Wednesday, March 28, 2018

Anadolu Rumları


1913-öncesi Rum yerleşimleri

Bu gördüğünüz Yirminci Yüzyıl başı itibariyle Türkiye'deki Rum yerleşimleri. Tabii İstanbul, İzmir gibi Rum nüfusun mutlak sayı olarak çok olduğu, ama oransal olarak azınlıkta olduğu yerler yok. Ancak nüfusunun tümü ya da büyük çoğunluğu Rum olan yerler işaretlendi.
Bellibaşlı grupları gözden geçirelim:
1.      Trakya. Fazla bilgim yok.
2.      Güney Marmara ve Ege. Çarpıcı olan bilgi şu: Bu yerleşimlerin hemen hemen hepsi 18. yüzyılın son yıllarında (1790’larda) Rum iskânına sahne olmuş. Bizim Şirince’ye, Fethiye Kayaköy’e, Söke’nin köylerine, Ayvalık, Bursa köylerine, Yalova-İznik köylerine o dönemde Yunan anakarasından ve adalardan gelen Rumlar, Adapazarı köylerine Doğu Karadeniz Rumları yerleştirilmiş. Mesela Manisa Rum köylerinin çoğu, belki hepsi, o devrin büyük toprak sahibi olan Karaosmanoğlu’nun mülklerinde amele olarak çalışmaya gelenler. Öyle anlaşılıyor ki Bizans’ın yıkımından 18. yy sonlarına dek Anadolu’nun Batı taraflarında (büyük kentler hariç) Rum yerleşimi yok. Belki Erdek, Çeşme-Karaburun, Datça, Bodrum gibi anakaradan çok ada karakteri olan yerlerde vardır. Yani haritada gördüğünüz Bursa, Balıkesir, Çanakkale-Anadolu, Manisa, İzmir, Aydın, Denizli, Muğla'daki noktaların hepsi (en sahildeki birkaç tane hariç) sonradan olma yerler.
3.      Niğde-Nevşehir-Kayseri. Eski Karaman beyliği arazisi.
4.      İnebolu-Sinop. Eski İsfendiyaroğlu beyliği arazisi. İnebolu-Ayancık sahilinde daha fazla nokta olmalı, tamamlayamadım.
5.      Trabzon-Gümüşhane. Eski Trabzon imparatorluğu arazisi.
6.      Kars + Erzurum Şenkaya. 1878-1918 arası Rus idaresindeki Kars oblast’ına iskân edilen Rumlar.
7.   Bafra ovası. Fazla bilgim yok.
2-3-4-5 numaralı maddeleri geçen dünkü Türkçe yeradları meselesiyle birlikte düşündüğümüzde hayret verici sonuçlar çıkıyor. Osmanlı’nın 1453 tarihli sınırlarının Anadolu yakasında (şehirler ve kıyıda birkaç köy hariç) Rum yok. O tarihte Osmanlı’ya ait olmayan, sonraki 30 yılda katılan yerlerde Rum var.
Oysa 1453’ten önce Batı Anadolu silme Rumluktu. Nereye gittiler dersiniz?

54 comments:

  1. Cevap Timur'un Bati Anadolu'da giristigi Hiristiyan katliamlari olabilir mi? Timur oncesinde zaten tum Bati Anadolu Muslumanlar yonetiminde. Belki Timurla isbirligi yapan beyliklerde Hiristiyanlarin (ya da basitce herkesin) cani guvence altina alinmis, Osmanli himayesinde olan halk kilictan gecirilmis olabilir mi?

    ReplyDelete
  2. Heath Lowry'nin Trabzon çalışmasını muhakkak görmüşsünüzdür. Ben de sizinle benzer düşünüyorum lakin Girit örneği kafamı karıştırıyor, ihtida dil değiştirmeye sebep olmamış ki Müslüman nüfusu adada erken Osmanlı yönetiminde çoğunlukta bile olmuş.

    ReplyDelete
  3. Anadolu'nun Rumlugu (Romaligi) ve Helenligi, Turklugunden (size gore) daha muallak. Truva savasi sonrasi ilk dalgayla Helenlesiyor, Iskender sonrasi biraz Helen-Fars kirmasi oluyor, en sonunda Greko-roman oluyor. Bu Greko-Romanlasmis insanlar da kendilerine Helen dememisler, Romeli demisler, Roma dili Koine kulkanmislar. Helen dalgalarinin arasinda da istisnasiz olarak Fars dalgalari var. Bunlar da buralari Farslastiriyor. Sirasiyla Achamenid, Sassanid ve Selcuk-Turk dalgalari. Kimse bir yere gitmedi ancak herkes her yere gitti. Azicik matematik ve biyoloji bilseydiniz bunlarla ugrasmazdiniz. Mesele kultur meselesidir, Nasyonel Soyalistlesmeyelim.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Bir yere gitmedik. Ben aslen denizliliyim hemde yerlisi Çal ilçesinden sülalem oradan. Şu anda son yirmi yildir ingilterede ikamet etmekteyim. Hep merak etmisimdir DNA testi yaptırdım. %55 yunanlı ve güney italyan cıktı. %20 orta asya.Diger kalan yüzdeler ashkenazi yahudi ve batı asya cıktı. Yaptırdığım DNA testi bilimsel ve doğrudur. Sonuçlar şaşırtmadı Türk olarak yetiştirildim ama benim atalarım Osmanlı Helenik halktanmışız.kisacasi asimile olmuşuz yada devşirme.

      Delete
  4. Elbette bugün Türk olarak yaşıyorlar. Hatta özTürk, Türkoğlu Türk olarak yaşıyorlar. Türkler gelince bütün Rumlar kaçmış o yüzden herkes 3000 yıldır hiç karışmadan kalan Türklerden. Nasıl hikaye?

    ReplyDelete
  5. Hocam bazı "mikro" bilgiler vermek isterim.

    6. Erzurum Şenkaya ve Kars ile alakalı ilgili bir şeyler söyleyim. Ana tarafım tamamen Şenkayalı. Daha öncesini bilmek ile beraber en azından resmi olarak nüfus kayıtlarında da 19.yy'da da Şenkayalı gözüküyorlar. Daha sonra Şenkaya'dan, anamın baba tarafı Sırbasan'a diğer anamın baba tarafı Handereye dağılıyor.(Rus işgali)

    Benim bildiğim Ermenilerle yaşadıkları husumet ve çatışmalardan bahsediyorlardı ancak siz ilgili köylere Rum yerleşimi diyorsunuz gerçi bir ara nisanyanmap'ta buralar Hayhorom yerleşmesi diye kodlanmıştı ama sonra değiştirmişsiniz. Rumlara dair en ufak bir şey söylemediler ama Ermenilere dair çok şey duydum. Dedemin kardeşinin söylediğine göre devlet hususi olarak Handere ve Sırbasan'a yerleştirmiş, ciddi bir toprak verilmiş ama bunlar 19.yy'da yapılmış gibi duruyor çünkü Şenkaya'da doğan kuşaktan sonra doğanlar yine 19.yy sonlarında (93 harbi sonrası) Handere ve Sırbasan'da doğmuş. Buralar Kars Oblastı sınırları içerisinde mi kalıyor, Kars oblastının idari sınırları nedir ? Bilmiyorum ama bu köylerde Şenkaya'ya çok yakınlar, buna dair bir bilgi bulamadım dışında kalıyor olması lazım Rus işgalinden kaçıp Rus işgaline sığınmaları garip olur.

    Ana tarafımdan büyüklerin iddiası bir Türkmen aşireti olduklarına yönelik Baluş gibi bir isim telaffuz ettiler Şenkaya'dan önce Irak'tan gelmişler, büyük büyük dede Molla Halil(?) namlı biriymiş ama elimde bir evrak veya kanıt olmadığı için net bir şey söyleyemem.

    7- Kayınvalidem Bafralı. Onun alt-üst soy kütüğüne baktığımda 17.yy sonlarına kadar Müslüman Türk isimleri var. 17.yy'dan geriye gitmeyi denedim ama bulduğum kaynaklarda aileler lakaplarla kodlandığı ve aile lakabı bilinmediği için bulamadım en azından 17.yy'a kadar Türk-Müslüman veyahut net olarak Müslüman olduğunu söyleyebiliriz kendilerinin iddiası Türkmen olduklarına yönelik. En azından kayıtlarda böyle gözüküyor.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Beşpınarlar köyü, Rumca adı Vafiá. Yunan iç savaşının efsanevi komünist lideri Markos Vafiadis bu köylüdür.

      Delete
    2. Yok hocam bahsettiğim köy Beşpınarlar değil. Ailenin bir kolu net olarak Esenyurt (bugün mahalle olarak geçiyor) kayıtlı. Nişanyanmap'te eski adı Norşen - Erm.Yeniköy olarak yazmışsınız. Buralardan göç edenler (annemin baba tarafı net olarak) 19.yy sonu ve 20.yy'da Sırbasan ve Handere'ye gidiyor. Sırbasan ve Handere için Nişanyanmap'te 20.yy başı rum yerleşimi demişsiniz, bende diyorum ki nüfus kayıtlarında doğumları 19.yy ve 20.yy'da buralara kayıtlı, belgeli olarak ulaşabildiğim isimleride Ömer, Firdevs, Naim, Nisbet, Halis vs.

      Burada Nişanyanmap'te verdiğiniz bilgiler ve burada vurguladığınız durum ile çakışıyor.

      Ayrıca Markos Vafiadis'in Şenkayalı olması şaşırttı. Demek Nazilere kan kusturan yiğit hemşehrilerimiz varmış.
      Zaten buralar hep yiğidin harman olduğu yerler.

      Delete
  6. İtlaftan başka çare görememişler...

    ReplyDelete
  7. Galatlar Keltler Bitinyalılar Pontuslular nereye gitti ise oradalar sayın Nişanyan. Hala aynı yerlerde geziyorsun. Aynı hülyaları görüyorsun. Atalarım 1000 sene önce nasıl at sürdü ise bu topraklara acısı hala taze sanırım. Sen bizim köylerden geç hele de etimoloji antropoloji nedir ne değildir görüşelim.

    ReplyDelete
  8. 2. Güney Marmara ve Ege. Çarpıcı olan bilgi şu: Bu yerleşimlerin hemen hemen hepsi 18. yüzyılın son yıllarında (1790’larda) Rum iskânına sahne olmuş. Bizim Şirince’ye, Fethiye Kayaköy’e, Söke’nin köylerine, Ayvalık, Bursa köylerine, Yalova-İznik köylerine o dönemde Yunan anakarasından ve adalardan gelen Rumlar, Adapazarı köylerine Doğu Karadeniz Rumlar yerleştirilmiş. Mesela Manisa Rum köylerinin çoğu, belki hepsi, o devrin büyük toprak sahibi olan Karaosmanoğlu’nun mülklerinde amele olarak çalışmaya gelenler. Öyle anlaşılıyor ki Bizans’ın yıkımından 18. yy sonlarına dek Anadolu’nun Batı taraflarında (büyük kentler hariç) Rum yerleşimi yok. Belki Erdek, Çeşme-Karaburun, Datça, Bodrum gibi anakaradan çok ada karakteri olan yerlerde vardır.

    2-3-4-5 numaralı maddeleri geçen dünkü Türkçe yeradları meselesiyle birlikte düşündüğümüzde hayret verici sonuçlar çıkıyor. Osmanlı’nın 1453 tarihli sınırlarının Anadolu yakasında Rum yok. O tarihte Osmanlı’ya ait olmayan, sonraki 30 yılda katılan yerlerde Rum var.


    Mübadele zamanında Anadolu’da Rum nüfusunun nispeten fazla olmasını Anadolu Rumlarının yüksek oranda Türkleşmemesine delil olarak sunanlar mübadele devrindeki Anadolu Rumlarının büyük bir kısmının geç Osmanlı devrinde Yunan anakarası ve Ege adalarından gelen Rumların soyundan geldiğini es geçiyor.

    Oysa 1453’ten önce Batı Anadolu silme Rumluktu. Nereye gittiler dersiniz?

    15. ve 16. yüzyıl tahrir defterlerine göre Anadolu’da (Fırat’ın batısı) Trabzon Rum İmparatorluğu’ndan yeni fethedilmiş olan doğu Karadeniz toprakları hariç her bölgede nüfusun büyük çoğunluğu Müslümandı. Bu da 1453’ten öncesinde Anadolu’nun çoğunda Müslümanlaşmanın büyük oranda tamamlandığını gösteriyor.

    4. İnebolu-Sinop. Eski İsfendiyaroğlu beyliği arazisi. İnebolu-Ayancık sahilinde daha fazla nokta olmalı, tamamlayamadım.

    7. Bafra ovası. Fazla bilgim yok.

    6. Kars + Erzurum Şenkaya. 1878-1918 arası Rus idaresindeki Kars oblast’ına iskân edilen Rumlar.


    İnebolu-Sinop Rumlarını bilmem ama eldeki Anadolu Rumu genetik sonuçları Samsun-Bafra-Ordu Rumlarının büyük oranda doğu Karadeniz taraflarından oralara yerleşen Rumların soyundan geldiğine işaret ediyor. Keza Kars-Erzurum Rumları için de öyle.

    3. Niğde-Nevşehir-Kayseri. Eski Karaman beyliği arazisi.

    Eldeki genetik sonuçlar iç Anadolu Rumlarının oranın yerli Rumlarının soyundan geldiğine işaret ediyor.

    1. Trakya. Fazla bilgim yok.

    Tabii Trakya Rumları da bulundukları yerlerin yerli Rumlarından geliyor genetik sonuçlarına göre.

    ReplyDelete
  9. Soykırım!!!!!!!

    ReplyDelete
  10. Söylemeyi unutmuşum:

    5. Trabzon-Gümüşhane. Eski Trabzon imparatorluğu arazisi.

    Genetik ve tarihi veriler oraların Rumlarının oraların yerli Rumlarından geldiğine işaret ediyor ki zaten Osmanlı dönemi boyunca oralar göç almaktan ziyade göç vermiştir.

    ReplyDelete
  11. Hadi diyelim o bölgelerde yaşayan rumlar türkleşti bu nasıl olcak acaba tarihi milattan önce bilmem kaçıncı yüzyıla kadar giden yunanları orta asya çöllerinden gelen bizim türkler nasıl türkleştirebilir ki hele ki kitleler halinde adamlar avrupa medeniyetinin temelini atmış bir millet yıllarca o topraklarda yaşamışlar yerleşik kültür ve tarihleri var bizim yörükler ve türkmenler nasıl türkleştirecek bunları ben yunan olsam birileri geldi diye neden dilimi ve kültürümü bırakayım bana gerçekçi gelmedi

    ReplyDelete
    Replies
    1. türk dediğin, yuvarlak suratlı ve çekik gözlü olur. bir bak bakalım aynaya... yüzün ortaasyadaki çekik gözlü türklere mi benziyor? hangimiz (tatarlar hariç) benziyoruz?

      Delete
    2. Bence sorun çekik gözlülük filan degil cevabını aradığım soru türkler anadoluya geldiği zaman ne kadar yunan vardı bence baya vardı ve bu yunan kitlesi niçin yunan olarak kalmadı da türklüğü benimsedi dile kolay geliyor tabi türk oldular demek illaki dönüşümler olmuştur ama bu bir aile bir sülale veya bir köyden ibaret olabilir buna karşı değilim ama topluca insanlar neden türklüğü ve müslümanlığı kabul etsin bu bana çok abes geliyor anadoluya bin yıl önce türkler ve diğer kavimler göç etti neden biz onların torunları olmayı kabul etmiyoruz da yunandan geldiğimizi düşünmek istiyoruz bence biz o tarihlerde göç eden türkler ve diğer milletlerden geliyoruz ayrıca bu memlekette hatta bu dünyada katıksız şu milletten geliyorum diyen varsa zaten konuşmaya lüzum yok

      Delete
    3. @Horasanlı

      Mesele tamamen genetik ve tabiatıyla fizyoloji ile alakalı. Genetik, fizyoloji gibi konuları bir kenara atıp Türk göçünün ya da herhangi bir başka göçün mahiyetini anlayamazsın. Çekik gözlü bir halk yuvarlak gözlülerle yoğun karışma olmadan birkaç yüzyıl içinde yuvarlak gözlü hale gelmez, aynı şekilde, yuvarlak gözlü bir halk da çekik gözlülerle yoğun karışma olmadan birkaç yüzyıl içinde çekik gözlü hale gelmez. Orta Asya genetiğinde kümelenen bir halk Yakın Doğu ya da Avrupalılarla yoğun karışma olmadan Yakın Doğu ya da Avrupa genetiğinde kümelenir hale gelmez, aynısı tam tersi için de geçerli. Köken konusu akla kara değildir, geriye doğru gidildiğinde her halkın karışım olduğu görülür.

      İşin medeniyet kısmına gelirsek, bu coğrafyaya gelen Oğuz/Türkmenler büyük çoğunluğu okuryazar olmayan ve Hristiyanlık bilgisi de oldukça sathi olan cahil köylülerle karıştı çoğunlukla, sonuçta bu coğrafyanın yerlilerinin büyük çoğunluğu Platon ve Aristo okuyup felsefe yapan insanlar değildi, okuryazar olmadıklarından onlardan haberleri bile yoktur.

      Delete
    4. Madem ki bu kadar büyük bir karışım oldu insanlar müslümanlaştı türkleşti bunun bir ispatı var mı peki o kadar insan türkleştiyse eğer bunun yazılı bir kaynağı olmalı hadi diyelim bunu türkler yazmadı böyle büyük bir dönüşümü hristiyan dünyası da mı yazmadı fener yazmadı diyelim koskoca vatikan arşivinde de mı yok acaba eğer bu insanların dönüştüğünü iddia ediyorsanız ki bu hakikaten tüm doğruları yerinden sarsacak bir olay yazılı olarak ispatı gerek ispat edilemiyorsa bu tez fantaziden öteye geçmez ayrıca bu coğrafyada mübadele döneminde 1.5 milyon yunan gitti bu topraklardan sizce az bir rakam mı bence bahsettiğimiz insanların torunları bence onlardı tekrarlıyorum karışı olmuştur ama bu kitlesel bir karışım değildir münferit olaylardan ibarettir aynı durum türklerde de yaşanmıştır hristiyan olan dil değiştiren illaki olmuştur bence şu türkistandan gelme tezi hala geçerli aksi ispatlanana kadar

      Delete
    5. @Horasanlı

      Karışmalar ve Müslümanlaşmaların tarihi kayıtlarda geçmediği senin iddian, araştırsan bulurdun. İpucu vereyim: Bizans kayıtları ve Türk/Müslüman menkıbeleri. Ama hiçbir tarihi kayıttan karışma ve İslamlaşmaların oranları hakkında bilgi edinemezsin, zaten (günümüze kalan) kayıtların kısıtlı olduğu devirler, oranlar için başvurabileceğin yegane güvenilir kaynak genetiktir.

      Neyse ki günümüzde kemiklerden elde edilen DNA'lara yapılan antik DNA testleri giderek artıyor ve bu sayede geçmişte kim kiminle ne kadar karışmış anlayabiliyoruz. Geçenlerde bir ortaçağ Karluk antik DNA sonucu duyuruldu ve bu Karluk örneğinin ham datası GEDmatch adlı genetik analiz sitesine de yüklendi. Karluklar bildiğin gibi Oğuzların komşusuydu Orta Asya'da ve diğer komşuları Kıpçaklarla beraber Oğuzlara kültür ve dil olarak en yakın Türki gruplardandı. Karluk örneğinin Doğu Avrasya-Batı Avrasya soy oranları tıpkı modern Uygurlardaki gibi 50-50 civarında çıktı. Karluk örneğinin GEDmatch ID'si Z342597, GEDmatch'ten anlayanlar sonuçlarını kontrol edebilirler.

      Karluk örneği Eurogenes sitesinin Global 25 datasheetlerine de yüklendi, bu sayede nMonte analizi denen genetik analizle de detaylı genetik sonuçlarını öğrenebiliyor ve diğer halklarla genetiğini daha iyi kıyaslayabiliyoruz. Ben de bundan yola çıkarak Kayseri ve Aydın Türkleri üzerinde Anadolu ve Girit Rumları, Ermeniler ve Karluk örneğini kullanarak Global 25 nMonte analizi yaptım. İşte sonuçları:

      Turkish_Kayseri

      Armenian 58.1
      Greek_Crete 27.0
      Karluk_Medieval 14.8

      distance%=0.4301 / distance=0.004301

      Turkish_Aydin

      Greek_Crete 39.2
      Armenian 27.1
      Karluk_Medieval 25.6
      Greek_Central_Anatolia 8.2

      distance%=0.7592 / distance=0.007592

      Kayseri Türkleri %15, Aydın Türkleri %25-26 civarı Karluk tarzı genetik miks taşıyorlar, kalan soyları ise Anadolu ve civarının yerli halklarından gibi görünüyor bu sonuçlara göre. Aydın Türklerini Anadolu'nun genetikte en yüksek Oğuz/Türkmen soyu gösteren gruplarından biri olduğu için analizime dahil ettim. Tabii elimizde henüz Oğuzlardan antik DNA sonucu yok, ama Karluk antik DNA'sı hiç yoktan iyidir.

      Ayrıca burada kimse Anadolu'ya Orta Asya'dan göç olmadı demedi, ayrıca ben Orta Asya'dan büyük bir göç olduğunu her zaman söylemişimdir, ama sen Anadolu Türklerinin genetik ve ırki analizlerle görülebileceği üzere soylarının çoğunluğunun buranın yerli halklarına dayandığı gerçeğini inkar ediyorsun. Bilimle çelişerek bir yere varamayız, ideolojilerimizi bilim inkarı üzerine de inşa edemeyiz, sonuçta 21. yüzyıldayız artık, 19. yüzyılda değil.

      Delete
    6. Onur Bey,
      Bakın kendiniz de daha önce reddettiğiniz Gökçümen sonuçlarına varıyorsunuz. İstanbullular Kayserililer'den biraz daha fazla step genine sahip. Gökçümen'in hesapları Anadolu'ya en azından %21.7'lik Asya göçü olduğunu göstermişti, sizin Karluklu antik arkadaş da bunu destekliyor. Ki biz Karluk değil Oğuz'uz.

      Anadolu'ya büyük Türk göçü yaşandığı açık.

      Delete
    7. @merakli

      Ben Gökçümen çalışmasını metodolojisinden dolayı eleştirdim. Ayrıca senin onun sonuçlarını yanlış yorumlamanı veya çarpıtmanı eleştirdim. Anadolu'daki Orta Asya göçü katkısını sen de, ben de tam olarak bilmiyoruz, antik DNA testleri arttıkça ve özellikle de bin yıl öncesi civarının Oğuz/Türkmenlerine antik DNA testleri yapıldıkça net oranlara ulaşabileceğiz. Antik DNA testleri devrinde Gökçümen'in eskide kalmış ve metodolojisi hatalı olan çalışmasını tekrar tekrar dile getirmen tuhaf. Üstelik Gökçümen'in %21,7 rakamı ile hesaplamaya çalıştığı şey ile benim nMonte analizlerimde hesaplamaya çalıştığım şey farklı. Benimki doğrudan Orta Asya göçü ile ilgili.

      Hatırlatma babında Gökçümen çalışması ve senin yorumuna eleştirim:

      "Gökçümen’e gelince, onun yaptığı analizler de modern halklara dayanıyor, antik DNA verileri kullanmıyor ve çalışmasının hiçbir yerinde Oğuz/Türkmenlerin Türkiye genetiğine katkısı şu kadar olmuştur gibi bir ifade kullanmıyor. Çıkan sonuçlara şaşırdığı kanısına nereden kapıldın onu da anlamadım. %21,7 diye verdiği yüzde önemli oranda Türkiye’deki yerli genetik tesirini de içermektedir, zira Gökçümen analizinde Türkiye’yi Anadolu Yunanları ve Ermeniler gibi yakın genetikte halklarla kıyaslamak yerine Anadolu genetiğinden uzak olan Toskanalılar ve İberyalılarla kıyaslamaya kalkmış. Yoksa sen de biliyorsun ki Türkiye’deki Türklerde ortalama Doğu Avrasya genetiği %10’u anca buluyor, %20’yi geçenler çok çok az. O yüzden senden ideolojik amaçların için Gökçümen’in çalışmasının sonuçlarını ve diğer genetik sonuçları çarpıtmamanı rica edeceğim."

      Delete
    8. @merakli
      Bir sürü Avrupalı seyyahlar ve yerli Ermeni Gezgin ve tarihçiler Müslümanlaşma ve Türkleşmeler hakkında bölge-bölge ve köy-köy Notlar, Yazılar ve Hatıratlar tuttular, özellikle Doğu Anadolu nun bir kısmı ve Karadeniz bölgesi anlatıları mevcuttur.Tabi genel olarak yeterli mi? değil gibi ve yazılanların, erken dönem Yakın çağdan sonra olması da garip ama gerçek gibi, sanki Avrupa da yaşanan Rönesans'ın bir etkisi gibi de düşünülebilir yazıya geçirilen vakalar.

      Delete
    9. Onur Bey siz kendi düşüncelerinizi paylaşmadığım için çok saygısızca konuşuyorsunuz bunu değiştirmenizi dostça tavsiye ederim. Senli benli konuşmak yanlış, buna dikkat lütfen.

      2.si ben Gökçümen çalışmasını çarpıtmadım. Olduğu gibi aktardım. Gökçümen Asya göçünü Uzak Asyalı kaynaklar üzerinden hesaplıyor. Bu çok önemli bir detay zira "Ortadoğu" ve "Akdeniz" coğrafyalarında ne kadar karışmışlık olduğunu bilmiyoruz. Örneğin 100% "Ortadoğulu" olan bir Suriyeli'de hiç mi Orta Asyalılık yok? Olmaz olur mu? Oralarda çok fazla Türk vardı eskiden. Ya da Ermeniler'de hiç mi Asyalılık yok, ya da Aşkenaz Yahudileri'nde. Bunların hepsi zamanında Türklerle gen alış-verişinde bulundu.

      O zaman kök topluluk olarak en uzak coğrafyaları almak mantıklı. Günün sonunda bütün genetik analizler bize göreceli sonuçlar veriyor. Yani Türk genleri Ortadoğu coğrafyasına çok yayıldıysa artık her toplulukta bazı ortak Türk genleri varsa ama bu ortak genlerin kökeni Asya ise bunu ancak Avrupalılarla karışmamış Asyalılar ve Asyalılar'la karışmamış Avrupalı popülasyonları kullanarak bulabiliriz.

      Bu durumda Gökçümen'in verdiği sonuçlar da relatif olsa da Anadolu'nun Uzak Asyalılığı'nı daha iyi anlayabilmemizi sağlayabilir.

      Siz asıl kendi ideolojik saplantınızdan bunu görmüyorsunuz. Türkiye'ye gelenlerin Karluklar'a benzer olduğu belli değil, bu sizin inancınız ama desteği yok. Ahlat kazılmadan buraya ilk Türkçe'yi getirenlerin kim olduğu belli olmaz. Tahminen ilk atalarımız Karluklar'ın İranlılar ile daha da çok karışmış versiyonlarıydı. Yani Orta Asya'dan gelenler daha da çoktu.

      Ancak sizin için %20'lere gelmekte bir başarı. Başka forumlarda önceki yıllarda yazdıklarınız %8'i geçmiyordu. Timuçin Binder de %3 iddia ediyordu.


      Delete
    10. @merakli

      Senli benli konuşmam saygısızlıktan ya da fikirlerine katılmamaktan değil, bunu ben birçok kişiyle yapıyorum, ama sen öyle algılıyorsan tamam, bundan sonra sana siz diye hitap ederim.

      Gökçümen'in çalışması ve onu yorumlama tarzınızla alakalı yaptığım eleştirilere cevap veremediğinizi ve onun yerine beni söylemediğim şeylerle (%8 Orta Asya kökeni iddiası gibi) eleştirdiğinizi görüyorum. %8 Anadolu Türklerindeki ortalama Doğu Avrasya kökeni için verdiğim rakamlardan biriydi, bunu %9 ya da %10'a çekmek de mümkün, ama dediğim gibi o Doğu Avrasya kökeni ile ilgili, Orta Asya genleri Doğu Avrasya'dan ibaret değil. Timuçin'in Orta Asya kökeni için %3 gibi bir rakam verdiğini hiç hatırlamıyorum ki ilgili blog yazılarının hepsini okudum.

      Çevre halklarda Türki miks vardı da biz mi görmedik? Çok komik oluyorsunuz. Genetik sonuçlara bakıp Türki miksin çevre halklarda çok geniş bir yayılma gösterdiğini iddia etmek mümkün değil, ideolojik bir saplantınız yoksa tabii. Buyrun genetik sonuçlar:

      https://drive.google.com/file/d/0B9n4j3PQ81RcNGpTODFXQVhNWFk/view?usp=sharing

      Anadolu Yunanları/Rumları bu analize dahil değil, ama onların da genetik analizlerinde Türki miks taşımadıkları görülüyor. Onlarda bile Türki miks çıkmazken Suriye Araplarında, Ermenilerde filan çıkmamasını doğal karşılamak lazım. Orta Asya'dan gelenlerin genetik katkısı Anadolu ve Balkan Türkleri ile Azerilerde de kısıtlı çıkıyorken çevre halklarda hiç çıkmaması da doğal. Tarihten anlayan biri bu sonuçlara şaşırmazdı, tabii ideolojik bir körlük içinde değilse.

      Karluklar buraya gelen Oğuz/Türkmenlerin birebir aynısı bir genetikteydi demedim hiçbir zaman, gelen Oğuz/Türkmenlerin Karluklarla bugünkü Özbekler arası bir genetikte olduğunu düşünüyorum ve bunu forumlarda da belirttim.

      Delete
    11. Genetik konusunda neredeyse 0 bilgim var siz baya kafa patlarmışsınız saygı duydum ancak şu karluk mevzusu bana tuhaf geldi bildiğim kadarıyla şu an karluk denilen ve türkçe konuşan bir toplum da yok kendi çapımda yaptığım araştırmaya göre karluklar şu an hindistan be pakistanda yaşayan kendini türk olarak kabul eden ama hintçe konuşup o kültüre uyum sağlamış bir halk olarak yaşıyor neye göre karluk geni çıkarmışlar ve bu geni nasıl bulmuşlar ilginç olmayan bi milletin geni yani😁her neyse ben ve bizim millet bu genetik işlerden anlamaz asıl mesele şudur ki uzun zamandır türklük üzerine sürekli gidiliyor türksen başka milletten geliyorsun birsürü millete soykırım yapıyorsun başka milletlerin bize yaptıkları görmezden geliniyor neredeyse türküm demek faşistlik boyutuna geldi biz neden durduk yere türklüğün karışım olduğunu irdeliyoruz neden alman ingiliz değil de türk bunda ben bir kötü niyet olduğunu düşünüyorum ve bence ben gibi düşünen birçok insan var neyse anadolu coğrafyasında türk milleti var ve türkün adını da veren tarihte iyi ve kötü yanlarıyla birlikte biziz orta asyada hala göktanrı inancında olan bir avuç saf denilen bence onlar da saff değildir türklüğe ne katkısı olmuş ki onlara özenelim bir de biz karışımız bizim komşu milletler saf millet oluyor nedense biz burda bir rumun veya ermeninin nasıl oluştuğunu incelesek adamlar kesin yüzde yüz saf çıkar😁 bi makalelik yazı çıkmaz bu ve bunun gibi yazılar türk milliyetçiliğini kırmaz daha da körükler velhasıl herkes yerinde mutlu olsun saygılar

      Delete
    12. Sevan bey şu horasanlılık mevzusunda bildikleriniz nelerdir anadolu coğrafyasında birçok insan aslının horasandan geldiğini söylüyor bildiklerinizi bizimle paylaşır mısınız

      Delete
    13. @Horasanlı

      Karluklar bugünkü Özbekçe ile Uygurcanın atası olan dili konuşan Türki halktır ve Orta Asya'da Oğuzların komşularından biriydiler. Zaten Müslüman olanlarına bir dönem Müslüman Oğuzlara dendiği gibi Türkmen/Türkman denmiş. Bugün kendisine Oğuz diyen halk da yok, değişik grupların torunları zamanla değişik şekillerde organize olup değişik isimler alabiliyor, pastoral göçebe toplumlar oldukça akışkandı.

      İngilizlerin taşıdıkları genetik karışımlar üzerine dünya kadar genetik makalesi var. Ve hayır, Yunanlar ve Ermenilerin geçmişteki genetiklerini ve geçirdikleri genetik değişim ve karışımları irdeleyen makaleler de var. Belli ki genetik literatürünü pek takip etmiyorsunuz. İşin siyasi ya da ideolojik boyutu ise beni ilgilendirmiyor, ben genetikle ve gerçeklerle ilgileniyorum.

      Delete
    14. @Horasanlı
      Genetik hakkın da bilmeniz gereken en baştaki şeyi söylüyorum.
      Ne çekti ise bu topraklar ve tüm İnsanlık J Haplogroup geninden çekti, Bu gen; 1915 de Ermeni ve Rum toplumunu aciz ve güçsüz bıraktı ve parçalanmasına sebep oldu. Anadolu da ki diğer toplumları Ahlaksız,arsız vede zekasız yaptı. Malumunuz bu genin çok orijinal sahipleri ve sakinleri şu an orta doğuda ve güneyde yaşamakta olup Dünyaya hükmettiklerini sanmakta (Jews,Turks and Arabics J1-J2)

      Delete
    15. @7 Haziran 2018 20:28'de yazan adsız

      J'nin Rum ve Ermenilerde de en çok görülen haplogruplardan biri olduğunu hatırlatırım. Bu coğrafyadan olup da J'si yüksek oranlarda olmayan bir halk bulamazsınız.

      Delete
  12. Bir yere gitmediler. Hücrelerimizde kromozom olarak yaşıyorlar.

    ReplyDelete
  13. Rum sıfatı etimolojik ve tarihsel kullanılışıyla İtalyadaki Roma şehrinden kaynaklanmıştır. Latinlerin kurduğu Roma şehir devleti zamanla imparatorluk olmuş, bizim oraya kadar gelmiş. Yakın Doğunun cazibelerini bilenler yazsın lütfen.
    İrandan ve Arabistandan bakılınca Rum derken "Rum İmparatorluğu", "Rum İmparatorluğu'nda yaşayan kimse", "Arap ilinden başka ilinden olmıyan kimse", "Anadolulu", hatta "Osmanlı" gibi anlamların karşılığıdır. Küçük Asyaya (Anadoluya) eskiden Diyâr-ı-Rum; yani Romalının Ülkesi denirdi.
    Belki Celâlleddin-i-Ruminin de doğum yeri Afganistandaki Belh falan değildir. Rumluk cemaat ve vatandaşlığı nitelemekte kullanıldı. Rumluktan çıkıp Muhammedin dinine girenlere Rumlar Türk oldu demişlerdir. (Bkz. Sırbistanlı Saffet Sancaklının itirafları) Türk cemaatinin değirmenini döndüren Rum cemaati Allahın müsaadesiyle Helen Krallığını kurabilmiştir.
    Çeşitli halklar kendi kiliselerini kurana kadar "Rum" tâbir edilmişlerdir. İstanbulun işgaliyle kurulan Rus kilisesinin durumu ayrıca müzakere edilebilir. Mezhep bakımından Sırplar, Vlahlar Ortodoks olduklarından Rum Cemaati (Rum Milleti) kabul edilmişlerdir. Sırpların Sırp kilisesini kurmak istemeleri daha da eskiye gitmektedir (16. asır olmalı) Bulgar etnonimi 10. asırda üzerlerine yapışıp kalmıştır. O kadar Slav kabilelerinden birinin ismini seçselerdi slavca olmıyan Bulgar ismi bertaraf edilecekti belki bu bakımdan Sırp Slavlar dirâyetli olmuşlar işgalcilerin verdiği ismi benimsememişler. Bu sebeple helence ve slavca kelimelerini bilerek kullanmaya başladım bu sene.


    15. asırda Küçük Asyadaki Rum cemaati (ağırlıklı olarak Aydın, Antalya, Adana, Bursa, Ankara, Kayseri, Tokat, Kastamonu, Konya, Sivas, Nevşehir, Niğde ve Ispartada çoktan helence konuşmaz olmuştu. Hatta Alanya ve Antalyadaki Rumların türkçe konuştuğunu Evlîya Çelebi de yazmış, dahası var...
    1437 senesinde Basel konsiline sunulan latince bir raporda, Küçük Asyadaki papazların sâdece ‘Türk kâfirlerin kıyafetlerini giymekle kalmadıkları’ onların lîsanlarını da aldıklarına kederlenmektedir.
    Rapora göre helence, sâdece ilâhiler, İncil ve İsanın mektupları okunurken kullanılmakta, buna karşılık vaazlar çoktan türkçe verilmektedir. Daha sonra da 1473 senesinde Arnavut Gedik Ahmed Paşa ile birlikte Konyanın Meram bağlarına giden Gian-Maria Angiolello adlı seyyah, buradaki Rumların tamâmen türkçe konuştuklarını yazmış. Eriyen Rum cemaatine 1920 senesinde yeni gömlek biçildi! 1879 senesinde Kapadokyayı gezmiş olan Henry Tozer’e göre buranın Rumları kendilerini Rusyaya, Helenistandan daha yakın hissediyorlarmış. Hatta Rumlara halk kökenleri sorulduğunda, ‘Rum’ veya ‘Yonan’ değil, sadece ‘Hristiyan’ olduklarını söylerlermiş. Nevşehir’de açılan Rum mekteplerinde helence öğretilmesi gibi çabalara rağmen küçük bir azınlık dışında Kapadokyalılar helenizme kayıtsız kaldılar. Bu kusurları yüzünden onlara Sevr sonrası kemalizmin kadim Rum Patrikhânesini bertaraf planında rol verildi. Suallerim olucak; eski yer isimlerinde nefsi diye bir tâbir var yer isminin önüne konan misal Nefsi İznik, Nefsi Yadeş gibi bunun Eis Nikeanın (İznik) tercümesi olduğunu iddia edebilir miyiz Konstantinopol değil ama Eis thin Poli <İs-tanboli. Eis Nikomedian, İz-nikomed <İzmit (14. asırdan 18. asra kadar 4 asırda bugünkü hâli olan İzmiti almış) Nefsî ne ola?

    ReplyDelete
    Replies
    1. İdari birimle şehri birbirinden ayırmak için nefs demişler. Örneğin Nefs i Trabzon şehrin adı Vilayet i Trabzon da ilin.

      Delete
  14. 1280'lerde virâne haldeki Dorileona Şehr Höyük demişler, oradan geçince Armenokastron isimli bir hisar var oraya da İrmeni Derbendi dediler, beli ki burada etraf çiftlik, köy ve kasabalarından (İznik, Bele kome) ziraatçi sanatkar Rum ahali (6. asırdan beri yörede olduklarını bilinen Slavlar ve Ermeniler Rum Ortodoks cemaatindendi) Armenokastronun bugünkü yerinde Pazaryeri kazası olmalı. 13. asırda hisarlara bakan vâliler besbelli paralel yapı içine girmişler. Al gülüm ve gülüm durumu var ancak tahminde de bulanamıyacam. Maksat Doğu Rumun haracını yemekti. Hisarları koruyanları aç bırakarak teslim alıyorlar daha sonra kasabaları gece basıyorlardı. Direnmiyen köyler sağlam ele geçirildiği için -cik eki ile söylenmiye başlamıştı (Angaros >Engürücük, Belo >Belocik vd.) İznikteki Rum külliyesindeki bütün kitaplar yakıldı. Rum Ortodoks müessesesş 200 sene hizmet veremedi.

    ReplyDelete
  15. Nereye gitti, hepside Türk oldu ve bugün Türkten çok Kürt, Ermeni ve asimile olmayan diğer halklara düşmanlık yapıyorlar.

    ReplyDelete
  16. Merhaba Sevan Bey İndex Anatolixus'u çok beğendim. Emeğinize sağlık. Fakat orada kendi köyüme bakarken hiç beklemediğim bir sonuçla karşılaştım. Ben çocukluğumu İzmir'in Menderes ilçesinin Çakaltepe köyünde geçirdim. Klaros kehanet merkezinden 6 km içeride yer alan bir köy. Köyün 1900'lü yılların başında Ailemin de içinde olduğu göçebe yörükler tarafından kurulduğunu düşünüyordum. En azından Bizimkiler öyle diyordu? Fakat index'te köyün 1467 Türkçe kaynaktaki adının Mesavli olduğu Yunanca mesaule "ortaağıl" demek olduğunu öğrendim. Sayenizde Kafamda deli sorular. Fakat köyde geçmiş döneme ait hiç bir kalıntı yok. Sizce ne yapmalıyım Bölgenin geçmişi hakkında daha fazla bilgiye ulaşmak istiyorum bu mümkünmüdür acaba? Keşke burada olsaydınız. Muhtemelen bildiğiniz bir bölgedir...

    ReplyDelete
  17. Küçük Asya'nın (Anatolia) Demografik yapısı değişiyor ve bu beni çok sevindiriyor. Tarihin Tekerrürü, İntikamını alarak hızla devam ediyor.

    Kürt Nüfus çoğalıyor, milyonlara ulaşan Suriyelilerin nüfusları kalıcı olarak yerleşik olmaya doğru gidiyor. Milyonlarca Afganlı ve Pakistanlı geliyor. Daciklerin nüfus doğum oranı hızla düşüyor bu topluluklar karşısında.

    Din ırkçılığının neticesinde bu toprakların yerlisi ve demir başı olan başta Ermeni ve Rum vede diğer küçük otokton halkları olan (Laz,Asuri,Gürcü,Hemşin) kimliklerinin bu coğrafyada nasıl Mitolojik ve Antik birer efsaneye dönüşmesini arzu eden bu hayalcilerin ve zevatın da artık kendi sonlarını'da görecek olması beni mutlu ediyor.


    Siz ve ben görmesekde Artık 2100 ler'de bu haritalara bambaşka milletlerin sayısal köy ve nüfus verileri girilecek.

    ReplyDelete
  18. Hocam o paylaştığınız haritadaki Redki aşireti hakkında daha fazla bilgi var mı? Bu aşiret Ermenistanda hangi köylerde yaşıyormuş, eski Rus ve Osmanlı arşivlerinde kendileri hakkında bir şey var mı? Konuya vakıf arkadaş kimdir? Beni onunla tanıştırmanız mümkün mü?

    ReplyDelete
  19. Hocam, dinciler, kafası kopuk tavuk gibi, "çocuklarımız ateist oluyor, deist oluyor" diye çırpınıyorlar. Anadolu etnik dağılım meselelerinin arasına bu konuyla ilgili bir "parça" atsanız iyi olur bence, ne dersiniz?

    ReplyDelete
  20. Ne oldu bu Anadolu Rumlarına çok merak ediyorum. 1924'teki nüfus mübadelesinde çoğu yunanistana gitti. Geriye adalar ilçesinde ve bazı yerlerde hristiyan Rum kaldı. Benim merak ettiğim Müslümanlaşıp asimile olan Rumlar. Nerede ne kadarlar çok merak ediyorum. Trabzon'un Çaykara ilçesinin çoğunluğu Rummuş diye biliyorum. Hatta hala Rumca konuşan köylerde varmış.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Gokceadaki Rumlari azaltmak icin devlet, Trabzon Caykaralilari Gokceada'ya goc ettirmis. Caykaralilar kendilerini Musluman Turk sayarlar.

      Delete
    2. https://www.dailysabah.com/life/2018/04/13/after-four-decades-the-people-from-a-black-sea-village-call-an-aegean-island-home

      Delete
  21. Sevan bey,

    Daha önce anlattınız mı, bilmiyorum. Eğer anlattıysanız, kaynak verir misiniz?

    Şu fotoğrafınızın öyküsü nedir?

    Askerler, kolunuza girmiş, sizi koltuğunudan kaldırmaya çalışırken çekilen fotoğraf.

    Link, virüslü değil:

    http://sevannisanyan.info/wp-content/uploads/2017/06/1022e6_9c63431500a640808881ceb5682f2130.jpg

    ReplyDelete
    Replies
    1. Bu Fotoğraf onun en deli yönlerinden olan İnatçılığını ve Dik başlılığının gösteren tarihsel bir anıdır. Şimdi bilmem kaç numaralı köyünde, bakalım 10.köy de Sevan Hoca ne olacak ? Hayırlısı olur inşallah hakkında.

      Delete
  22. Açık bir şekilde 1453'e kadar Rumların kademeli olarak islamlaştığı sonucunu çıkarabiliriz. Osmanlıların kuruluş bölgesi olan Bursa, İznik çevresindeki ihtidalar ve yerli Rum halkın Osmanlının Bizans'a karşı düzenlediği askeri harekatlara katılmaları zaten bilinen şeyler. Ancak yapılan yorumların bazılarını gördükten sonra benim burada söylemek istediğim başka bir şey var. Bana göre milletleri oluşturan çekik gözlü sarışın yada esmer olup olmaması değil inanç ve kültür birliğidir. Aksi takdirde Müslüman olan Rum yada Ermeni hala Ermeni ve Rum olduğunu söylemeye devam ederdi.

    Yapılan yorumlara baktıktan sonra anlamadığım bir diğer nokta ise Türk derken baz aldığımız yada Türk tipinin kriterlerini standartlarını belirlediğiniz topluluk kimdir. En azından daha iyi tanıdığım Azerbaycan ve Özbekistan halkları için konuşayım, onlar da en az Türkiye halkı kadar karışıktır ve farklı toplulukların kaynaşması sonucu oluşmuş halklardır. Birazcık Azerice ve Özbekçe bilen bu dillerin Osmanlıcaya rahmet okutacak derecede Farsça'nın istilasına uğramış olduğunu görür. Azeriler daha tek tip olmasına rağmen Özbekler arasında Fars zannedebileceğiniz esmer ve çekik gözlü olmayan tipler, hafif çekik gözlü tipler ve Moğol zannedebileceğiniz kadar çekik gözlü tipler de vardır. Bana Türklük, Rumluk veya Ermenilik bir dış görünüm meselesi değilmiş gibi geliyor. Ve eğer bu olaya öyle bakarsak hiç bir şeyi anlayamayacağımızı düşünüyorum.

    ReplyDelete
    Replies
    1. 19. yüzyılda başlayan aktif batılılaşma/modernleşme ve onun neticesinde doğan milliyetçilik akımları öncesinde yaşadığımız coğrafyalarda dini ve mezhebi kimlikler ön plandaydı, zaten Osmanlı'nın millet sistemi de etnik değil, dini/mehzebidir. Dil de o kadar önemli değildi, bir Rum, Ermeni ya da Yahudi milletinden birinin anadilinin Türkçe olması yahut da Müslüman milletinden birinin anadilinin Rumca ya da Ermenice olması çok normal karşılanabiliyordu. 19. ve 20. yüzyıllarda doğup gelişen milliyetçilik akımları, bağımsızlık hareketleri vs. ile beraber o güne kadar dini/mezhebi gruplara sokulmuş insanlar bu sefer etnik gruplara sokulmaya zorlandı ve bu yapılırken sıklıkla dil, din, mezhep, kültür gibi bileşenlerin çeşitli kombinasyonları baz alındı, hatta yeri geldiğinde bazı bileşenler bazı gruplara dayatıldı. Dış görünüş baz alınmadı. Genetik diye bir bilim dalı henüz ortada olmadığı için keza genetik da baz alınamazdı.

      Delete
    2. Azerler Aryan halklarındandı dilerine Azeri demekteydi. Bu gidişle bizim Lazların 1 asır sonraki vaziyyeti gibi olmuş. Son konuşucuları orta Azerbaycanda tespit edilmiş. Nasıl olmuşsa dilleri türkçeleşmiş dillerine gene de Azeri demeye devam etmişler. Azeri Wikipediasında 5 sene evvelsine kadar Azeri olarak duruyordu. Bakü Ankaradan idâre edildiği için bu dilin ismi Azerbaycanca olarak değiştirdiler. Halkın yarısı Aryan kökeninden bihaber. Azerbaycandaki son Aryanlar Taliş ve Kürdler. Benzer sonuçları almak için Mitin alt müessesi olan Tika bizlerin vergisiyle Sırbistandaki Müslümana türkçe öğretmek için para döküyor. Goran Jahja Maznikar Goran Slavlarını yutmak için çoktan kirâlanmış. Tutturmuş bir Kuman masalı. EY Makedonya Cumhuriyetinin Plasnica kasabasındakiler de çoktan sipâriş üstüne etnik köken sayımında Türk işarettiriyorlar 5-10 senedir. Vahim olan cemaat kimliği olan türklükle etnik türklük davasını güdenler İsmet Özel gibiler birbiriyle asimilasyon hususunda hiç çatışmıyorlar nedense.

      Delete
    3. @Onur Dinçer : "milliyetçilik akımları öncesinde yaşadığımız coğrafyalarda dini ve mezhebi kimlikler ön plandaydı, zaten Osmanlı'nın millet sistemi de etnik değil, dini/mehzebidir."

      Büyük ölçüde ve genel olarak doğru, ancak etnik bilinç hiç yoktu yanılgısına düşmemek kaydıyla. 14.-15. yüzyıllarda "Türklük" önemli bir ideolojik faktör olarak öne çıkmış, ancak FSM'ten veya belki 1490-1510 Kızılbaş olaylarından sonra bastırılmış.

      Delete
    4. @Sevan Nişanyan

      Etnik bilinç hiç yoktu denilemez zaten, dini ve mezhebi aidiyetlerin etnik aidiyetlerin üzerinde tutulduğunu (her anlamda, ister siyasi/ideolojik, ister sosyal) vurguladım sadece. 14.-15. yüzyıllarda Türklüğün ideolojik bir faktör olarak öne çıktığından emin değilim, sonuçta o devirlerde de Hristiyanların Türk dediği grupların kendileri için Türk yerine Müslüman tabirini tercih ettiği görülüyor kaynaklarda.

      Delete
    5. This comment has been removed by the author.

      Delete
  23. Muhterem Sevan Hocam; şu "Adiabene" denilen kabile,topluluk ve yahut devlet kimdir,Yahudiler ile teması nedir? Asuri,Kürt,Ermeni ve hatta Amatuni hanedan ailesi ile bağlantı ve ilişkileri nedir? Kimdir bunlar? Ayrıntılı bir yazı dizisi veya detaylı cevap istiyoruz sizden.Teşekkürler.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Kavim veya topluluk değil bir devlettir. Musul yöresinde hüküm sürmüştür. Yazı dilinde Doğu Aramicesi (Asurice) kullandıkları ve en azından bir dönem Yahudi dinini benimsedikleri anlaşılıyor.

      Amaduni'lerle bir alakasını duymadım.

      Delete
  24. Saygı değer hocam ben ERZURUMDAN yazıyorum.Her ne kadar da sizin bir Ermeni milliyetçisi olduğunu duşünsemde bilginize hayranım.Ancak ne hazırlamış olduğunuz harita benim köyüm ile bir bilgi yok.

    Benim köyüm TORTUM şelalesinin olduğu yer eski adı TEV yeni adı caglayanli.

    Ancak ben yaptırmış olduğum DNA testinde ise özellikle %35 RUM olduğum %40kafkasya(büyük ihtimal ile Türk )çıktım.Ancak benim dedem ve evlendiği eşi gürcü yani gerek uzundere gerek TORTUM ve Yusufelinde gürcü var.

    Size sorum bizim bu köyün en eski sahipleri kimdir.Mesala bazı harabelr var üzerinde Hac işaretleri var.Yazılar var ne ERMENİCE NE GÜRCÜ DILI NEDE ARAPCA LUTFEN SORUMA CEVAP VERİN

    ReplyDelete
    Replies
    1. Köyünüzün adı Çağlayanlı değil Çağlayan. Elbette Yer Adları Sözlüğü'nde mevcut: https://nisanyanmap.com/?y=tev

      'Ermeni milliyetçisi' zannetmeniz de, köyünüzün adını bile doğru dürüst bilmemenize yol açan aynı özensizliğin sonucu olmalı.

      Bunca cehaletle, köyünüzdeki yazıtları okusanız ne olacak, okumasanız ne olacak?

      Delete
  25. Sevan hoca Murtuna için biraz geniş bilgi verebilirmisiniz

    ReplyDelete