1 comment:
- AnonymousOctober 7, 2018 at 8:46 PM
Tonlarca literatür var bu konuda, ama zahmete gerek yok, 2015'de, 70 yıl sonraki gazeteleri okumak da yeter.
ReplyDelete
Gerçi aşağıdaki 2015 ltertürü 1960'larda biliniyordu ama 2017'de, her şeyin ve tersinin savunalacağıbilir UÇUK, BİR ÇEŞİT MUTFAK METAFİZİĞİ ve "Yalnız madalyonun öbür yanını unutmamak lazım." lafları ile dünyaya egemen güçlerin kulaklarına fısıldadığını tekrarlayan Şerifin babası gibilere rastlayınca, insan ister istemez her madalyonun öbür tarafı var, Şerifin babası bey, demek istiyor. Aşağıdaki madalyonun öbür tarafının öbür tarafına bak bakalım 70 yıl sonra neler ortaya çıkmış.
A. The Washington Post ABD 2015
Myths about the atomic bomb
1. The bomb ended the war.
2. The bomb saved half a million American lives.
3. The only alternative to the bomb was an invasion of Japan.
4. The Japanese were warned before the bomb was dropped.
B. The Nation ABD 2015
The War Was Won Before Hiroshima—And the Generals Who Dropped the Bomb Knew It
Seventy years after the bombing, will Americans face the brutal truth?
“The use of this barbarous weapon…was of no material assistance in our war against Japan.” —Adm. William Leahy, Truman's Chief of Staff
“It was a mistake.... [the scientists] had this toy and they wanted to try it out, so they dropped it.” —Adm. William “Bull” Halsey
Asked on August 17 by a New York Times reporter whether the atomic bomb caused Japan to surrender, The commanding general of the US Army Air Forces Arnold said that “the Japanese position was hopeless even before the first atomic bomb fell, because the Japanese had lost control of their own air.”
Gen. Dwight Eisenhower, for his part, stated in his memoirs that when notified by Secretary of War Henry Stimson of the decision to use atomic weapons, he “voiced to him my grave misgivings, first on the basis of my belief that Japan was already defeated and that dropping the bomb was completely unnecessary, and secondly because I thought that our country should avoid shocking world opinion by the use of a weapon whose employment was, I thought, no longer mandatory as a measure to save American lives…” He later publicly declared “…it wasn’t necessary to hit them with that awful thing.” Even the famous “hawk” Maj. Gen. Curtis LeMay, head of the Twenty-First Bomber Command, went public the month after the bombing, telling the press that “the atomic bomb had nothing to do with the end of the war at all.”
According to Manhattan Project scientist Leo Szilard, who met with him on May 28, 1945, “[Byrnes] was concerned about Russia’s postwar behavior…[and thought] that Russia might be more manageable if impressed by American military might, and that a demonstration of the bomb might impress Russia.”
C. Independent England 2015
The belief that Hiroshima and Nagasaki prompted Japan's surrender has given the atom bomb unique political potency. In fact, it was the threat of a Soviet invasion that made Japan capitulate
D. ABC Australia 2015
Hiroshima atomic bombing did not lead to Japanese surrender, historians argue nearing 70th anniversary.
Türk sağcı/solcu sitelerinde rastladığım ırkçılık yüzünden bir de benden bir ek: Sarı ırkların değersizliği de rol oynadı.
Öte yandan dünya nüfusu fazla arttı. Dengeleri sağlamak yüz yıl önceki 1,5 milyar nüfuslu dünyaya göre daha zor. Yukarıdaki örnekler daha az insanın ölmesini sağlayan tedbirlere methiye düzüyor. Bu açıdan bakınca acaba o tedbirler alınmasaydı bu hızla büyümeye devam edebilir miydik? diye sormadan edemiyorum.
https://arxiv.org/pdf/1505.04722.pdf
Kisaca, Taleb ve Cirillo (1) savas kaynakli siddet riskine naif (istatistik cahillikle) yaklasimin kuyruk riskini sistematik olarak azimsadigini, (2) kuyruk olaylari (yuksek ölümlü savaslar) arasindaki surelerin belli bir trendi takip etmedigi (yani ortalama araligin bilinen distribusyonu olmadigi, ya da 2000 yillik datadan cikarilamayacagi) sonucuna variyorlar.
Duz Turkce'yle, 70 yillik datadan 'ortalama siddetin azaldigi' sonucunu cikaramazsin. Daha dur hele, istatistiki anlam cikarmak icin yeterince zaman gecmedi demek. Anlasilmadiysa yapacak bir sey yok. Matematik bilmeyen yorum yapmasin. (Gecenlerdeki nukleer riskiyle ilgili yazida da ayni istatistik mantik hatasi vardi).
Gerçi işi risk almak olan adamlar bile anlamayabiliyorlar bu noktayi (daha dogrusu bazen anlamamak islerine geliyor). 2008'deki finans krizi boyle bir durumdu mesela. Millet CDO denilen (collateralized dept obligation) finansal enstrumanlarla riski dagitarak yok ettiklerini zannettiler. Ayni Pinker'in yaptigi hatayi yaparak bu tip riski gizleyen enstrumanlari 'credit rating' ajaslari AAA klasmanina koydular. Neden? Adam gecmis 10 yila bakiyor, buna benzer enstrumanlarin performansi nasilmis diye, "aaa nerdeyse hic biri patlamamis, demek ki saglam diyor." Halbuki, CDO riski gizlemekle kalmiyor, ayni zamanda sisteme yayiyor. 10-20 yil cok dusuk iflas oranlari gozleniyor, sonra biriken risk ve kotu kapital alokasyonu tek seferde sistemik kriz yaratiyor. Kalin kuyruk - ince kuyruk farkini anlamazsan yanlış risk alirsin.
Benzer sekilde, Amerikan hegemonyasi, kucuk lokal catismalari engelleyerek sistemik risk yaratmis olabilir. Ne demek? Bir sonraki catisma armageddon mu olacak, yoksa gercekten hegemon sayesinde refah ve baris donemine mi girdik, soylemek icin cok erken.
> Değil derseniz mahalleye veya şehre polis lazım mı sorusuna da cevap vermiş olursunuz, yanıtınızı bence ona göre iyi düşünüp verin
Bu tip sahte dikotomi safsatasini sik kullaniyorsun son zamanlarda hocam. Evrenselcilik nörotoksin gibi zahir, sofomorik hatalar yaptirtiyor. Yazilimcilarin kullandigi 'scalability' diye bir konsept var. Kucuk capta calisan cozumler, buyuk capta calisacak diye bir kural yok.
Burada ise sunu gostermis gorunuyor: "the hypothesis that the long peace was NOT a statistically established phenomenon and a mere statistical sampling error".
Ayakta alkislamak lazim tabi. Bu kafayla, 4 milyar senelik dunya tarihinde 2 milyon senelik gecmise sahip zeki yasamin istatistiksel hata oldugunu ve anlamli bir istatistiksel sonuc elde etmememiz icin beklememiz gerektigini ispatlayacagi gunleri bekliyorum.
Burada ise sunu gostermis gorunuyor: "the hypothesis that the long peace was NOT a statistically established phenomenon and a mere statistical sampling error".
Ayakta alkislamak lazim tabi. Bu kafayla, 4 milyar senelik dunya tarihinde 2 milyon senelik gecmise sahip zeki yasamin istatistiksel hata oldugunu ve anlamli bir istatistiksel sonuc elde etmek icin beklememiz gerektigini ispatlayacagi gunleri bekliyorum.
Yuksek ölümlü olaylar icin kitlesel imha silahlari gerekmiyor. Burada bakilan kriter ölüm 'oranı', ölüm sayisindan ziyade. Yorumundan ve bistro'nun yorumundan istatistiki noktanin anlasilmadigi anlasiliyor. Daha basit açıklayayım.
Diyelim Kevin Durant'in önümüzdeki maç kaç sayı atacağı ile ilgili bahse girecegiz. Bahsi basitlestirmek adina, "30 sayidan az mi atacak, cok mu atacak" seklinde yapalim. Bahis oranlarini hesaplamak icin Durant'in skor/maç distribusyonunu cikarmak istiyoruz. Durant'in kac maçına bakmamız lazım? 1 mac? 2 mac? 30 mac? Diyelim ilk maci izledik, Durant 10 sayi atti. Bu 10 sayi Durant'in skor/mac distribusyonunda nereye denk dusuyor? Ortalama mi, ortalamanin altı mı, ortalamanın epey altı mı? Ortalamanın altıysa kac standart sapma altı? Kevin'in distribusyonu nasil bisey?
Peki diyelim olasiligini bilmedigin, cok ender gerceklesen olaylarin risk analizini yapmak istiyorsun. Risk kuyruktan geliyor yani, ortalama olaylardan degil. Toplumsal çöküşlü, buyuk ölümlü olaylar riskin 'kuyruktan' yani distirbusyonun ekstrem kısmından geldiği olaylar. Taleb'in gosterdigi sey su: 70 senelik dataya bakarak söz konusu riski tahmin etmek, bir maçın 5 dakikasına bakarak Kevin Durant'in maç başına attıgı ortalama sayıyı tahmin etmeye benziyor diyor. Hala anlaşılmadıysa yardımcı olamayacağım, kusura bakmayın. Papoulis'in ders kitabini öneririm. https://www.amazon.com/Probability-Random-Variables-Stochastic-Processes/dp/0071226613/ref=sr_1_1?ie=UTF8&qid=1490711728&sr=8-1&keywords=papoulis+probability
Libgen'de korsanını da bulabilirsin pahalı gelirse.
Bistro,
Iki derin nefes al, sonra Black Swan'i firlattigin yerden geri kaldirip tekrar okumaya basla, zira, kitabi anlamamışsın.
3 milyar yillik evrimin ilk defa alet kullanan canlilar uretmesi konusu da tam olarak Taleb'in bahsettigi kalın kuyruklu distribusyona sahip olaylardan. "Diger gezegenlerde, Samanyolu'nda, Evren'de alet kullanan canli evrimlesti mi?" sorusuna o distribusyonu anlamadan cevap veremezsin. (bkz decidability). Taleb'in soz konusu olayı 'istatistiksel hata' olarak yorumlayacagi tahminin tam olarak Taleb'in argumanini anlamadigini kanitliyor. Taleb'in argumaninin sonucu, 'alet kullanan canlilarin evrimlesme olasiligini' tek data'lı sample'dan istatistiksel olarak çıkaramayacağındır, ki onu soylemek icin Taleb'e bile ihtiyacin yok, data science 101 soyler bunu sana. Demek ki data science 101 anlamadan yorum yapiyorsun, ki ne demistim basta: matematik bilmeyen yorum yapmasin.
bencr bakis acisini degistirsek yeterli, bu insan irki savasarak evrimlesmedi mi, savasmak yoketmek dogasi degil mi. oyle ise neden ve nasil savastigi degil, neden ve nasil baris halinde kaldigina kafa yormali. her ihtiyac veya guc ortami olustugunda insanlar birbirini oldurmus, baris donemleri ise kayiplarin travmasini onardigi, guc topladigi, yeni nesillerle toplumsal hafizayi sifirladigi zaman dilimi yalnizca.