Thursday, November 23, 2017

Türkçe tarihi 10: Osmanlı Fransızcası

Erken dönem Franszıca alıntılarda bazı biçimsel özellikler göze çarpar. Örneğin Franszıca sağır +e ile yazılan dişil sözcükler, 19. yy sonlarına dek Türkçede +a sonsesiyle gösterilir. Bu husus, dönemin Fransızca telaffuzunu yansıtır.

batarya, diploma, entrika, forma, isteka, jandarma, kadavra, karamela, kontra, kopya, krema, kumanda, kumpanya, madalya, madama, manevra, marka, mezura, mezura, moda, natura, nota, pırlanta, plaka, politika, posta, romatizma, rondela, tabela, üniforma

Fransızca çift sessizle biten eril sözcüklere Türkçede +o sonsesi eklenir.

banko, bilardo, iskonto, kadastro, kadro, manifesto, parlamento, protesto, tiyatro ( <  banque, billard, escompte, cadastre, cadre, manifeste...)

Dişil +a ve eril +o takıları İtalyancayı andırsa da bu sözcüklerin İtalyancadan alıntı olmaları olasılığı düşüktür. Örneğin alıntı tarihinde İtalya’da parlamento kurumu mevcut değildir; kadastro İtalyancada kullanılmaz; kumanda, manevra, jandarma, üniforma, madalya 19. yy’da Osmanlı ordusunda Fransızlar eliyle girişilen reform çalışmaları çerçevesinde benimsenmiş sözcüklerdir; politika Fransızca olan uluslararası diplomasi dilinden alınmıştır; diploma, moda ve tiyatro kavramlarının Fransız modellerinden aktarım öyküsü ayrıntılı olarak bilinir.

Bu ve buna benzer biçimsel özelliklerden, bazı sözcüklerin Türkçeye aktarılma tarihi yaklaşık olarak kestirilebilir. Mesela dişil sözcüklere +a ekleme alışkanlığının en geç 1860 dolayında sona erdiği anlaşılıyor. Dolayısıyla borsa, nota, entrika, madalya gibi sözcüklerin elimizdeki örnekleri biraz daha geç tarihe de ait olsa gerçekte 1860'tan eski olduklarını kesine yakın bir şekilde söyleyebiliriz. Aynı şekilde, asfalt, kobalt, modern, şans sözcükleri 1860'lardan, hatta 70'lerden eski olamaz, aksi halde halen asfalto, kobalto, moderno ve şanso diyor olurduk. 


İngilizce ile tanışma
19. yy sonuna dek Türkçede kullanılan İngilizce kelimeler 80 dolayındadır. Bunlar arasında buharlı gemi çağının denizcilik terimleri (fayrap, gambot, istimbot, salmastra, tornistan, torpido, transatlantik, uskuna, uskur, yat), mekanik yenilikler (fonograf, kok kömürü, primüs lambası, ray, revolver, roket, şarapnel, telgraf, tren, tramvay, vagon, vinç), Anglo-Amerikan kültürüne özgü kurum ve kavramlar (jüri, miting, pijama, spor, turist) ile, ilginç bir şekilde, alkollü içki kültürüne ilişkin adlar (bar, bitter, cin, panç, rom, viski) önemli bir yer tutar.

Aşağıdaki listede doğrudan doğruya İngilizceden alınmış olup 1901 yılından eski Türkçe metinlerde ve sözlüklerde tespit edebildiğimiz sözcükler gösterilmiştir. İngilizce kökenli olduğu halde Fransızca üzerinden alınmış olması muhtemel olan, ya da İngilizce ve Fransızcada ortak olan kelimeler gösterilmemiştir.

ararot, armonika, banknot, bar, bitter, boks, buldog, bütçe, centilmen, cin “bir içki”, dinozor, dok, dolar, fanila, fayrap, fit “ölçü birimi”, fonograf, galon, gambot, islim/istim, ispiritizma, istimbot, jüri, kanguru, kaşmir, kok, kulüp, leydi, lord, makadam, makrame, maun, mildiyö, miting, panç, panorama, pantograf, pijama, primüs, ray, redingot, revolver, roket, rom, salmastra, sör “beyefendi”, spor, sterlin, stop, stor “perde”, şarapnel, şilin, tartan1, telgraf, tifo, tik “bir ağaç”, tombak, tornistan, torpido, tramvay, transatlantik, tren, tungsten, turist, turmalin, uskuna, uskur, vagon, vinç, viski, yat

10 comments:

  1. Bir de Türkçedeki Farsça ve Arapça kelimelerin bir analizini yazarsanız süper olur. Farsça ve Arapça kelimeler Türkçeye girerken Türkçenin bazı ses özelliklerini kazanmış. Misal, bu dillerde 'ü', 'ı' ve 'ö' sesleri yok, ama bu dillerden Türkçeye giren kelimelerde bu sesler var, 'a' ile 'e' arası olan ses bizim konuştuğumuz Türkçede 'e' olmuş, Azeri Türkçesinde ise ses değerini korumuş. Bir de bazı Arapça ve Farsça kelimeler ses uyumu kazanarak Türkçeye girmiş, bilhassa da halk Türkçesi üzerinden. Örnekler çoğaltılabilir.

    ReplyDelete
    Replies
    1. "Ses uyumu" derken "sesli uyumu" demek istedim.

      Delete
    2. "Bu dillerde 'ü', 'ı' ve 'ö' sesleri yok, ama bu dillerden Türkçeye giren kelimelerde bu sesler var, 'a' ile 'e' arası olan ses bizim konuştuğumuz Türkçede 'e' olmuş, Azeri Türkçesinde ise ses değerini korumuş."
      Katılmıyorum. Türkçede de æ sesini koruyan kelimeler vardır. Kelle, fer, vs.

      Delete
    3. @Numan

      Bahsettiğiniz kelimelerde kapalı e (IPA'da e) sesi İstanbul Türkçesi ve genel olarak Anadolu Türkçesinde İtalyancadaki ve Ermenicedeki gibi bir açık e'ye (IPA'da ɛ) döner, yani kapalı e (IPA'daki e) ile æ (IPA'da da æ) arası bir sese, ama Türkçenin özellikle bazı doğu lehçelerinde Azericeye geçiş özellikleri olduğundan onlarda daha Azericevari bir fonoloji vardır ve bunun bir yansıması olarak æ sesi de vardır. Ayrıca Azericede kullanılan æ İstanbul Türkçesi ve genel olarak Anadolu Türkçesindeki ɛ'ye göre çok daha çeşitli ortamlarda kullanılır. Balkan Türkçesi lehçelerinde (en azından benim bildiğim Bulgaristan tarafı lehçelerinde) ise kapalı e'ye ilaveten ɛ yerine æ sesi vardır, ama onlardaki æ İstanbul ve genel olarak Anadolu Türkçesindeki ɛ'den de, Azericedeki æ'den de farklı ortamlarda kullanılır sıklıkla.

      Delete
    4. Bu arada, “genel olarak Anadolu Türkçesi” sözüm aslında yanıltıcı, zira Anadolu'da Yunanca ve İspanyolcadaki gibi e'lerin hepsini birden kapalı e yapan Türkçe lehçeleri de var, bilhassa da İstanbul Türkçesi tesirine daha az maruz kalmış kısımlarda.

      Delete
    5. Az evvel kontrol ettim, ɛ sesi İspanyolcada da belli ortamlarda oluyormuş (nerelerde olduğunda lehçeden lehçeye farklar olabilmekle beraber). Yunancada da belli ortamlarda olabildiğini zannediyorum, en azından belli lehçelerinde. Kanaatimce e (kapalı e) ve ɛ seslerini birbirlerinden çok da ayırmamak gerekiyor, esas farklı olan æ sesi, æ a sesine yaklaşıyor bayağı zira.

      Delete
  2. Dişil Fransızca kelimelerin sonuna 'a', çift sessizle biten eril Fransızca kelimelerin sonuna ise 'o' sesi gelmesi o devirde Rumların Türkçeye Fransızca kelime girişinde oynadığı rolle alakalı sanırım, bu ses özellikleri Yunancayı çağrıştırıyor.

    ReplyDelete
  3. İskonto sonunda oyla gelmiş ama aynı kökten Reeskontun sonunda birşey yok, bu da sonradan alındığına delil. Reeskont kredileri şu aralar gündemde olduğundan aklıma geldi her nedense.

    ReplyDelete
  4. Sevan Beyciğim iyi akşamlar, küçük harfler ne zaman ve neden icat edildi. Yine ikincisi sesli harfler meselesi, yanlış bilmiyor isem elimizdeki en eski sesli harf girit yazısı olan lineer b.
    Mesela daha eski olan semitik diller neden farkedememiş sesli harfleri, dilin yapısı ile mi ilgili?

    ReplyDelete
    Replies
    1. Selamlar, sessizler ve okutucu harfler ile yazmak semitik dillerin yapısına gayet uygun. Kelime anlamını ve çekimini belirli büküm kuralları üzerinden kazanıyor, yani belirli sessiz + okutucu kalıpları öğrenilerek birçok kelime rahatlıkla anlaşılabiliyor. Yabancı ve düzensiz kelimeler
      için ya da yeni öğrenenlere kolaylık açısından bildiğimiz hareke sistemi geliştirilmiş, fakat dile hakim olan insanlar günümüzde bile harekeleri kullanma ihtiyacı hissetmiyor.

      Şurada yazının gelişimiyle ilgili çok hoş ve bilgilendirici bir amatör video var, isterseniz bakabilirsiniz;

      https://www.youtube.com/watch?v=PdO3IP0Pro8&list=PLc4s09N3L2h3HtaAYVqOVKGt2h6wRasw2&index=13

      Delete