Monday, February 27, 2017

Ecdat hikâyeleri

Osmanlı’nın son yüz yirmi yılında dokuz padişah hüküm sürdü, altısı askeri veya sivil darbeyle devrildi. 3. Selim’i sarayda bir odaya kapattılar, birkaç ay sonra yine darbe olunca perde ipi ile boğarak öldürdüler. 4. Mustafa idam edildi. Abdülaziz tahttan indirildikten bir hafta sonra hücresinde bilekleri kesilmiş olarak bulundu, faili meçhul kaldı. 5. Murat Çırağan sarayına kapatıldı, otuz yıl sonra naaşı çıktı. 2. Abdülhamit önce Selanik’e sonra Beylerbeyi sarayına hapsedildi, dokuz yıl mahpus kalıp öldü. Vahidettin askeri bir ayaklanma sonucu Ankara’da kurulan rejim tarafından tahttan indirildi, yurt dışına kaçtı.
Sultan Abdülaziz tahttan indirildikten sonra
zatı şahane ile selfie çeken muhafızlar
Son padişah memleketten çıkınca hacca gitti, bir ihtimal Hz. Peygamberin yaşadığı topraklara yerleşmeyi tasarladı. Oraların yaşanılmaz yerler olduğunu görünce İtalya’ya geçti; sosyetik sahil kasabalarından San Remo’ya yerleşti. Dört yıl parasızlık ve çaresizlikle boğuştuktan sonra dar-ı ebede irtihal etti. Tesadüf olsa gerek, Amerikalı şair Ezra Pound da aşağı yukarı aynı yıllarda sürgün için San Remo’nun yanındaki köyü seçmişti. Son halife Abdülmecid Efendi Paris’i tercih etti. Yirmi yıl orada resim yaparak ve ara sıra Fransız Riviera’sındaki torunlarını ziyaret ederek vakit geçirdi.
Taht sırasında bir sonra gelen şehzade Selim Efendi yanılmıyorsam Şam’a yerleşti. Belki siyasi opsiyonları açısından islam diyarında bir yerde yaşamanın daha faydalı olacağına hükmetti, bilemeyeceğim. Yoksa makul bir insan imkânı varsa niye Avrupa’ya gitmesin? Dört yüz yıl boyunca Osmanlı tarafından iliği emilmiş bir ülkede yaşamayı kim ister?
Muhteremlerin daha eski cetleri de her zaman hak ettikleri, ya da zamane eskicilerinin onlara yakıştırdığı, saygıyı pek göremediler. Mesela 3. Selim’den önceki on dört padişahı ele alalım. Yedisi, ya da emin olamadım, belki sekizi, tekme tokat tahttan indirildi. 2. Osman ırzına geçildikten sonra linç edildi. 1. Mustafa bir değil iki kez darbe yedikten sonra idam edildi. Deli İbrahim’i doktor raporuyla indirip bertaraf ettiler. 4. Mehmet istisnadır; kendinden sonra iki kardeşi ve büyük oğlu başa geçtiği halde nispeten rahat sürgün hayatını devam ettirebildi. Hatta oğlu zamanında ara sıra siyasi konularda kendisine danışıldığı yazılıdır. İki kardeş hayli silik tipler olduğundan tam hatırlayamadım, Ahmet eceliyle öldü, Süleyman indirilmişti sanırım. (Kusura bakmayın bütün bunları ezberden yazıyorum, çek etme imkanım olmadığından aman yanlış olmasın diye ecel teri döküyorum.) [Düzeltme: ikisi de eceliyle öldü.] 2. Mustafa’nın sonu darbe ve hapis, kardeşi 3. Ahmet gene darbe ve hapistir.
Yani siyasi istikrarsızlık Cumhuriyet’le veyahut 27 Mayıs’la gelmiş bir şey değil, memleketin fıtratında var.








7 yorum:

  1. 2. Süleyman indirilmemişti. Ama yanlış hatırlamıyorsam onu da indirmeyi düşünmüş bir kısım devlet adamı. Öyle bir şey okumuştum sanki.

    Bir de 2. Mustafa'dan sonra onun oğlu şehzade İbrahim'i tahta çıkarmayı düşünmüşler. Çocuk yaşta olması nedeniyle daha rahat kontrol edebileceklerinden. Ama 2. Mustafa'nın yetişkin kardeşi 3. Ahmet varken onun yerine çıkarılması kabul görmemiş.
    Yanıtla
  2. Fatih'in son yıllarında oğlu 2. Bayezid ile arasının açıldığı, hatta yoldayken öldüğü son seferine Bayezid'i ortadan kaldırmak için çıktığı, bu yüzden Bayezid tarafından zehirletildiği iddia ediliyor.
    Bayezid ile Cem hizipleri arasındaki mücadelenin daha o zaman başladığı, Fatih'in son sadrazamı Karamani Mehmet Paşa'nın Cem yanlısı olduğu ve Bayezid taraftarlarınca öldürüldüğü düşünüldüğünde doğru olabilir. Fatih'in son yıllarında devşirme hizbiyle ters düşmesi, Cem'in Karamanoğullarından destek alması da hatırlanmalı.

    Anadolu Selçuklu dönemine ilişkin de benzer bir iddia var. 1. Alaaddin Keykubat'ın zehirlenerek öldürüldüğü, hatta Keykubat'ın veliaht yaptığı diğer oğlu yerine tahta çıkmak isteyen 2. Gıyaseddin Keyhüsrev'in babasını öldürttüğü ileri sürülüyor.
    Burada da bir hizip mücadelesi olduğu, Harezmşah devletinin yıkılmasından sonra Selçuklu hizmetine giren Harezmli askerlerin Keykubat'ı, bazı Selçuklu devlet adamlarının da Keyhüsrev'i desteklediği söyleniyor.
    Yanıtla
  3. Sayın nisanyan cumhuriyet ile ilgili kitabınızı okudum osmanlı ile ilgili böyle bir çalışmanız varmı veya olmalı tarihi için daha çok kuruluş dönemi için hangi kaynakları önerirsiniz saygılarımla
    Yanıtla

    Yanıtlar



    1. Kendisi şu an kitap öneremeyecek kadar hapiste. Belki onu tanıyan birileri bu ricanızı iletir diye düşünüyorum.
    2. Kendisi şu an kitap öneremeyecek kadar tutsak, cezaevinde. Bu nedenle ricaları birinci ağızdan yanıtlayamıyor. Belki bu siteyi onun yokluğunda yönetenlerden ricada bulunursanız talebinizi iletebilirler.
  4.   Selim Efendi derken II. Abdülhamid'in oğlu Mehmed Selim Efendi anlaşılmalı. Bir de Abdülmecid'in oğlu Süleyman Selim Efendi var, Naciye Sultan'ın pederi.
      Mehmed Selim Efendi, sürgüne gittiğinde ilk Halep'e yerleşmiş, Şeyh Said İsyanı'nda Kürtler, "Mehmed Selim bizim yeni sultanımızdır" diye ilan edince, o zamanki Türkiye hükümeti, Fransa'ya baskı yaparak şehzadenin Halep'ten ayrılıp Beyrut'a yerleşmesini sağlamış. Hatta orada büyük bir ev kiralamış, daha sonra ev sahibi Ermeni,  evini tutanın şehzade Mehmed Selim olduğunu öğrenince, ondan hürmeten para almamış.
    Yanıtla
  5. Asil sen kusura bakma sevan abi,yanlis yazsan ne olur,! Ne olursa olsun hapisanedeki adam da yan krose vurulmaz.... Sen yaz yeter ki her neyse maalesef Tarihimiz hep ama hep kotu vasat sefil tercihler uzerine kuruldugu icin dogal olarak cozumlerde kalici barislarda istikrarda dikiste tutmuyor.Tercihler sefillik olunca sonuclarda sefalet oluyor.
    Yanıtla

No comments:

Post a Comment