Her tarafı inanılmaz derecede uçuk ve esprili heykellerle donatmışlar. Meclis binasının önünde: sandalyelerin üstüne çıkıp feci bir ciddiyetle ahkâm kesen dört tane göbekli adam ve kadın abidesi. Tunçtan.
22 yorum:
- Tesadüfen rastladığım bu yazınız bu ufak ülke hakkında çok hoş, bir o kadar da önemli bilgiler içermektedir. Okumaktan büyük bir zevk aldım. Şahsım adına teşekkürü bir borç bilirim.Yanıtla
- Güzel bir ülke ve ilginç anayasa maddeleri. Ama gözden kaçan bir konu da o ülkenin halkının Türk'lerden oluşmaması. Düşünüyorum da maazallah o ülkeyi bize verseler o anayasayla, o ülkenin varacağı durumu da öngeren bir yazı ekleseniz bu yazının altına diyorum.Yanıtla
O zaman daha da ilginç bir yazı olurdu.
Ne dersiniz? - Bizdeki sorun yüzyıllarca sürmüş kötü idare. Yoksa Türklerin ırk veya kültür bakımından başkalarından aciz olduklarını sanmam. Beylikler Dönemi hakkında da yazacağım fırsat düşerse. Türkiye'nin altın çağıdır.Yanıtla
Ayrıca Liechtenstein bundan 100 yıl öncesine dek Avrupa'nın en fakir ve geri yerlerinden biriymiş. Onu da belirtmeyi unuttum yazıda. - Kucuk ulke yonetmek kolay Sevan Bey. Apartman yoneticiligi ile Belediye Baskanligi ayni sey mi Allah askina?Yanıtla
Bizim aile ne guzel yonetiliyor diye "bu devlet de oyle guzel" yonetilir denebilir mi?
Guldurmeyin beni! - Son yoruma cevap:Yanıtla
Küçük ülke yönetmek kolaysa o zaman çözüm basit, ülkeyi küçültün!
Bu kadarcık bir şeyi düşünememek hayret verici doğrusu. - Yönetimin "güzelligine" dair: Liechtensteinli beyler kadinlara secme hakkini 1984 yilinda bahsetmis. 1968, 1971 ve 1973 yillarindaki referandumlar, kadinlarin oy hakkinin reddi ile sonuclanmis.Yanıtla
Kadin ve erkeklerin yasalar önünde esit olduguna dair madde, anayasaya 1992 yilinda eklenmis. - atalarımızın kanlarıyla sulayarak bize verdiği toprakları başkalarına mı vereceğiz...''gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür''...'o köy' yüzünden insanlar ölsün,mutsuz olalım,parasız olalım,acı çekelim ama o köy bizim olsun...hiç görmediğimiz,(çok büyük ihtimalle) hayatımız boyunca da görmeyeceğimiz o yerler biz sürünsek de bizim olsun...bu bakış açısı dehşet verici...bu hırsı anlayamıyorum...Yanıtla
'ülkeyi küçültme',en azından federal bir şekilde yönetme ihtimalini de pkk bitirmiştir bence... - isvicre de aslinda buna benzer bir örnek aslinda. yanina bir de hristiyanlik oncesi izlanda örnegi verebilirim. bütün bu örnekler anglo-sakson dünyasinin libertaryan akiminin sevdigi ornekler, okuyabildigim, ogrenebildigim kadariyla. muhafazakar anarsizm'den kastiniz bu mudur acaba?Yanıtla
anadolu beylik'lerini de bu cerceveden görebilir miyiz? - Beyefendi o kucultelim dediginiz topraklar icin cok kan dokuldu. Dokulen kan geriye gelir mi?Yanıtla
Kuculmek kolay diye kendimizi mi kucultecegiz. Biz yedi duvele nam salmis bir atanin torunlariyiz. Alabiliyorlarsa alsinlar bir karis toprak. Mabat ister. - İstanbul'u Anadolu'dan ayırsak, herşeyini dışarıdan ihraç eden tuhaf bir ülke olabileceği geldi aklıma:)Yanıtla
Halihazırda suyumuzu bile dışarıdan alıyoruz. - bence bir binaya bakmakla bir devlete bakmak anyı mantık ilkesine dayanır.ikisinde de dürüstlük ve kendini bilmekten gelir.çok güzel bir yazı olmuş keşke bizim topraklarımız da bu kadar insanı değerler taşıyan bir sistem gelir insanca yaşamk içinYanıtla
- Adsız12 Temmuz 2009 14:31Yazınız süper olmuş. Anadolu'da gezip gördüğüm yerlerde ve okuduklarıma göre eski yapıların çoğu Hitit, Asur, Urartu, Roma, Bizans, Frigya, Likya ve Hellen döneminden. Bir de bunlara Selçuklu dönemini ekleyebiliyorum. Osmanlı'dan doğru düzgün bir eser yok. Merkezin aşırı güçlenmesiyle diğer bölgeleri dumura uğratmışlar. Balkan ülkelerinden milliyetçiler kendi kültürlerini zayıflattı diye Osmanlı'ya kızarlar. Gelsinler mesela en az Bulgaristan kadar büyük Akdeniz bölgesine baksınlar. Osmanlı'dan ne kalmış. Adana'da Roma'dan, onu bırakın Hititlerden kalma eserler var. Osmanlı zamanında yapılmış ve Roma'nın yaptırdığı Taşköprüyle baş edebilecek bir eser yok. Aslında Memlüklerin ve Osmanlının yönetimi bir süre bıraktığı Ramazanoğullarından kalma küçük bir cami dışında bir eser göremedim. Varsa iyi saklamışlar.Yanıtla
Keşke Balkanlar kırılgan olmasaydı ve Osmanlı oralar sayesinde güçlenip Anadoluyu felç edemeseydi diye düşünürüm hep.
Bunlara rağmen Osmanlı'ya yapmadıkları için nefret beslemek irrasyonel olurdu. Bu kadar güçlü merkezi bir devletin başında kim olsa o çağdaki düşünce yapısıyla muhtemelen benzer davranırdı. Hatta yüzlerce yıl geçmesine rağmen şimdi benzer güce sahip olanların yaptıkları ortada. - yerkan19 Ekim 2010 23:04yazi cok hos olmus, elinize saglik.. buradaki beyin firtinasi da ayrica hosuma gitti..Yanıtla
- Ufak ülkeler adına benzeri senaryolara sahip bir çok ülke var. Finland yada İsviçre misal, 3 farklı dille 12 büyük bir küçük kantonla ülke olabiliyor evet. Peki asıl sorun burada belirtilen ülke modellerinin hep mikroluğundan ve karşılaştırmadaki ülkelerin macro devletler olmasından kaynaklanıyor olmasın sakın ? Eğer öyleyse neden pratik anlamda anarşizmin yaşanılamayacak bir şey olduğunda dair hariciden gazel okunuyor ?Yanıtla
- Evet mikro devletler daha kolay yönetilir ancak, zaman ilerledikçe, teknoloji ve fikirler geliştikçe büyük devletlerde git gide daha demokratik, daha insani olmaya başlıyor.Yanıtla
- web tasarımı süper yazı teşekkür ederim.. harbiden acınacak haldeyiz..Yanıtla
- isviçre modeli gibi harika demokratikte yani bizim ülke gibi güneyi abd kuzeyi rusya güdümlü bir petrol güç mücadelesinde.... asya ile avrupaı bağlayan köprüde böyle birşey yapılsa suriye,ırak gibi oluruzYanıtla
Shakespeare'in şiir yazmaya çalışan piyanist dostuna dediği gibi ama daha olumlu bir anlamda;
"Lütfen tarih yazın, daha çok tarih yazın, sürekli tarih yazın..."
ayrıca, ergün on radar kişisinin leziz entry'sini, ay, şey, pardon, "yorumunu" ekşi sözlük'ten "arakladığını" söylemez isem olmaz.
ah, tabii, madem hazır shakespeare'den girmiş ingiliz edebiyatına, ben de bir oscar wilde alıntısı yapayım öyleyse:
"milliyetçilik zalimlerin erdemidir"
saygılar, sevgiler
Sorun sadece küfür/hakaret ettiklerinin farkında olmamaları değil.
Aynı zamanda Atatürk'e yönelik en sıradan eleştirileri dahi hakaret/düşmanlık olarak tanımlıyorlar.
Yani iki taraflı bir arıza söz konusu. Kendi küfürünü eleştiri, başkasının eleştirisini de küfür olarak algılama gibi bir şey.
Zaten iki kesim arasında iletişimi en çok zorlaştıran şey de bu.
Mesele Türk olmak veya olmamak hiç değil. Mesele insan gibi yaşamak, insan yerine konulmak. Alıp başımı Öropalara kaçayım diyorum kuzum, lakin onlar da ırkçının daniskasıdır. Bu nifak işlerini icat edenler bizzat kendileridir. Biliyorum ki, "18 ayar" bir Türk olarak oralarda da "18 ayar" bir ayrımcılık görmek kaçınılmazdır.
Sonuç: Arada sıkışmışız kalmışız. Ve daha 25 yaşında tiksinmekteyiz her şeyden. Sürekli midemiz bulanmakta...
Size promosyon yapmanızı tavsiye edeceğim. Küfüretmeden, bizim de varlığımızı kabul ederek, beklediği saygıyı başkasına gösteren Kemalist'e bir adet küçük oteller kitabı, şirince köyünde bir hafta tatil gibi.
saygılar
Bir İzmirli olarak Sayın Serhatcan'a katılmıyorum bu arada. Bence en tahammülsüz şehir Trabzon.
Kendi başıma gelen ve çevremden duyduğum birkaç örnekle devam etmek istiyorum; otobüste biraz yüksek sesle konuşan arkadaşlarımı, önlerden orta yaşlı bir bay uyarmak için şuna benzer bir cümle kurar: "Atanız'a layık olun, yurdu emanet ettiği gençlerin haline bak!" arkadaşım da altta kalmayarak, atatürkçü olmadığını dolayısıyla, atatürk'ün yurdu emanet ettiği gençlik içinde kendisini görmediğini söyler. Beyefendiden gelen tepki müthiştir, otobüsün tamamını galeyana getirir, adeta linç çığırtkanlığı yapar, pek tabii arkadaşlarım da ilk durakta inmek için doğrulurlar, tam inerken kapı tarafındaki insanlar arkadaşlarımın arkasından tükürmektedir. Bir tane de benim şahit olduğum bir olayı anlatayım; bilen bilir, izmirde belediye otobüslerinde telefonla konuşulması yasaktır. İnönü caddesinden geçerken, basın sitesinin oralarda, bir beyfendinin telefonu çalar, o da konuşmaya başlar, yakınındaki bir yaşlıca hanım da beyin yaptığı bu yanlış hareketi; "vatanı sizin gibiler sattı, batının ellerine bıraktınız bizim güzel yurdumuzu, vatan hainleri..." gibi dehşet verici ifadelerle kınar(!). Bu aslında Akp'nin ikinci kez iktidara gelişiyle tavan yapan "vatanın satılması" paranoyasının, ulusal tv izleri, aydınlık, cumhuriyet okuru tarafından en basit bir olayda bile su yüzüne çıkarıldığının basit ve güncel bir örneğidir.
Bitirirken basit bir soru sormak istiyorum, hem çağdaşlık üzerine de bir tartışmaya meydan verebilitesi de var; sizce, İzmir'de bir insanın Atatürkçü olmadığını söylediğinde linç tehlikesi geçirmesi mi daha korkunç? Yoksa Sakarya'da şortla kentin ortasında gezen yelken takımının dayak yemesi mi daha korkunç? Bu son değindiğim olay cumhuriyet gazetesinde genişçe yer bulmuş, köşe yazılarına konu olmuş, "ülke nereye gidiyor?" sorularını defalarca sordurmuştu...
ancak diğer şehirlerle izmir arasında şöyle bir fark vardır,diğer şehirlerde bir tür 'mahalle baskısı' varsa o insanlar biz aslında çok höşgörülüyüz demez.'evet biz muhafazakarız,biz böyleyiz' der.ancak izmirdekiler bütün bu tahammülsüzlüklere,hoşgörüsüzlüklere rağmen kendilerini 'ennn çağdaş,ennn hoşgörülü,ennn ileri,ennn gelişmiş,ennn....' olarak tarif ederler ki bu oldukça hastalıklı bir durum bence ve izmiri diğer şehirlerden 'üstün' kılan da bu hastalıklı durum
'Bunlar küfürdür. Asgari haysiyete sahip biri için, sözünün ardında gizli gündem yahut kişisel çıkar aramak hakaretlerin en ağırıdır.'
Bundan sonra az biraz sıkıştığında bu küfürlere sarılanlarla,can ciğer kuzu sarması olanlarla asla diyaloğu sürdürmiyecem.
Not: Sizce hangisi doğru 'sürdürmüyecem','sürdürmiyecem','sürdürmeyecem'.
Seni,Hrant'ı,Etyen'i,Markar'ı ve diğer isimlerini sayamadığım 'adam gibi'adamları tanımak (elbette,yazı ve fikir platformlarından) ve aynı ülkede yaşamak,ayrıcalıktır.Bir adım önde olmanın zorluğunu ve tabii ki değerini anladıklarında,saygı ile özür dileyeceklerdir.
Ama bunun için epeyi kocaman bir sabır gerekir.
Ama 'adam gibi adam'olmanın da,olmazsa olmaz koşuludur bu.
Saygı ile en candan dileklerimi sunarı,efendim.
Ömer Vatansever
Ben Taraf gazetesini sürkli alıyor ve ordaki bütün yazarların yazılarını okumaya gayret ediyorum. Fakat Neden öyle küsmüş gibi duran bir fotoğrafınızı köşenize koyuyorsunuz.O şekildeki duruşunuz samimiyle söylüyorum bende rahatsızlık yaratıyor,dolayısıyla yazılarınızı da okumak istemiyorum.Düşüncenize saygı göstermekle beraber düz bir fofonuzu koymanız bizde sevinç yaratacaktır.Saygılarımla
nadiyaman@hotmail.fr
Bir süredir yazılarınızı takip ediyorum.Gerçekleri dile getirmedeki başarınızdan ve cesaretinizden dolayı sizi kutluyorum.Doğru söyleyeni hain ilan eden bir memlekette yaşıyoruz,ancak artık bir şeyler değişmeli.Bizim gibi gençlerin sizin gibi yazarlara ihtiyacı var.
Artık resmi ideolojiyi bırakıp biraz gerçek tarih öğrenmemizin vakti geldi.Çalışmalarınızın devamını diliyorum.Saygılar.
Ancak yaziya ufak bir itirazim var; yazida beliritildigi uzre `vatansiz olarak itham edilmek` yada hadi itham da demeyelim, vatansiz olarak tanimlanmak bence bir hakaret degildir. Aksine kapitalist bir kutsiyet olan vatan yada vatanseverlik kavramlarini ben kemalist egitim sistemiyle yillarca beyini yikanmaya calisilmis oz be oz bir Turk olmama ragmen kendime hic yakistiramiyorum.
Cok acik ve kilciksiz olarak ifade etmekte hicbir sakinca gormedigim talebim sudur; sahsima vatansiz seklinde hitap edilmesini ozel olarak istiyorum. Kemalistler diledikleri kadar vatansiz olmayi hakaret zannetsinler, umrumda bile degil...
Imalari, metin ardi anlamlari, gizli satir aralarini inceleyip kufur mahiyetini desifre etmen gayet akilci.. katiliyorum. Kufur aciz adamin isi.. bazilarinin agzina yakissa da belli seviye gerektiren tartismalarda kufur pek akla hizmet etmiyor.
peki sen neden az once izledigim ( benim az once izledigim senin mart 2010 da katildigin ) programda kufur eder gibi mimik show yapmissin? Practice what you preach derler benim yasadigim yerde.. ( arada sen de verirsin ya yabanci dilde ornek, hani turkce yetersiz kalir ya.. ) ne sebeple o agresif, sinirli hallere burundun? "arkadaslar ben o kadar hakliyim ki size dayanamiyorum" tavri kac adim oteye atar bizi, seni, kimi?
Yillar once kiz arkadasim bana surpriz yapip sirinceye goturmustu.. Senin motelde kaldik. Mimarim ben de.. icimi karartti bu arada o bogucu tablolar ve renkler.. samimi elestirim.. Kahvalti cok guzeldi ama.. Meshur Ataturk putlarini pardon kitaplarini da ilk orada gormustum.. hani bu kemalistler putlastirmis ya Ataturk'u.. Sen de seytanin yapip zit kutuptaki putunu yapmissin. Abi.. bir celiskidir gidiyor, bilmem farkinda misin? yani sac sakal grilesince farkinda olsan da "ya bosver boyle geldi artik, tornistan yapilmaz dalgalar yukseldi" mi der insan?
guzel gunler dilerim..