Friday, February 17, 2017

Mapushane mektubu

Hayır bilgisayarım yok. Bu yazılar tükenmez kalemle yazılıyor, üç kıtaya yayılmış Çarli’nin Melekleri tarafından temize çekiliyor. Yorumlarınız bana printout olarak geliyor. Aklıma eserse kenarına bir şeyler karalıyorum. Yazım eciş bücüş olduğundan bazen vahim okuma hataları olabiliyor (“kafa-ve-kampus feminizmi”, “Budizmin işe dönüş öğretisi”). Gözüme çarptıkça düzeltiyorum.

Beş kitaptan fazla bulundurmam yasak. Yabancı dergileri de şimdi kitap saymaya karar verdiler, kütüphanem daha daraldı. O yüzden çoğu şeyi ezbere yazmak zorundayım. Mesela Jüstinyen’in tahta geçiş tarihi 527 mi 528 miydi, 2. Süleyman 2. Ahmet’ten önce mi sonra mıydı, hatırlayamadım. Kusura bakmazsınız umarım.

Çalışma koşullarım ideal değil. Sekiz ya da bilemedin on kişi için tasarlanmış bir koğuşta ortalama yirmi kişiyiz. Adam başı yaşam alanı üç buçuk metrekare kadar. Sabah 9 öğlen 12 arası millet uyurken iki masamızdan birini zaptedip çalışabiliyorum. Bu yazılar artı bir kitap çalışması artı kişisel mektupları o üç saate sığdırmak zorundayım. Vaktim olsa daha yazardım, ne olacak?

Yakında çıkacağım filan yok. Belki Marttan sonra başka cezaevine naklim mümkün olabilir. Menemen T Tipi gerçekten tatsız bir yer. Mahkûmun hayatını elden geldiğince zehir etmeye yönelik bir anlayışla yönetiliyor. Başka yere geçebilsem iyi olacak. Ama koğuş arkadaşlarım iyi. Güzel sohbetler oluyor. 

15 yorum:

  1. Sevan hocam sana o kadar yalvardık, git Avrupa'da hayatını yaşa dedik, hatta Ali Nesin'i de al dedik. Hakikaten cok rahat gitme imkanın da vardı yani. Cezan 1 sene yıl, 3 yıl 5 yıl olsa, hadi sık dişini azıcık daha derim. Kendi kendini ateşe attın maalesef :(.

    Genel af çıkması ancak AKP'nin bir şekilde gitmesinden bir sene sonra falan olur, yani en erken 2021 gibi, o da AKP giderse tabii.

    Neyse artık iş mucizelere kaldı...
    Yanıtla

    Yanıtlar


    1. Sevan Nişanyan'ın bir hatalı kararı yok ki; mühür bozmadan bu kadar ceza mı verilir. Kaldı ki "keşke şöyle yapsaydın" görüşü, evrenin işleyişine ters. Geçmişi etkilemez, geleceği etkiler ve moral bozabilir. Zaten ceza adaletsiz üstüne insan moral bozarak kendini niye cezalandırsın.
    2. Sen de haklısın.
  2. Yorum yapmaya başlayalı çok olmadı fakat yıllardır takip ediyorum seni. Taa Japonya'dan dönüp dönüp acaba bir şeyler yazmış mı diye sürekli bloğuna baktım, arada videolarını arattım. Yeni şeyler var mı diye. Türkiye'ye geldiğimde seni tanımayan insanlar olduğuna şaşırdım. Doğal bir şekilde görüşlerimiz hep örtüşmüyor fakat yabancı birkaç kişi hariç, senin kadar okumaktan, dinlemekten zevk aldığım, bana yeni bir şeyler katma potansiyeli olan yerli başka birisi daha olduğunu sanmıyorum. Keşke dışarda olsan, videolar çeksen, daha çok yazsan fakat bir süre veya bazen yazamasan da olur. Eninde sonunda çıkacaksın sonuçta. Yakın veya uzak. Senin kendinden çıkan kararların sonucu bu. Farklı kararlar alıyor olsaydın, başkası olurdun. Sonuçta biz de seni okuyoruz, başkasını değil. Kusura bakmayın diyecek kadar naziksin ağabey.
    Yanıtla
  3. Burdaki yorumların size printout olarak geldiğini söylemişsiniz. Sizi 4 aydır her gin izleyerek okuyarak takip ediyorum. Size ulaşmak istiyorum gerek eposta gerek ziyaretinize gelerek. Yalnız olduğumu düşünüyorum ülkede. Cevabınızı umut ile bekliyorum ... ( mektup yollayabilirim, aakincskn@gmail.com)
    Yanıtla
  4. mektuplarınızı; diclearar@izmir.av.tr veya av.muratakci@gmail.com adreslerinden birine gönderebilirsiniz. Kendisine ulaştırırız.
    Yanıtla
  5. vallahi yazıp yazıp sildim! ne desem bilemedim. trajikomik bir aptallığın kol gezdiği bu ülkede daha ne kadar karamsar olmalıyız diye sorsalar yazınızın çıktısını alıp veririm. umarım bu saçmalık bir an önce son bulur. sevgilerimle...
    Yanıtla

    Yanıtlar


    1. Umarım. bu ve bunun gibi binlercesi... cebimde kalan son umudu bunu dileyerek düşürmemeye çalışıyorum.
  6. Hocam gerçekten niyetiniz ve niyetiniz doğrultusunda yaptıklarınız beni hayret içerisinde bırakıyor.Sayenizde önümdeki bir perde daha kalktı.Çok yaşayın.
    Yanıtla
  7. Sevan Abi, çıksan birinci önceliğin ne? Kuran'ın değişmeden günümüze geldiği inanışını şöyle uzun uzadıya inceleyip çürütsen ne güzel olurdu. Onu yazdıktan sonra kesin vınlamak gerek ama, bu sefer yaşatmazlar çünkü.
    Yanıtla
  8. Asdvaz hedıd hed ılla sevan ahbar
    Bu toprakların yetiştirdiği en kıymetli evlatlarındansın elbet hatadan dönulecek sirov arda a.
    Yanıtla
  9. Sokrat gibi baldıran zehirini içiyor. Ama bir dikişte değil. Yavaş yavaş erdemini damıtarak alıyor zehiri. Allah uzun ömür versin. Tez elden hayırlı tahliyeler olsun. Şu Turkiye gazozunun gazı bir kaçsın, Kadir-i mutlak değil, insanı-ı kamil bir Cumhurbaşkanı gerekecek. İşte o zaman lazım bize. Hem Avrupa'ya gitse, Kanada'ya gelse ne olacaktı ki. Eksi 235° sıvı azotta fiziksel ölümü bekleyecekti. Sanırım ben onu iyi anlıyorum.
    Yanıtla

    Yanıtlar


    1. Bize de anlatsana onu.
  10. Merhaba hocam, Boğaziçi Üniversitesi Çeviri Kulübü'nde üç beş arkadaş, ne yapalım ne edelim bu yozlaşma, baskı ve cahillik döneminde bir dergi çıkaralım, bir şekilde üretime devam edelim diye uğraşıyoruz. İlk sayımız şöyle bir şey, bilemiyorum eğer, printout olarak ulaşabilir mi size,
    https://drive.google.com/open?id=0B7hifvF2eWQwc0ZseV9VY01kaU0

    Dr. Bülent Aksoy'u biliyorsunuzdur belki, kendisi Etimoloji dersleri veriyor Boğaziçi Üniversitesi'nde. Ben de o derslerin sonrasında, etimolojiye ve kelimelere ilgi duymaya başladım ve bir arkadaşımla beraber ilk sayıda birkaç kelime üzerinden giderek etimoloji sayfaları oluşturduk. Şimdi ikinci sayımız için hazırlanıyoruz, biliyorum pek uygun, müsait bir konumda değilsiniz, ancak, sizden etimoloji üzerine genel bir yazı, bizim yer verebileceğimiz önemli bir parça olabilir, üstelik biz de bundan faydalanmış oluruz. Bu yazı, dergi size ulaşmasa, yazı yazmayı kabul etmeseniz bile, umarım size ulaşır.

    Sevgiler.

    Not: Strauss'u Salome'den sonra Vier Letzte Lieder ile görmek ilginçti, kişisel olarak teşekkür ederim bu konuda.
    Yanıtla
  11. Bu dünya 'nın adaleti yok.
    Yanıtla

No comments:

Post a Comment