Thursday, March 29, 2012

Uzmanından babalık dersleri

Bir arkadaşım o tip bir dergi için röportaj yapacak baba arıyormuş. “Baba” deyince aklına ben gelmişim. Kırmadım. Sorular şablondan çıkma yanılmıyorsam.

Kaç yaşında baba oldunuz? Planlı mıydı?

İlk 36 yaşında, son 55 yaşında, beş kez. Hepsi bilerek ve isteyerek oldu.

Öğrendiğinizde ne hissettiniz, yakınlarınıza ne zaman, nasıl söylediniz?

İlkinde uçtum. Sonrakilerde insan biraz kanıksıyor.

Hamilelik süreci nasıldı?

İlkinin üçüncü ayında arabayla Batum üzerinden St. Petersburg’a seyahat ettik. Gürcistan’da kazara iç savaşın içine düştük, Kafkas dağlarında eşkiya çetesine misafir olduk, üç kez silahlı soyguna uğradık, bir manastıra sığınıp canımızı kurtardık. Rusya ortalarında bir yerde arabamız hapı yutunca yola arabasız devam ettik. Kuzey Kutup Denizi’nin oralarda sessizlik yemini etmiş keşişlerin adasına gittik. Bunun dışında genellikle (sekizinci ayın sonuna kadar) köyde inşaatla uğraştık.
İkincisinin dördüncü ayında eşimle beraber Sri Lanka’da hapse girdik, Allah’tan çok fazla tutmadılar. Yedinci ayındayken bir kamyon tuğlayı tek başına indirdiği için erken doğum yaptı.
Üçüncüsünün kaçıncı ayıydı hatırlamıyorum, Kaçkar Dağı’nda ve Hakkari’de Alman tur grupları için deneysel yürüyüş rotaları belirledik. Cilo Dağı’nın epey bir yerine kadar yürüdük.
Dördüncüsü ile beşincisi başka markaydı. O kadar eğlenceli olmadı.

Onu ilk gördüğünüzde ne hissettiniz?

Çok şekerler. Çok güzeller. Üstelik her biri ful kişilikli, apayrı bir birey. Gördüğün an anlıyorsun ki seri imalat değil, her biri ayrı bir karakter, ayrı bir gülüş, ayrı bir çekim gücü.

Evde altları kim değiştirirdi?

Yüzde doksan beş anneleri. Belki haftada bir ben.

İsme nasıl karar verdiniz? Ne oldu?

Ermenice isimleri olsun istedim. Sonradan çıkma suni isimler olmasın, tarihi kökü ve geleneği olsun, ama dini mahiyette de olmasın. Ayrıca Türkçenin ve başka dillerin fonetiğine aykırı olmasın, yumuşak ge içermesin, filan.

İş ve sosyal hayatınız nasıl etkilendi?

Etkilenmedi.

Nasıl bir anne olacağınızı düşünüyordunuz? Oldu mu?

İyi bir anne olurdum, ama yazık ki kadın değilim. Deneyemedim.

Eş-dosttan giysi/oyuncak aldınız mı?

Epey giysi aldık. Bir sürü alacalı bulacalı, zilli zurnalı oyuncak da geldi ama onların çoğunu attık.

Bebeğinizin bakımına kimler yardım etti?

Birincisinde tek başımızaydık, ara sıra kayınvalide yardımcı oldu. Sonrakilerde evde her zaman bir iki yardımcı eleman bulundu.

Kendi tarifiniz bebek/çocuk yemekleri varsa anlatsanıza.

Biz ne yiyorsak çocuklara da aynısını verdik. Dişleri yokken püre yapıp veriyorduk. Acılı Adana dahil her şeyi yer ve sever çocuklar. “Çocuk yemeği” vermek çocuğu aşağılamaktır. Aşağılanmış bir çocuktan sağlıklı yetişkin çıkmaz.

Çocukla beraber hayatınızda ve sizde neler değişti?

Olgunlaştırdı galiba bir miktar. Sorumluluk üstleniyorsun sonuçta.

Çocuğunuzla beraber neleri yapmaktan zevk alıyorsunuz?

Yaşına göre. Küçükken agucuk gugucuk yapmayı, iki yaşından sonra beraber marangozluk yapmayı, dağ yürüyüşüne çıkmayı, sonra satranç oynamayı, bilgisayar programı yazmayı, daha sonra dedikodu yapmayı, İngiliz edebiyatı tartışmayı…

Çocuğunuzun sevmediğiniz huyu?

Yok. Olsa da size söylemem.

Deneyimlerinize dayanarak babalara ve adaylarına önerileriniz var mı?

Çocuğunu adam yerine koy. Saygı göster. Sahtelikten ve ikiyüzlülükten kaçın, çocuklar bunları şıp diye tanır. Söylediğini ciddiye al ve adam gibi cevap ver. İlgilendiğin zaman tüm yüreğinle ilgilen, ilgilenmek istemediğin zaman da seni esir almasına katiyen izin verme. Zevkini küçümseme. Çocuk kitabı alacaksan önce sen oku: Sen zevk alıyorsan çocuk da alacaktır. Yoksa alma. Çocuk yemeği ve çocuk oyuncağı verme. Bunlar çocuğu eblehleştirir.

Babalık neymiş?

Görev ve sorumluluk.

1 comment: