Azar azar geliyor nedense.
Çöp
Her yer çöp. Köyler,
sokaklar, çarşılar, tarlalar, caddeler, kanallar adam boyu çöp yığını. Odaklanınca
fark ediyorsun ki çöpün üçte ikisi plastik, birazı da alüminyum kola kutusu,
çerez paketi. Allahın çölünde uçuşan naylon poşet tarlaları, kilometrelerce.
Peki Mısırlılar pis. De,
bu pisliği insanlığın başına musallat eden kim? Kibar muhitlerde çöpünü özenle
ayrıştırıp plastik poşete de beş kuruş vergi koyunca suçun affedilmiş mi oluyor?
Mısır’ın çöplüklerinde
ben şahsen kapitalizmin iflasını gördüm. Yahut kapitalizm demeyelim isterseniz,
kâr kırbacıyla bu atın sonsuza dek yürüyeceğini sanan gaflet ideolojisinin.
*
Eskiden de çöpü sokağın
köşesine boca ediyorlardı herhalde. Organik çöp bir şekilde erir, böyle bir
milli afete dönüşmez sanıyorum. Nüfus da bugünkünün yirmide biriyse sıkıntı çok
büyümeye fırsat bulmaz.
Çoğu eski toplumda çöpün
çaresi domuzdur. Köyün domuzları gün boyu eşelenir, organik çöpü etkili bir
şekilde risaykıl eder. Domuz nimetinden mahrum olan İslam ülkeleri nasıl
çözmüşler problemi acaba?
At
İlk gün Mısır
Müzesindeyken fark ettim, Antik Mısır ikonografisinde at yok. Zengin görsel
repertuvarı olan bir sanat geleneği, her türlü hayvan var, sığır, aslan, koç, köpek,
şahin, timsah, ibis, bok böceği istemediğin kadar. Karıncayiyen bile var. Ama
at yok.
Acaba atı tanımıyorlar
mıydı diye aklıma düştü. Yok: en geç Yeni Krallık devrinde (MÖ 1600) firavunun
atlı savaş arabaları meşhur; İran’dan, Anadolu’dan at ithal etmişler. Ama –
mesela çağdaş Asurluların aksine – at ve at arabası çizmemişler.
Neden? Çünkü Mısır sanatı
bir ritüel sanatı. Üç bin küsur yıl boyunca asla değişmemeyi ilke edinmişler. Ta
Yunan egemenliği çağında (MÖ 200ler) yaptıkları tapınaklarda bin yıl öncesinin
tarzını, kıyafetlerini, yazı formlarını, dualarını aynen tekrarlamaya özen
göstermişler. Çünkü zamandan bağımsız, mutlak bir hakikat alemini
anlattıklarına inanmışlar. Eğer yenilik varsa – mesela tanrı Amun MÖ 1500’lerde
tanrı Min’in özelliklerini yüklenip koç boynuzuna kavuştuğunda – ancak alim ve
arif olanın anlayacağı ince detaylarla ona değinmişler. Günün modalarını ve çağın
teknolojisini küçümsemişler. Yunan usulü sandaletin harcıalem olduğu bir çağda dahi
tanrılarını her zaman yalınayak resmetmişler.
At Orta Asya’da MÖ 3500’lerde
evcilleştirildi. Ortadoğu’ya MÖ 2200’lerden önce pek gelmemiş görünüyor.
İkonografinin oluştuğu çağda eğer at yoksa, sonradan çıkma bir şeyi neden kutlu
sanatına ekleyip murdar edesin?
Bugünkü Müslümanların dünyayı
1400 yıl önce dondurma arzusuna bir de bu açıdan bakın isterseniz.
Mısır Müzesi'nden enstantaneler
1-2 sigara parası bağışlayacam da patreondan yapmak istemiyorum. Ne olur ne olmaz. Youtube katil düğmesini aktiflestirin daha efektif ödeme sağlıyor daha kullanisli
ReplyDeleteMisir hükümeti 2017 yilinda sanirim, Siemens'ten dünyanin en büyük dogalgaz cevrim santrali olacak bir siparis etmisti. Akdeniz'de bulduklari gaz ülkenin cehresini degistirecek denmisti. Santrali bitirmisler:
ReplyDeletehttps://press.siemens.com/global/en/feature/completion-worlds-largest-combined-cycle-power-plants-record-time
Cöplerin imhasi icin de ayni firma copten elektrik üreten santraller kuruyor. Yani bir kere para akmaya basladi mi, bu sorunu da cözececeklerdir saniyorum. Kapitalizmin- en azindan bu sorununu- yine kapitalizm cözecek gibi görünüyor.
At konusunda yanılıyorsunuz hocam. Mısır sanatında vardır. Bu işin zirvesi de II. Ramses'tir. Koca koca at arabasıyla düşmanı ezerken kabartmaları vardır. Şimdikiler nasıl kurtarma operasyonunu yüzüne gözüne bulaştırıp bir de zafer ilan ediyorlar, Ramses abi de yenilince bütün Mısır tapınaklarını zafer kabartmalarıyla süslemiş. Hemen hepsinde de savaşın merkezinde kendisinin dev savaş atlı bir figürü görülür.
ReplyDeleteHa eğer dini ikonografiden bahsediyorsanız ona bir şey diyemem.
https://www.molon.de/galleries/Egypt/AbuSimbel/Ramses/images01/26%20Wall%20carvings%20in%20the%20Ramses%20II%20temple.jpg
https://www.memphis.edu/hypostyle/tour_hall/ramesses_ii_scenes.php#:~:text=Ramesses%20II%20is%20perhaps%20best,of%20several%20temples%20throughout%20Egypt.
Adamlarda gıda bol, çöller ile istilan korunaklılar, binyıllara yayılmış bilgi birikimi var.
ReplyDeleteŞu hale nasıl düştüler öyleyse, normalde düşe kalka bir medeniyet seviyesini yakalamış olmalarını beklerim.
Neden sanayi devrimi buralarda gerçekleşmiyor da Avrupa da oluyor?
Bu adamların gafleti mi Avrupalıların marifeti mi ?
tahminen siyasal korku, ingiltere ada ülkesi olmanın hem avantajlarını hem de dezavantajlarını farkedip, asil sınıfı ve burjuvaziyi yasa şemsiyesi altında toplayıp, aynı şemsiyeyi emekçi ve fakir sınıfa monte edip, açmıştır, william blake, masumiyet ve deneyim şarkıları, amerika ve avustralya'nın hapishane, sürgün, serdengeçti startupları olması vb. fransa ada olmadığı için, sınır güvenliğinin mutlaklaştığı dönemlere kadar dinamizmini ve evrilme gücünü korumuş, ardından ingiltere gibi donuk zengin ve mutsuz bir cografya hâlini almıştır, abd de furyaya katıldı otuz senedir, bakalım çin baskısı avustralya'da ne sonuç verecek, coğrafya da zor oralarda.. doğu bu korkudan bir yere kadar uzaktı, zaten değişim tabanda kabullenilen ve beklenen bir durumdu, ancak batı ürünü pahalı satıp, hammaddeyi ucuz alabilmek için buralarda da kendinin karikatürü rejimler peydahlamaktan başka yol düşünemiyor.. e karikatürün karikatürü de komik değil, ancak acınası oluyor.
DeleteYine de Mısırlıların bu kadar çöple Batılılar kadar olmasa da baş edebilmesi gerekirdi, edemiyorlarsa bu Batılılardan çok Mısırlıların suçudur. Ama konu hakkındaki genel yaklaşımınıza katılıyorum, insanlık dünyayı çok hoyratça kullanıyor ve nüfus olarak da aşırı artmış durumda.
ReplyDeleteTeşekkürler
ReplyDeletesevan baba, bu gezi işleri nasıl ucuza getirilir onu anlat. otostopla belki idare ederiz de, özellikle konaklama. cepte iki üç yüz dolarla anca giderim oralara rezil olurum. evde zeytin yok.
ReplyDeleteBenim geldiğim orta anadolu köyünde eskiden bir köşede küllük denilen büyük bir çukur vardı. Köy halkı tabii o zamanlar organik olan çöpünü buraya dökerdi. İçinde de tavuklar kediler köpekler eşelenir dururdu.
ReplyDeleteDoğrudur. Tavuklar varken mutlaka başlarında biri duruyordur tabii. Kümesin dışında başıboş gezen tavukları yırtıcı hayvanlar yer zira. Babamın köyünde yeterince korunaklı olmayan kümeslerin içindeki tavukların kafalarını yediklerini bile bilirim.
DeleteSevan bey
ReplyDeleteEvangelinos Misailidis'in 1871'de yazdığı "Temaşa-i Dünya ve Cefakâr u Cefakeş" adlı romanı, gözden geçirilerek Şubat 2021'de yeniden basıldı:
https://www.yapikrediyayinlari.com.tr/tamasa-yi-dunya-ve-cefakar-u-cefakes.aspx
Robert Anhegger ve Vedat Günyol'un 1988'de Türkçe'ye çevirisi esas alınarak 2021'de güncellenip, eksiklikler-hatalar düzeltilip basılmış.
Bu kitabı okumuş muydunuz, bilginiz var mı?
Bilgim var tabii, ama okumadım. PDF'i olan varsa makbule geçer.
DeleteSevan bey
DeleteKitabın güncellenerek Şubat 2021'de YapıKredi Yayınları'ndan çıkan baskısının PDF formatına telif yüzünden ulaşmak (şimdilik) mümkün değil.
1988'de Cem Yayınevi'nden çıkan baskısının PDF formatını indirmek için aşağıdaki adresleri kullanabilirsiniz.
Not: Adreslerde virüs & trojan YOK, müsterih olunuz. Tıkladığınızda eğer reklam (advertorial) sayfaları çıkarsa bunları kapatıp, indirme (download) butonuna ulaşabilirsiniz.
Kapasite: 42,75 MB
Seyreyle Dünyayı (Temaşa-i Dünya ve Cefakâr u Cefakeş)
Evangelinos Misailidis
Cem Yayınevi, 1988
mediafire üzerinden indirmek için:
https://www.mediafire.com/file/ionpqmdhdeh5vjb/Evangelinos+Misailidis+Seyreyle+D%C3%BCnyay%C4%B1+Cem+Yay%C4%B1nevi.pdf/file
yandex üzerinden indirmek için:
https://yadi.sk/i/UJ6Z6XLOQ0f9LA
Mısır'ın geleneksel binek hayvanı, çöle ve susuzluğa dayanıklı olan kanaatkar eşektir. At Mısır'a ilk defa Hyksos istilasıyla beraber gelmiştir. Malum, Doğudan süvariler olarak gelen bu Sami kavimleri, Yukarı(kuzey) Mısır'ı iki asır boyunca elde tutmuş, Firavun hanedanı Aşağı(güney) Mısır'a çekilmiştir. Hyksosların hakimiyeti sona erince, ata rağbet bitmiş, eşek tekrardan rağbet görmeye başlamıştır.
ReplyDelete@Derdo
DeleteMısır terminolojisinde Aşağı Mısır Kuzey Mısır, Yukarı Mısır Güney Mısır'dır, nitekim Hyksoslar Aşağı Mısır'da hakimiyet kurmuştur. Hyksos hakimiyetinin ne kadar sürdüğü tartışmalıdır, bir asır diyenler de var.
https://en.wikipedia.org/wiki/Hyksos
@Derdo
DeleteYusuf peygamberin yaşadığı devir hakkında İslam ulemasında konsensüs yok. Zaten Kuran'da konu hakkında verilen bilgiler tarih tespiti için kafi değil. Eski Ahit de işin içine katılarak bir takım tarih hesaplamaları yapılabilir, bu hesaplamalar pekala Hyksoslar devrine de işaret edebilir, fakat İslam ulemasının Eski Ahit'i baz alacağı su götürür.
@Derdo
DeleteEvet, bunları biliyorum. Zaten benim argümanlarımı destekleyen şeyler.