Friday, November 3, 2017

Türk ve İslam tarihinden sayfalar

Osmanlı devleti 1640’lardan itibaren bir kargaşa dönemine girmiş ve fiilen dağılmanın eşiğine gelmiştir. 1656’de Köprülü Mehmed Paşa olağanüstü yetkilerle donatılarak sadrazam tayin edilir. Terör rejimi kurar. Anadolu valilerini Halep’te toplayıp idam ettirir. “Üsküdar’dan Arabistan hududuna kadar” siyasi tercihleri şüpheli görülen on - on iki bin kişinin kellesini aldırır.

Ölünce yerine oğlu geçer. Rejim konsolide edildiği ve direnecek kimse kalmadığı için daha sakin bir dönem olur. İktidarı 15 yıl sürer. Oysa önceki altmış yılın sadrazamlık süresi ortalaması bir yıldan kısadır.

O ölünce Mehmed Paşanın evlatlığı ve damadı olan Kara Mustafa Paşa sadrazam olur. O da yedi yıl yönetir. Böylece hanedanın toplam yönetim süresi 27 yılı bulur. (Karş. Abdülhamid 33 yıl, Kemal+İsmet 28 veya 31 yıl.) Osmanlı tarihinde eşi görülmemiş bir servet biriktirir. Duymuş muydunuz bilmem, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Vakfı halen, bugün, yani 2017’de, Türkiye Cumhuriyetinin en büyük mal varlıklarından biridir.

Sosyolojinin altın yasalarından biri: servet, bir noktadan sonra devlete dönüşür. Yani bireysel hırs meselesi olmaktan çıkar, kalıcı bir siyasi iktidarın altyapısı haline gelir. Nitekim birtakım mel’unlar “paşanın saltanat makamına göz diktiğine dair birtakım vesikalar uydurarak padişahı zehirlemeğe” kalkışırlar. Padişah 4. Mehmed bu esnada otuz yıla yakın süreyle siyasi iktidarın odağından uzakta, Edirne’de ikamet eder; avla vakit geçirir. Dikkat buyurun: Türk ve İslam tarihinde en kabadayı hanedan bilemedin dört veya beş kuşak saltanat sürmüş, sonra yerine vezirin yahut kumandanın hanedanı geçmiştir. Osmanlı’nın rekoruna yaklaşan bile yoktur.

Köprülü politikasının püf noktası aralıksız savaştır. 1660’tan başlayarak önce Avusturya, ardından Girit-Venedik, ardından Lehistan, Rusya, gene Lehistan, Orta Macaristan seferleri yapılır. Bu seferlerin hepsine Evliya Çelebi katılmıştır. Ekonomik detayları mal bulmuş mağribînin coşkusu ve saflığıyla defterine kaydeder. Yağma seferleridir. Katılan herkes sebeplenir, evine beygir yüküyle mal, para, cariye ve köleyle döner; Devleti Aliyeye ve padişaha ve onun vezirlerine hayır duaları eder.

Kara Mustafa'nın idamı
Sürekli savaş politikası sonunda belasına çatar. Avusturya ile Lehistan, ardından Rusya ve Venedik Osmanlı’ya karşı birleşirler. Akil adamlar (mesela Budin valisi İbrahim Paşa) Mustafa Paşa’ya aman duralım, barışalım diye telkin ederler; padişah da onlara meyleder. Oysa Paşa, bu noktada durmanın kendisi ve hanedanı için ölüm olacağını bilir. 1683’te Viyana’ya yürür. Hezimete uğrar. Fırsat bu fırsat deyip ertesi hafta idam ettirirler. İzleyen beş on yıl içinde bütün Macaristan ve peşinden bütün Balkan yarımadası elden çıkar. Allahü Teala’nın inayetiyle o sırada Fransa “bu Habsburglar bu kadar büyürse canımıza okur” deyip Avusturya’ya savaş açtığından harbin dengesi döner, Karlofça ve onu izleyen antlaşmalarla Belgrad’dan berisi daha iki yüz yıllığına Darülislam’ın koruyucu ve şefkatli kanatları altında kalır.

Not edin bunları bir yere. Sevan anlattıydı dersiniz.

38 comments:

  1. her başbakanın istifayı tadacağını da not ettik sevan dedi diye ama fos çıktı.

    ReplyDelete
  2. Fırsat bu fırsat deyip ertesi hafta idam ettirirler...

    ReplyDelete
  3. Üstat ölüdeniz yazmaları hakkında da bir yazı yazarsanız ziyadesiyle memnun edersiniz şu fakiri

    ReplyDelete
  4. Sevan yazmıştı dedim emrin olur :) üstad ben seni bi adaya kitaplarla kapatıp habire okuyup anlattırmak, yazdırmak istiyorum

    ReplyDelete
  5. Kemal ve İsmet demişsiniz bunlar kim? Asker arkadaşarınız mı? Kahvehaneden okey arkadaşlarınız mı?

    ReplyDelete
    Replies
    1. 20. yüzyılın ilk yarısında Türkiye'yi yönetmiş iki diktatör. Google'da isimlerini ararsanız daha fazla bilgiye ulaşabilirsiniz.

      Delete
    2. Kendileri Mısır halkının ilah olarak görüp taptığı iki firavun olduğundan onlara böyle laubali bir şekilde seslenmek zinhar akıllarından bile geçemez!

      Delete
    3. Atatürk soyadı kanunu ile bir devrim yapmıştır hiç olmazsa buna istinaden soyadı ile anılmalıdır. Bu şekilde hitap edenler Atatürk'e hakaret ettiklerini zannediyor ama sadece kendi seviyelerini düşürüyorlar. Bir de tabi kuyruk acısı var. Kiminin kuramadıkları ermenistan sebebiyle kiminin kuramadıkları şeriat devleti sebebiyle kuyruk acıları var ve bir türlü dinmiyor.

      Delete
    4. "Kuyruk acısı" derken çok haklısınız. Yalnız bu konuda unuttuğunuz bir şey daha var, hatırlatılmalı: Ermeniler dışındaki gayrimüslimler.

      Tıpkı nüfusları %1'in altına düşmüş Kuzey Amerika yerlilerinin "muasır medeniyetin temsilcisi" beyaz adama duyduğu "kuyruk acısı" gibi, nüfusları %1'in altına düşmüş gayrimüslim Anadolu yerlileri de "muasır medeniyetin temsilcileri" Kemal ve İsmet'e - pardon Ulu Önder Atatürk ve İkinci Adam İnönü'ye "kuyruk acısı" duyuyor. (Kürtler ise Anadolu yerlisi halklardan sayılmaz. Çünkü Ulu Önder'in tarih tezinin kanıtladığı gibi Kürtler bir Türk boyudur ve Kürt diye ayrı bir halk yoktur.)

      Tabii bir de "kiminin kuramadıkları şeriat devleti"nden sözetmişken, vatan haini İbrahim Kaypakkaya gibi Kemalizm karşıtı sözde solcuların "kuramadıkları" sosyalist devleti de unutmamak gerek. (Sevan Bey'in de son yazısında solu eleştirirken vatan, millet ve Atatürk düşmanı bu sözde solcu aydınımsılara değinmemesi olmamış!)

      Delete
    5. "Kuyruk acısı" tabiri düzeyli bir tartışmada yeri olmayan terbiyesiz bir deyim. Kemalistlerden ve TC savunucularından başka türlüsünü beklemiyoruz nitekim.

      Delete
    6. "Kemal ve İsmet" normalde benimsemediğim bir ifade biçimi. Kim olursa olsun insanlardan saygı ile söz etmek doğrudur. Kaldı ki İsmet Paşa benim cidden saygı duyduğum bir şahsiyet. Gazi'ye ilişkin tavrım da "karmaşık" diyelim.

      Müritlerinin ibadetvari söylemi beni iğrendiriyor, onları kudurtmak için böyle şeyler yapıyorum bazen. Galiba.

      Delete
    7. Bir Atatürkçü olarak kuyruk acısı lafını ben de ayıplıyorum. Sevan Nisanyan eleştirdiğim her şeyine karşın bu toprakların çocuğudur ve kendisine Türk diyen bir cok kişiden fazla hizmet etmiştir bu toprakların değerine. Kaldı ki şayet kuruklarını(!) acıttı isek de efendice özür dilemek gerekir. Ama ben karışık 1915 sürecine girmek istemiyorum burada. Sevan Nisanyan Beyefendi'nin bir programda söylediği gibi kardeş kavgasıydı o, ve kavgaların en kötüsü gerçekten.
      Sevan Bey umarım topraklara gelirsiniz tekrar, bir Türk olarak kıskanıyorum Yunanlıları

      Delete
    8. This comment has been removed by the author.

      Delete
    9. Atatürk, "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir fendir" demiş. İlim ve fen yolundaki kişiler Atatürk dahil hiç kimseye mürit olmaz, arızalı söylemlerle karşılaştığında da kudurmaz, olsa olsa bu söylemlerin tıbbi bir temeli olabileceğini düşünür ve belki de keşke doktora görünse diye düşünür. Atatürk'ün yaptıkları ve yapmaya çalıştıklarını empati yolu ile az çok anlamış bir kişi muhalifi de olsa Atatürk'e saygı duyar. 21 yüzyılda yaşıyor olmak herzamankinden daha derli toplu daha akıllı ve daha saygılı olmamız gerektiğini hatırlatmalıdır. Ayrıca madem hepsi diktatör, ( Ayrıca, neden hitlere adolf, staline josef lenine ilyiç demiyorsunuz diye hiç sormuyorum)

      Delete
    10. Şu açıklamayı yapma gereği duyuyorum:
      "Kuyruk acısı" sözü bir deyimdir ve "Hınc", Alınacak öc" anlamına geliyor. Hakaret değildir.

      Delete
    11. Volkan Bey, muhtemelen siz ve ben buradaki azınlık Atatürkçüyüz. Ama ben Sevan Bey'in hınç veya öç alma duygusu ile yaklaştığını düşünmüyorum. Üslubu keşke daha sakin olsa diye ben de düşünüyorum. Ama adam sahici bir şekilde anlamaya çalışıyor bence. Ama şunu kabul ederim ki; bilgisi oldukça yetersiz. Yani 'Yanlış Cumhuriyet' kitabı tarih bilgisi ve analizi açısından kötü çalışma nasıl yapılıra örnek olacak bir kitap. Ama bırakalım eleştirsin, kaldı ki Atatürk eleştirisi ve hatta hakareti yapan troll varken aklı başında ve toplum ortalamasının çok üstünde birikimde bir adamın egzajere degerlendirmelerine de hoşgörülü olmak daha doğru olur sanki, ne dersiniz?

      Delete
    12. Atatürk, "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir fendir" demiş, Hz.Muhammed, "Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz", "İlim Çin'de de olsa alınız" demiş.

      İşte bu nedenle, ilime ve fene değer veren bu liderlerin fikirlerinin takipçileri olan, ve onlara bağlılıkları nedeniyle özel yasalar çıkararak haklarında laf edenleri hapislerde süründüren milletler (yani Türkler ve Müslümanlar) bütün ilimlerde, fenlerde çığırlar açarak modern Batı medeniyetini çok geride bırakmışlardır gördüğümüz gibi.

      Delete
    13. Yahu sevan biraz tutarlılık lütfen...
      Bir yerde kemal ve ismet kavramları için bile benimsediğim ifade biçimleri diyeceksin başka yerde 'osuruktan generaller'i kullanacaksın.
      Seninle ilgili bir video çekilmiş aile ve eş dost arasında.
      Onun bir bölümünde oğlun Tavit seninle ilgili bir gözlemini paylaşıp galiba hepimizin kafası karışık diyordu. Çocuklarını tanımıyorum, Allah, Yehova, Göktengri, Zeus vs her neyse istikballerini parlak etsin.
      Ama kuzum, seninle ilgili yorumum hakikaten kafan karışık. Ya samimiyetle söylüyorum o kıymetli fikirlerini belli bir terbiye ile ifade et ya da ağzından salyalar saçıla saçıla tarihe mâl olmuş kişilere hakaret et. Ama bence tutarlı ol ahparig

      Delete
  6. Google’da aradım ama Köprülüzade Kara Mustafa Paşa Vakfı ile ilgili pek bir şey bulamadım

    ReplyDelete
    Replies
    1. Özür dilerim, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa olarak düzeltilecek.

      Delete
    2. Peki bu Vakfın da Vakıflar Bankası'na devir olmamasının sebebi ne imiş acaba?

      Delete
  7. Değerli biraderim. Muazzam birikimi olan bir ademsin, bir sürü yabancı dil biliyorsun. Şimdiye kadar, Rus, İran, Arap, Ermeni, Yunan, Bulgar, Sırp, Arnavut, Alman, Fransız, İspanyol, Portekiz, İngiliz vs kaynaklara dayanılarak yazılan, gerçek bir Osmanlı tarihi görmedik. Muazzam bir iş tabii ama, gençsin, güçlüsün, namuslusun, zekisin vs. Yani, önünde en azından 50 yıl varken şu ülkenin ahalisi için hayırlı olacak şu işe el atsan.

    ReplyDelete
    Replies
    1. offf, sevan bey o zaman esas bize sozluk yazmis olursunuz! sikecem ecdadinizi diyecegiz ama kelimelerimiz yok. yaz su sozlugu! =)

      Delete
  8. This comment has been removed by the author.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Hiç şüphesiz. Gerçi ayrıntılı kronolojiyi sistemli çalışmak lazım. Doğu Akdeniz ticaretinin sönmesi 16. yy ilk yarısı. Osmanlı'nın yayılma kapasitesinin sınırlarına varması 16. yy ortası. İşsiz ve gelirsiz kalan askeriye sınıfının aralıksız isyan etmeye başlaması da takriben o yıllar, ya da 16. yy ikinci yarısı.

      1660-1683 hamlesi boğulmakta olan bir yapının son çırpınışıdır.

      Delete
    2. This comment has been removed by the author.

      Delete
  9. Bence TC NATO dan atilacak ve o zaman yikilacak tum sistem ve ic savas kacinilmaz olacak.

    ReplyDelete
  10. "Sosyolojinin altın yasalarından biri: servet, bir noktadan sonra devlete dönüşür. Yani bireysel hırs meselesi olmaktan çıkar, kalıcı bir siyasi iktidarın altyapısı haline gelir. "

    Gelişmelerinin belli bir aşamasında, toplumun maddi üretici güçleri, o zamana kadar içinde hareket ettikleri mevcut üretim ilişkilerine ya da, bunların hukuki ifadesinden başka bir şey olmayan, mülkiyet ilişkilerine ters düşerler. Üretici güçlerin gelişmesinin biçimleri olan bu ilişkiler, onların engelleri haline gelirler... İktisadi temeldeki değişme, kocaman üstyapıyı, büyük ya da az bir hızla altüst eder.
    Karl Marx, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı

    ReplyDelete
  11. Köprülüler olayının ilmiye sınıfındaki bir mukabili sayılabilecek, yani Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir şekilde, padişahın en yakın adamı olarak yönetime sadrazamların bile üstünde egemen olan, kendi ailesini ve adamlarını ilmiye sınıfında egemen kılarak Köprülüler gibi bir nevi kendi hanedanını kurmaya çalışan, sonunda padişahın da devrildiği 1703 Edirne olayında bir oğluyla (Fethullah Efendi) birlikte linç edilen Şeyhülislam Feyzullah Efendi'yi de unutmamalı.

    Bir de - gerçi kendisinin değilse de - oğlunun benzer bir cemaat lideri ile adaş oluşu.

    ReplyDelete
  12. "Dikkat buyurun: Türk ve İslam tarihinde en kabadayı hanedan bilemedin dört veya beş kuşak saltanat sürmüş, sonra yerine vezirin yahut kumandanın hanedanı geçmiştir. Osmanlı’nın rekoruna yaklaşan bile yoktur."

    Abbasi halifeleri Osmanlı'nın rekoruna çok yaklaşıyor. Mısır Memluklarının Abdülmecid cinsinden halifelerini de sayarsak epey geçiyor bile.

    Aslında Osmanlı'nın buna bir son vermesi olmasaydı günümüze kadar gelebilirlerdi.
    Hatta belki de petrol zengini malum krallığın adı "Suudi Arabistan" yerine "Abbasi Arabistan" olabilirdi.
    İyi de olurdu aslında. En azından Suudilerden daha iyi olacakları kesin.

    ReplyDelete
  13. Niçin okulda tarih dersi bize böyle öğretilmedi? Sebep, sonuç, context. Matematik gibi.

    Şu ordu ile bu ordu Şu tarihte bu ovada karşılaştı. Şu Ordu’nun bu kadar askeri vardı bu ordunun bu kadar askeri vardı. Bilmem kim yendi. Bunun gibi yüzlerce boş bilgi bilgi. Arka arkaya say. Al sana milli eğitim Bakanlığının tarih dersi



    ReplyDelete
  14. Çok hoş bir yazı olmuş, teşekkür ediyorum Sevan bey,

    ReplyDelete
  15. Gerek Ataturk, gerekse de Islam basta olmak uzere kurumsal dinler konusundaki temeli cok guclu goruslerinize, neredeyse, tam anlamiyla tarafimdir. Hakeza, yukarida yazdiklariniz da benim icin ic tutarliligi fazlasiyla yuksek, anlamli gorusler icermektedir. Diger taraftan, cok sayidaki ses kayitlarindan rahatlikla dinlenip, farkedilebilecegi uzere, aslinda, en bastan beri tam anlamiyla "ahlaksiz", omurgasiz ve kuresel duzeyde de rusvetci biri oldugu apacik gorulebilen Tayyip Erdogan'i, bir onceki yazinizin basindan itibaren "namus ve vicdan" sahibi insanlarla kiyaslayarak gorusunuzu rasyonellestirme israrinizsa, maalesef, cok buyuk bir celiski olusturuyor. Ustune ustluk, son birkac gundur bu yonde baskalarindan gelen benzer elestirilere ragmen, bahsini gecirdigim celiskinizi hala gormeme ya da gormezden gelme israriniz da, bana ister istemez "Acaba, Erdogan'a bir sekilde diyet borcunuz var da, "Siyaset yaz dediler, iste yazdim" baslikli yazinizi da, onu goz onunde bulundururak mi derlediniz?" diye dusunmeden edemedim.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Rüşvetçilikle alıp veremediğim yok diyeceğim şimdi, gene kötü adam olacağım. Üslup olarak da esnaf ağzını memur ağzına tercih ederim üstelik.

      Delete
    2. E hocam, en son bankadan gaspedilen paranı da helal-ü hoş ediyorsun yani??.. Hani daha evvel öfkeyle "Devlet değil hırsız çetesi" minvalinde birşeyler yazmıştın, şimdi "yolsuzlukla alıp veremediğim yok deyiverince herhalde oy vereceğin adamı afvettin diye düşündüydüm. Sen de Erdoğan'dan hızlı dönüyorsun zannedersem.

      Delete
  16. This comment has been removed by the author.

    ReplyDelete