4: Modern Yunanca kullanımda Yunanistan halkına Romaiós (“Romalı”) demek caiz değildir, ancak Türkiye göçmeni Elenlere bazen aşağılayıcı bir tınıyla bu sıfat yakıştırılır. Modern Türkçe kullanımda Kıbrıs Elenleri de Rum’dur, fakat Kıbrıslı Elenler bu sıfatı kabul etmez.

    Doğru. Ama 19. yüzyılda Yunan milliyetçiliğinin halk arasında yayılmasından önce Yunan/Rum halkının kendileri için kullandığı tabir Ellinas yani Elen değil, Bizans devrinden beri Romaios ya da Romios yani Rum olmuş ve Müslüman komşuları da onlara sizin de belirttiğiniz gibi Rum demiştir. Erken Bizans devri ile beraber Elen tabiri paganizmle bir tutulmaya başlamıştı zira.

    ReplyDelete
    Replies
    1. İlk madde doğru değil Onur, Urfalı Mateos bariz sadece "Türkler" anlamında kullanıyor, Acemlere Parsik, Araplara Arab diyor.

      Delete
    2. Teşekkür ederim Sevan Bey. Bu demek oluyor ki Ermenilerde Türk anlamında Dacig/Taçikin kullanılması bildiğimden eskiymiş. Kürtler için erken Ermeni kaynaklarında ne deniyor? Ayrıca, Müslüman anlamında Dacig/Taçik ne zamana kadar kullanılmış Ermeniler arasında?

      Delete
    3. Ne olduklarını bilmediklerinden, düz müslüman olarak adlandırıyor olamazlar mı?

      Delete
    4. "Taçik" adı Ermenilerde "Arap" ya da "Müslüman" anlamında kullanılmış mı? Bilemedim. Sebeos tarihine bakmak lazım ama kusura bakmayın vaktim yok.

      "Kürt" veya "Kürte benzer bir kavim" olan Mard adı 4. yy'dan itibaren Ermeni kaynaklarında geçer, ama ayrıntılı bilgi hiç yoktur. Kürt/Krt- kavim adı 12. yy'dan önce zikredilir mi? Bilmiyorum. Sanmıyorum.

      Delete
    5. Yine teşekkürler Sevan Bey, gayet aydınlatıcı oldu cevaplarınız.

      @Memo

      Ne olduklarını bilmediklerinden, düz müslüman olarak adlandırıyor olamazlar mı?

      O da mümkün, ama daha eski Ermeni kaynaklarında Ermenilerin Dacig/Taçik tabirini ne anlamda kullandıklarına da bakmak lazım.

      Delete
    6. Eski Ermeni kaynaklarında Kürtlere dair şahane bir pasaj: 12. yy ilk yıllarında yazan Genceli David'in (David Gantzaketsi) Nasihatname'sinde, Kürt'le zina eden veya Kürt'le evlenen kadının ne şekilde tövbe edeceğine dair bölüm 16-17-18-19.

      http://www.attalus.org/armenian/pendgtoc.html

      Delete
    7. 7. yüzyıla ait Sebeos Tarih'inde Taçik "Bedevi-Arap" anlamında defalarca zikredilmiş.

      http://www.attalus.org/armenian/sebtoc.html

      Delete
    8. Referanslar için çok teşekkürler Sevan Bey. Taçik/Dacig kelimesi belli ki Ermenicede (Müslüman) Türk manasına evrilmeden önce dayandığı Farsça Taçik/Tacik/Tazi kelimesi gibi bir anlam evrimi geçirmiş muhtemelen yine Farsça etkisiyle, yani önce Arap, İslamın gayri-Araplar arasında yayılmasından sonra ise genel olarak Müslüman anlamına gelmiş görünüyor, zira Arap anlamından direk (Müslüman) Türk anlamına sıçrama mantıksız olur, ikisi arasında genel olarak Müslüman anlamında kullanıldığı muhtemelen uzun bir ara evre olmalı, ayrıca eski ve yeni anlamlar farklı ya da aynı bölgelerde aynı zaman dilimi içinde de kullanılmıştır muhtemelen. Anlam geçişleri keskin olmamış olmalı ve anlamlarda her zaman netlik beklememeliyiz. Farsçada ve Farsça etkisindeki İrani ve Türki dillerde ise kelime genel olarak Müslüman anlamından (Müslüman) İrani ya da Fars anlamına geçmiş Ermenicedekinden farklı olarak, onun muhtemel sebeplerini bu blogdaki başka bir yorumumda açıklamıştım.

      Delete
    9. Kürtlerin Türklere hala "Romî" dediği bilgisi doğru değil, Türklere "Tirk" diyorlar bugün. Romî eskiden Osmanlılar için kullanılan bir tabirdir, "'Ecem" de Azerileri değil İranlıları belirtiyordu. Ehmedê Xanî'nin Kürtçe eseri Mem û Zîn (XVII. yy) eserinde bu açıkça görülmekte:

      Ger dê hebuwa me îttîfaqek
      vêk ra bikira me înqiyadek
      Rom û `Ereb û `Ecem temamî
      hem'yan ji me ra dikir xulamî
      tekmîl-i dikir me dîn û dewlet
      tehsîl-i dikir me `îlm û hîkmet

      Eğer aramızda birlik olsaydı
      Ve birbirimize itaat etseydik
      Araplar, İranlılar ve Osmanlıların tümü
      bize hizmetçilik yapıyor olacaklardı
      din ve siyasette mükemmel olacaktık
      İlim irfan konularında verimli olacaktık


      Delete
    10. @integralconstant

      Sanırım sen Kürtlerle ya da en azından yaşlı Kürtlerle yeterince irtibat halinde olmadın, yoksa bu dediklerini demezdin. Bugün hala yaşlı kuşak Kürtlerin en azından bir kısmı Türklere Rom ya da Romî diyor (bizzat şahit olduğum için iyi biliyorum), onlar da ölünce diyen kalmayacak ama daha geriye gittiğimizde Rom ya da Romî Kürtler tarafından Türkler için (ve diğer Rûm diyarı insanları için) kullanılan standart tabir ya da tabirlerden biriydi. Aksi takdirde yaşlı bir Kürtten "Turgut Özal yarı Rom, yarı Kürttü" diye bir cümleyi niye duyayım (Özal'ın yarı Türk, yarı Kürt olduğunu biliyoruz)? Ecem ise Kürtlerin Azeriler ve Farslar dahil her çeşit İranlı için kullandığı bir tabir(di). Daha fazla bilgi için Kürtçe Wikipedia'nın Tirk, Romî ve Ecem maddelerine bakabilirsin.

      Ehmedê Xanî o şiirinde Rom kelimesini yine kavim ya da halk adları olan Ereb ve Ecem kelimeleri ile beraber kullanıyor, orada hiç şüphesiz sadece Osmanlı hanedanı ya da elitini kastetmiyor, bütün Rûm diyarının yani Anadolu'nun ve Balkanlar'ın ahalisini kastediyor. Ama sen geçmişe günümüzün etnik milliyetçi parametreleri ile baktığından geçmişe ait kavramları anlamakta zorluk çekiyorsun. Baştan söyleyeyim, ben solcu ya da anti-milliyetçi değilim, sadece geçmişe ve bugüne olduğu gibi bakabilen ya da bakmaya çalışan biriyim.

      Rûm/Rûmî/Rom/Romî kavram ya da kavramlarının detayları için Cemal Kafadar'ın şu çalışmasını dipnotları ile beraber baştan sona okumanı öneririm:

      https://sites.duke.edu/rethinkingglobalcities/files/2014/09/Kafadar-A-Rome-of-Ones-Own.pdf

      Delete
  4. Sevan Hocam, asırlardır yitip kaybolmuş veya unutulmaya yüz tutmuş,Tarihsel ve kültürel anlamlar içeren kelimeleri, jargonları, olguları,vb. kavramları tartışmak ve ortaya çıkarmak güzel.

    1129 senesinde yazılmış olan Ermeni vakanüvisinin eserine benzer başka bir eserin anlatımından alıntı yapayım.

    Aslen Trabzonlu olan,Tarihçi Gezgin ve Din adamı "Per Minas Bıjışkyanın" (1817-1819) yılları arasında yaptığı Karadeniz yolcuğunun notlarından oluşan ve ilk basımı (1819) yapılan "Pontos Tarihi isimli eserinden...


    ""Hemşin'de yaşayan Hıristiyanlar, Müslümanlığı topluca kabul etmedikleri için buralara Müslüman Türkler getirilmiş ve Hıristiyan Hemşinliler de; Araklı (Karadere Vadisi), Trabzon ve Çarşamba'ya göçmüşlerdir. Müslümanlığı seçen Hemşinliler ise köylerinde kalmış, Türklerle çeşitli biçimlerde akrabalıklar kurarak ana dillerini unutmuşlardır. Bölgede tamamen Türkçe hakim bir dil olmuştur." demektedir.) ""Ak, Orhan Naci (2000). Rize Tarihi. Rize Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü Yayınları. ss. sayfa:64, 90, 91.""

    Konuya ilişkin bir başka kaynaktan aktaracağımız bilgilerde ise 1690-1700 bölgede yaşayan nüfusun zorla Müslümanlaştırıldığı iddia ediliyor.
    Bjişkyan'ın bir andaçından alıntılanan bilgide; "Karadere Ermenilerinin Sper'den Baberd'den ve özellikle Hamşen'den din değiştirmekten kurtulmak amacıyla 1690-1700 lü yıllarda göçtüklerini" ifade ettikten sonra devamla; "Hamşen ilinde kalan nüfusun tamamını Tacikleştirdiler (İslamlaştırdılar). Ondan sonra saldırılar Karadereye yönelince; binlerce aile Trabizon, Ordu, Yuniya, Çarşamba, Pafra, Sinop ve Adapazarı illerine sığındılar..." "
    ----------------------------------------------------------------------------------------------

    Diğer bir alıntı
    1758 yılında İstanbul da doğmuş, 2 Temmuz 1833'te Venedik'te vefat etmiş olan Coğrafyacı ve bir Gezgin olan Ğugios İnciciyan'ın (1806) Dünyanın Dört Tarafının Coğrafyası adlı eserinden...


    ""Benzer İslamlaştırma veya Türkleştirme olayları her ne kadar yaygın olmuşsa da kazanın Ermeni çehresi değişmemiştir: "Fakat bunlar arasında Hristiyanlar da kalmıştı, bunların, köylerinde eskiden kalmış kiliseleri de var, fakat rahipleri yoktu". Din adamı olarak zaman-zaman (Yeğnovit) Elevit köyünden papaz gelip dini törenleri ifa etmekteydi. İslamlaştırılmış Ermenilere "Taciklere" gelince, onlar "...hâla Ermenice konuşmaktalar, köylerde vaftiz babası ve vaftiz anası anarlar, Hristiyanlara has oruçları ve diğer törenleri yerine getirirler, kiliseye giderler vs., bazıları inanç açısından yarı yarıyadır ve Türklüğü sadece dıştan gösterirler.""

    Not:
    Alıntılarda iki Gezgin ve Tarihçide genel olarak Tacik veya Dacik), ifadesini Türkleşmeye ve Müslüman olmaya yorumlayıp betimlemişlerdir.Daha ilginç olanı İnciciyan'ın, Çamlıhemşin'deki Müslümanlaşan Hemşinlileri' Ermenice konuşmalarına rağmen tamamen Tacikler olarak anmasıdır.

    ReplyDelete
  5. İmdi , Strabon akıl yürütmelerine dayanak olarak eski Yunanca metinlerini çok sistematik okur, kartlarla mı çalışmış acaba. İlle başta bir Homeros’u anar, varsa sırayla diğerlerine geçer. Yazılı kültürün matbayla icat ettiği çalışma aracı olan dizin, Titus Livius’u. Rönesansta yayımlayan bir beyzadenin coğrafya adlarını bir köşeye yazıp kitabın sonuna eklemesiyle ilk defa arzı endam etmiş A. Grafton’a bakılırsa. Efendime söyleyeyim Xenofon’u okumuş, başka bir Yunanlı niye oralardan sözetsindi ki, sonra çağındaki yer adlarını boy aşiret adlarını bunun üzerine getirmiş Strabon, onun zamanındaki kayıtlarda Kardukhlardan bahis yok belli ki.

    ReplyDelete
  6. Taçi hakkındaki tespitiniz doğru. 8. yüzyıldan itibaren İslam imparatorluğunu gören Çin korikçileri de müslümanlara "Dashi" diyorlar. bkz. E. Bretschneider "On the Knowledge possessed by the Ancient Chinesee of the Arabs and Arabian colonies, and other Western Countries".

    ReplyDelete
  7. Maryandin diye bi kâbile varmış Helenler Zonguldaka vardıklarında Sangar nehrinin Kara Suya karıştığı ağza da Maryandinlerin ismi verilmiş. Maryandinya denmiş te Parthenona kadar. Bu ağzın etrafında Manav isimli bir "Dacig" bi de halk var. Hatta tam o ağzın orası Manav Pınarı köyü arazisi.
    Manavistan eski Maryandinya olmasın mı?
    http://kaynarcahaber.com/mobil/haber/1587/topraksiz-kalan-manavistan-koylusunun-masalini-yazdi.html

    ReplyDelete
  8. Bilgi 5'te bir hatanız diye düşünüyorum. Romanya isminin çıkışı Hristiyanlık ve/veya ortodoksluktan daha eski. Roma İmparatorluğunun pagan dönemde o bölgede kuruduğu garnizonlarla alakalı bir şeydi. Vakit bulduğumda kaynakçamı tarayıp kaynak göstererek bilgilendirme yapacağım. saygılarımla M.NAL

    ReplyDelete
  9. Şimdi soralım. Ksenofon’un MÖ 401 tarihinde Şırnak civarında rastladığı Kardukh’lar Kürt müdür, değil midir?

    (İpucu: Bu kelime Ksenofon’da yedi sekiz sayfa, ondan 400 yıl sonra yazan Strabon’da bir cümle olarak geçiyor. Başkaca birincil kaynak yok. Nece konuştuklarına dair bilgimiz yok. Dillerine dair elimizdeki yegane – olası – veri Strabon’un Pinaka, Satalka ve Sareisa diye aktardığı üç yer adı. Bunları da bildiğimiz bir dilde çözümleyebilmiş kimse yok.)

    Bu tespitleriniz icin sadece su dipnotu dusmek istiyorum. Kardukh kelimesinde dikkatinizi son heceye cekmek istiyorum. Bu kelime bugun bile Zazalar tarafindan Kurmanci konusan Kurtlere verilen isim ile ayni kokten gelir. Yani "Kurdas". Ermenice bilmiyorum ama Ermenice yada Urartuca dil belirleme son eklerine de dikkatinizi cekmek istiyorum.

    Uc kelimeye gelince: ikisinin son hecesinin "ka" olmasi dikkatiniz cekmiyor mu? Kurtce ve akraba dillerinde mekan belirtme son eki olan Ga (yada GAH'i) goremiyor musunuz?

    ReplyDelete
  10. Karadeniz bölgesinde türkleştirme ve islamlastirma ile ilgili heath lowry nin boğaziçi üniversitesi yayinlari arasında bir kitabi var hem türkçe hem ingilizce yayımlanmış olarak ( turkization and islamisation of trebizond....ya da böyle bir şey) ilgililerin incelemesini öneririm....80 ler sonunda apar topar yasaklanmıştı kitap.çünkü ülke henüz böyle şeylere alişkin değildi.ama şimdi yeni baskısı var.
    Benim asıl sormak istediğim,"dink" kelimesi (ilkel değirmen anlaminda) ermenice midir? Hrant dink in soyadı olduktan başka benim de tanıdığın soyadı dinkçiyan olan biri vardı ve ayrıca reyhanli da değirmen sahibi ermeni komşularımız vardı.tüm bunlar birleşince iş meraklı bir hal alıyor.
    Nişanyan sözlükte maalesef kelime yok...(çok tuhaf ve ilginç)

    kubbealtı sözlük de "farsça"diyor...

    Nişanyan Söz lük 'ün liber yayınlarından yeni baskısı çıktığını öğrendim...bayram olduğu için telefona cevap vermiyorlar..çok sabırsızlanıyorum edinmek için ama orada da yoksa çok üzülürüm....
    neyse tarihe not düşmüş olalım

    ReplyDelete
  11. Babamın dediğine göre, Elazığda mahalledeki Ermeni kadın komşuları, "Siz Türk değil, Taciksiniz" dermiş..

    ReplyDelete
    Replies
    1. Tam olarak 'Dacıkoğli' derler ama Tacik oğulları olduğumuz için değil. Sadece yanlış yerleşmiş bir laftır. Amerikalıların Kızılderililere 'Hintli' demesi gibi bir şey. Belki ilk öncülerin Orta Asya'dan gelmelerine atıfta bulunmak için öyle denmiş ve sonra öyle kalmıştır.

      Delete