Klasik müziğe nereden başlayayım diye soran bir arkadaşıma bir seferinde sonundan başlamasını önerdim. Neden olmasın? Richard Strauss, Son Dört Şarkı (Vier letzte Lieder), yıl 1946 veya 47. Batı yüksek müziğinin son nefesidir, bir tür kuğu şarkısı. Kaç yorumunu bulabilirsen topla, bir kaç gün dinle. Ama en başta ve en sonda Elisabeth Schwarzkopf olsun. Bir süre sonra mutlaka hissedeceksin devasa ve ürpertici bir şeyin huzurunda olduğunu. Sonrası sana kalmış, elbette bulursun kendi yolunu, el yordamıyla da olsa.
Zor bir deneydi, başarılı oldu mu bilmiyorum. Belki daha kolay bir yerden başlamak daha iyi. Mesela Bach, Das wohltemperierte Klavier (Türkçesi ne olabilir? “İyi Huylu klavye” desek?), do majör birinci toccata ile başla, çalan illa ki Glenn Gould ayarında biri olsun. İlk dinleyişte 60 defa mı, 70 defa mı tekrarlanan bir basit motif duyacaksın. Tekrar dinle. Burada ne oluyor diye sor. Bağırarak eşlik etmeyi dene. Her motifin sadece ilk iki notasını söyleyerek bir daha dene. Sonra bir yandan dans ederken tekrar bağırmayı dene. Gerilimin adım adım nasıl yükseldiğini, bir kaç kez uçurumun kenarına kadar gelip beklediğini, sonra sonsuz bir zarafetle boşluğa atılıp ayakları üstüne düştüğünü duyacaksın. Başka şeye gerek yok. Devamı kendiliğinden gelir.
Bir tek şeyi unutma. Sakın, ama sakın, “pop klasikler” tuzağına düşme. İyi müzik mi arıyorsun? İyi müzikle başla. İyinin en iyisiyle başla. Sirk müziğiyle başlayan sirk müziğinde kalır. Çocuğunu ebleh yerine koyan, çocuğunu ebleh yapar.
En önemlisi, müziğin kolay yutulur olması için yanına saçma sapan bir takım anekdotlar ya da program notları eklemek gerektiğini zannedenlere asla kanma. Müziğin tek konusu kas hareketleridir. Varlığından bile haberdar olmadığın kaslarını oynatıyorsa iyi müziktir, oynatmıyorsa kötüdür. İki zamanlı emme basma pompası gibi oynatıyorsa sıkıcıdır, az sonra ölecek bir kuğu gibi oynatıyorsa tadından yenmez.
R. Strauss'un ikinci dunya savasi akabinde besteledigi Metamorfoz'u denemelisiniz. Tukenmisligin seslere essiz bir yansimasidir.
Elisabeth Schwarzkopf, 91 yılından hatırladığımız general Norman Schwarzkopf'un(nam-ı diğer "çöl ayısı") halasıydı. Zaten Norman Schwarzkopf'un simasına dikkat edersen, halasına benzediğini farkedersin.