Sunday, December 6, 2020

Balkanlarda neler yaptık

Üç aylık sıkı bir çalışmadan sonra Kuzey Yunanistan, Bulgaristan ve K. Makedonya’daki tüm yer adları Nişanyan Yeradları (www.nisanyanmap.com) sitesine işlendi. Toplam 10.000 adet yerleşim birimi oldu. Tümünün 20. yy başındaki isimleri eklendi. Üç Makedonya’daki tüm yerleşimlerin 20. yy. başındaki etnik durumu kaydedildi. Ayrıca K. Makedonya’nın 2002 nüfus sayımı sonuçlarında açıklanan etnik yapısı da belirtildi. Bulgaristan’ın eski ve yeni etnik yapısına ilişkin henüz yeterli kaynak bulamadım, bulabilirsem o da işlenecek.

Neden diye soracak olursanız, bu yerler 1878 veya 1913 yılına dek Türkiye’ye ait olan, %30-40 oranında Türk nüfus barındıran yerlerdi. Eski yer adlarının büyükçe bir bölümü Türkçe idi. Türkiye’nin yer adları konusunda ciddi bir çalışmanın bunlarsız eksik kalacağını düşündüm. Bu ülkelerden Türkiye’ye 1878’de başlayıp 1980’lere dek devam eden kitlesel bir göç yaşandı. Türkiye’de gerek yerleşim birimlerinin, gerek kişi adlarının etnografisiyle ilgilenen birinin göçe kaynak olan coğrafyayı tanımak istemesi de bence doğaldır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi sahasında uyguladığı kültür katliamının emsalleriyle tanışmak da büsbütün faydasız bir hobi sayılmaz.

Bugün birkaç gözlemimi paylaşayım. Bölgenin tarihini tanıyanlar için eminim bunlar yüzeysel bilgilerdir. Ancak konuya yeni adım atan biri olarak bana ilginç geldiler. Okurlarımın çoğu için de yeni malumat olacağını tahmin ediyorum.

İşlenen bölge (Makedonya koyu renk)

Değiştirilen adlar

Yunanistan

Güney Makedonya (Yunan Makedonyası)[1] 1912-13’te, Batı Trakya 1919’da Yunan egemenliğine girdi. İzleyen yıllarda bölgedeki kasaba, köy, mahalle ve mezra adlarının yüzde doksan kadarı değiştirildi. 1927’de aşırı sağcı askeri hükümetin çıkardığı bir yasayla bu süreç resmileştirildi. Böylece yapay bir ‘Yunan millî coğrafyası’ yaratıldı.

Değişimden önceki yer adları Makedonya’da %50 küsur oranında Slavca (Bulgarca = Makedonca), %30’u aşkın oranda Türkçe idi. Batı Trakya yer adlarının %87 kadarı Türkçe idi. Yunanca yer adları her iki bölgede %10’dan biraz fazladır. Balkan Savaşı’ndan önceki nüfus kompozisyonu da kabaca bu rakamlara uygun görünüyor. (Ancak adı Slavca olan Türk yerleşimleri ile adı Türkçe olan Slav yerleşimleri hayli fazladır.) Birkaç bölgede inceleyebildiğim 16. yy tahrirleri, aynı isim dağılımının en az 400 yıldan beri değişmeden kaldığını düşündürür.

Türkiye’deki uygulamanın aksine, Yunancalaştırmada mümkün mertebe eski adın çevirisi kullanıldı, ancak Yunanca uygun karşılığı bulunamayan isimler tamamen değiştirildi. Slav ve Türk egemenliğinin öncesine ait antik Yunanca isimler ancak arkeolojik sit niteliğindeki yarım düzine kadar yerde canlandırıldı (Pelli, Arnaía, Orestiada). Diğer isimlerin hepsi modern çağın milli ve ideolojik kaygılarının ürünüdür.

17 Eylül 1926 tarihli kararname uyarınca “yabancı ve uygunsuz” yer adlarının değiştirilmesi görevi İçişleri Bakanlığı’na verildi, 12 Aralık 1927 tarihli yönetmelikle eski adların resmi işlemlerde ve resmi işleme esas teşkil edebilecek yazılı belgelerde kullanılması suç haline getirildi. Kısmen bu yasa nedeniyle Yunanistan’da yer adı değiştirme operasyonunun tavizsiz bir ısrarla yürütüldüğü anlaşılıyor. Yabancı kökenli olduğu sonradan tespit edilen yer adları 1960’lere dek birer birer ayıklanmaya devam etti. Nüfusu halen büyük çoğunlukla Türk olan ve Türkçe konuşan Batı Trakya’nın Komotini/Gümülcine ve Ksanthi/İskeçe vilayetlerinde, köy ve kasabaların yanısıra dağlarda bir iki hane nüfusu olan mahalle ve çiftliklerin, hayvan barınaklarının, hatta terk edilmiş köy harabelerinin isimleri değiştirildi. Halk arasında kullanılan Türkçe adları topluca bir yayında bulmak bugün halâ imkansıza yakındır. (Sadece dere ve dağ adlarında gerekli özen gösterilmediği için halâ Türkçe ve Slavca isim kalıntıları yüksek ölçekli haritalarda görülebiliyor.)

Bulgaristan

Bulgaristan’da 20. yy başında kullanılan yer adlarının yaklaşık yarısı Türkçe, yarısı Slavcadır. Türkçe ad yoğunluğu ülkenin doğu yarısında %80’leri bulur, batı yarısında ise %10-20’ler seviyesinde kalır. Ova köylerinin ezici çoğunluğunun adı Türkçe, dağ köylerinin ise – özellikle ulaşımı güç bölgelerde – Slavcadır. Bizans çağından kalan veya daha sonradan edinilmiş Rumca yer adları, Karadeniz kıyısında bir avuç liman köyünden ibarettir. Antik-öncesi çağlara giden birkaç yer adı dışında başka bir dilin izini tespit edemedim.

1520/30’lara ait Osmanlı tahrirlerinde izini sürebildiğim yer adları hemen hiç değişmeden kalmış. Dolayısıyla Bulgaristan coğrafyasındaki Türkçe yer adlarının hemen hepsinin 1530 yılı öncesine dayandığını varsayabiliyoruz. Aynısı Bulgarca adlarda da büyükçe bir ölçüde geçerlidir. Ancak ülkenin kuzey kesiminde 1877-78’deki büyük nüfus hareketleri sonucunda boşalan ve tahrip edilen Müslüman köylerinin yerine veya yakınına kurulan Bulgarca isimli yeni Bulgar yerleşimleri bu kurala istisna oluşturur. Genel kural olarak ülkenin kuzey ve doğu kesimlerinde ovalık ve verimli yerlerde bulunan ve 1906 yılından önce Bulgarca isim taşıyan köylerin 1877-sonrası yeni yerleşimler olduğunu anlıyoruz.

Bulgaristan’da Türkçe (ve Yunanca) yer adlarının Bulgarlaştırılması 1906 ve 1934 yıllarında iki dalgada gerçekleşti. Asıl değişime yol açan ikinci hamle, aynı yıl bir darbeyle iktidarı ile geçiren General Georgiev önderliğindeki Faşist rejimin eseridir. 1945’ten sonra kurulan komünist rejim yeradı millileştirmesiyle pek uğraşmadı, monarşi dönemini hatırlatan birkaç simgesel yere (Ferdinandovo, Batenbergovo, Tsarevits vb.) sosyalist ‘halk kahramanlarının’ adını vermekle yetindi.

Yunanistan’ın aksine Bulgaristan’da Türkçe kökenli birkaç yer adının – bilemediğimiz sebeplerle – fazla değişmeden bırakılması dikkati çeker (Batak, Karabunar, Meriçleri, Arpacik, Halvaciysko, Hacievo...). Bir başka küçük gözlem: Yunan resmi kaynaklarında değiştirilen eski isim çoğu zaman anlaşılamayacak ölçüde deforme edilmiş ve üstünkörü yazılmış iken, Bulgar resmi kaynaklarında eski adların yazımı oldukça özenlidir. Bu olgu belki Bulgaristan’da Türk azınlığın halâ nispeten sayıca daha çok ve toplumsal rollerde daha etkin olmasıyla açıklanabilir.

K. Makedonya

Kuzey Makedonya’da yer adları değiştirilmemiş. Bunun başlıca sebebi sanırım 20. yy başında %7 oranında (2063 yer adında 141 adet) Türkçe isim dışında tüm yer adlarının zaten Slavca olması. Diğer sebep belki Makedon milli hareketinin – önceki iki ülkenin aksine – hezimetle sonuçlanması ve ülkenin ancak 1991’de bağımsız bir milli kimliğe kavuşması olabilir. Sonuç olarak K. Makedonya eski yer adlarını işlemek iki günümü ancak aldı. Hiç değişmeyen yerleri belirtmeye gerek görmedim. Türkçe kaynaklı isimlerde ise Makedon diline uyarlamadan doğan deformasyonları kaydetmekle yetindim (Acimatovo = Hacı Ahmatlı, Başibos = Bahçe veya Bahşi Obası, Gyopçeli = Gökçeli, Katlanska Banya = Kaplan Hamamı).

Makedonya’yı diğer ikisinden ayıran bir başka özellik, Makedon nüfus sayımlarında etnik durum belirtilmesi ve sonuçların kolay ulaşılır bir şekilde yayımlanması. (Yunanistan’ın etnik istatistikleri TC’ninki gibi devlet sırrıdır; Bulgaristan’da derli toplu bir yayın varsa henüz bulamadım).

Sonuçların güvenilirliğine dair ihtilaf var gerçi: resmi kayıtlarda %25 görünen Arnavut azınlığın gerçekte belki %34 dolayında olabileceği doğum istatistiklerinden anlaşılıyor. Fakat 2002 sayım sonuçlarının, en azından köy ve kasabalar düzeyinde, bize yetecek kadar sağlıklı olduğunu varsayabiliriz sanıyorum. Belli başlı şehirlerde Arnavut nüfus sistemli olarak azaltılmış olabilir; emin değilim.

Türk nüfus 20. yy başında %20’ye yaklaşan bir seviyeden 2002’de %3.8’e düşmüş. Eski Türk köylerinin büyük bir kısmı boşalıp terk edilmiş, ya da yüzde doksanlar oranında nüfus kaybına uğramış, üç beş hanenin yaşadığı hayalet köylere dönüşmüş. Ancak diğer iki ülkenin aksine hemen hiçbiri yeniden iskan edilmemiş.

Makedon sayım istatistiklerinde hemen fark edilen bir çarpıklık Müslüman Makedonlar, yani “Torbeş” meselesi. 20. yy başı kayıtlarında ülke nüfusunun %4-5 kadarını oluşturan Bulgar dilli Müslüman halk görünüyor. Özellikle ülkenin batı kısmında, Debar ve Kiçevo çevresi ile Üsküp yakınındaki Studenitsa ilçesinde yoğunmuşlar. Modern Makedon milliyetçiliğinde “Müslüman Makedon” fikri tabu olduğundan bu vatandaşlar sayımda isteğe göre “Makedon” ya da “Türk” olarak kaydedilmişler. Zaten pek çoğu Türkçe bildiği ve sosyal açıdan Türklere yakın olduğu için sanırım pek de fazla zorlanmamışlar. Sonuç olarak Makedonya’da bir köy veya kasabanın Türk nüfusunda 20. yy başı ile sonu arasında çarpıcı bir artış görünüyorsa o yerin halkının harbi Türk değil Türkleşmiş Torbeş olduğunu kolayca anlıyoruz.

Kaynaklar

Yunanistan’da 20. yy başından bu yana adı ve idari statüsü değiştirilen tüm yerlerin resmi listesine (Resmi Gazete kayıtlarıyla birlikte) www.eetaa.gr/ sitesinden ulaşılıyor. Bulgaristan’daki tüm yerleşimlerin 1878’den bu yana vukuatlı sicili www.nsi.bg/nrnm/ sitesinde mevcut. Her iki listeyi Google haritası üstüne elle işledim; iki aya yakın vakit kaybettim. Makedonya’da nihayet akıllandım, tüm yerleşimlerin koordinatlarını Amerikan askeriyesinin www.geonames.nga.mil/namesgaz veritabanından topluca indirdim.

Eski isimler için en önemli kaynak Avusturya-Macaristan askeri harita dairesinin 1889 ile 1910 yılları arasında yayımladığı 1:200.000 ölçekli Balkan paftaları: http://lazarus.elte.hu/hun/digkonyv/topo/3felmeres.htm. Belki bilirsiniz, Avusturya-Macaristan 1880’lerden itibaren Balkan bölgesine göz dikmiş, 1903’te Mürzsteg protokolüyle Osmanlı Makedonyasının iç güvenliği Avusturya jandarmasına teslim edilmişti. İyi iş çıkarmışlar, o dönemin şartlarına göre şahane sayılacak bir harita dizisi hazırlamışlar. Buna karşılık İngiliz askeriyesinin Avusturyalılardan kopya ettiği 1910 tarihli Rumeli haritaları dizisi hem yer adı yazımlarında hem topografide affedilmez hatalarla dolu.

Daha eski tarihli bulabildiğim tek işe yarar harita 1863 tarihli Mehmet Nusret Paşa haritasından Kiepert’in Almancaya tercüme ettiği Filibe Sancağı haritası: www.europeana.eu/en/item/80/EN_Pages_NBIVCartographicPublicationsView_aspx_i_16_f_http___digital_plovdiv_bg_EN_NBIV_Fund6 . 1860’larda Mithat Paşa zamanında yapılmış bir Tuna Vilayeti (= Kuzey Bulgaristan) haritası bulabilirsem çok sevineceğim, ama henüz bir ipucuna rastlayamadım.

Terk edilmiş ve izi bile kalmamış eski köylerin yerini bulmakta bir başka paha biçilmez yardımcı Bulgar askeriyesinin 1:25.000 ölçekli topografik haritaları. http://web.uni-plovdiv.bg/vedrin/index_en.html Bunların çoğu 1970’lerde hazırlanmış, fakat kırık bir iki temel izinden ibaret kalmış yerleri dahi (eski isimleriyle) göstermeleri büyük bir nimet.

Vasil Kınçov’un 1900 yılında Sofya’da yayımlanan dev eseri Makedonya’nın Etnografisi ve İstatistiği (http://macedonia.kroraina.com/vk/index.html) Kuzey ve Güney Makedonya’da 5000 civarında köyün nüfus yapıları hakkında bilgi veren en güvenilir kaynak sayılıyor. T. Hristov Simovski’nin 1998 Üsküp basımı iki ciltlik Naselenite Mesta vo Egeyska Makedoniya (Ege Makedonyasının Meskûn Yerleri) adlı eseri bir bakıma Kınçov’un devamı; üç bin civarında köy, mahalle ve mezranın her birinin Balkan Harbi öncesi ve sonrasındaki idari ve insani tarihi hakkında ayrıntılı bilgi veren muazzam bir çalışma. Ekli haritalarını sıkça kullandım; Makedoncamı biraz ilerletirsem içeriğinden de daha fazla faydalanabilmeyi umuyorum.

Türkiye için de elimin altında bu kalibrede kaynaklar olsa ne güzel olurdu!



[1] Makedonya: Osmanlı’nın Selanik vilayeti. Bugünkü Yunanistan’ın Arnavutluk sınırından Tasos adasına kadar olan kısmı ile K. Makedonya cumhuriyeti ve Bulgaristan’ın güneydoğu köşesi. 1912-13’te Sırbistan, Yunanistan ve Bulgaristan arasında paylaşıldı.

7 comments:

  1. Merhaba abi orestiada da yaşayan gagauzlar ile ilgili bilginiz varsa paylaşabilir misiniz ya da gagauzlar la ilgili genel bir bilgi bu halk Müslümanken mi Hristiyan oldu Selçuklu hükümdarı keykavus ile bir bağı var mı dır eğer Hristiyanlık dönmüşlerse neden dönmüş olabilirler bundan koca bir çalışma konusu çıkabilir yazarken heyecanlandım

    ReplyDelete
  2. Emeğinize sağlık parayla yap desen yapmazlar bunu balkan dernekleri ve göçmen vatandaşlarımız için güzel bir kaynak olmuş

    ReplyDelete
  3. Bu linklerde mevzuyla alakalı güzel etnik haritalar ve istatistikler var

    https://tr.wikipedia.org/wiki/Pomak_Timraş_Cumhuriyeti

    https://en.wikipedia.org/wiki/Republic_of_Tamrash

    https://en.wikipedia.org/wiki/Eastern_Rumelia

    https://en.wikipedia.org/wiki/Kardzhali

    https://en.wikipedia.org/wiki/Dolen,_Blagoevgrad_Province

    https://imgur.com/c1RlHBb

    ReplyDelete
  4. merhaba,
    alakasız bir başlık altında sormak zorunda kaldım. önceden özür dilerim.
    walter andrea'nın kazdığı eski asur ziguratı'nın üzerine konumlanmış bir osmanlı garnizonu'na dair bir değini var. andrea'nın kazı başlangıç dönemi ile bu garnizonun yapım tarihini karşılaştırmam gerekiyor bir ödev için. eğer garnizon binası kazıdan önce yapılmışsa işler biraz farklı bir hal alacak. bina şu anda müze olarak kullanılıyormuş ancak bulamıyorum. eğer bilginiz var ise ve paylaşabilirseniz minnettar olurum. teşekkürler.

    ReplyDelete
  5. Elinize sağlık. Arayipta bulamadığımız bir çalışma. Sonuc olarak rum dilli Bulgar yada.ulah dilli Müslümanlar var ama çoğunluğun yine Türkçe konuşan Müslümanların oluşturdugunu anlıyoruz. Balkanlardaki turk varligi için konyadan karamandan geldik miti gercek o halde ? Yani en azından Türkçe konusunlar için gerçeklik payı var mı?

    ReplyDelete
    Replies
    1. Balkan Türklerinin soyu Balkan yerlilerinin (Bulgar, Balkan Rumu vs.) ve Anadolu'nun çeşitli yerlerinden iskan edilen Türk unsurun karışımına dayanıyor. Genetikleri ekser Balkan yerlilerinden geliyor dilleri Türk unsurdan gelmekle (Balkan fonetiği ve sprachbund özellikleri kazanmış bir halde de olsa) beraber. Balkan Türklerinin Osmanlı tarafından Balkanlar'a iskan edilen Anadolu Türkü ataları bugünkü Anadolu Türkü genetiğinden daha Türki bir genetikte idi genetik test sonuçlarına göre, ne de olsa Anadolu'da yerli halklarla karışma Balkanlar'a Türk iskanından sonra da devam etti, ayrıca iskan edilenler ekser göçebe gruplardı.

      Delete
  6. Sayenizde büyük ananemin Kastro, Grevena köyünün Yunan müslüman nüfusunu(Vallahedes) 1900 Bulgar kaynaklarından da teyit ettim. Teşekkür ederim.

    ReplyDelete