Sunday, March 17, 2019

Kafa nasıl yenir?

Aralığın yirmilerinde Yer Adları’nın bibliyografyasını çıkarmaya giriştim. Üç beş günde yaparım diye düşündüm. Tam üç ay sürdü. Üç ayın bazı günlerinde on beş saat masadan kalkmadığım vakidir. Toplam net nesai 400 saat olmuş mudur? Olmuştur sanırım.
Toplam 561 parça kaynakça çıktı, bazıları yüz küsur paftalı harita, 10-15 ciltlik seri vs. Direkt alıntı yapmadıklarımı saymadım. Bir tek alıntı yaptıklarımın çoğunu da yeniden arayıp bulmaya üşendim. İlk zamanlarda (2010-2011) kaynakça konusunda özensiz gitmişim. O kayıtların kaynağını (sekiz yıl sonra, yeniden) buluncaya kadar akla karayı seçtim. Bazılarını bulamadım. Bulamadıklarımı başka kaynaklardan belgelemek için uğraştım. “Filan köyün adı 15. yy’dan önceki hangi kaynakta anılmış acaba” diye aramak nasıl bir karın ağrısıdır, bilir misiniz?
Güvenilir olmayan ikincil kaynaklardan (özellikle internet geyiklerinden) derlediğim bilgilere kaynak göstermedim. Mümkün mertebe bunları tasfiye ettim. Bulabildiklerimde güvenilir (birincil) kaynağa indim, yoksa “böyle diyorlar da Allah bilir” anlamına gelen bir işaretle yetindim.
Özellikle Türk fethi öncesine ait isimlerde ikincil kaynaklara güvenmemeyi öğrendim. 1322 adet Yunanca, 394 adet Ermenice, 44 adet Süryanice fetih-öncesi yer adını üşenmeyip teker teker asli kaynaklardan çek ettim. Neyse ki copyright-öncesi çağlara ait metinleri internette bulmak kolay. Yakın tarihli kaynaklara başvurmam gerektikçe intellectual property yasalarını çıkaranlara da, Brill ile OUP’e de salladığım küfürleri burada söylemesem daha iyi.
İşin özeti şu. “Falan yerin eski adı şuymuş” bana artık bir şey ifade etmiyor. 1. Hangi tarihte öyleymiş? 2. Ne malum? “Dedelerimiz öyle diyor” ancak delil başlangıcıdır. Sağlam kaynak görmeden inanmam. Çaresiz kalırsam onu da aktarırım gerçi, ama rivayettir diye belirtirim.
Taradığım kaynaklar eski ve yeni yazı Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, Latince, eski ve yeni Yunanca, eski ve yeni Ermenice, hatta Bulgarca (bir adet 1913 basımı Trakya haritası) ve Arapça (İbn Xurdazbih’in hiçbir modern dile çevirisini bulamadım, mecburen de Goeje’nin 1883 basımı Arapça neşrini kullandım). Erkanı Harbiye Reisliği ile Milli Müdafaa Vekaletinin 1909-1926 arası çıkan 1:200.000 paftalarının doksan tane kadarını bulabildim (hepsi 110 küsur tanedir), tümünü didik didik taradım, yazım hatalarına kadar not ettim.
Bu yelpazede bir işi yapabilecek başka kim var dünyada bilmiyorum. Hele Samos’un dağındaki Pagondas köyünde oturup yapacak çok kişi çıkmaz herhalde. Ekip çalışması olsa tabii daha iyi olurdu. 2011-12’de TESEV’e önerdim, bir Osmanlı tahrircisi, bir Bizantolog, bir Hititolog filan olsa, bir iki üniversiteliye tez konusu verilse desteklemez misiniz dedim. Olmadı. Ekip işinde pek becerikli değilim sanırım.

Dün o iş bitti. Biraz dışarı çıkıp hava almam lazım.

6 comments:

  1. Erkanı Harbiye Reisliği ile Milli Müdafaa Vekaletinin 1909-1926 arası çıkan 1:200.000 paftalarında Bolu-Düzce var mı? varsa bir kopyasını alabilir miyiz? gutej@yahoo.com

    ReplyDelete
    Replies
    1. Maalesef yok. Siz bulursanız ben alayım. Düzce-Hendek Çerkes köyleri büyük dert.

      Delete
  2. Sevan bey hayranım demene gerek yok artık galiba. Motivasyonu ve enerjiyi nereden buluyorsunuz? Ciddi olarak merak ediyorum. Bu azminiz ve titizliğiniz benim için büyük bir ilham kaynağı.

    ReplyDelete
  3. Emeğinize sağlık,ne denir başka.basılırsa alırız.

    ReplyDelete
  4. Bizde kurumlardan bi şey çıkmaz. Büyük çalışmaları bireyler yapar. TDK 2013 yılında Etimoloji Sözlüğü basacaktı. Bekledik, hâlâ basacak.Niye basamadı bilmiyorum. Dil Kurumunun yapmadığını üniversite mi yapacak.

    ReplyDelete