Monday, August 16, 2021

Kırk beş yıllık tecavüzün sonu


Batı basının ‘Taliban’ adını verdiği Afganistan İslam Emirliği hakkında 25 senedir bildiğinizi zannettiğiniz her şey, istisnasız HER ŞEY, Amerikan savaş propagandasıdır. Savaş propagandası tanım gereği yalandır. Amacı düşmanın moralini bozmak, yanıltmak, aklını karıştırmak, olası dostların gözünü boyamaktır. Bir şey bilmiyorsunuz. Bilmiyoruz. Falan yerde kadınları kırbaçlamışlar mı, sebebi neymiş, yapan kimmiş, münferit olay mıymış sistemli bir davranış mıymış, bilmiyoruz. Geçmişteki davranışları şimdi ne yapacaklarının kanıtı mıymış, bilmiyoruz. Ben şahsen bilmiyorum. İki üç tane simgeye bakıp hazır analiz paketlerinden birini satın alanları acıklı buluyorum.

Net bildiğimiz bir şey var. Dünyanın en uzak ve kapalı bölgelerinden biri olan bu zavallı ülke son 45 yılda Amerikalılar tarafından – ve çok daha düşük bir düzeyde Ruslar tarafından – evire çevire sikildi. Muazzam bir kibir ve hoyratlıkla, evet ırkçılıkla, insanların hayatı altüst edildi. Köyler ve kasabalar yakıldı. Kurumlar mahvedildi. İki kuşak insan korku ve aşağılama altında yaşatıldı. Genç insanların hayat beklentileri yok edildi. Asgari bilgi ve yetenek sahibi olanlar yurt dışına göçe zorlandı. Doğal kaynaklar yağmalandı. Yüz binlerce sıradan insan öldürüldü. Yüz binlercesi hapsedildi, dayak yedi, işkence gördü.

İlk fitili yakan değerli hocam Z. Brzezinski ile çevresindeki bir gruptu. Sovyetler Birliğinin iki yumuşak karnından birinin Orta Asya olduğuna karar verdiler. Afganistan karışırsa Tacikistan ile Özbekistan da karışır diye hesapladılar. Karıştırdılar. Açmaz karşısında kalan Sovyet yönetimi işgalden başka çare bulamadı. Dokuz yıl ülkede kaldılar. Beyhude bir gayretle altyapı geliştirip, eğitim teşkilatı kurup, kızlara eğitim ve meslek alanı açıp, sağlık hizmetleri sağlayıp memleketi adam etmeye çalıştılar. Olmadı. Amerikalılar bu sefer Reagan’ın adamı Caspar Weinberger marifetiyle ülkedeki İslami direnişi kışkırttılar. Suudi parası ve eğitmenleriyle yabancı militanları devreye soktular. Pakistan’ı İslamcı Afgan direnişçilerine üs ve lojistik destek vermeye ikna ettiler. 1989’da Sovyetler pes edip çekildi. Ülke kaosa yuvarlandı. Eroin ticaretini kontrol eden kuzeyli (Türk) savaş ağaları galip gelir gibi olunca güneyde Pakistan’ın desteğiyle Taliban hareketi başlatıldı. 1997-98’de savaş ağalarını yenip ülkenin büyük bir bölümünde az çok barışa benzer bir şeyi tesis etmeyi başardılar.

2001’den sonrası tam bir sahtekarlıktır. Bu seferki Amerikan işgalinin makul hiçbir stratejik amacı ve çıkış (=galibiyet) vizyonu yoktu. 11 Eylül saldırılarını bahane edip, paniğe kapılmış Amerikan kamuoyunu gaza getirdiler. Kendilerine yirmi sene boyunca sınırsız fon (1 trilyon dolar deniyor), itibar ve kariyer fırsatı veren bir oyun sahası açtılar. ‘Ülkeyi Talibancılığa karşı aşılıyoruz’ anlatısısı, en azından bugün gündemde olan diğer aşılar kadar aldatmaca idi. Kalıcı olabilecek hiçbir şey yapmadılar. Ülkenin şehirlerinde işgal kuvvetlerine taşeronluk, rüşvet ve uyuşturucu ticareti üzerine kurulu bir parazit katmanı yaratmakla yetindiler. Ayrıldıkları gün o yapının çökeceğini pekala biliyorlardı. (Son aylarda bunun tonla belgesi, yazışması yayınlandı.) Umurlarında olmadı.

İslam Emirliğinin simge ve sloganlarını bir de bu açıdan değerlendirin isterseniz. O kıyafetler, sarıklar, sakallar, geçmiş tarihin çöplüğünden derlenmiş söz yığınları bir meydan okumadır. Gücünüze meydan okuyoruz diyorlar, 45 senedir bize cehennemi yaşatan medeniyetinize lanet olsun! Kravatlı adamları ve pantolonlu kadınları tanımışlar çünkü. Alçaklıklarını biliyorlar.

Ha, o kıyafetler ve o sloganlar bir derde deva mıdır, o belli değil henüz. Yaşarsak belki görürüz.

 

7 comments:

  1. ISIS kurulurken de Irak ordusu Musul Merkez Bankasında 500 milyon USD kağıt para bırakarak, bir kurşun bile atmadan dağılmıştı.

    Ne yanlarına almak ne de bir kibrit çakmak da akıllarına gelmemişti.


    Nedense aklıma geliverdi :)

    Bu ABD ne işgal etmeyi ne de çekilmeyi becerebiliyor.

    ReplyDelete
  2. Taliban galip geldiğinden beri aklımdadır, radikal bir örgüt devletleştiğinde radikal kalabilir mi? Kalsa bile kaç jenerasyon kalabilir. Eğer 2001’de başa gelselerdi bugün Afganistan daha farklı bir yer olur muydu? Afganlar ekonomik olarak refaha eremese bile ( ki kim gelirse gelsin orayı coğrafyadan ötürü refaha erdiremez) insanların huzurla yaşadığı bir yer olabilir miydi?

    ReplyDelete
    Replies
    1. 15. yy'a dek Afganistan dünyanın sayılı zengin ülkelerindendi. Afganistan'ı öldüren Çin-Akdeniz karayolu ticaretinin kesilmesidir, canlandıracak olan da yine odur.

      Akılcı bir Afgan yönetiminin en hayati politikası Çin'in Belt and Road projesine katılmak ve Batı komşusunu da işbirliğine teşvik etmek olur. ABD'nin her ne pahasına olursa olsun önlemek isteyeceği şey de budur.

      Delete
  3. Umutsuzluk ve çaresizlik hissinin hakim olduğu zamanlarda yerel halk kitlesi neden simge ve sloganlara bağlananlara umut bağlamadı? Şu an, yerel halk kitlesi neden ülkeden kaçıyor? Yerel halk için, Talibanı Amerikalıların alçaklıklarından daha sevimsiz yapan nedir?

    ReplyDelete
    Replies
    1. Doğru değil. Afganistan nüfusu 38 milyon ve ezici çoğunluğun sonuçtan memnun olduğu anlaşılıyor.

      Kaçanlar eski rejimle görev ve çıkar ilişkilerinden ötürü hesap sorulmasından korkanlar. Ayrıca insanlar kaos ve savaştan korkar. Genel panikten etkilenir. Gitme konusunda tereddütlü de olsalar, ileride kapıların kapanmasından korkabilir.

      Benim babamın geniş ailesi 1923'te apar topar İstanbul'dan Fransa'ya kaçmış. Bir iki sene sonra dedem oraları sevmeyip geri dönmüş.

      Delete
    2. elinizde sağlam bir sandık/anket sonucu mu var ki kim istiyor kim istemiyor diye yazabiliyorsunuz. Talibanı şehirlerde karşılayanlar mı kalabalık yoksa uçaklara otostop çekenler mi? size kim neyi gösteriyorsa onu biliyorsunuz ve buna rağmen nasıl da rahat "kesin doğruları" yazabiliyorsunuz? yerel halk kimdir yerel vatandaşların dışında kalanlar mı?

      Delete
  4. Benim korkum, ABD işgalinden şimdilik kurtulan Afganistan'ın diğer Emperyalist ve art niyetli ülkelerin soft işgaline uğramasıdır. Malum, doğal kaynakları göz kamaştırıyor.

    ReplyDelete