Durali Baba türbesi Kızılcahamam’ın Yıldırımören
köyünde. Yılın belli günlerinde çocuğu olmayan yahut çocuğunu düşüren kadınlar
toplu olarak ziyaret eder, topluca ilahiler okuyup topluca yemek yerlermiş. “El
Almış” denilen bir kadın töreni yönetir, elleri bir poşuyla bağlanan ziyaretçi
dua ederek türbe etrafında üç kez dolanırmış. Sonra türbedar tarafından ziyaretçinin
sırtına tokmakla hafifçe vurulur (Fifty
Shades of Tomb?), bilahare hayvan adanırmış. Doğan çocuğa erkek olursa Durali, kız
olursa Aliye ismi verilirmiş. Durali, yani “ölme, kal Ali”.
Türkiye’de on bine yakın
Durali var, neredeyse hepsi Kızılcahamam ve komşu iki üç ilçeden (Çamlıdere,
Gerede). Aliyeler bu bölge ile sınırlı olmadığından onların sayısını kestirmek
güç. Ama belli ki ziyaret işe yaramış.
*
Sumru, 975 kişi, şehirli kadın adı. Cem Dilçin’in
sözlüğüne bakıyoruz, “Kumru adı örneksenerek yapılmış bir ad” demiş, elbette o
sözlükteki çoğu bilgi gibi uydurma ve yanlış. Biraz edebiyat yalamış herkes
bilir: Abdülhak Hamit’in 1881 tarihli Eşber piyesinde Sumru, Pencap
kralı Eşber’in kızkardeşidir. Abisinin düşmanı olan Büyük İskender’e aşık olur,
vatana ihanetten idam edilir. İskender Eşber’i yenip Pencap’a girince Sumru’nun
asılı cesediyle karşılaşır. Aristo’ya dönerek “Risto bu nedir?” diye sorar.
Filozof, ölümsüz repliği yapıştırır: “Zafer, veya hiç!”
Daha evvel Türkiye’de
duyulmamış olan bu Hint prensesi adını Abdülhak Hamit nereden bulmuş peki? İşin
o kısmını araştırmaya kimse çalışmamış görünüyor.
Oysa Hindistan’da İngiliz
egemenliğinin kuruluş dönemini okuyanınız varsa cevabı bilirsiniz. Meerut
sultaniçesi Begüm Sumru, 1778’den 1836’ta 58 sene boyuna Delhi yakınında
zenginliği dillere destan bir devletin sahibi. Gençliğinde nauç, yani pavyon
rakkasesi imiş. Delhi sultanı Alemgir Şah’ın Alman kökenli bir paralı asker
olan başkomutanının önce metresi sonra karısı olmuş, Katolik dinini benimseyip Johanna
Sumru adını almış, adam öldürülünce mirasına konmuş, 1803’te İngilizlerle savaşıp
yenilmiş, ama bir şekilde anlaşıp mülkünü korumayı bilmiş. Zekası ve
entrikalarıyla ünlenmiş, hakkında romanlar ve piyesler yazılmış.
Almanın adı Walter
Reinhard Sommer. Fransız egemenliğindeki Strassburg’da doğduğundan, Fransız
imlasıyla W. R. Sombre diye tanınmış. Sumru bu muhteremin soyadının Hintçe
telaffuzu. İngiliz tarihçilerinde hep Begum Sumru diye geçiyor.
Begüm Sumru (1753-1836) |
Ben bir tek meşhur tiyatro sanatçısı Sumru Yavrucuk'u biliyorum.
ReplyDeleteBu arada Begüm Sumru, bir crossdresser yahut drag queen falan mıymış acaba? Hani gençliğinde performans sanatçılığı icra etmiş de o bakımdan aklıma geldi.
Ayrıca bir Kemal Sunal filminde Şaban'ın aşık olduğu kızın adı Pemra idi. Bu isim bayağı aklıma takılır hala, manasını öğrenmek isterim. Sevan bey onu da araştırsanız...
"Durali" ismi benim zihnimde üç şeyi çağrıştırıyor,
ReplyDelete1) Levha ◇ Duralit Talaşların sıkıştırılmasıyla elde edilen planş.
2) Cam ◇ Duralex Hala cam işleri imalatı yapan tarihi Fransız cam şirketi.
3) Metal ◇ Duralumin Eskiden uçak füzlajlarının imalatında da kullanılan sert bir alüminyum alaşımı.
https://en.wikipedia.org/wiki/Sumru
ReplyDeleteÜstteki linkte Arapça olabileceğini anlatmış. Diğer bir teori de aslının Farsça Simru(gümüşyüz) olduğu.
Ayrıca kuş ismi, deniz kırlangıcı,
https://tr.wikipedia.org/wiki/Tepeli_sumru
https://tr.wikipedia.org/wiki/Küçük_sumru
https://tr.wikipedia.org/wiki/Sumrugiller
Sevan abi, guzel hikayeymis. Yalniz Ingilizce ve Almanca wikipedia'ya gore elemanin adi bi Fransiz subayin yazdiginin disinda Walter Reinhardt (ya da bi versiyonuymus). Sombre muhtemelen Fransa'da birilerinin taktigi lakapmis. Bildigin Kara Walter Pasa yani.
ReplyDeleteDurali isminin Dede Korkut'taki Kan Turali ile alakası olabilir mi acaba? Malum eski Türkçede Durmuş → Turmış, Dursun → Tursın şeklinde telaffuz edilirmiş.
ReplyDeletehttp://tdk.gov.tr/wp-content/uploads/2014/09/1999_08_05_Duymaz.pdf
Benim aklımdaki soru ismin kökenine bir hint prensesinin ismi mi diyeceksiniz yoksa yaz (sommer) manasına mı geliyor diyeceksiniz. Demek istediğim ismin çıkış yeri mi yoksa çıkış yerinin etimolojik kökeni mi
ReplyDeleteMartıdan ufakça bir deniz kuşu var sumru diye. Sevimli de bir hayvandır. Ben ondan geliyor zannediyordum hani "minik kuşum minik sumrum" der gibi. İlginç.
ReplyDelete