Böyle deyince sıkıcı
durdu, ama inan ki değil. Konu o çiğ ve çığırtkan “ben”in, 1860’lar Sicilya’sında,
belediye başkanı Don Calogero’nun şahsında yükselişi. Çiğ ve çığırtkan bir
öfkeyle değil, tam tersine, engin bir sevgi ve espriyle anlatılıyor. Odaktaki
kişi yazarın dedesinden esinli: Soydan ve tarihten gelen üstünlüğünü bilen,
fakat aynı nedenle yenilgiye mahkûm olduğunu da bilen, o yüzden sevgili
yeğenini Don Calogero’nun kızıyla evlendirmek isteyen yaşlı leopar, Salina
Prensi.
Donnafugata’daki yemek
sahnesi bir, Ponteleone sarayındaki balo sahnesi iki. Duyarlı bir adamın
yalnızlığını daha kusursuz anlatan birine rastladık mı? Sanmam.
1956’da yazılmış.
Visconti’nin yaptığı filmi sinema klasiklerindendir, ama görmedim. Canım fena
halde Sicilya’ya gitmek istedi.
2 yorum:
- Visconti'nin eseri harkülade. Romanı nasıl olur bilemedim, insan acaba bu görsellik olmadan bu hikaye takip edilebilir mi diye düşünüyor.
Bu arada "Gattopardo," İtalyanca,'da Leopar değil, "Serval" ya da "Gepar" denen, kedigillerden başka bir hayvan.