Bir arkadaş sormuş:
"Acaba iki milyona yakın bir sayıya sahip olan Osmanlı Ermenileri, genel olarak aynı tavrı devlet düşmanlarına karşı sergileseydi, Soykırım yaşanır mıydı? Yoksa vefa-ihanet bahane miydi, gerçek sorun Anadolu'yu Türklük adına sağlamak mıydı?"
Cevaplayalım:
1. 1830'lardan 1860'lara dek Ermeniler kadar Osmanlı devletine canla başla sahip çıkan başka millet yoktur -- ne Rumlar, ne Türkler, ne Araplar. Sultan Mahmut ve Tanzimat reformlarına içtenlikle inandılar. Yenilenen devlette eşit haklara sahip vatandaşlar olabileceklerine kandılar. Kamusal alana yatırım yaptılar (hastane, sözlük, ipekböceği fabrikası, tarım okulu, mektep...)
2. 1871-72 krizinden sonra inançlarını yitirmeye başladılar. 1877'de devlet çökünce, Avrupalıların zoruyla reformların yeniden yoluna girebileceğini umdular. Merkezi reformların yürüyeceğine inançlarını kaybettikleri için bölgesel özerklik talep ettiler. 1878 dönüm noktasıdır.
3. 1880'lerin sonunda Abdülhamit'in kötü niyetli olduğunu anladılar. Gençler silahlı devrim fikrine kaydı. En verimli yaşta olanlar kitlesel olarak Kuzey ve Güney Amerika'ya göçtü.
4. 1895 katliamlarından sonra tek kaygıları, olası pogromlara karşı silahlı savunmayı örgütlemekti. Devlete ilişkin en ufak bir beklentileri kalmamıştı. Buna rağmen 1908-1909'da ümitlenir gibi oldular. 1909 Adana vakasıyla o ümit de söndü.
O tarihten sonra devlet mi? Sikeyim devleti!
No comments:
Post a Comment