Milli Mücadele’ye yön veren direniş hareketinin, Cihan Harbi sona
ermeden önce örgütlendiği anlaşılıyor. Lideri muhtemelen Enver Paşadır. Yenilgi
ihtimali hesaba katılmıştır; yenilginin 1912-13 Balkan Savaşı’ndaki gibi
topyekûn hezimete dönüşmemesi için hazırlık yapılmıştır. Özellikle
1918-1919 kışına ilişkin anlatıları dikkatli bir gözle okursanız
teşkilatlanmanın izlerini net olarak görürsünüz. (Mesela bundan sekiz on
yıl önce çıkan Afyonkarahisarlı Mehmet Şükrü Bey’in anıları [İkazcı Mehmet Şükrü, Dipnot Yay. 2007]; yine
o ara yayınlanan Orhan Kemal’in babası Abdülkadir Kemali Bey’in
biyografisi [Everest Yay. 2009]. Rauf Orbay’ın Cemal Kuntay tarafından derlenen beş ciltlik
anıları, özenle okunmak kaydıyla, çok bilgi içerir.]
Tarih yazımı
açısından ilginç olan soru şu; Mustafa Kemal Paşa bu teşkilatın başına
hangi tarihte geçti? Mesela Filistin cephesinden uzaklaştırıldığı 1917
yazında, ya da yeni veliahtın siyasi mihmandarlığına atandığı 1917
Aralığında, karanlık noktalarla dolu bir “tedavi” için Viyana’ya gittiği
1918 Mayıs-Haziranında, ya da Ahmet İzzet Paşa kabinesinde Harbiye
Nezareti talep ettiği 1918 Ekiminde işin içinde miydi? Talat Paşa
kabinesinin istifasından kısa bir süre önce, Mustafa Kemal’in en yakın
siyasi müttefikleri olan Fethi ve Rauf Beylerin “taze kan” olarak
Meclisi Mebusan’a dahil edilmelerinin sırrı neydi?
1919 Mayısından
1922 Eylülüne uzanan süreç esas itibariyle Mustafa Kemal’in Enverci
kadroları tasfiye ederek iktidarı ele geçirmesinin sürecidir desek çok
yanılmış olur muyuz?
Enver’in 1921-22’de Moskova’dan eşine yazdığı
mektupları geçen sene Bardakçı yayımladı. Can alıcı konuları çoğu zaman
kapalı bir dille yazmış. Ama sorgulayıcı bir gözle okuyunca şunlar
anlaşılıyor. 1. Almanya’dan Mısır ve Afganistan’a uzanan bir coğrafyada,
Komintern modeli üzerinden bir ihtilal teşkilatı kurma çabasındalar. 2.
Anadolu’ya dönüp teşkilatın başına geçmek için Mustafa Kemal’in
tökezlemesini bekliyor. Belli ki Ankara’da kilit bazı şahsiyetler MK’den
çok Enver’e bağlı, ya da ikili oynuyorlar. 3. Londra Konferansında
(1921) Ankara rejimi İngiltere ile anlaşacak olursa, Moskova’nın desteği
ile darbe yapıp idareyi ele alma hayali kuruyor.
Bugünü anlamak açısından da büsbütün alakasız değil bunlar.
No comments:
Post a Comment