Dini törelere ve çeşitli
toplulukların “kutsal” saydığı kültürel davranışlara meraklı olduğumu
bilirsiniz. Sadece “merak” değil, ciddi bir duygulanım da var içinde. Birkaç
yazımı okuyan bilir.
Töresel davranışların
duyurulması, ya da göz önünde yapılması beni rahatsız etmiyor. Hindistan’ı
bilir misiniz? Günün belli saatlerinde tapınaklardan koro halinde ilahi sesi
yükselir. Hint kentlerinin kaosu içinde, uzaktan, belli belirsiz o sesi duymak
bana iyi gelmişti. 2004’te Jaisalmer’de benden daha radikal kişilerle uzun uzun
bunu tartışmıştık diye hatırlıyorum. Şimdi oturduğum yerde de pazar günleri
bazı kiliselerde çok düşük sesle ayini dışa veriyorlar. Yel estikçe o sesin
kulağa çalınması güzel bir şey. Dünyada her şey günlük hayatın adiliğinden
ibaret değil duygusu verir insana.
İslama karşı önyargılı
mıyım? Biraz sanırım evet. 60 sene, unut onu 1400 sene, İslam’ın hoyrat ve
tehditkar söylemine maruz kalırsan sempatin aşınıyor biraz. Ama yine de Hindistan’da,
Etiyopya’da, Sri Lanka’da çarşı yerinde kulağıma çalınan – unplugged,
hoparlörsüz – ezan pekala sevindirir beni. Çölde gözlerini yumup türkü söyleyen
bir adamın sesi. Tanıdık bir ses. Güzel.
Mesele hoparlördür.
Hoparlör devreye girdiği anda yapılan şey “ibadet” değildir artık. Töre de
değildir, gelenek de değildir. Meydan okumadır. “Kamu alanı benim malımdır”
diyor, “hiçbir şey yapamazsın, burada söz hakkın yok.” Kaçınılmaz bir mantıkla
gitgide volümü yükseltiyor. Kamu alanını işgal edersen insanlar evlerine (ya da
köylerine) kaçarlar. İç kalelere çekilirler. O direnci kırmak için saldırının
dozunu artırman gerekir. Evlerin kapılarından, pencerelerinden içeri sızman
gerekir. En ücra köye en yüksek ses düzenini kurman gerekir. İnsanlara kaçacak
yer bırakmaman gerekir.
Saldırıdır. Savaştır.
Bertaraf edilmesi lazım.
peki ya ilk hoparlörün 1948 yılında chp iktidarında camilere sokulmasına ne demeli? hem de zamanın diyanet işleri başkanı'nın muhalefetine rağmen...
ReplyDeletehttp://www.ekrembugraekinci.com/mmakale.asp?id=162
O yazıda öyle birşey yazmıyor, hele bırak kendisini, CHP'nin ima yoluyla bile ismi geçmiyor. Nerenle okudun??..
Delete" 1948'de ezan için ilk hoparlör Mısır İskenderiye'de kullanıldı " demiş yazıda, o kadar.
Sevan hocam Siz gezip gören birisiniz .Merak ettiğim Şu , Avrupa ülkelerinden birinde caminin hoparlorunden çıkan sesten rahatsız olup hukuken yasal yollarla hak arayan ınsanlar varmı . Hukuk bu gibi vakalarda nasıl bir yol çiziyor cevaplarsaniz makbule geçer sevgiyle..
ReplyDeleteAvrupadaki camilerde ezan içeride okunur. Fransa'da yeni yapılan Marsilya'da bir cami var, namaz vakitleri minaresinde mor ışık yanıyor, ezan falan yok.
DeleteEnteresan fakat Türkiye'deki kıdemli islamcılardan M. Şevket Eygi de bu hoparlörle ezan şiddetine adamakıllı karşıdır. Hep yazar mesela, "60 larda 70 lerde başladı bu 95 desibellik ezan zulmü" diye. Zaten o cenahtan, ondan başka karşı çıkan yok gibi. Osmanlı devrinde sela, cami içerisinde okunurdu. Şimdi Türkiye'de selayı da hoparlörle dışarı veriyorlar.
ReplyDeleteTabi bir de ezanın (selalar hariç) günde 5 defa okunması işi var. Haftada bir veya günde bir kez okunsa daha sevimli olurdu belki, bilmiyorum. Yalnız sabahın beşinde hava daha karanlıkken bangır bangır okunursa, camiye gitmeyenleri oldukça rahatsız eder.
ReplyDeleteMuhtesem bir ozetleme.
ReplyDeleteCamiye yakin oturuyorum ve 110 db in uzerinde ölçtüm hoparlör sesini. Ve bu gunde 5 kere ve yaklasik 5 dakikadan 25 dakika suruyor. Dunyanin en estetik sesi, tinisi da olsa, her gun 25 dakika 110 desibel kalitesiz hoparlorlerden sokaga yayinlanmasi akil alir sey degil. Kaldi ki estetik bir ses de yok, dil de yok.. Bu din degil, kültür degil, ne olabilir bilmiyorum. Buna maruz kalan muminlerin sagir olmalari ya da gercekten musiki olarak hic bir estetik gelismisliklerinin olmadigini yakinen biliyorum.
Bu vatan uzerinde ezanlar dinmez, sozunden tek anladiklari bu.
Merhaba Sevan Bey. Her yazınızın altında, yazının whats app, twitter gibi çeşitli sosyal medyalarda paylaşılmasını sağlayan tuş ikonları olsa, böyle faydalı yazılarınız daha yaygın bir şekilde paylaşılabilir.
ReplyDeleteLaik Kemalistlerin,Müslümanlara aşırı hor bakmaları yüzünden, maruz kalıyoruz her Cami'den ayrı gürültülü ezan sesine, Yalan mı he ey zalim Kemalistler. Müslümanlar, Kemalistlerin inadına böyle yapıyor.
ReplyDelete