Thursday, March 22, 2012

Deniz amı



Marianna Yerasimos, Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Yemek Kültürü. Müthiş keyifli bir kitap. Çıkalı üç dört ay oldu, o zamandan beri döne döne okuyorum.

Dün gözüme çarpan bir detay. Çelebi galiba Giritlilerin yemek alışkanlıklarından söz ediyor, “Hatta denizde yüzer gezer deniz amını dahı yerler kim anda asla kandan bir katre eser yokdur.”

Deniz anasını kastettiği hemen hemen kesin. Yumuşak, kaygan, içbükey, daha ne olsun? Sonra düşünüyorsun: ‘deniz anası’ bunun kibarlaştırılmış biçimi olmalı, tabii ya! Çocukluğumdan beri aklıma takılan konudur, başka türlü açıklaması yok. Neyin anası? Kel alaka?

Hiçbir sözlükte geçmiyor, geçecek gibi de değil zaten. Ama ona bakarsan ‘deniz anası’ da 20. yüzyıldan önce kaydedilmemiş.

*
Yazıyı buraya koyduktan sonra Murat Gülsaçan arayıp ek malzeme bulmuş, ancak bu kadar cuk oturabilir. Venedik lehçesinde cón ("deniz anası") < Lat cunnus ("am"). Güney İtalyanın Kalabriya lehçesinde sticchi mari ("deniz amı = deniz anası").

3 yorum:

  1. Biz Lazlar da Karadeniz'de açıklarda yüzerken karşılaştığımız beyaz şeye hala zuğa çuri (deniz amı) deriz. Zuğa nana (deniz anası) desek kimse anlamaz...
  2. Deniz anasına verilen isimleri iki başlıkta toplayabiliriz: Birincisi deniz anasını ay, kandil, iplik gibi şeylerle benzeştiren, şekline atıfta bulunan isimler; ikincisi de yakıcı özelliğine atıfta bulunan isimler. Birincisi kategoriye dahil olan isimlere örnekler şunlar olabilir:

    • Japonca’da ‘kurage’ (クラゲ) yani ‘deniz ayı’ deniyor.
    • Almanca’da ‘Qualle’ diyorlar. Diğer Cermen dillerinde de kullanılıyormuş bazen bu kelime. ‘Yutmak, kabarmak’ manalarına gelir.
    • Arapça’da ‘deniz kandili’ anlamına gelen قنديل البحر (kandil el-bahr) kullanılıyor. Arnavutça’ya da miras kalmış: ‘Kandili i detit’ diyorlar.
    • Farsça’da ‘deniz şemsiyesi’ anlamına gelen چتر دریایی (çatr deryayi) denmiş. عروس دریایی (orus deryayi) de deniyor, deniz gelini anlamına gelir.
    • Çincesi 水母 (şuey mu), iki piktogramdan oluşuyor görüldüğü gibi ve tamı tamına 'deniz anası' demek.


    • İsveççe ‘manet’. Eski Nors dilinden yadigar bir kelime: ‘Marr’ (deniz, okyanus) + ‘nesle’ (kızdırmak, ısırgan gibi manalara geliyor. İngilizce’de ‘nettle’ olmuş).
    • Danca’da ‘brandmand’ yani ‘deniz yangını’ deniyor.
    • Yunanca’da τσούχτρα (çutra) denmiş. ‘Karıncalanmak, sızlamak, batmak’ anlamlarına atıfta bulunuyor.
    • Deniz anasının dahil olduğu şubenin Latince ismi de yakıcılığına atıfta bulunur: Cnidaria

    Kısacası deniz anası her ne kadar am’a benzese de hemen hiçbir dilde bu şekilde isimlendirilmemiş. Ayıp olur diye düşünmüş de olabilirler, bilemem. Kalabriya lehçesinde ‘sticchi mari’ dendiğini aktarmış bir okuyucunuz fakat hiçbir sözlükte rastlayamadım. Bu iddia Nature Knowledge kitabı yazarları Glauco Sanga ve Gherardo Ortalli’ye ait fakat onlar da kaynak göstermemişler. Bu hayvanı şekli itibariyle am’a benzeten birçok insan olmuş elbet fakat belli ki bu benzetme çok tutmamış.
  3. Giresun taraflarında da, gençken "deniz amı" sözünü kullanırdık. Kibarca "deniz anası" denirdi..

No comments:

Post a Comment